OTUZ BİZi i Bir Süvari Atını iDARE EDENLER... | Çatlatırcasına Koş- turuyor, Yıldıza Jurnal Götürüyordu Bomba Hadısesının Mahıyetı Meydana Nasıl Çıktı? Muharrirl Xf Her Hakkı Mahfuzdur Selölkçe Macar — caddesinde, Karaca sokağında — V1 numaralı — eve gittiler. — İçeri — girdiler, — aya- gından yaralı genç bir ermeni ele geçirdiler. Sıvasın (Yerkenik karyesi) nden — kirkor — isminde olan bu ermeniyi yakalıyarak Galatasaraya — getirdiler. — Silleli tokatlı bir isticvaba çektiler. Za- vallı Kirkor, bir taraftan yarası- nın astırabı, diğer - taraftan da yediği dayağın acısile ağlıyarak : — Ben, namuslu bir işçiyim, Narliyan fabrikasında - çalışırım. Arkadaşım Elmadağlı Leonla fab- rikadan çıktım. Oradan geçiyor- duk. Karşıdan da bir araba ge- liyordu. Birdenbire bir şey pat- ladı. Korkumuzdan kaçtık. Aya- ğımdan — yaralandığımdan - bile sonradan haberim oldu. Tama- men — masumum. Diye feryat etti ise de dinliyen olmadı. Arkadaşı Leon da tutul- du. İkisi de Yıldıza götürüldü. Bir müddet te orada isticvap edildi. Hattâ, Beşiktaş karakoluna men- sup ve dayakçılığile meşhur olan Serkomiser Lâz Hasan Ffendi tarafından da bir hayli sıkıştırıl- dı. Halbuki... Gelelim meselenin aslına... Hâdise tamamen müret- tepti.. Fehim Paşa o esnada bir taşla iki kuş vurmak istiyordu. Bunlardan birincisi, Abdülhamide karşı mevküni tahkim etmekti. Nitekim, bu gürültünün kopma- sından on dakika sonra, atını çatlatırcasıma koşturan bir süva- ri, nefesnefese — yıldız. sarayına şu jurnalı götürmüştü: (Mukaddes nefsi hümayunu sıyanet etmiye vakfı hayat eden Fehim —Paşa kullarına — şimdi Pangaltı — caddesinde — bomba ile bir suikast — vaki — ok muş ise de, mücerret mucizei celili nebevi ve eseri kerameti cenabı hilâfetpenahi neticesi ola- rak işbu suikastten masun kala- rak ömrü afiyeti şahanelerine dua ve tahkikat ile meşgul ol dukları maruzdar, olbapta...) Abdülhamit, bu jurnali alır almaz fevkalâde telâş etmiş ve tahkikatın Yıldızda devamını em- reylemişti. Ayni zamanda Fehim Paşayı da saraya celbederek bir hayli iltifatta bulunduktan sonra, badema muhitine dikkat etmesi için sıkı sıkı tembihte bulunma- yı da unutmamıştı... Fehim Pa- şanın birinci maksadı bu suretle husul - bulmüştu. — İkincisine ge- lince... Pangaltıda, bu mürettep sui- kast sahnesine pek yakın olan (Karakin Kürkçiyan ) eczanesi- nin Üüzerindeki evde ( İskender Billüryan ) isminde bir adam otu- ruyordu. Bu adamın fevykalâde güzel iki kızı vardı. Fehim Paşa bıı kızları seviyor ve elde etmiye çalışıyordu. Fakat bu namüskâr aile, kızlarını bütün kuvvetlerile mu- hafaza ediyor ve bir fenalığa meydan vermemek için gözlerini dört Aaçıyorlardı. Bu mürettep suikast meselesinin orada yapı- bebi, il | masının sebebi, hem bu işe DK L ea AÖ aileyi de karıştırarak tehdit et- mek, hem de bir heyecan uyandırarak Fehimin şahsına — ehemmiyet — verdirmi- ye matufdu... Lâkin — yıldızda inceden inciye icra olunan tah- kikat, Fehim istediği neticeyi | vermediği gibi, maznun olmak üzere yakalanan o iki ermeni gen- ci de serbest bırakıldı. Yalnız bun lardan Kirkorun bir ayağı, bu hâdisenin ebedi bir. hatırası ol mak Üzere topal kaldı. Hâdiseyi tertip ve tatbik eden- lere gelince, bunlar da Fehim Paşanın maiyetine memur, bahriyeli Tahsin kızların kalbinde | derilen adamlardı. Bu adamlar, üç balıkçı dinamitini biribirine bağlıyarak Fehim Paşanın arabası geçtikten sonra cigara ile yakıp atmışlar ve Yeniköy nümayişine bir nazire yapmışlardı. (Arzası var ) I Bugünün Meselelerinden ı