Benim Delime Sö yleyiniz, İzzeti Huzurdan Kovdum Müsterih Olsun Bu Yıldız Sarayında Padışahın lltıfatına Güvenilmezdi Muharrirl X Her Hakkı Mahfuzdur —M44— Bu, şüphesizdi. Çünkü Yıldız sarayının — siyaseti, bunu iktıza ederdi... Bu sarayda, Padişahın ne gayzine ve ne de iltifatına hiçbir. güven olmadığımı herkes bilirdi... Abdülbamidin zâf dere- cesinde bir merhameti — vardı. Bazı hâdiseler ve şahıslar müs- tesna olmak üzere bu adam kim- seye karşi büyük bir kin taşıya- mazdı. ÂAyni zamanda mebzulen iltifatlarına garkettiği bir adama Okarşı da, tam manasile muhab- bet ve-teveccüh beslediği iddia olunamazdı. Abdülhamidin bu huyunu her- kesten daha iyi bilen İzzet Pa- şa, huzurdan kovulmasına — ve birkaç gün hünkâr tarafından çağırılmamasına rağmen, yözden tamamaen düştüğüne kani değildi. O, pekâlâ biliyordu ki hünkârı Fuat Paşanın takip edilmesi aley- hinde değil, bilâkis daha ziyade sıkıştırılması fikrindedir. Ancak Reşit Paşa beceriksizlik etmiş ve hiç yoktan böyle bir hâdiseye sebebiyet vermişti. Abdülhamit ise görültülü şeyleri hiç sevmezdi. Euna binaen hem işi Hünkârın istediği mecraya sokmak, hem de yine ( Huzuru Şahane ) ye sokul mıya bir vesile olmak için İzzet Paşa — derbal plânmi — değiş tirdi. Fuat Paşaya, daha kuvvetli bir yvasıta ile taarruza karar verdi ve bu karar neticesi- olarak ta Fehim Paşaya haber gönder- di, odasına celbetti. Fehim Paşanm, Fuat Paşa hakkındaki noktal nazarı esasen malümdu. Şimdi İzzet Paşa için yapılacak şey, Fehim Paşayı toş- €i etmek, onu daha büyük ihti- raslara — sevketmekten ibaretti. Buna binaen Fehim Paşa gelir gelmez, İzzet paşa uzun- ca bir mukaddemeden — sonra ona — gizli bir ittifak — teklif etti. Bu ittifakın esas maddeleri şundan ibaretti : 1 — Maksat, velinimetleri olan efendilerine arzı hizmetti. 2 — Fuat Paşa, Fehim Paşa taralından şiddetle takip edile- cek.. Ancak, Fehim Paşa verile- cek jurnalların mealinden İzzet Paşayı haberdar edecek. 3 — Ayni zamanda İzzet Pa- şa da Fehim Paşaya bazı jurnal mevruları verecek Fehim Paşa bunları da aynen hünkâra tak- dim eyliyecek. 4 — Fehim Paşanın bu sı- retle iştirakine mükâfat olmak Bzere İzzet Paşa Fehim paşaya peşinen bin lira verdiği gibi her ay da beşer yüz lira tediye edecek. Fehim paşa, bu maddeleri * kabul eder etmez, İzzet paşa derhal masasının — gözünü . açlı. İçinde beşer liralık bankanotlar- dan ıııhrekkep olan bln hrnlık | miş gibi titriyerek, derhal cevap zarfı Fehim paşaya uzattı. Fakat | verdi: bu banknot zarfının üstünde de bir jurnal müsveddesi vardı. Fe- him Paşa, bu iki cepheli muvaffa- kıyetten memnya bir — surette İzzet paşadan — ayrılarak — işine devam ederken, İzzet Paşa da boş durmuyordu. * Kendisine lâzım olan adam- larla, bir haftadan fazla dargur lığa dayanamıyan Abdülhamit, birkaç gün sonra İzzet Paşayı yine huzura istemişti... İzzet Pa- şanın ikinci defa huzura girdiği esnada Abdülhamide bir jurnal getirildi. Hünkâr, bu jurnalı oku- duktan sonra birdenbire telâşa düşerek: — Bak.. Neler oluyor da senin haberin yok... Galiba, Fuat Paşa ile barıştın.. Artık ondan hiç bahsetmiyorsun. Dedi. İzzet Paşa, Bunun ceva- bmı daha huzura girmeden hazır- lamıştı. Sanki Fuat Paşanın adı anıldığından dolayı mylorı' ürper- — Allah göstermesin, Efendi- miz... Hayatımı feda ederdim de, Öyle bir hain ile yüzyüze ge- mem, Sanki kulunuz, onun nelerle | meşgul olduğunu bilmiyor mw- — Fakat artık kulunuz, huzu- runuzda Fuat Paşa hakkında bir- tek söz söyliyemem. Çünkü ara- mızda o hâdise geçttikten sonra, söyliyeceğim sözlerin garerkâr- lığına atfolunacagından kurkarım. Maahaza bu adamın yüzünden, efendimizden de büyük bir haka- ret görmeme rağmen, yine mah-s za —efendimizin — selâmeti için Fuat Paşa ile meşgul olmaktan kat'iyyen — vazgeçmedim. — İrade lursa, şu son günlerde onun yaptıklarını birer birer arzedeyim. Dıyeıek Abdülhamidin elim jurnalın mealine mutabık bir şekilde, Fuat paşa aleyhinde birçok sözler söyledi. Abdülha- mit bunları