1 Kasım 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

1 Kasım 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hlll PAZAR OLA HASAN BEY Dilin kemiği yokmuş, - istedi- #ini söylermiş.. varsın kemiği Olmasın, Fakat her İstediğini Söylemiye kalkması bir hata de- il mi?.. Yalnız dilinin cezasını bülbül Mü çeker?.. Herkesin çektiği di- İinin cezası değil de nedir.. Allah kimseyi kimsenin diline Güşürmesin.. birinin diline düş- Mmektense, Adadaki dilden denize düşmek daha hayırlıdır.. Eskiler konuşulurken, dillerine firen takarlarmış.. fazla ileri Titmemesi için olacak.. Adını dil pelesengi koymuş- lar.. fakat ben buma sinirlendi- Üim kadar hiç bir şeye sinirlen em., Keşki bıraksalar da dilleri döndüğü kadar doğru dürüst ko- Buşmakta devam etselerdi daha İyi olurdu. İkide bir haşa humn- Tunuzdan, desturun, ondan sonra- tığıma efendim, binaenaley, bu- Bunla beraber, gibi kelimeler töyledikleri yüz kelimenin dok- Sanını değilse bile muhakkak Yetmiş beşini teşkil ederdi. Bir de Caba olarak karşılıklı kullanılan tlay alay estağfurullahı da hosa- dtacak olursak, insanın konuş- Maktan, yazı yazmaktan - töbel- İstifar edeceği gelirdi. Güya nezaket bunu emreder- Miş. Nezaketin de böyle nezaket- tizce kemirler vermesi — acayip değil mi?. Hokkabazin bir oyunu vardır. | lokkabaz çırağına öğretir.. Bir hüyük adamın yanında ne “söyle- Bilirse.. — Evet efendim, münasiptir #endim.. arada sırada; ne buyur- | diye- | Yünüz a benim — efendim, teksinl.. Diye.. Çırak bunu ez- rler.. Yerinde olsun, olmasın; — Evet — efendim tfendim arada sırada ne buy T- Bunuz abenim efendim diye tek- | Tarlayınca dinleyenler kahkahayla Rüler.. Fakat bu işi kendilerinde | defa yapmış olduklarını düşün- xzler.. Ben hir zaman uğraşmış uğ- "!mış fakat bu çeşit konuşmıya Bedense bir türlü muvaffak - ola- Mamıştım.. Başım ağrıyor, derken Üstünüze şifalar, bir hayvan ismi | Alarken, meclisten dışarı, bir dos- tundan behsederken sizden iyi | Olmasın demiye.. alışmak çok güç Telmişti. Lep derken leblebiyi anlı- Yamadığım gibi hap derken de, aj bunun burasını öğreneme- Bir gazetenin san'a! münasip | msından : BZT M v UusUunNLU Bir — lokantada oturuyorlardı. Mu> zik çok hazin bir parça — çalıyordu. Hasan Beyin yar nında karısı vardı. Parga — çalınıp bit- tikten sonra sordu: — Baktim çalgı devamn ederken dü- şyünüyordun? - Evet.. — Kim bilir ak- hudan ne güzel, ne yairane şeyler geç- miştir.. Muşikinin en bü- yük zevki de bu- dur, İnsan — dimlers ken kendinden ge- çip tatlı hayallere dalar, şimdi söyle bakayım, sen me düşünüyordun?.. — Önümüzde 9- turan kadının ek masları acaba haki- kİ mi, yoksa taklit mi dihe düşünü- yordum. v 1 Kânunusanide Terkos Belediyeye Devredilecek — Ne bekilyorsun Hasan Bey?.. — Yeni seneyil. — Demek bu sene sen de yılbaşını tes'it edeceksin? — Evat.. Terkos musluğundan su akar akmaz! Yo- Yo Salgını Devam Edigor Karı Koca Husan Bey bir dostünün evine xi- yalete çağrılımıştı. Davetliler arasında biraz hanımla yanındaki genç bir erkek Ha- san Beyin nazarı dikkatini — celbetti. 