10 Eylül 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

10 Eylül 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Siyaset Âlemi Cenubi Amerikada Harbin Sebebi Cenubi Amerikanın Iki devleti elli senedenberi ihtilâf halindedirler. Bu devletler, Paraguvay ve Bolivya- dır. Aslen lspanyoldurlar ve Cenubi Amerika, lspanyadan ayrıldığı xa- man, o vakitki idari taksime göre Parçalanmışlardır. Fakat bir müddet sonra Arjantin ile Bolivya arasında çıkan bir harp, bu sonuncu devletin | denizle olan alâkasını kesmiştir. Boliyyanın gözü şimdi Paraguvayda- dır. İsliyor ki bu devletin ismini aldığı ve Bu hrim mecra: krar denizle rabıta peyda etsin. imkân, Büyük Şako — denilen ayak — basmamış — ormanları ve zengin — madenlerile — meşhur — bir Mintakanın ele geçmesi ile kabildir Ve ihtilâf buradan çıkıyor. Elli sene- dir sürükleniyor, birkaç defa muha- rebeya kadar ilerlemiş, fakat bir türlü halledilememiştir. Bu, mesele- nin zahiri şeklidir. Hakikt vaziyet Şudür: Nüfusu 750 bini geçmiyen Paraguvay hükümeti 1870 senesinde Londra piyasasından 800 bin İngiliz liralık bir istikraz yapmıştır. Fakat bu paradan eline geçen ancak G10 bin Hradır. Aradaki 160 bin İngiliz liralık fark, parayı verenler tarafın- dan komisyon namile alakonulmuş- | tur. Mütoakıp tarihlerde hükümet tarafından yine Piyasasından yapılan istikrazlar bu devlelin borcunu 3 milyon İngiliz Urasına çıkarmmış ve bittabl vaziyet öyle yüklü bir şekil almıştır Paraguvay bir. türlü borcunu vere- memiştir. Bu hbal, Mühim İngiliz kumpa: tarafından Paraguvay- da geniş mik: hayvan yetiştirme merkezleri tesisine vesile vermiştir. Yani şimdi, bu memlekette mühim Imgziliz sermayeleri yatıyor, demek- tir. Bolivya böükümetine gelince, bu devletin. 3 milyon kadar sekenesi yardır. 1928 senesinde Amerikadan. mühimce bir istikraz yapmış ve bu parayı silâhlanma işlerine sarfetmiş, yize ayni 1 ele geçirsin | Londra | ki | Mes'uliyet .ümanyanındır! Tan Gazetesi, Alman Teklifini Şiddetle Muaheze Ve Tenkit Ediyor Paris 9 — Almanyanın askeri müsavata ait talebini tekrar mev- zuu bahseden Tan gazetesi, şun- ları yazıyor: Almanyanın — terki — teslihat konferansından çekileceği ve sulh muahedeleri ahkâmının hiçbirini bundan böyle nazarı itibara alb- mıyacağı hususundaki — tehditle- rinden — mütcessir olmak — icap eder. Almanya böyle bir hareketi irtikâp etmekle Milletler Cemi- yeli âzasından bir devletin ifa- sına mecbur. bulunduğu teahhü- datı icra etmemiş olacak ve dün- | ya efkârı muvacehesinde çok va- | him bir mes'uliyet deruhte etmiş | bulunacaktır. Zira bütün dünyada tekrar militarizme başlanmasının yegâne sebebi — kendisi olmuş olacak, emniyet ve itimadın tek- rar teessüsile — beraber iktısadi inkişafa davet etmek için tatbik edilen sulh siyasetine nit bütün | Ümitleri aymı sebeple tahrip ey- lemiş bulunacaktır. Almanyada 'Dahili Vaziyet modern bir ordu vücuda getirmiştir. | Fakat bu devletin hazinesi de boş- tur ve borcunu verecek vaziyette değildir. Az sonra Bolivyanın zengin kalay madeulerini ihtiva ettiği görülmüş ve bu madenlere derhal Amerika sermayesi elini uzatmıştır. Çünkü Amerika, dünya kalaylarının dörtta Üçünü sarfeden bir memlekettir. Berlin, 9 — Wollf Ajansın- dan: Başvekil Fon Papen, Reisi- | cümhuru ziyaret ederek dabili siyasi vaziyeta ait olan raporumu okumuştur. Bu ziyaretten sonra Başvekil, Rayiştag — Meclisinin Reisi M. Goeringin ziyaretini kabul eyle- miştir. Yeni Bir Alman Zeplini Bu söretle Bolivyanın Amerikaya | berea 50 milyon İngilir lirasına yük- selmiştir. Amerika sermayesi, bu memlekette o suretle hareket etmiş ve hükümet hesabına yaptığı demir- yollarını — öyle fena bir şeraitle