dinledikten sonra, jurnalı İzzet paşaya uzattı: ( Arkası var ) İki Buçuk Yaşında Dev Gibi Bir Çocuk 50 Kilodur, Kendinden Ağırlığı Büyük Çocukları Çekiyor Bu resimde gördüğünüz çor cuk iki buçuk yaşında — küçük bir dev yavrusu gibidir. İsmi Eu- gen'dir. Ağırlığı 50 kilodur. Boyu bir — metreden fazladır. Kom- şular ona “Kuv- vetli Adam,, is- mini vermişler- dir. Çünkü dolu su kovasını taşı- yarak —annesine yardım eder. So- kakta 6-7 yaşında çocukları araba- ya bindirerek çe- ker. llk dünyaya geldiği zaman T kilo idi. İki haf- ta sonra 50 kilo oldu. Doktorlar ço- cuğu uzun uza- dıya — muayene etmişler, — ront- kemikle- diğer genle rini — ve azalarını - tetkik etmişler, fakat fevkattabia biçbir şey bulama- hoşlanır, Yalniz konuşması geç kalmıştir. Şimdi bu garip mahlük dok- | torların nezareti altında büyü- moktedir. Tışrihie;rvel 1 Bir San'atkârın İsveçe Dönüşü Hâdise Oldu Bütün Şehir Halkı Ke_ı'ı;lîsîni Görmek İstiyor, Fakat İmkânsız ! Oslodan ya- zıliyor : İktısadt buhran Ameri- kayı sıkıntılı bir vaziyete — soklu sokalı Yenidün- yadan Eskidün- yaya yeni muha- ceret başla- dı. Evvelce Amerika da para boldu. En büyük san'atkârlar, dok torlar, hatta âlimler hep oraya taşınıyorlar- dı. Parasır- hk başgösterdi. Şimdi birer bi- rer geri geliyor- lar, Fakat bundan dolayı — ziyanlı çıkan elbette ki Avrupa — değil dir. Geçenlerde Amerikanın ma- ruf tiyatro san'- atkârlarından Marya Solveğ'de işsizlik — yüzünden — Amerikayı terketti, kendi memleketi olan İsveço gitti ve mühim bir tiyat- roya güzel bir mukavele ile bağlandı. — Umumiyatle — şimal memleketlerinde, edebi eserlerde olduğu kadar tiyatroda müsteh- cenlikten kaçınılır. roda farla dekoite addolunabi- lecek bir elbise vaziyeti, o memleketler halkının vicdan ve şuuru yaratımışlır. Marya Solveğ, yepyeni bir âlemden geldiği için memleketin âdetlerine fazla uyabilecek vazi- yette değildi. Onun içindir ki, intisap ettiği tiyatro müdürüne rollerini yapmak — için tam bir hürriyet istedi. Müdür, biraz dü- şündükten sonra san'atkârın de- diğini yaptı. Ük temsili, bir delikanli ile karşılıklı olarak nişanlanma sah- San'atkâr bu - rolünü o kadar tabil nesi idi. © kadar canlı ve yaptı ki, zaman ile — seçilmiş sahne ve rollere alışan halkı çıldırttı, allı defa arka, arkaya sahneye çıkarıldı. Halk temsilden sonra adeta serhoş bir hale gelmişti. Temsil bittikten sonra bile hiç kimse tiyatro binasını terketmek istemiyordu. Müşteriler, tiyatrodan çıkan artisti beklediler, omuzları- na aldılar ve şehrin sokaklarında muazzam bir nümayiş yaptılar. Ayrıca, o gece orada bulunanlar, bir ay müddetle tiyatroya abone oldular. Bu hâl ortaya bir mesele çıkardı. Çünkü o geceki muvffakıyetten Hiçbir tiyat- | giyilmez. Bu | Marya Solveğ sonra diğer kimseler de bu piyesi görmek sevdasına düştüler. Hal- buki bir ay müddetle tiyatroda boş yer — bırakılmamışti. Şimdi mesele, şehir belediyesine intikal etti. Halk, bir ay müddetle yer- lerin kiralanmasını ihtikâr sayı- yor. Belediye bu garip ihtilâfı halletmek için bir çare arıyor. Kapıt ilâsyon v Devletler Iraktakı İmti- yazlarından Vazgeçtiler Bağdat ( Hususi) — Irak hü- kümetinin Cemiyeti Akvama ka- bul edilmesi kazarı üzerine Fran- sa, İtalya, Yunanistan, İspanya Belçika, Holanda ve Polonya hükümetleri Irak — hükümetine müracaat ederek ( kapitülâsyon ) denilen —imtiyazlı — haklarından vazgeçtiklerini bildirmişlerdir. lrak hükümeti bu hükümetlere ayrı ayrı teşekkür — telgrafları gön- dermiştir. Bir Felâketin Bilânçosu * — Loudra, 30 — Porto Riko Sa- libiahmerine göre son felâkette ölenlerin miktarı 197 kişi olup 1800 kişiden fazla yaralı, vardır. 9000 mesken harap olmuştur. 75 kişi muvakkalen meskensiz kalmıştır. ——— ——— GLORYA Marcelle Chantal'i KANUN NAMINA füminde takdim edecektir. Pazartesi akşamı ELHAMRA sinemasında Mevsimin birinci büyük sinema müsameresi CENNET KÜŞU - Mümeesilleri: Lilian Harvey - Henry Garat UFA şirketinin birinci Fransızca operet aüper filmi.