'Tanıyanlardan biri- me sordu : — Ba Hanımla bu Bey kimdir ? Onlar mı Ha- şan Bey, karı ko- cadır. Hasan Bey hanı- mi göstererek İlâve ekti: — Bön de ayni şeyi düşünmüştüm.. — Siz de görün- ©e karı koca olduk- Tarını anlamış mi- diniz? — Evetl.. — Hem bilseniz ne İyi bir karı kocadırlar. Yani kocaka: Ti rmı demek — isti- Yorsun? — Biletçi Efendi.. Bu tramvay na vaklt kalkacak? Yirmi dakikadır ayni yerde duüruyor. — Merak etme Hasan Bey... Mühim bir kaza falan yok. Bizim vatman ağa Yo - Yo oynamıya | - i 3 4 a | olmuştur. Ne çıkar efendim, doğru dü- rüst konuşalım kemiği dile sonradan pelesenk takmıya lüzum var miyal.. | “ Saksafon Motörün Ahengine — Aman şotör etendi Snumu akort edeyim.. | i A ÜY e araedk <0 olmıyan Başlar gider gürültü, Bak yine ye-yo diye.. Bu işin sonu kötü, Bak yine yo-yo diye., * Tramvayda — tünelde; Büyük, küçük ber elde, Ne olduk biz gör gel de. Bak yine ye-yo diye.. * Saydım evde tam elli, Dolu herkesin eli; Olmuşlar sanki deli Bak yine yöo-yo diye.. * Artık dedim elâman, Şaatimle durmadan; anor bizim oğlan Bak yine yo-yo diye.. * Başımızda şimdi. dert, Zannederim — nibayet;. Kopacaktır. kıyamet Bak yine yö-yo diye açılacakmış.. P.0.H.B. || Bir Hayvan Bahçes ——— - n | biribirinden yağlıca — bir | | dediklerini i rAçılacalrcm_—ış- : j ! Blmic a 4 mereğensanmesanıscın vessececesLeRASEERAEARAK Unutmamak İçin Iki genç sevgili istasiyonda ayrılıyorlardı. — İkisi de müteessirdiler. Tren hareket etti. Erkek istasiyonda kaldı. Genç kız bağrıyordu: — Beni unutma; beni unutma!.. Hasan Bey mütcessir oldu. Genç erkeğin yanına gitti., — Bak oğlum, sevişmek ne hoş şeydir.. beni unutma diye bağrıyor. Halbuki bunu söyle- miye bile lüzum yok. İnsan seve diğini hiç unutur mu?.. Genç, Hasan Beye cevap verdi.. —Tabil unutmam.. hem unut- mamak için ismini cep defterime yazdım.. Süt Meselesi — Hasan Bey sütçülerle inek- çilerin araları açılmış, inekçiler artık sütlerini sütçülere vermiye- ceklermiş. — Desene şimdiye kadar hiç olmazsa yarı yarıya su katılmış süt içiyorduk. Şimdiden sonra | inekçiler südü kesince bizde sütçü | lerden su katılmamış süte yerine, | süt katılmamış su alıp içeceğiz. Bir Yazı — Aman Hasan Bey al şu | gazeteyi, bak bir yazı var oku., — Nedir yazı?.. — Ser levhasını sana okuya- yım “ Ben olsam ne yapurdım?! ,, — Arkasını okumana lüzum yok hazret, ben sana söyliyeyim * Hiç düşünmez hemen gazeteyi kapardım ,, Yeni Ölçüler Hasan Bey evine dönerken bakkal yolunu kesti. — Aman Hasan Bey ne olu- yor, bizim bildiğimiz okka her yerde dört yüz dirhemdir. Şimdi bunu değiştiriyor yerine kiloyu kayuyorlarmış. Buna hiç Tüzum var mı? Yeniden masrafa girip kilo ölçüleri alacağız.. —Merak etme bakalbaşı bunun için masrafa girmezsin şu okka bir tartalım, ihtimal aşına aşına kendiliğinden - kilo —— — aa Gezeleler N Na — Hasan Bey duydun mu? Şehirde bir hayvanat bahçesi — Bari sokak küpeklerini de oraya toplasalar.. Hem biz rahat ederiz ham onlar. aa 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: