Üa BIZİ Hafız Paşa Tabancayı iDARE EDENLER.... Çekti Ve Gani Bevin Başına ÂAteş Etti Yıldırım Sqî_atıle _Koşarak Kaçmıya Başladı Muharrirl X Her Hakkı Mahfuzdur —132— Artık Hahz Paşa, — kat'iyen kararını verdi: Gani Beyi öldü- recekti... Lâkin, bunun için bir hâmiye, bir muavine ihtiyacı vardı.. Dü- şündü, taşındı. Birçok yerlere baş vurdu. Bu işe kimse kıyışa- miyordu. Nihayet, son bir ümit olmak üzere Fehime — müracsat etli. Fehim, Hafız Paşayı, ke- mali dikkatle dinledi. Fikren ken- disile müttehit olduğunu & Ancak, filen bu işe müdaiwe elmek istemedi. Hatta: — Bu, çok tehlikeli bir iştir. Ganinin öldürülmesi, saraydaki bütün tüfekçileri İstanbulda bus luman bütün Arnavutları — ayak- ' landırabilir.. Efendimizin başına büyük bir gaile açarız. Onun için bu işte görünmek istemöm. Ancak teni kaçırtmıya çadışırım. Hatta o esnada oralarda adamlarımı bulun- durarak senin takibatını işkâl e Yalnız — düşün ki, bu adi bir kurşunda devirebile- cek misin? Eğer butu yapamaz- san gürültüye gittiğin gündür. Dedi... Hafız Paşa, silâhına, bileğine güveniyordu. Ve yahut ertık her şeyi gözüne almıştı. Buna binaen: — Ya herro.. ya merro... Cevabım vermekle iklifa etti. ' Ganinin katli günü Nihayet, kararlaştırıldı. Hafız Paşa o esna- da Ganiye sık sık kurarhane- lerde tesadüf ediyor, kumar oy- nuyor, para alıp veriyor, onun her suretle emniyetini celbedi- yordu. Katle tekaddüm eden günün gecesi, ( Telgraf soka- ğr ) nda G numaralı evde Hafızla Gani, müştereken bileli bir ku- mar aynamışlar, epeyce bir para ((8 kazanmışlardı. Tertip edilen plân | mucibince paralar Hafız Paşada | idi. Ertesi gün Rumeli hanının kapısındaki — mahallebicinin üst katındaki odada birleşecekler, paraları taksim edeceklerdi. Hafız, muayyen zamandan biraz evvel geldi. Yukarıki odaya çı- karken, aşğıdaki garsonlarat — Şimdi Gani Bey gelecek, Yukarda biraz işimiz vâr. Bizim işimiz bitinciye kadar yukarıya kimseyi çıkarmayın.. Diye tembih etti. Garsonlar, bu gibi mahrem mülâkallara alışkın — oldukları için aldıkları emri ifa ettiler, Yukarıya kimseyi koyuvermediler..Biraz sonra Gani Bey geldi. Hafız Paşa, büyük bir beşaşetle kendisini karşılıyarak, onu oturttu : — Aman Beyim, kimse gel- meden, evvelâ, şu paraları size veroyim. Diye elini pantolonunun ce- | Ğ' bine soktu. Küçük bir kese çı- —— kardı. Gani Boye uzattı ve ilâve vadeyliyordu... — Sayınız bakalım, noksan olmasın.. Gani Bey, parayı sayarken, | Hafız Paşa bu — meşgüliyetten bilistifade yavaş yavaş, elini arka cebine soktu ve (Smit Venson) bir revolver çıkararak bir anda Gani Beyin başınım üstüne çevir- di ve ateş etti... Gani Bey, îıruh olarak yere serildi. Fakat Hafız ihtiyatkârlık etti. Hemen yerin- den sıçrıyarak bu sefer de taban- cayı ölünün köğsüne çevirdi. kalbine de iki kurşun — sıklı ve tabancasını ileri tutarak mer- divene fırladı. Yıldırım - süratile basamakları atladı. Tabanca se- sini duyan fakat henüiz nereden geldiğini anlıyamıyan garsonların arasından bir yılan gibi süzülerek hemen oradaki ( Bisikletçi Yer- vant Hazarosyan ) ın dükkânma girdi.. Biraz sonra oradan da çıkarak ( Margrit sokağı ) nda ( Omorfiya ) denilen kadının pansiyonuna gilti ve bir müddet orada saklandı. Bu hâdise, evvelâ sarayı ve sonra — İstanbulu altüst — etti... Abdülhamit, büyük bir teessür güsteriyor; —Saraskere, Merkez