Bir Politika İğrençliği Son günlerde, Fransada bir tay- yare rezaleli patlak verdi. Memleke- tia iki büyük #ivil hava posta şir- ketinin erkânı, ötedenberi rekabet hizsile geçinemiyorlardı. Bunlardan birinin müdürü, öbürününkü aleyhin- de birtakim sahte vesikalar - tertip #tlrdi. Bunları elden ele gezdirdi., Nazırlara, meb'uslara, emniyeti umu- miyeye gösterdi ve beklediği netice | bâsıl oldu. Hava Nezaretinin müra- | €aali üzerina adliye harekete geçli. Kısa bir tahkik gösterdi ki bu kalar sahtedir, sureti maham uydurulmuştur. Bu sahtekârlığı pan adamlardan iki kişi yakalandı. Yine bu arada görüldü ki bu iki sahrekârın her ikisi de Fransız Em» niyeti Umumiyesine — mensupturlar. Derken iş büyüdü. Bu sahte vesika- ları elden ele dolaştıran zat te, ya- lan yere ve bilerek — sahtekârlik itbamında bulunduğu için mahkeme- ye verildi. Fakat iş bununla da kal- madı.Bu şirketlerden birinin sağ cenah, diğerlerinin de bugünkü iktibar mev- klinde bulunan sol cenah fırkalarile alâkadar oldukları anlaşıldı. Sahte | vesikaları elden ele dolaştiran şirket | sağ cenah mensuplarının elinde bu- | Munuyordu. Maksat öbür şirketi ba- ftarmaktı. Çünki işleri daha iyi gidi- | yordu. Bu bakikat, böylece, bütün Üür- | panlığile anlaşılınca herkeste derin bir hayret hâsıl oldu. Demek, mem- leketin iyiliğinden başka bir sal çalışmamaları lâzimgelen - politika lar, menfaat uğrunda, adi sahtekârla | rın yapabilecekleri işlere kadar tenez- | zül gösteriyorlardı? Efkârı umumiye- min bu heyecanı karşısında hükümette bir şaşkınlık hâsıl oldu. Çünki bu işl yapanların başında geçen kabi- nenin Maliye Nazırı Flander vardı. : Onun içindir ki iş, bir çıkmaza girdi. Eğer adli takibat devam edecek olursa, mütbiş hakikatlerin aydınlan- Mması çok mühtemeldir. Fakat hik- meti bükümet gayretile meselenin Örtban edilmesi de çok muhtemeldir. Bu hal, politikacılığın basit iğrenç- liklerinden sadece bir safhayı göste- | riyor, okadar. Süreyya Bulgaristanda Salıgın Tifüs Var Sofya, 31 — Bulgaristanın | mühtelif mıntakalarında — şiddetli bir üfüs hüküm sürmektedir. Beratzigovoo'nun 3500 — den İbaret olan ahalisinin 350 si has- tadır. Hastalık tevessü etmektedir. Payitahtın bütün hastaneleri Ağızlarına kadar dolmuştur. Ayni Yatağı birkaç hastanın birden "ıl ımıı ıknlıılıtüı Tİ.FRİKAN UMARASI l4 SON POSTA Alman -Fransız İtilafı Alman Başvekili, Bö yle Bir İtilâfın Oldugunu Söylüyor Mümkü Berlin 31 — Alman hükümet mebafili, Heriyonun nutku hak- | kında büyük bir sükünetle hüküm vermektedirler. Bu mebefil, Fransa Başvekilinin bu defa söylemiş olduğu nutkun son zamanlardaki nutuklarının — hepsinden — ziyade müspet noktaları ihtiva etmekte olduğu fikrindedirler. Alman mehafili, bir Fransız Başvekilinin ilk dofa — olarak Versay Muahedenamesinden ameli bir tarzda bahsetmiş olduğunu kaydetmektedirler. Bu hal müşterek bir müzakere imkânı hakkında daha nikbinane bir fikirde vermektedir. M. Heriyo nun nutkundan şu cihet — anlaşılıyor. teslihatın tahdidi hakkında diğer memleketler tarafından ileri sürü- lecek noktai nazarları — nazarı | itibara almıya her zamandan zi- yade âmade bulunmaktadır, Almanya, hukuk müsavatından başka birşey istememekte oldu- gunu ve hukuk müsavatı esasın- dan başka hiçbir esasa müste- niden teslihatın azaltılması bah- sinde müzakerata girişemiyeceğini bir kere daha tekrar eder. Alman - Fransız — İtllâtı Mümkündür! Berlin 31 — Alman Başvekili Fon Papen, bir Alman - Fransız itilâfinin mümkün olup olmadığı hakkındaki suale şu cevabı ver- miştir: * Ben bu itilâfın mümkün ve ayni zamanda arzuya şayan ob duüğu mütaleasındayım. Son se- bulunmak —hakkını — * meler zarfıada iki memlekel ara- | sında muğlâk bir halde bulunan | ve halli kabil değil gibi görünen birçok vahim meseleler, meselâ rehin ve tamirat meseleleri halle- dilmiştir. Millii müdafaa bahsinde hukuk müsavatı meselesini ayni şekilde halletmek neden dolayı mümkün olmasın ? Fransa, insan | hukukunun müsavatını ilân etmiş- tir. Bu müsavat, milletler arasın- | | yansının dürüp kaldığı ölü nokta- da kaide olmalıdır. Bu esas Üüzerine Fransa ile bir itilâf vücuda getirilmesi im- kânsz değildir. ,, Viyana Gazeteleri Ne Diyor ? Viyana, 31 Avusturya Meşhur Rus Edihi Maksim Gerkinin hayat romani — Türkçeye Çerirea: — Muvaffar Anderj Papa.. Anderj Papa Herkes hayretle susar ve ona bakarlar; fakat çamaşırcı kadin Sabırlı bir çehre ile anlatır: — O bu şarkıyı Kiather'den Ketirdi. Bunu orada çağırıyorlar! Böyle can sıkıcı iki veya üç a ziyafeti — vukubulmuştu. Sonra bir pazar günü, âyinden *onra saatçi yalnız başına bize :::: Yllın ıım;ını= cı::lıııııdı irtılmış bir bon ni Sökmek için anneme yardım ln'ı'lı- İ, Yordum. Birdenbire kapi açıldı, ! ninem — göründü. Yüzünden bir şeyden — korktuğu — O burada Varyal, Diye alçak bir sesle bağırdı ve hemen kayboldu. Annem kı- mıldanmadı, gözlerini bile kırp- madı. Kapı ikinci bir defa açıldı | ve kapı eşiğinde büyük babam duruyordu. Sabırlı bir çehre ile | dedi ki: — Varya, Üstünü başını geyin ve içeri gell. Asaem yeriadon kalkımadı ve | matbuatı, yeni Fransız plânını Çqk | M. Heriyo, | © Amerikada Cümhuriyetçi ve Demokrat partilerin, Reisicümhur İntihabına tekaddüm edon Demokratlar, namzetleri hediye ediyorlar. Cümhuri günlerde tertip btt sri propaganda ke volte fırkalarının — remzl fırkunın remzi de nalarından biriude: olan bir sepekr fildir. Açlık Vuruyuşçuleri Alınan Tedbirler Sa Sayesmde Nümayiş Büyük Bir Sükün İçinde Geçti Londra, 31 — Alınan ihtiyati îlıhyıh , tedbirler ve yağan şiddetli yağ- murlar — sayesinde “Açlık yürü- yüşçüleri,nin yaptıkları nlümayiş sükün içinde geçmiştir, Nümayi- şe 10 bin değil 2500 yoldaş iş- » — Tahrikâtçıların *“Haydi saraya gidip camı cerçe- veyi indirelim!, şeklindeki hitap- ları hiçbir. hareket uyandırma- mıştır. Saat ikiden itibaren birtakım kafileler, başlarında borozan ve tamburaları olduğu balde Mar- seyyez, enlernasyonal — marşlarını çalarak mütemadiyen gelmekte idiler. Heı Iıııfıleuın etrafında mn;;il bır ukıldc dırlar. Bu plân, Cenevre konfe- nın aşılabileceğini ilâve etmekte- dirler, italya Gazeteleri Roma 31 — Gazeteler, Fran- sız plânı bakkında çok ihtiyatkâr | bir Ksan kullanm 'ırlar. | hattâ onün yüzüne bile bakmadı: 'Neıeyd. Diye sordu.. — Gel hele Allah aşkına, hııçıhh etme!t O itibarlı ve san'atinde mahir bir adam, oğlu- ma da iyi bir baba olur !.. Büyük — babam — biç — itiyat Detmediği bir mülâyimetle konu- | şuyor ve elleri ile onun - sırtını anlaşılıyordu. | okşuyordu. — Bünun asla mümkün - ola- mıyacağını ben size evvelce söy- ledim ! Büyük babam anneme doğru | bir iki adım atlı, kör bir adam gibi önünde kollarını iki yana açtı eğildi, kısık ve tehditkâr | bir sesle dedi ki: — Gel diyorum, yoksa seni saçlarından sürer, zorla götü- rvürüm İ kıışılamakıı- süvari ve piyade polisler vardı ve dört yolun etrafında 3 veya | 4 kat polis kordonu vücuda