_ı—_____ı_] | l Memleket x'llanzara!arıı Bursayı Kurtaralım , | Bursa ( Husust ) — Bu sene Bursanın otel ve kaplıcaları bom- boştur. Bu boşluğu eski senelerin kalabalığı ile kıyas edebilenler Bursanın buhran içinde yaşadığı- na bükmedeceklerdir. Bursa kaplıcaları tam bir sükünet ve istirahat yatağıdır. Te- nevvü isteyenler için yanında kos koca bir şehir vardır. Öyle bir şebir ki her köşesinde tarih, sı- naat ve heyecan vardır. Tabiat güzelliği istiyenler, kaplıcada otur- | dukları halde — dünyanın hiçbir tarafında misli bulunmıyacak de- recede zarif olan Bursa ovası karşısında bütün elemlerini unu- turlar, isterlerse bir otomobile binerek bir saat zarfında deniz kenarına inerler, yine bir saat zarfında rahat bir yolculuk içinde yayla havası almak üzere Ulu dağ tepesine çıkabilirler, Ucuz #bir fiat ile tutulan otomobil için- de dağa çıkıp inmek çok büyük bir zevktir. Dağ yolunun ilk be- şinci — kilometresinden — itibaren garpte Apolyont gölü, biraz da- ha yukarı da Marmara deniri görünmeğe başlar. Ufak funda- lıklardan geçerken insan kendi- sini birdenbire meşe veya çam | ormanları arasında bulur. Niha- yet otomobil, insanları, Garbi Anadolunun en yüksek tepesinin karşısına, karlı Uludağ zirvesine | çıkarır. Göğüsler şişer, insan fazla hava yutmak için zevk ile teneffüs eder. Sakin, bir deniz, daima yeşil gönül alıcı bir ova, tarihi, bedi;, cgazibeleri saymakla tükenmez bir şehir, sonra güzel ve süslü bir dağ... gibi birçok servet ile yan- yana bulunan Bursa kaplıcklarının suları, radyo aktivite itibarile dahi bütün diğer sulara faiktir. Bursayı eaki mevkiinden düşü- ren âmilleri aramak lâzımgelirse bunun en başında Seyrisefaine | tesadüf olunur. Seyrisefain İstan- | bul - Mudanya hattını tamamile ihmal etmiştir. Meselâ: 1 — Yalova ile Mudanyanın İstanbula olan mesafeleri arasında çok az bir fark vardır. Halbuki Seyrisefain Yalova yolcularından birinci mevki için elli, Mudanya yolcuları için Üç yüz kuruş alır. Hatta yine Seyrisefain vapurları Mudanya hattında öğle yemeği vaktini yolda geçirmek plânını takip ettikleri için bu yolculuk beş yüz kuruşa baliğ olur. 2 — Yalovaya işliyen vapur- lar Seyrisefainin en seri ve lüks vapurlarıdır. Mudanya vapurları ise insan değil, yük taşımak için yapılmışlardır. 3 — Yalova için günde gi- dip gelme iki vapur, Mudanya için yalnız gitme bir vapur işle- tilmektedir. Bursalılar Seyrisefainden şun- | ları istiyorlar : 1 — İstanbul - Mudanya yol- | cuları, İstanbul - Yalova yolcula- rının. verdikleri vapur ücretinin dörtte birindeü fâzla Ücret ver- memelidirler. 2.— Mudanya hattına eşya vapuru değil, insan vapuru işle- tilmelidir. Bu mesafe Üç saatte kat'olunmalıdır. Bunun için Mu- danya battına 16 mil süratli va- purlar tahsisi lâzımdır. 3 — Yalova için olduğu gibi Mudanya için de vapurlar İstan- buldan saat sekizde hareket et- melidir ve ayni vapur saat on se- İzmir (Hususl)— Son zamanlarda afyon fiatlerinin biraz kabarıklık arzetmesine rağ- men afyon taci lerinin — vaziyeti iyi değildir. Ban- kalar — tacirlere yüz çevirmişler ve — kredi mekten - istinkâf etmişlerdir. Alf- yon tacirleri ban- kaların bu va- ziyetini Baş- vekil Paşaya arzettikleri gibi, Acil tedbir ittihazı için de arala- rında bir de içtima aktettiler. İçtima netiçesinde bazı mukarre- rat ittihaz edilerek İktısat Vekâ- leti delâletile hükümetten istir- hamatta bulunmıya karar verildi. Afyoncular İktısat Vekili Mustafa Şeref Beye çektikleri telgrafta vaziyeti şu şekilde izah ettiler: * | — Bu senenin afyon mahsulü 700 — sandıktır. Geçen senenin stok — miktarı sandıktır. Bu itabarla 4700 sandık — afyon yardır. T ekirîiı;ğıı;la_ Zahire Fiatleri Tekirdağ (Hususi)— Tekirdağ Ticaret ve Zahire Borsasında temmuz ayı zarfında muamele gören maddelerin satışını ve fiat- lerin temevvücatını bildiriyorum: Buğday (3183) çuval, vasati fiat 5,32. Arpa (1238) çuval, vasati fiat 3,36, kuşyemi (2235) çuval, vasati fiat 5,3,5. Yulaf (155) çuval — vasati fiat 3,23. Keten ( 332 ) çuval, sarınısak 55 çuval, haşkaş tohumu vasati fiat 10,07. afyon tohumu vasati fiat 10,10. nohut 6, kuru bakla 5 kuruştan satılmıştır. — A. İL Uşakta ver- piyasada mevcudu |Şeker Fabrikasındaki Halk| Hissesi Veriliyor Uşak, (Hususi) — Şeker fab- rikasında hissedar olan halkın işlerini takip için Ankaraya giden Umum Müdür Remzi ve Belediye Reisi Alâettin Beyler müsbet neticeler elde etmiştir. Tasfiye Heyeti hisselerin şu şekilde da- gılmasına karar vermiştir: Yüzde kırkı peşin, yüzde alt- mıişı da senede yırmisi verilmek Üzere Üç senede — ödenecektir. Uşak şeker fabrikası, Ofisle Zira- at Bankasının iştirak ettiği bir limtet şirket halinde idare edile- cektir. Halk hisselerini bu şir- ketten alacaktır. — Ş. Kaya Nüsadere Edilen Silâhlar Tirebolu (Hususi) — Yaylaya sizde Mudanyadan İstanbula dön- melidir. Kezalik Mudanyadan da sabahleyin ayni saatte hareket eden vapur, öğleden sonra İstan- buldan dönmelidir. Bu takdirde yolcular Bursada veya İstanbulda | dörder saat kalabileceklerdir. *A çıkan bazı kimselerin silâh attık- ları haber alınmış, taharriyat ne- ticesinde 15 tüfek ve iki ta- banca müsadere edilmiştir. Malkara Ticaret Odası Tekirdağ (Hususi)— Görülen | lüzum üzerine Malkara Ticaret Odası lâğvedilmiştir, ( 4000 ) | Atyon tarlasında faaliyet 2 — Avrup fabrikalarının ec- zayı tıbbiye için senevi 3000 sandık ihtiyacı — vardır. Aksayı Şark ve Amerikayı senevi 1500 sandık mubayaatta bulun- maktadır. 3 — Vaziyet bu şekilde mu- talea edildikten sonra; memle- | ke timizdeki yabancı afyon ih- racatçılarının vaziyetini de tesbit elmek faydalıdır. afyona Yabancı ihracatçılar Aksayı Şarka yaptıkları büyük mikyasta alivre satışlarını büyük kârla ka- Şabanözü Intibalar Çankırı (Hususi) — Vilâyeti- mizin el bir nahiyesi olan Şabanözünde halkın kıymetli yar- dımları ile bir hükümet binası yapıldı. Nahiyelerini çok seven uyanık halkın kiymetli yardımı ile vücuda getirilen eserin küşadı için Çankırıdan bir heyet davet ettiler. Cuma günü — otomobiller — ile Vali, -Meb'uslar, daire müdür- leri, Meclisi Umuml — azaları, gazetecilerden mürekkep 25 ki- şilik bir kafile Şabanözüne ha- reket etti. Heyet nahiyeye var- dığı zaman büyük bir neşe içinde karşılandı. Yeni yapılan bina süslenmişti. Nahiye Müdü- rünün bir nutkundan sonra Vali Bey de bir nutuk söyledi. Merasim ikmal edilerek kapı- nin kördelâsı — Vali - tarafından | kesildi ve içerisinde öğle yemeği | Afyoncuların Talepleri İzmir Tacirleri Yarım Milyon Liralık Mubayaat Yapılmasını İstediler patmak için Av« rupaya İstanbul | ve İzmir Borsa fiatlerinden dai- ma iki lira aşa- ğiya - tekliflerde bulunmaktadırlar. Yabancı firma- ların bu teklifleri Üzerine 10 gön içerisinde afyon okka başına Üç lira fiatleri bir nezzül gös- | termiştir. Bu fırsatçıların rol oynamala- rına sebep olan vesile, afyonun 933 senesinden itibaren inhisara alınacağı haberleridir. Istirhamımız; 933 — senesinde yapılacak olan zirat kooperatif inhisarı tarafından 500,000 liralık afyon mubayaatında bulunulma- sıdır. Bu suretle memleketimizde bir buçuk milyon bir piyasa far- kı olacaktır. ,, Afyon tacirleri İktısat Vekâ- letinin bu mesoleye ehemmiyet vereceği ve âcil tedbirler ittihaz edeceği — kanaatini taşımak- tadırlar. — Adnan Köylülerin Yârdım» YeîHirm;neti de Güzel Bir Hükümet Binası