Kumandanmna, Zaptiye Nezaretine irade üstüne irade gönzdererek katilin behemehal ele geçirilme- sini emrediyor ve katili derdest edenlere üç yüz altın mükâfat vermekle beraber askerse - bir derece terli ettireceğini, sivil ise, başka süretle taltif edeceği Baibuki, Abdül- hamidin bu telâşı, şüphesizdir ki tamamen bir gösterişten ibaretti. Gani Beyin nasıl bir baş belâsı olduğunu Abdülhamit çok iyi biliyor ve hatta günün birim- de tamir kabul — etmiyecek bir pot kırmasından da daima korkuyordu. Ona yüz vermesi, ancak — muhitindeki Arnavutları memnun etmek içindi Şimdi; onun katline karşı gösterdiği telâş ta şüphesiz ayni sebepten- di.. Sertüfekçi Tahir Paşa, ga- yet namuslü bir adam olduğu için Ganinin ahval ve harekâtın- dan daima Abdülhamide şikâyet eder ve bu yüzden başına bir iş geleceğini söyliyerek ikide birde Abduülhamidi ikaz ederdi. Bu ka- til hâdisesi üzerine Abdttihamide gelmiş ve onun teessürünü gö- rünce: — Ne üzülüyorsun, şevketlim. Dünyadan bir kudurmuş köpek eksik oldu. ( Arkam var ) Düğün Merasimi Birinci Umumt Müfettiş İbra- him Tali Beyefendinin kerimesi | Mes'adet Hanımla Müskirat İnhi- sarı Ticaret kısmı Şefi Nurettin Naci Beyin — düğünleri evvelidi gece Suadiye plâjı gazinosunda birçok maruf ve güzide zevat hururile icra edilmiş ve o gece sabaha kadar parlak ve neş'eli bir surette devam edilmiştir. verilecektir. resinde tevzi olunacaktır. malıdır. dikname ibraz etmelidir. melidir. etmesi rica olunur. İstanbul Tramvay Şirketi Müdürlüğünden: İstanbul Tramvay Şirketi müdiriyeti, 15 eylül 1932 tırıhınden itibaren ikinci mevki tramvay arabalarında tenzilât ile seyahat hakkını bahşeden mektepli kartları vermiye başlıyacağını muh- terem ahaliye ilân ile kesbi şeref eyler. Bu kartlar, yüksek mekteplerden gayri mekâtip talebesine Mektepli kartları, şeraiti atiye dairesinde Galata'da (Tünel arkasında) Şöğütlü sokağındaki Tramvay Şirketi hareket dai- | — Kart alacak mektepli, on beş yaşını geçirmiş olma- 2 — Mektepli, üzerine 15 kuruşluk pul ve mektek müdiri- yetinin mührü ile mübürlenmiş fotografisi yapıştırılmış olarak, hakikaten mezkür mektebe devam ettiğine dair bir kıt'a tas- 3 — Mektepli, nüfus varakasını göstermelidir. 4 — Mektepli, vesika eb'adında ikinci bir fotoğrafi getir- 5 — İstanbul Tran.vay şirketi tarafından verilecek olan kart Üzerine yapıştırılacak 15 kuruşluk pul mektepliye aittir. 6 — Evvelce kendisine bir kart verilmiş ise, mektepli evvelâ eski karlı iade ederek mukabilinde yenisini alacaktır. 7 — Kartın tevdünde 2 1/2 kuruş alınacaktır. 8 — Mektepli kartları Tramvay Şirketinin mezkür hareket dairesinde cuma ve tatil günlerinden maada hergün saat 8 1/2 tan 12 ye ve 13 1/2 tan 17 ye ve pazar günleri yalnız saat 8 1/2 tan 12 ye kadar verilecektir: Muhterem halkın beyhude vakit kaybetmemesi için kart almak Üzere mezkür dairemize ancak yukarıda izah edilen şerait dairesinde ve tekmil evrakı matlubayi getirerek müraat | daha İstanbul Tramvay Şirketi Müdiriyeti Eylâl 19 Çok Eski Devirlerde İstanbul Eskiden Suçlu Hamalın “Hakkından Gelinir,,di! Atlı Hamallar: Beygirlerine Fazla Yük Tahmil Edemezlerdi Eski İstanbulda bir donanma eğlencesi Dün eski İstanbul hamalları hakkında ilk malümatı verirken iki asır evvel yalnız İstanbul tarafında 2256 hamal olduğunu yazmıştık. O zamanlar Bahçekapı