Fransayı Kuşkulandıran Kararlar Bir hayli gürültüyü mucip olan *o0n Alıman notasından sonra, Âvrupa hariciyeleri, hummalı bir faaliyete giriştiler. Çünkü notanın kat'i neti- celerini beklemiye lüzüm görmiyen ve esazen beklemiyeceğini bildiren Almanya harekete geçli, arkası ar- kasına iki mühim karar verdi: ı 10 bin tonluk vazör İnşa etmek. 2 — Spor teşkilâti namile dağı- nik bir surette çalışan gençliği in- zibat altına almak. Versay Muahedesi, — Almanyaya beheri onar bin tonluk dört gemi iaşasına müsaade etmektedir. AL manya, buj kuravazörlerden — ikisini yaptırmıştır. İlkinin adına izafeten *Döyçland - Almanya, sistemi diye yadolunan bu yemilerden üçüncüsü- nü de bir teşrinievelde tezgâha koyacak ve bu gemi Brünsvik unva- nni taşıyacaktır. Bir vakitler cep zırhlıları diye bir hayli gürültü koparan yeni Alman yeni bir kru: kruvazörleri bir üçüncüsünün ilâve- sine teşebbüs — olunması; — Fransız matbuatını bir bayli endişeye düşür- müştür. Çünkü hacim itibarile kü- çük olan bu gemiler Fennin bütün terakkilerini camidirler. Bu noktadan çok tehlikeli bir silâh telâkki * edil- mekte ve hiçbir donanmamın bu ayarda gemilere sahip olmadıkları iddia olunmaktadır. Bunun haricinde, Almanyanın ver- diği ikinci karar üzerine imparator- luk mukadderatina nezaret etmek vazifesile mükellef olan resmi bir komisyon teşkil — olunmuştur. Bu komisyonun vazifesi, Alman gençli- ginin askeri terbiyesile meşgul ola- caktır. Bundan maksat şudur ki bu gençlik, bir ihtiyaç halinde Alman ordusunun derhal ihtiyat kuvvetini teşkil edecek ve © vazifeye göre hazrlanacaktır. — Çünkü — bugünkü gerait altında muvazzaf — ordunuün kedrosunu fazla miktarda genişlet- mek mümkün değildir. Almanyanın arka arkaya aldığı bu iki mübim karar üzerine Fransa- nın ya bizzat veya müttefiklerinden biri ve meselâ Lehistan veya Çe- koslovakya ve Sirbistan — vasıtasile Cemiyeti Akvama müracaat ederek Versay Muahedesinin iblâl edildiğini beyan, arkasından da Lâbey Mahke- mesinin hakemliğine müracaat etmesi beklenebilir. Bu teşebbüs, bir ibtimal sahasından çıkarak tahakkuk etmek üzere bulunan bir hakikat olmak üzeredir. — Süreyya M. Mak Donaldın Kızı Evlendi Londra 21 — Başvekil M. Mak Donalda kızının evlenmesi dolayısile İngiltere kıralı ve M. Musoliniden — tebrik — telgrafları gelmiştir. TEFRİIKAN UMARASI:75 Streza Konfeııanî Bitti Konferans, Muztarip Avrupa Devlet- lerinin Derdine Deva Bulabildi Streza, 21 — İktısadi buhran- dan bilhassa müteessir. ve muz- tarip olan Merkezi Avrupa ve Balkan devletlerinin — mali va- ziyetlerini — tetkik — ve tesbit eden Streza Konferansı mesaisini bitirerek kapanmıştır. Son celse- de bütün murahhaslar elde edi- len neticelerin ehemmiyetini kay- detmişlerdir. Birçok murahhaslar, Konferans Reisi M. Bonnenin liyakat ve nezaketini hürmetle tekrarlamışlardır. M. Bonnenin Beyanatı Konferans Reisi M. Bonne, kapanış nutkunda bir Avrupa plânı mevcut olmadan Avrupanın yeniden ihyasının imkânsız ola- cağı kanaatınin konferans mesa- isile bir kere daha anlaşıldığını söylemiş ve demişlir ki: — Avrupa serbest mübadele- ye mâni oldukça karşılaştığı ölüm tehlikesi pek muazzamdır. Son celsede, İktısadi ve mali tavsiyolerle, zahirelerin kıymetlen- dirilmesi projeleri tasdik edilmiş- tir. Muhtelif encümenlerin tanzim ettiği raporlar mukad- demesinde, — bilhassa — tavsiye edilen hal çarelerinin hepsinin tatbiki imkânı olmadığı söylen: metedir. Komisyon lüzum görür- se bu raporları cihan iktısat konferansına verecektir. Yardım Görecek Devletler Heyeti umumiye içtimaında Avusturya, Bulgaristan, Yunanis- tan, Macaristan, Romanya, Lehis- tan, Çekoslovakya ve Yugoslav- yanın vaziyetlerini