başarmıştır ki, nihayet Bolivya, mali iflâr — vaziyetine gelmiştir. — Fakat ordusunu silâhlandırmak için verilen para ile on vaziyetten kurtul- manın bir. çaresi olduğu gösteril- miştir: Paraguvay arazisi. laki harp, Amerikalılara ait kalayının ucuzca denize in- mesini temin ed:cek yolu bulmak ve almak için bir daha patlamak Üzeredir. « TEFRIİKA NUMARASI:63 | linden daha büyük olacak, balon | İki devlet | Berlin, 9 ( A.A. ) — Wolff Ajansından: — Halihazırda — inşa edilmekte olan yeni kabilisevk balonunun eb'adı Graf Zeppe- Helium gazile imlâ edilecek, ham petrol ile müteharrik 4 motörle | | Milletleer Cemi mücehherz ve vasati 850 beygir kuvvetinde bulunacak, saatte 130 kilometre sürat yapacak ve bilâ- merhale 13 bin kilometre mesafe | | linde M. de Valeranın katedecektir. Yeni balon, ilk seyahatini ge- lecek ilkbaharda icra eyliyecek ve her türlü asri konfora malik olmak şartile 50 yolcu taşıyabi- lecektir. ÇOCUKLUĞUM Meşhur Rus Edibi Maksim Gorkinin haya! romanı Hemen — her Meryemi methetmek — ve büyüklüğünü — tavsif için kelimeler buluyordu. Ve bu yüz- den onun dua ve niyazlarına daima kulak veriyorum. — Ey ilâhi temiz kalp, koru- yucu şemsiyem ve benim altın güneşim! fenaların iğfalinden muhafaza et, kimseyi incitmeme ve kimsenin de onun yeni sabah Hazreti | Ey Allahın anası beni | beni beyhude yere incitmesine moeydaa vermel | Talt Türkçeye Çeviren: Mu vaffak Siyah gözlerindeki tebessüm ile gençleşerek tekrar ağır elile yavaş — yavaş — haç çıkarmıya başladı. — Gezur Kristus, Allahın oğlu bana karşı lütufkür ol! An- nenin hakkı için!. Onun duaları hep Hazreti Meryeme — karşı - birer neşide, | kalpten gelme, açık, saf birer methiye idiler.. | Sabah duası sürmezdi. Sema- | ver erkenden — hazırlanmalı - idi. Macaristan kıraliyetini tesis eden Sent Etiyendir. Ondan dolayı Macarle lan kıral tir. Vaziyoti hazıra münasebetile kıral naİbi saltanat vardır. Her sene Sent bayram teşkil odaı n0 “Kurondö Sebt Etyen,, , denir. Macaristan el'an bir kıraliyet- yoktur, fakat devlet reisliğinde bir Etiyen yortusu Macaristan için millt O gün hükümet erkânı kilisede yapılan âyin merasimin- de hazır bülünur. Ve âyinden sonra alay halinde nalbi saltanat sarayına arzı tazlmat yapınıya giderler. Resmim raya giderken güstermektedir. Streza Konferansında | erkânı hükümetl alay halinde sa- Ziraatçi Devletler G;m;ük Tarifelerinde Bir Miktar Tenzilât Yapacaklar Streza, 9 — Wolff Ajansından: iktısat komitesinin dünkü içlimat esnasında İtalyan heyeti iki taraflı muahedeler tezini mu- bhafaza ve ipka ve Ayvrapa dev- letlerini — buhrandan — müteessir olan ziraatçi devletlere nakden yardıma davet eden bir - teklifi reddeylemiştir. Yardım — için lüzumlü olan Londra, 9 — Dün akşam Dub- 13 üncü Milletler Cemiyeli heyeti umumi- ! | yesi içtimanda bulunacak İrlânda | muhtar devleti murahhas heyetine riyasel edeceği resmen — ilân Büyük babam Çay layin ettiği zamanda hazır bulunmarysa adam- akıllı çıkışır ve hiçbir. iş yapıl- mamış telâkki ederdi. Bazan © büyük —annemden daha evvel uyanır sonra aşağı- ya bizim yanımıza gelir, nine- min duasını dinlerken muhteki- dane ince, esmer dudaklarını ge- | | rerdi. Çay içerken de homurda- nırdı : — BRen senin bu kaliın kafana kaç kere nasıl ibadet edilmek lâzımgeldiğini sokmak istedim, sen ise hâlâ bu herzelerine de- vam ediyorsun | Zındık karı, bu- na Allah nasıl tahammül eder ? Ninem söylediğine iman etmiş bir insan tavrile cevap verirdi: —O, ne diyorsam pekâlâ anlıyor | — Mel'un karı! Ah sizler!.. mebaliğ bu yardıma iştirak eden devletlerin son 3 senelik ihracat- ları hesaba esas ittihaz suretile vrilecek hisselerle temin olunacaktır. Ziraatçi