ge- | tirülmlştir. Samiin kütlesinin iki vasfı vardı: Sükün ve şevk. Saat 4,30 dan itibaren kafileler bariz başlarında — müzikaları — olduğu balde civardaki büyük yollara doğru gitmiye başladılar. Saat Ste Tarafalgar Sguare'de Nelson abidesinin tunç aslanları- na tırmanan birtakım çocuklar ila birkaç yüz polisten başka | kimse kalmamı ti Londra 31 — burada şümulile ve cüretkârane mahiyetle hayret uyandırmıştır. Herkes bu plânın Cenevrede mü- him inkişaflara yol açacağı kana- atindedir. An'aneye tebean yeni hâdiseler karşısında intizar vazi- yeti alan İngiltere bu hâdisede | ge intizar vaziyetindedir. Annem: “Beni zorla mı götü- rürsünüz ?,, dedi ve ayağa kalktı. | j Yüzü bembeyaz olmuştu. Yarı kapalı gözleri korkunç bir su- rette kıpırdanıyordu, Seri bir iki hareketle ceketini ) ve etekliğini sıyırdı, yalnız bir gömlekle kaldı. Böylece büyük | babama doğru ilerliyerek dedi ki : — Hadi, şimdi götür beni! Büyük babam cehresi hiddet- ten bozulmuş: * Varvara giyin! ., | diye bağırıyor ve yumruğu - ile tehdit ediyordu. Ninem onu ko- | lundan çekti ve kapının tokma- ginı yakalıyarak : “ E, gidelim artık ! , dedi. Büyük babam he- yecandan kendinden geçmiş bir halde : “ Size lânet okuyacağım! ,, diye bağırıyordu. Benim korkum yok.1 Hadi K L yeniden teşekklil etti ve polis kıta- | atı arasındaki mevkilerine geçerek | |. Fransız plânı | Karilerimin Suallerine Cevaplarım “Kocam — maişetimi — temin edemiyor. Üç aydır ev kirasını veremiyoruz. Kocama git çalış diyorum aldırış etmiyor. Öyleyse beni bırak — diyorum — ona da İ wermiyor. Ben de çalışamıyacak kadar rahatsızım. No yapayım şaşırdım ?,, Kızım, Ev ikinizin malıdır. Onun kadar sen de çalışmıya mecbur- sun. Bugün kazanamıyor, diya derhal boşanma istemek senin haksız olduğunu ve yanlış —dü- şündüğünü ispat eder. Çalış bu defa da sen onu besle ne olur? * F. N. Hanıma: Sizinle evlenmek istiyen genç- le mes'ut bir yuva kurmak - sizin elinizdedir. Kadın erkeği istediği yola — getirebili.. Onu okutup kendi seviyenize getirmek bile | mümkündür. Yeter ki terbiyeli, kibar bir adam olsun, Külhanbeyi | falan olmasın. Bugünkü elim — hayatınızdan | biran evvel kurtulmak sizin için | şarttır. Onun için bence bu tek- lifi kabul ediniz. Hikmet | * Ankatada O, N. Bayat Mademki — sizinle — evlenmek istiyenlerden yalnız biri aradığı- nız evsafı haizdir, şüphesiz onu tercih edeceksiniz. Mazideki tec- | rübenizi öğreneceklerinden kork- mak çocukluktur. Bizde kadın erkeğin mazisini sormamayı nis- peten kabal etmiştir. Türkiyede böyle bir mesele yoktur. HANIMTEYZE — TAKVIM — Vel Teşrün - 23 - Ceme'ahar DA Ş18 - «sı| L se| y 014 47)| manc | Alman Hükümeti Ve İntihabat Londra, 31 — Royter Ajansı Alman intihabatı hakkında diyor ki: Fon Papen Şlayşer hükümeti, orta sımfın iş âleminde büyük bir teveccüh kazanmıştır. Zira bu hükümet iktidar mevküne gel gündenberi bir şeyler yapmış gil | görünmektedir. g İk wi n a2lı 50 | gidelim ?1. Annem kapıyı açtı. Büyük babam onün — gömleğine sıkıca | yapıştı ve dizöstü yere çökerek Mldıdı — Varvara, şeytan — alasıca karı ! Beni mahvediyorsun, beni rezil, kepaze ediyorsun |. Acı, zayıf bir. sesle soura iu- lemiye başladı : — Valde, valde!. Ninem annemin yolunu kapa- mıştı. Kümesten kaçan bir tavuğu kovalar gibi kollarını iki yana açarak onu odaya kışlıyor. ve dişleri arasından mırıldanıyordu: — Varjka, ne yapıyorsun ? Çıldırdın mı ? Hadi bakayım içeri utanmaz | ÇAzkaaı veri < e G e o '