tetkik eden ve bu devletlerin vaziyetlerine çaresaz olacak tedbirleri ibtiva eden hal projesi kabul edilmiştir. Bu projede moratoryomların va- vaş yavaş — ilgası, borçlularla alacaklılar arasında — doğrudan doğruya müzakere ve krediler tavsiye edilmektedir. — * Gazeteler Neticeden Memnun Ve Endişeli Paris 21 — Gazeteler, kon- feransta alınan neticelerden mem- nuniyetle bahsetmektedirler. Lö Jurnal gazetesi, en müsaadesiz şartlar içinde mühim ve büyük ÇOCUKLUĞUM Meşhur Ru& Edibi Maksim Görkül hayat ramanı Ben dama çıkar onu pence- resinden gözetlerdim. Buradan masanın üstündeki ispirto lâmba- sının mavi alevini ve onun oturup | kapalı bir deftere bir şeyler yazan karanlık heyetini görürdüm. Gözlüğü, mavi bir parlak- hkla, küçük buz parçaları gibi yanardı, Bu sihirbazbaşının işle- ri beni saatlerce damın üstünde tutuyor ve merakımı bir azap derecesine yükseltiyordu. Bazan pencerenin önünde ek * ' ai a Türkçeyo Çeviren: Muvaffak leri arkasında ve gözleri dosdoğru dama müteveccih put gibi dururdu. Buna rağmen beni hiç far- ketmiyor gibi görünüyordu. Bu benim çok canımı sikiyor, gü- ceniyordum. Sonra birdenbire masaya doğru sıçrar, iğilir ve meşguliyete da- lardı. Eğer o biraz iyi giyinmiş olsaydı belki ondan korkacak- tım. Fakat fakir olduğunu gö- rtüyordum. Deri ceketinin altın- K ee SEL LN DD Fransada M. ile- riyo mevkil iktida> ra gectiktan aonra bütçeda büyük mikyasta — tasarru! yapacağını ve mem- lJekelin malt vazi- yötinde Tatikrar vücuda getireceği- ni vadetmişti. Ta- Bsarruf fastlında ilk hamle olarak Pran- Bız maliyo va büt. ço Nazırları tevhi- di düyun için bir proja — tırzırladılar. Fransız imeelisl bu projeyi kahul gttti Ya 5, Ye8 ve 4'T faiz getiren istik- razlar kanunla tev- hit edilmiştir. Bu istikraxlar bundan Bonra 9441f £btirccektir nin dir. Nazıtı Jermen Martöa görünmektedir. Konferans NMeclisi meb'usanda mü: Londra 21 — İngiltere, AL- manyaya verdiği cevaptan sonra Almanyayı manen tatmin etmiye çalışmaktadır. İngütere, müteka- bil bir itilâfla, meselâ boş sene için silâhların tahdidi için bir mukavele tanzimini düşünmek- tedir, Bu müddet bittikten sonra yeni tahdidat için mukayele ye- niden tetkik edilecektir. Bu usul silâhlardaki müsavalsızlığı yavaş yavaş azaltacak ve fakat Alman- o F neticeler alındığını yazmaktadır. Gazete diyor ki: Konferans mü- kâlemeleri Cenevredeki Avrupa ittihadı tetkik komisyonuna ve- recek olan siyaset adamları aca- ba ne karar vereceklerdir? Mer- kezi Avrupanın ihyası için tanzim edilen tedbirleri siyaset adam- ları hüsnü suretle kullanacaklar mıdır? Aksi takdirde bir Cihan İktısat Konferansının — toplanışı beyhude olacaktır. dan pis, yenmiş bir yakalık gö- rünüyordu. Pantolonu leke ve yama içinde idi. Ayaklarında yıpranmış ve partal potinler vardı. Ninemin, fakirleri, acıyarak, fakat büyük babamın derin bir istikrah ve istihkar ile karşıladığını gö- rüyor ve: * Fakir kimselerden korkulmaz, onlar tehlikeli deği- dirler!,, hüküm ve neticesine vasıl olmıya mecbur oluyordum. Evde kimse ( Pekâlâ ) ya ta« hammül edemiyor, ondan hoşlan- mıiyordu. Herkes ondan müstehzi bir kahkaha atarak bahsederdi. Zabitin neş'eli karısı ona (te- beşir burunlu) derdi. Peter amca ve arabacılar için o eczacı ve büyücübaşı idi. Büyük babam ise sihirbaz ve farmason diyordu. Büyük anneme: “Orada o ne 15 sene sastında todiye edilecaklir. Tevhit edilen ı borçların takribi yeklânu 9) milyar franga bali, eresi esnasında yapılan bir kroki gözükmekter Bolda Başvekil M H #riyo, yanında olmaktadır. Rosnimtiz do ptoje- Bütço Nâzırı M. Patmad ve Maliye , Ioplanıyo;— Almanya Tahdidi Teslihat Konferansına İştirak Etmezse Vaziyet Ne