mukabil devletler de gümrük buna lardır. Yardımın — sureti bilâhare icra olunacaktır. eti Ve İrlânda edilmiştir. Mumaileyh, Milletler Cemiyeti Meclisinin 23 eylülde başlıyacak celsesile heyeti umumiyenin 26 eylülde icra edilecek küşat cel- sesine riyaset edeceklir. Nivemin Alllî l;ı';fü;;ıî;n' yanında idi. Hatta hayvanlara bile ”"dı'“[' bahsederdi. Ben in- sanların,, — köpeklerin, — arıların, kuşların ve otların bu Allaha kolaylıkta itaat edeceklerini tabil buluyordum. O dünyada her — şeye derecede — yakın bulunyor herkes için müsavi derece iyilik ayni edilmek | tarifelerinde | | tenzilât yapmıya mecbur olacak- taksimi | ve | l Gönül İşleri ı Sinema Artistine Âşık Olan Genç Samsundan M.B. rumuzile garip mektubu aldım: *“Şu gönül dediğin şey no kâ- fir nesne imiş meğerl. Bundan bir müddet evvel gönlümü perdede gö(dnğum sinema artistlerinden irine kaptırdım.. Ogün bugün gece gündüz. bütün — varlığımı kaplıyan bu heyecanın esiriyim. Bir türlü kendimi bu garip aşk- tan mıyorum. Bir dakika olsun kendisini görebilirim ümi- dile Holivuda kadar bile gitma yi düşündüm. Ne yapacağı * şaşırdım. Siz ne tavsiye eders- niz ? Muhayyel aşk nedir bilirsiniz. Romanlardaki kahramanlara, si- nemalardaki artistlere fşık olan genç kızlar az değildir, fakat bunlar, hayatta sevda imkânın- dan mahrum mutaassıp — aile çocuklarıdır. Evden çıkamaz, erkekle görüşemez, hayata gire- mezler. Bütün hayatlari kitaplar, sinema perdesi ve evinin dört duvarı içinde geçer. Bunlar sev- da ihtiyaçlarını, muhayyel tipleri sevmekle tatmin ederler, Samsundaki genç te buniara benzer hassas, mahçup bir ço- cuk olmalı. Bugün kızlarla gö- rTüşüp sevişmek mümkün oldıE halde gönlünü yanlış bir sev ya vermiş ve muhayyel bir âle- me dalmış. Bence bu genç marazi bir aşka tutulmuştur. Bir kıza gön- lönü kaptırıncıya kadar bu mu- hayyel aşkı devam — edebilir, fakat bir başkasını sevdiği gün bua hayaline acıyacaktır. * 8. F. T. Beye; Burada —iş bulabileceğinizi zannetmiyorum. Fakat ailenizin yanına dönüp evinize yük olarak yaşamanızı da tavsiye etmem. Yeni birçok müesseseler açılıyor. Bunların birinde kendinize İiş bulmıya çalışınız. x “ Benden küçük bir kadımı metres olarak seviyordum. Fakat çılgınca bir sevda irademe bile hâkim — olamıyorum. Bu derin sevdanın sebebini bir türlü tahlil edemiyor ve ne yapacağımı bile- oe | MİYOrGER « Beyoğlu: Hasan Alp Oğlum bu kadar çek sev- | dikten sonra yapılacak şey basit- | tir. Bu kadına itimadınız. varsa, münasebetinizi — resmileştirir, ni- kâhla evlenirsiniz. Bir müddet sizinle metres hayatı yaşaması kadını nazarınızda küçültmüş o mamalıdır. HANIMTEYZE —Siz galiba, hayvanlar Allahi tanımazlar diye düşünüyorsunuz! Ben size şıın!ıçıöy?l.yı?yl:ıli her canlı şey sizin gibi Allahı tanır, kalpsizler! Artık epeyce çökmüş olan Şarapı arabaya koşarken onunla gevezelik ederdi: — Neden böyle kederli gö- rünüyorsun —Allahın kulu?, İki- ediyördu. Bir gün meyhaneci ka- | miz de artık ihtiyarladık — de- rma duman rengindeki şımarık kedisi bütün evin sevgilisi olan kuşunu — babçeden sürükliyerek getirmişti. Ninem kuşu onu ağ- zından kurtardı. Ve altın gözlü hayduda bir hitabe irat etti: — Senin hiç Allahtan korkun yok mu?... İlâ.. Meyhaneci karı ve evin uşağı onun sözlerine gülüyorlard:. Fa- kat ninem evinde hiddetlenerek bağırdı ğil mi?, At sanki tasdik ediyormuş gibi başımı sallar ve içini çe- kerdi. Ninem Allahın ismini büyük babam kadar sık ağzına almaz- dı. Ninemin Allahı benim için anlaşılır gibiydi ve ben ondan ürkmüyordum. Ona karşı yalan söylemekten — utanıyordum. Ben nineme asla yalan söylemedim. ( Arkası var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: