' —17— MURL ENK Uzun Saçlı Billür Sesli Bir Ömrüm vefa ederse — öbür !ınııııı da alacağım ,, dedi. Bu nimetin şükrü — olmak Üzere adil ol, kimseyi öldürme,, Sevabını verdim. — “Vallahi ben kimseyi kasten öldürmem. Ancak Mücrime ceza veririm, elindeki 'l_llhı bana çevireni öldürürüm.,, diye haykırdı. Sonra benim yaşi- Mi sördü. “749 da — döğdüm, timdi — elli — dört yaşındayım,, dedim. Kadı Şerefettine de — s0- Tup - benden - bir yaş — büyük :ldİ" cevabını alınca gülümsedi, siz benim evlâdımın yaşlarında- Sınız, ben sizden büyüğüm,, de- Namaz vakti de gelmişti. Ezan #okunuyordu. Abdülcebbar imam Mevkine geçti, Temur da benim Yanımda yer aldı, namaz kıldık. bana ve kadı Şerefettine l.eııdi sof-asından yemek gönder- di, bizim istediğimiz yere gitmek- serbest olduğumuzu — tebliğ elti,. Timur, işte bu münakaşalarla Ve orduya hürmetsizlik göste- Ten adamları — cezalandırmakla Meşgul olarak Halepte bir hafta kadar oyalandı, oradan ma doğru yollandı. Mısır Sul- tanı Fereç te Şam. gelmişti. ihangiri kılıçla karşılamıya ha- Turlanmıştş. O, ilkin derviş k- Jafetinde bir elçi gönderdi. Bu tlçinin — yanında iki — delikanlı Yardı, Onlar, Timur ordusuna varıp elçi olduklarını, Misir sültanı- | l_ııı bazı sözlerini - bizzat kendi- Bine - tebliğe memur olduklarını Söyi i vakit herkeste bir hayret belirdi. O güne kadar Böyle kılıksız elçi görülmemişti. 1sir su'tanı gibi kuvvetli bir hü- dardan Timurun — bargâhına Bönderilecek sefirin muhteşem bir Maiyeti, atları, tahtırevanları ve atta muzikası bulunmak İâzım- gelirdi. Yine o elçinin, iki tarafın Fanına lâyık, hediyeler getirmesi ap ederdi. Halbuki “ Elçiyim ,, €n adam çulsuzua biri idi, ya- Stadaki delikanlılar da - alelâde klWerdi. h Bizzat Timur, keyfiyetteki gas "ı?!le kuyıtsız. kalamadı, kendi- Tihi alelâcele yanına getirtmedi, tÖzlerini dinlemiye yanaşmadı, bir Südır tahsis ederek orada — göz LüPsine aldı. Gerçi bu üç Kkılıksız SON POSTA TTTT UDN Yevnmi, «iyesi, Havadis ve Halk pazetesi ıdare; tanbuli Eski Zaptiyet Çülalçeyme sekağı 25- Telefont Istmdul - 20203 Ş'mı_ı kutusuz İstanbul - 741 Tolgrafi Istanbul SONPOSTA ABÖNE FİATİ — | TÜRKİYE ECNEBİ 1400 Kr. 1 Send 4300 f 7850.., GAy — 1400 , 406 . Sm B00 ,, 1Ğü D 1 çe 300 ,, Gelen evrak geri verilmez Mâanlardan mes'uliyet alınmaz *Evap için mekilipl ara (6) kürüşlük dül ilüvösi Tâzısıdır. Adres değiştirilmesi (20) kuruştur. Gazetemizde çıka Tesim ve yzıların Bütün hakları mablvz ve güzelemize alitir, . Ceylân adama elçi muamelesi yapmak elinden gelmiyordu. Fakat ken- dilerini geri göndermeyi de mu- vafık bulmuyordu, teenni göste- riyordu, Bununla beraber ordu Şama doğru yürüyordu. Oraya üç konak kala tuhaf bir bâdise oldu, deveye binmiş bir bedevi kızmın hayvanı orduya doğru sürdüğü ve arapça bir şey- ler haykırdığı görüldü. Timur da at Üstünden, onu görmüştü ve #Hile işaret ederek yanma geti- rilmesini emretmişti. Asker, saf- aralarından geçirdiler, Timurun yanına kadar yol açtılar. Kız, tihangirin huzuruna gelir gelmez deveden atladı, elinde tuttuğu kısa bir deyneği toprağa gömdü, , arapça bağırdı: — Ya emir, bu çukur meza- rim olsun, şu deynek te benim | ölüm olsun: Doğru söylüyorum. | Sana felâket müjdoliyorum. Azrail kapındadır ! Timur, arapça bilmezdi, lâkin bu arap kızının çok mühim şey- ler haber vermek istediğini sez- mişti ayni zamanda onun güze- liğine hayran olup kalmıştı. Kız hakiki bir ceylandı. Uzun saçlı , ve billür sesli bir ceylân! Gözle- rinde kızgın çöllerin güneşi yanı- yordu. Dudaklarında eşsiz bir | şarabin. kızıllığı titriyordu. Ren- ginde göz alıcı bir hususiyet vardı. Endamında kaleme sığmaz bir kıvraklık görülüyordu. Tevek- kül kadar güzel değildi, fakat onun kadar cazibeli idi. Aksak cihangir, bir anda ve bir lâhzada bu çöl kızının, yine o çölde sı- caklık gibi, damarlarına girdiğini görüyordu. Şimdi bütün ordu durmuştu, askerlerin gözleri hep birden hükümdarın bulunduğu noktaya çevrilmişti. Süvariler, — özengiler Üzerinde —yükselerek çöl İazını tarassut ediyorlardı. Ön binlerce göz, onun Üzerinde birleşmişti ve ©o tılısımlı bir miknatıs gibi koca kalabalığı cezbedivermişti. Timur, belki on dakika yarı vahşi güzel mahlüku gözden ge- çirdi, sonra bir tercüman çağırdı: — Bak, dedi, bu toy geyik ne istiyor? Yem mi, yuva mı, belleme mi? Tercüman — sordu ve cevabı Türkçeye çevirdi: — Bir fenalıktan bahsediyor, bir. tehlikenin size yaklaştığını söylüyor, bir sürü de andiçiyor! — Anlatsın bakalım: Tehlike neymiş, kendisi , anlamış? Kız, — şehinşal sorgularını kendi dilile dinledi, derin bir ah çekti: —Söylemem, birdenbire söyle- mem. İlkin Emir bana söz versin dilediklerimi yapacağına — yemin etsin, bana inan gelsin, o vakit bildiklerimi söylerim. Mühim bir hizmet mukabilin- de - olmasa da Timur, bu nefis mahlükun her — dileğini yerine getirecekti. Çünkü om beğen- mişti. Moğolistanda kambur tacir kılığı içinde Tevekkülü gördüğü dakikadaki iç buhranlarma ben- , 2er haletler geçiriyordu. (Arkası var ) aldığı — / SON “POSTA Yünanistanda iasî Vaziyet Karışıktır Yeni Bir Kabine Teşkil Etmek Bugün İçin İmkânsız Görülüyor Meb'us İntihabatını Yenileştirmekten Başka Çare Yoktur Atina 14 (Hu- susi) — Meb'u- san — intihabatı biteli yirmi beş gün oluyor. A- rada bu kadar bir müddet geç miş — olmasına rağmen kabine meselesi henüz halledilmemiş, yani — intihabat neticelerine müs- tenit yeni bir kabine teşekkü- lâü henüz müm- kün olamamıştır. Sebebi, — geçen mektubumda da izab ettiğim gi- bi, intihabatta reylerin fırkalar | arasında fazla inkısama uğrama- sıdır. Vaziyetin yeni bir intihaba doğru — istikamet aldığına dair geçen — mektubumda — dermiyan ettiğim tahmin gün geçtikçe ta- hakkuk edecek bir yol üzerinde yürümektedir. Reisicümhur M. — Zaimisin, memleketi yeni bir intihap sar- sıntısına maruz bırakmamak için fırkalar arasında bir anlaşma temin ederek bir kabine teşkili hususunda fırka liderleri arasında yaptığı teşebbüsler müspet bir safhaya girememektedir. Bunun sebebi fırkalar arasında mevcut olan mali ve dahili fikir müba- | yenetleridir. Cümhur reisinin, bü- tün fırkaların yardım ve iştirakile | bir (Milli Birlik) kabinesi teşki- line dair fırka liderlerine yaptığı tavsiyelere, " başta Venizelos ol- mak Üzere fırkaların çoğu müs- pet cevap vermişlerse de intiha- batta 91 meb'us çıkaran Çaldaris fırkası buna muvafakat etmemek- tedir. M. Çaldaris şu noktai nazarı ileri sürüyor: “ — İntihabatta — Venizelos, yani hükümet fırkası âkalliyette kalmıştır. Gerçi her fırkadan fazla (102) meb'us kazanmıştır. Fakat ona muhalefet eden diğer fırkaların — kazandıkları — meb'us adtdine — nazaran ıkılliyouediıı ve şu halde kabinenin istifası lâzımdır. Kabine istifa edince gıra, adet itibarile ikinci dere- cede meb'us çıkaran firkaya, yani bana geliyor. Şu halde parlâmentarizmin taamüllerine gö- re