Türkçe, Hendese Avrupa| 6 Lisanlarından Üstündür (Bağ torafı Tinci sayfada') Kaideleri baştanbaşa kıyasidir ve müstesnalar pek azdır. Ahenk kaidesi gibi kendine has bir mu- siki esasına maliktir. Türkçe lü- gat itibarile de çok zengindir. Şuraya lütfen |bir mim koyunuz: Ben dilimizde karşılığı olan ya- bancı sözlerin düşmaniyım amma, karşılığı yoksa ve âmme tara- fından benimseniyorsa ne ka- dar Arapça, 'Acemce, İtalyanca, Fransızca, — İngilizce, — Almanca, Çince, Japonca ilâh... — kelime varsa dilimize karışmasında mah- zur görenlerden değilim. Şu cüm- lemi lütfen büyük harflerle yazı- nız: Dünyanın bütün dilleri karışık- tır. “Eski Türkçe hakkında kf'k:;ılıı lili- Eski Türkçeden söz al, mizi zenginleştirmek - iyi; mümkün mü? Bilmiyorum. Çünkü âmmenin benimsemediği kelime yaşamaz. Fakat biz öz Türkçe eserler çıkaralım ve halka bazı yeni kelimeler teklif edelim. Ho- şuna giderse, benimserse, kulla- nırsa bugünkü dilimizi genişletmiş oluruz. Yeni kelimelerin cazibe- sini telkine muvaffak olmak şarttır. *“Sade lisan hakkındaki fikrim: Lisamı — sadeleştirmekten — murat, karşılığı olan yıbancı ve yanaşma SA ı 1 sadeleştirmekten — murat, çoğu- muzün bugün anladığımız ve yap- tığımız gibi, kuru, yavan, kof, basit bir ifade şekline düşmekse, fena. Dilimizden Arap, Acem veya garp sözlerini atmak cere- yanını bir kaba sofuluk dere- cesine vardırmıyalım. Her — şey bir ölçü, kıvam, &yar meselesidir. Yekrar edeyim: Her dil karışık- tır ve lisanlar arasındaki ihtilât ve izdivaçların — beynelmilel — kültür bıkııııındın bazıfaydaları da vardır, * Istılahlar hakkında fikrim: Bu mesele — dünyada halledilmiştir. Bizde fazla gürültü çıkıyor. Her millet, hem kendi dilinden ıstılah yapar, hem de beynelmilel söz kökünü kabul ederek ıstılah ya- par, Burada kaide şudur: Istılahın asli maddesi, lisanımızda yaşıyan bir. kelime ise derhal ondan ıstılah yapabiliriz. Meselâ “Tecrübe,, kelimesi bizde yaşı- yor. Bundan tecrübi, — tecrip gibi ıstılahlar yapar ve yaşatırız ; nitekim — yaptık —ve — yaşattık. * Tecrubi ilim ,, terkibi biç yabancı gelmiyor. Fakat “spotane, ye ne diyeceksiniz ? Bir ruhiyat tabiri olarak bunun bizde yaşamıya müstait bir kar- şılığı yok. Olduğu gibi alırız. sözleri ıtmıkıı iyi; fakat lisanı | Nitekim :ılıyoruı. kullanıyoruz.,, Akvam Cemıvetı Bir. Devletin. Aleti Midir, Değil Midir? (Baş tarafı | inci sayfada) atler esası üzerinden küçük dev- letlere yardım edilmesini düşünü- nüyor. -Halbuki bu devletlerin ekseriyeti Fransanın müttefikıdır. Binaenaleyh eğer bunlara grup esası Üzerinden yardım yapılırsa, Tıma mintakası kâmilen Fransa- nın nüfuzu altına girecektir. Buna mâni olmak için bu mintakann küçük — devletlerinin — vaziyetleri ayrı ayrı tetkik edilmeli, kabiliyet ve ihtiyaçlarına göre para verik melidir. vamdan çekilmek fikrindedir. Fransanın Almanyaya karşı | takınd ği vaziyete gelince: İtalya şu kanaattedir ki, AL- manyanın mütemadi surette silâh- sız kalması hiçbir. devlet tara- fından karar altına alınmamıştır, Veresay muahedesi, Almanyaya birtakım askeri şartlar yüklemiş- tir. Fakat bu şartlar, on sene zarfında diğer devletlerin silâhla- rım azaltmaları için on senelik bir başlangıç müddeti esasını nazarı dikkate almıştır. Halbuki Vemy Muahedesinin üzerinden | 9n üç sene geçtiği halde başt Eğer bu noktai nazar kabul * X SA edilmezse İtalya, Cemiyeti Ak- | | Fransa olmak üzere diğer dev- letler mütemadiyen silâhlanmışlar Versay — Muabhedesinin — işlerine gelen maddelerinden istiface et- gazi- | bana | MAJİK S he SEVGİLİ — Bir saatlik aşk — Bir gece yarısı firar Onlara bütün dünyayı unut- turmus ve ateşten bir ay altın- da dudaklarını birleştirmiştir. | İşte Don Jose Mojica filminde BU AKŞAM LORYA Sinemasında size bunları gösterecektir. İki saatlik zevk, gençlik ve neşe Pek yakında MARY GLORY DAKTİLUNUN İZDİVACI Iılıııııde ETUVAL SİNEMASINDA MARY-GLORY Mevsimin en büyük muvaffakiyeti Düşes Olacaksın filminde parlak takdirler kazanıyor. Umumi duhuliye 30 kuruş Bu akşamdan itibaren ARTİSTİK SİNEMASINDA Muazzam ve emsalsiz ATLANTİD »-. Fransızca sözlü ve şarkılı filmi göreceksiniz. Bir aşk ve esrar manzumesidir. Bu akşam saat 21 1/2 da 1932 - 1933 yeni sinema mevsimine JENNY JUGO ve THEO SHALL tarafından temsil edilen 4 DELİKANLI filmi ile başlıyor. İlâveten: Komik ve R. K. O. dünya havadisleri Fiatlar tenzil edilmiştir. AŞKIM İ — —et? İNEMASI Bütün dünyada ATLANTİT isimli bir tek şaheser vardır. Bu eseri PIİYER BENUA yapmıştır. ATLANTİT Brigitte Helm, Jean Anjelo Piyer Blanşar ve Florel tarafından oynanmıştır. ATLANTIT'in bu sene gösterileceği sinema yalnız GLORYA'dır. Taklitlerinden sakınınız. ELHAMRA sinemasında, halkımızın çok sevdiği, beğendiği WILLY FRITSCH tarafından' temsil edilen ÇILGINLAR OTELİ Büyük — muvaffakıyetlerle devam ediyor. Bu akşam GRETA GARBO Bu mevsimde ilk defa olarak Solmuş Güller sözlü ve şarkılı filminde ASRİ SİNEMADA arzı endam ediyor. MALEK HARBE | GİDİYOR HİMAYEİ ETFAL CEMİYETİ MENFAATİNE Alaturka tı, 22, mişler, fakat Almanyanın es- ki halinde — kalmasında — da israr — göstermişlerdir. — Halbuki Cemiyeti Akvam Versay Muahe- desinin bir mevlüdudur ve ortaya şu süretle üç mesele çıkıyor; 1 — Versay Muahedesi 2 — Cemiyeti Akvam. 3 — Silâhlar meselesi Cemiyeti Akvam, üzerine ak- dığı vazife noktasından ya Ak manyanın silâhlanma hakkını ta- nıtmalı, yahut vazifesini yapama- diğini ilân etmelidir. Eğer Cemiyeti Akvam Fran- saya meram anlatamazsa, İlılyı Fransanın bir. aleti olmaktan miyeti Akvamdan yine çekile- cektir, İtalyanın bu hareketini Al- manya, Japonya, Avusturya, Ma- caristan ve Türkiyenin çekik meleri takip edecektir. Rusya ile Amerikannm da bu ce- miyet harici bulundukları na- zarı dikkate alınırsa, İtalyanın kararile Cemiyeti Akvamın içine düşeceği vaziyet kendiliğinden başka bir işe yaramıyacak, Ce- | TAKSİM STADYOMUNDA Pehlivan Güreşleri 29 Eylüi Çarşamba, Porşembe, Cuma günleri saat 3 te Fakir Çocuklara yardım ediniz. Dubüliye 25, Mevki 50 ve 100 Kr. İstanbul Asliya Mahkemesi Üçüncü Hukuk Dalresinden: Mimar Aram el#ndinin Feriköyün- de Kurtuluş caddesinde mukim İken hâlen İikametgâhı moçhü? karısı Ma- dam Dikranohi «leyhine açtığı boşan- ma davasınin cereyan öden . giyabi tahıkikalı — nelicesinde: Müddeiyenin tddiasını ispat sadedinde şahitler din- letmok tahkikat 18- 10 - 982 salı saxt 14 6 talik edilmek suretile muamoele ifa edilmiş olduğundan ilân tarihin- den İtibaron —boş gün zarfında - itiraz etmesi ve aksi takdirde muhakemeye kabul odilmeyocoği usulün — maddei mahsusalarına tevfikan ilân olunur. Ses — Radyo, filim ve gramofon mecmuasıdır. 2 İnci sonesinin 4 fincü numarası çıkmıştır. Haftada bir defa nöşredilir. Bu sayısında birçok resim, şema ve makaleler vardır. 30- D31 Ders senesinde Lisesinden aldığım şehadet yi ettim. Kekisinin hükmü yoktur. 285 Mustafa Server aa anlaşılabilir. Românın kanaati şudur: Va- ziyetin — düzelmesi — Jagilterenin elindedir. Onun bir hareketidir ki ya dünyayı doğru yola soka- cak, yahut ta iİşleri çığırından çıkaracaktır. — X4