iskele- sinde 24 at hamalı vardı. Bunlar bölükbaşıları Halil Ağanın idare- sinde çalışırlardı. Bunlar hakkında iskeleden Hocapaşa, Meydancık, Alacahamam ve Tahtakaleye ka- dar üçer akçe; Hocahan, Demir- kapı, Cağaloğlu sarayına kadar dörder akçe; Ayasofya ve Mah- mutpaşaya kadar altışar akçe; ve —Ahırkapıya — kadar yedi- şer akçe narb konmuştu. Burada ayrıca 93 arka ve sırık hamalı vardı. Hasır vo Pirinç iskelesinde 12 at, 155 arka vea 14 sirik, Odunkapısında 25 at, 190 arka, 15 sırık, Çöplük iskele- esinde 36 at, 55 arka, Ayaz- ma kapısında 15 at, 75 arka hamalı vardı. Unkapanı iskelesi kalabalıktı. Burada 17 at, 140 arka ve 14 sırık, Unkapa- nıma içinde 57 at, Balkapanında 32 arka, Cibalide 34 at, 38 arka ve buraya merbut olan Havuzlu Hamanm ile Yenikapıda 8 arka, Fe- ner iskelesinde 9 at, 13 arka, Ba- latta 14 at, 104 arka, Ayvansaray- da 15 arka, Defterdar iskelesinde 31 arka, Eyüple 33 at, 38 arka, Samatyada 20 at, 46 arka, Edir- nekapısında 23 arka hamalı mev- cuttu, Davutpaşada 15 at, 32 arka, Yeni Lânga Kapısında 17 at, (2 arka, Kumkapı iskelesinde 16 at, 68 arka, Çatladıkapıda 9 at, 35 arka, Ahırkapıda 31 at, 6 arka, Balıkpazarı ve Ketenci- lerde 48, İstanbulağası iskelesin- de 108 arka, Gümrükhanede 41 arka ve 46 sırık, Tavukpazarında 19, Parmakkapıda 13, Çukürçeş- mede 10, Beyazıt camil avlu- sunda 30, —Saraçhaneda — 14, Büyük Karamanda 81, küçük Ka-| | ramanda İili, Sultanselimde 8, Kaliçacılarda 22, Karagümrükte 6, Aksarayda 13, Büyü Ayasof- yada 10, Mercanda 10 arka ha- malhı — vardı. ve buralarda ayrı En sovimli- En moşhur Frausız artistleri : HENRY GARAT MEG LEMONNİER PARİSLİ AŞIKLAR rı-ı.ııı ikazandıkları parlak müvaflakıyet, Şimdiye kadat hiç bir eserlerinde *“ÖNÜMÜZDEKİ ÇARŞAMBADAN İTİBAREN MELEK SİNEMASINDA ayrı çarşılar mevcattu. Bu tafs- Iâtı rakam halinde yazmamızdan maksat bugünkü veziyetle bir mu- kayese imkânı vormiş olmaktır. Kadı bu bamalların isimlerini ve kefillerini tesçil ettikten sonra hepsini davet ederek bir ( meclisi şeri) kurmuüş ve kendilerine (aarh) larını — tebliğ etmiştir. O zamanki nizamlara göre: “ Atlı hamallar beygirlerini , nalsız bu- lundurmıyacaklar, ve fazla yük vurmıyacaklar — ikindiden — son- ra hayvanlarını istirahate çeke- cekler, sürticüleri çocuk olmuyacak. Yengin — vukuunda — ibadullahın mallarını zayi ve telef etmiye- cekler, —zayi ederlerse — bölük- başıları tazmin edecektir. ,, Yine bu defterde, bir kedi yavrusunu beygirler'n: çiğne! öldüren bir a ghamulm îokr;uş: çekilerek (bakkından gelindiği) yani deynek ve para cezasına uğratıldığı da yazılmaktadır. Es- ki İstanbulda himayei hayvanata büyük ehemmiyet verildiği bu misalle anlaşılıyor. M 5 Krögerin Emlâki Satıldı İstokholm, 18 — Müntehir Kik rit Kıralı Krogörin mal ve enr lâkinin müzayede suretile salış dün bitmiştir. Satış nihayetinde 636,238 kron elde edilmiştir Kıraliça Mari Antuvanet ta- rafından Kont Persona hediye edilen bir sofra takımı 200f krona satılmıştır. Firar Teşebbüstü Barselon, 18 — Hapishaneda 50 metre uzunluğunda | metre genişliğinde bir — yeraltı yolu bulunmuştur. Mahbuslar bu yok dan kıçmıyı da düşünüyorlardı. Himaysi Etfalin Yardımı Edirne ( Husust ) — Himayel Etfal Cemiyeti tarafından fakir çocuklar sünnet ettirildi. Bu mü- nasebetle Cümhuriyet sinemasın- da güzoel bir eğlence tertip edildi.