benim iktidar mevkiine davet edilmekliğim lâzımdır. Ben iktidar mevküne geldikten sonra eski kabineye muhalif partilerle uyuş- olursuNUZ. Âye edik samera, vükkeye takVİYE GÜ KSD Hdit ai A bavi Yüpe a Heprmci gö ye Z0 AD ga çataır. Farde serakltrde TUçet Yakında yeni bir Intihap mücadelesine sahne olacağı anlaşılan Atinadan bir manzara mak gayreti bana düşüyor. Uyu- iktidar — mevkiinde uyuşamazsam ben de düşerim. O zaman yeni bir vazi- yet hâdis olur ve ancak bu vazi- yet dahilinde yeni kombinezonlar düşünülebilir.,, Bu noktai nazar bir zaviyeden bakılırsa belki de doğrudur. Fa- kat Çaldaris fırkasının cümhuri- yet rejimini kabul ve tasdik etmesi henüz dünkü bir mesele- dir. Şifahi ve tahriri teminatına rağmen bu fırkanın i siyaseti henüöz lealbıî.h.::î:-.: miştir. Bu vaziyet karşısında bu Wğ-'w — Kü * ği ; M i nunlar — Adliyeye v görüyorsunuz. Yakalanan Hi Dünkü nüshamızda Asmaaltında « fırkanın tekbaşı- na iktidar mevkk ine — geçirilmesi biraz — ihtiyatsız bir hareket telâk- ki edilmektedir. Kaldı ki Çal- daris — fırkasının devamlı bir kabi- ne teşkil edebil- mesi birkaç fırka- mın müzaheretine muhtaçtır. Ve bu müzahereti — de min — edebilmesi de hayli müşkül ve hatta imkân- sız görülmektedir. Şu fhalde M. (Çaldaris)in böyle tutunamıyacağını - bildiği iktidar mevkiine sert bir benlik iddiasile gelmek istemesindeki sebep ne- dir ? M. Çaldaris iktidar mevkline geldikten sonra başka firkaları hafif tavizlerile ikna ederek yar- dımlarını elde edebilmesine inti- zar edebilir. Hulâsa, vaziyet ne olacak? Bir fırka tek başına kabine yapa- mıyor. Müşterek bir kabine de yapılamıyor. Bu vaziyetin varaca- ğt netice, ya hemen şimdi ve yahut bir müddet sonra yeni bir intihap icrasından ibarettir. Wf rsızlar bir birçok m:ı" yaj çetenin bütün efradının yakalandığını yazınıştı! İanan bu maz- erilmişlerdir. — Bi Birarada — resimlerini — burada WM 17 Teşrinievvel Pazartesi İstanbul — (1200 metre) 18 Müşerref Hanımın iştirakile alâturka sarz, 19,5 orkestra, S1 Hikmet Rıza H. ile arkar daşları tarafından koönser, 22 gramaolon. bükreş — (B94 metre) £0 Radyo Darülünunu, 20,40 gramofon, 21 sa- lon grkestrası, Belgrat —( 439 metre ) 20 Amanca ders, 20,90 gramofon, 21 opradan nakll. Roma— (4dl metrel 91 haber ve grar molob, 23,50 kitaplar ve muharirler, 21,40, hafif konser. Prağ — (488 metre) 20,03 Dıgilizce ders, *0,20 kitara konseti, 21 halk konseri, 21,15 gramofon ile daas ha- Kavalier d la rose opre- vaları tiaden B17 metre) £0 konfrans, Viyai 21 sobfoni, 22,15 dana; Peşte — (340 metre) S0 musahebe, 204i or<oatra, p Varşova — (1411 metre) 21415 Şopan K insarle i berli » 1015 metre ) 20,15 Köni- , erg'de .. vakli, Si Viyanadan naklan s.ulunl. 18 Teşrinievvel Salı a bul— (1200 mötre) 18 orkestra, Kemal Niyazi B. ile arkadaşları tara- frndan alâturka saz Seviha — Hanımın iştirakile, 21 taganni. ükreş —(8334 metre) 20 radyo Da- rülfününu, ” 20,40 Giardan'in — moşhur Audrea Şenier opreti. n — (480 metra) 20 Fransızca ders, S1 gramolon, 21,30 Zagroptan nakll KRoma — ( ddt metra) 91 habor ve gramolon, 21,40 karışık konser, 22,90 komedi, 23 şen gece, Prağ— ( 483 metrs ) 20 — gazote haberleri, 20,80 Millt tiyatrodun nakil, 3ç0 neş'e veren şarkılar. Viyana — (517 rans, Si halk kol 11,10 konle- B3 etoal- onferans, 20,70 upra ,15 günün haberlerin den mat. lik hakkında dan nakil, CAY melr> ) 8h balk Hf garcılar: k LİFkunsel”