Yapıldı Binanın küşat resmindeki merasimden İ. yenildi. Beş altı saat köylülerle başbaşa oturuldu, dertleri ve ihtiyaçları üzerinde konuşuldu, Akşama doğru avdet ederi''heyet yine köylünün tezahürü arasında yola çıktı. Mektubuma nihayet vermeden bu nahiyede gördüklerimi izah edeceğim. Şabanözünde saf, temiz bir köylü havası esiyor. Bu Türk köylüsünün yurdunda terakkiye | karşı çok derin bir duygu ve heves var. Havası güzel, bağları yeşil olan bu nahiyenin sokaklarında oynaşan — minimini — yavruların kıpkırmızı — yüzleri — sıhhatlerine delil oluyor. Yalnız nahiyenin içini iki sene evvel nasıl gör- dümse öyle buldum. Hiçbir ye- nilik göremedim. Elli dükkâna yakın çarşısı bomboştu. Ancak | Brunat, * Ağustos Bir Heyetin Eseri Warullah Ata Son zamanlarda — Academie française'in başına gelenler yalnız | edebiyat ve dil işleri ile uğra- | şanları değil, herhangi bir saha- | da iş görmek istiyenleri düşün- dürecek mahiyettedir. Edebiyat, felsefe, ilim, siyaset ve askerlik sahalarında — ehliyetlerini — isbat etmiş veya öyle addolunan kırk azadan teşekkül eden o encil- men, ibmal edilmiş eski bir vazifeyi batırlıyarak bu sene bir sarf ve nahiv (Grammaire) kita- bı neşretti. Merak edip almadım; yanlışlarını gösteren birçok kitaplar makaleler de çıktı, doğrusu onları da pek iyi takip etmedim. Fakat bu “grammaire de |' Academie française,, etrafında o kadar dedi- kodular oldu ki mesele hakkında en alâkasızlar bile malümat edin- diler. Paris Darülfünunu prolesör- lerinden ve büyük bir Fransız dili tarihi muharriri M. Ferdinand o kitaptaki hataları, aykırı iddiaları, gülünçlükleri iti- raz götürmez bir surette gös- terivermiş. Academie'nin neşrettiği sarf niçin, nasıl bu kadar hatalı olabi- liyor? O kırk kişinin hepsini de hakikaten değerli adamlar ad- detmek doğru olamaz amma içle- rinde büyük ve dillerini çok iyi bi- len edipler bulunduğu da inkâr olunamaz. Fakat onların neşrettiği lügat da yine o derecede batalı imiş. Yalnız yenisi değil, şimdiye kadar neşrettiği lügatların hepil encümene dahil olmıyanların da, olanlanların — da — tenkitlerine, hücumlarına, — istihzalarına — uğ- radı. — Fransızcanın. en — meş- hur İügatı, Littrö'nin yazdı- ğı, —Acade&mie'ninkinin — eksikle- rini, yanlışlarını, manasızlıklarını meydana koymak İçin yazılmıştır. Academie française'in lügat- ları da, sarf kitapları da fena oluyor, fena olmağa — mahküm- dur. Çünkü bir şahsın değil, bir encümenin — eseridir. —M. Ferdinand — Brunot — dünyada Fransız sarfını en iyi bilen v en İyi tedvin eden adı olabilir; yarın — Acadâmie'ye aza olsun, hiç şüphesiz yine bik diklerini unutmıyacaktır. Fakat onun da o encümende bulunması, bundan sonraki sarf kitaplarının iyileşmesine sebep olamaz. Littre'e nin de bulunduğu Acad&miec'nin lügatının fena olduğu gibi. Herhangi sahada olursa olsyn büyük, doğru, güzel eserler tek kafanın mahsulü olanlardır. Çün- kü tek kafanın kendi kendine karşı da, harice karşı da mes'ı- liyeti vardır. Encümenlerin mes'u- liyeti olamaz. —— ——— —— sekiz dükkân açıktı. Belki cuma olmasındandır, dedim. Fakat hoer-« gün bu şekilde olduğunu öğren- dim. Yalnız pazar - kurulduğu günler kalabalık oluyormuş. Şabanözü pazarına Çankırı- dan da her hafta birçok kimseler gider. İktısadi vaziyetin durgun- luğunu öğrendim. Bu sene buğ- daylarında bolluk yokmuş, yalnız yetişen mahsul fena — değilmiş. Burada okuma hevesi kuvvetlidir. Mükemmel kârgir bir mektebi vardır ki, merkez mekteplerine muadildir. İçindeki talebe eserleri ve sergiler güzeldir. Bilhassa müzesindeki çiçek - kolleksiyonu göze çarpan kıymetli bir eserdir. Kemal Kadri HL İN Üü e LO bi a Za A ĞD — < ö SözAüem