Olacak? ya tahdidi teslihat konferansına iştirak etmedikçe bu usul tatbik edilemiyecektir. Ve senelerden- beri Cenevrede tahdidi teslihat uğranda sarfedilen bütün emek- lerin heba olmasından da Alman- ya mes'ul olacaktır. Alman Talebi Ve M. Huver Nevyork, 21 — Reisicümhur M. Huver, Almanyanın silâhlarda müsavat istemesi meselesile Ame- rikanın alâkadar olmadığını, fakat, Almanyanın tahdidi teslihat kon- feransından — çekilmemesini — şid- detle arzu ettiğini söylemiştir. Diplomatlar Cenevrede Cenevre, 21 — Fransız mu- rahhası Başvekil M. Heriyo ile M. Pol Bonkur, İngiliz murahhası Hariciye Nazırı Sir Jon Simon, İspanya murahhası M. Madariya- ga buraya gelmişlerdir. Varşova, 21 — Leh hariciye nazırı M. Zaleski Cenevreye ha- | reket etmiştir. İ yapıyor?,, diye sordum. Ninem sertçe mukabele etti: — Bu sana ait değil, onunla meşgul olma, anladın mı? Bu tembihe rağmen bir gün elimle kalbimi bastırarak pence- reye yaklaştım. Heyecanımı güç- lükle zaptedebiliyordum: — Burada ne yapıyorsun ? Toplandı, uzun bir müddet gözlüğünün Üstünden baktı, yanık yaraları ve berelerle kaplı elile beni tuttu ve dedi ki: — Atla içeri !. Beni kapıdan değil, pencere- | den içeri alması onu nazarımda ehemmiyetli bir surette yükselt- mişti. Bir sandığın Üstüne oturdu, yanına gelmemi söyledi ve sonra beni itti, tekrar yanına çağırdı. Ve nihayet yavaş sesle sordu: ğ S.Eî Gönül İşleri Ağabeyimle Bir Evde Oturayım Mı? “Uzaktan akrabamızdan sayı- lan bir kızı seviyordum. Neden sonra ayni kızı ağabeyimin de sevdiğini öğrendim. Ses çıkar- madım. Fakat bir müddet sonra nişanlandılar ve evlenmiye karar verdiler. Buraya kadar işte gayri- tabil olan bir şey görünmüyor. Fakat ağabeyim, annemle ve be- nimle beraber kalmak ve karısımı bizim eve getirmek istiyor. Ben kıza karşı lâkayt değilim. Evda kalsam, fena bir netice çıkması muhtemel, Ayrılsam, müstakillen yaşayacak derecede — kazancım yok. Şaşırdım kaldım. Aksarayı Necatil Oğlum, işte bir ailenin selâ- met ve istikbali mevzubahstir. Sen anneni alıp başka bir eve çıkarsınız, yahut — ağabeyine ayrı bir tutmasını — tavsiye edersiniz. Bu, sizia için maddi fedakârlığı da istilzam etse çekinmeyiniz. Çünkü diğer vaziyetten hâsıl olacak netice sizin için daha feci olabilir. Fakat bence mesele bununla halledilmiş — olmaz. Ağabeyinin evine sık sık devamın da seni baştan çıkarabilir. Binaenaleyh ayda yılda bir ziyaretlerine gi- der, bu suretle alâkanız kesilin- ceye kadar vaziyeti idare eder- sınız. ev * *“Babam beni kendi mesleğine sokmak istiyor. Ben ise bu işi beğenmiyorum. Başka bir mew- leğe intisap etmek istiyorum. Babamı beni zorlamıya hakkı yar mıdır? Şinasi Babanın hakkı seni ikaz et- mekten ibarettir. Fakat şüphe- siz ki mesleğinden memnun olan her baba çocuğunu o meslekte yetiştirmek arzusundadır. Baba- nin sözünü reddetmeden evvel, tavsiye ettiği meslek hakkında biraz daha derin malümat almıya çalışınız. HANIMTEYZE -— TAKVİM — | PERŞEMBE |306üm - 22 EYLÜL- 932 hu 139) Rumt | Arabi 204 Cemacevvele DB | 9 - Eylülama 144 1348 Vak't (Ezan! ivasa'l| Vak't we 1137|3 47 |akçam | DS o 5. 58VJ 07 | Yataı 131 |19 32 Mendi|ozu fi5. 33) nsae |9 57| S 07 Bu sual bana çok tuhaf gel- mişti. Çünkü hergün dört defa yemek zamanları, onunla ayni masada oturüyordum. — Ben ev sahibinin torumu- yuml Diye cevap verdim, Şehadet parmağına bakarak: “ Ah, evet doğru!,, dedi ve sustu. Ona izahat vermeyi lüzumlu buldum: “ Ben fakat Kaşirinler- den — değilim Peşkovlardanım!,, dedim. — Demek Peşkov ha öyle mi?, Pekâlâ!... Diye inanmıyormuş gibi tek- rar etti. Beni bir kenara itti. Ayağa kalktı ve masaya yak- du: — Bir kenarda otur ve seş- sizce dur |.. (Arkası var )