28 Temmuz 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

28 Temmuz 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- 36 — Gencin K “TİMURLENK SON POSTA Sıyf; 13 Muharriri : ğ »4 Zülfüne Takılmıştı Kızın Bu _Sevda_danriHaberi Yoktu - Biraz — sonra panoramadaki sahne değişti ve Timurun gözü önüne yirmi yaşında bir “Beya geldi. Gece ve gündüz didinen, bazan hocalarla ağız ağıza verip bir şeyler konuşan, bazan silâhlı adamlarla hararetli münakaşt- lar yapan bu genç, yorulmaz bir mahlüka - benziyordu. Gün- lerinin her dakikası hbir meş- gale ile dolu idi, gecelerinin he- men lamamı şuradan buraya geç- mekle, sayısız temaslar - içinde yuvarlanmakla geçiyordu. Bu gencin bir aralık Semer- kantte dolaştığı görülüyor. Ona “Binbaşı, diye hitap ediyorlar. Yanında daima birkaç kişi var- dır. Geçtiği yerlerde selâmına duruluyor, girdiği yerlerde istik- baline koşuluyor. Fakat o, biraz daha ağırlaşmasına rağmen yine faal, yine cevval ve âdeta sey- yaldir. Durmuyor, dinlenmiyor, mütemadiyen didiniyor. Hocalarla münasebeti çoğalmış ve silâhlı- larla teması da ziyadeleşmiştir. Hergün bir plân kuruyor ve her- gün yeni bir vak'anın kahramanı oluyor. Dalma faaliyet içinde çırpı- np düran bu esrarengiz gencin günlük hayatında değişmiyen bir nokta var: Han sorayını ziyaretl.. Hergün zamanda ayni yere gidiyor. gı.ııidiılorüıı âdeta lıılr tavaf zevki, ruhani bir neş'e bulduğu yüzünden belli. Cihangir Timur, şimdi göz be- beklerinde dolaşan © kibar tavırlı mütefekkir bakışlı, pehlivan ya pıli gence âdeta sormak - istiyor: bu sarayda ne var ki hergün gi- diyorsun ve giderken belecan, * p dönerken de eza duyuyorsun? Maamafih Timur, biliyor ki © gencin xziyaret ettiği saray, Kazgan Hana aittir. Genç adamın bu Hana büyük bir hürmeti, muhabbeti ve merbutiyeti vardır. Lâkin sarayı muntazaman ve derunt bir incizap ile ziyaret edişinde gizli bir saik te mev- cuttur. O genç, Kazgan Hanın sarayında yüreğici kaybetmiştir. Hergün oraya gidişi, o kaybolan yüreğini bulmak içindir. Fakat bütün gidişleri beysude oluyor. Çünki düşürdüğü gönül, genç bir kızın saçlarına takılıp kalmıştır. Halbuki o saçları bul- mak ve arasından firari yüreği çıkarmak müşküldür. Kız, © güzel kız, başındaki altın tacın sarı tellerine bir gönül karış- tığından belki bihaber!.. İşte yirmi — yaşındaki kibar tavırlı binbaşıyı Üzen de bu. Bilinmez nasıl oluyor, bir gün bu macera şayi oluyor, saray koridorlarına — şayi oluyor, ha- remdeki kadınlara kadar her ağızda çalkanıyor. O derecede ki Kazan Han bile, genç binbaşının gönlünü bir kızın saçları arasında kaybettiğini işitiyor. Han gönül halinden anlar bir adamdır. Me- ziyetlerini cidden takdir edip ya- vaş yavaş yetiştirmek ve kuvvetli bir bey mevkiine yükseltmek is- tediği delikanlının elemile alâ- kadar oluyor. | Vakat bir müşkül var. Bu gen- | | Yevmi, BSiyasi, ı:ucıııl . İetanbul: Bekl İ 'd"e' Çatalçeşma sokağı 3 cin kalbini bilmiye bilmiye altın zülüflerine takan güzel — kızın mahmur gözlerine de başka bir gönül — takılmıştır. Yüreğini © gözlerin — derinliklerine düşüren adamın adı “Tekel Bağatur,, dur. O da şöhretli bir muhariptir, Ha- nin gözdelerindendir. Kazgan Han, uzun uzun dü- şünüyor. Genç binbaşıya acımakla beraber Tekel Bağaturu da mer- hamete Jâyık görüyor. Şu kadar ki onların sessiz birer rakip hâ- linde yaşamalarını da nahoş bul-' maktan geri kalmıyor. Vaziyeti düzeltmek, dedikodulara nihayet vermek istiyor, kızını çağırıyor: — Ulcay! - diyor - sıkılmak yok, utanmak yok. Bana açıkça söyle: Sana er olarak bizim Keşli | binbaşı ile Tekel Bağaturdan bi- rini seçmek istiyorum. Hangisini istersin? Cihangir Timur, Hindistandan Semerkande giden yol üstünde ve at üzerinde hayalen bu sah- neyi seyrderken adeta terliyordu. Önündeki kızıl tuğlu bayrağı, zırhlı süvarileri görmüyordu, ar- dındaki muazzam velveleyi duy- muyordu. Sanki kendisi bir ha- yal olmuştu ve gözlerinde canla- | nan eski hakikatler içinde zerre zerre eriyordu. Heyecani yüzünden belli idi. ©| Kazgan Hanın birçok — yıllar ev- vel güzel Ulcaya yaptığı suali, ©o dakikada aynen işitiyormuş gibi teheyyüç geçiriyordu. Atın dizginini büsbütün bırakmıştı ve ©o hayali muhavereyi dinliyordu. Kız, o güzel kız acala ne cevap verecekti ğ Timur, gözlerini biraz daha kapayarak ve elile yüreğinin çar- antılarını zaptetmeğe çalışarak bekliyordu. - Genç Ulcay, ilkin gözlerini yere eğmişti, kıpkırmızı kesilmişti, Kazgan Hanın sualine ne yolda cevap vcrcccğini_ bil- miyor gibiydi. Bir taraftan hicap, bir taraftan- nahuş bir izdivaca icbar edilemek endişesi kızcağızı üzüyordu. Nihayet vıu'n!d:ı:ıîlı: — Ben evlenmeyi düşünme- dim. Senin yönında mesudum. Kazgan Han başını salladı: — Kız kısmı ancak koca yas binda mesut olur. Maşallah bi- yüdün, evlenme çağına geldin, ğ düğününü yapmak lâzın, ( Arkası va ) SON POSTA | , ı artık | Havadi) — ve Halk | Telefon İstanbal - 20203 | Pasta kutasa: Tatanbul - 768 — | Telgraf: datanlıni SONPOSTA W ABONE FiAT: W TÜRKİYE Ecnah İ Hıv-ıîvl_ıx'r. 1 Sene 2700 Kr. ; 150 * 6 Aş 140) » — || d00 » 5. 80) » ÜÜ e t 3) * ——— Gelen evrak gürl verlimca. ilâanlardan — mes'uliyet —alınmaz | cevap için Mmöktuplüra © Kurujlüs | Pw ilâvesi Tâzandir. | (20 kuruştur. Aöâres üeğiştirilmci! v Elmaslar tetkik edillyor Bir zamanlar, insanların bü- yük bir düşkünlük gösterdikleri en kiymetli maden, artık, ehem- miyetini kaybediyor. — Ailelerin, | gervetlerini emniyetle muhafaza edilmek için paradan fazla ehem- miyet verdikleri bu maden, her- kesin malümudur ki elmas de- diğimiz hakikatte tasfiye edilmiş kömürden başka bir şey olmayan parlak cisimdir. Elmasın, kıymetini kaybetme- sindeki sebep, son zamanda, dünyayı cam parçaları kadar mebzuliyetle — istilâ — edebilecek muhtevası bulunan — yeni, yeni madenlerin meydana çıkmasıdır. Fakat bu kıymet düşkünlüğünün sebebini kavrıyabilmek için ebk masın ve elmasçılığın tarihçesin- den bir parça bahsetmemiz (â- zımdir; Mes'ut Bir Adam En zengin elmas madenleri, umumiyetle malümdur ki Cenubi Afrikada bulunuyor. Bu mınta- kanın elmasçılık noktasından mu- vaffakiyetle iş yapmıya başladığı tarib 1880- 1890 seneleridir. Son zamanlarda, Pretorya şehrinin 20 kilometre uzağında yeni bir şi- mendifer hattı yapılmıştı. Küllinam isminde bir İngiliz bu inşaat neticesi, arazinin iyi işlenmiş olduğunu düşünerek hat boyunda bir müddet — hafriyat yapmış ve az bir zaman sonra büyük bir muvaffakıyet — elde etmiştir. Çünkü M. Küllinam, bu bafriyat neticesinde, dünyanın en büyük elmasını ele geçirmiştir. Elyevm — İngiliz Kıt"î .'.ı;. sinin — malı olan ve Külli- nam İsmini taşıyan bu taş par- çası sayesinde, Cenubi Afrikanın elmas madenlerici ilmi bir su- rette işleyecek bir şirket teşkil olunmuştur. Bu şirketi, bizzat M. Küllinam tesis etmiştir. Elmas Bileler Elmas arayıcıları arasında ta- hin kendisine gülen adam sadece bu zat olmamıştir. Van Nikrik isminde bir Felemenkli, bir gün hu mıntakada dolaşırken parlak madenlerden yapılmış büyük bi- lelerle oynıyan çocuklar görmüş, birkaç kuruş mukabilinde bunları satın almış, sonra Cenubi Afrika valisinin bir ziyareti esnasında bu bileleri — 4500 lirlo n:;lknbilindı valiye satmıştır. a birkaç ı.nî sonra Dudiy Konta bir milyon liraya devretmiş, bu zatın varisleri de bu taşları üÜç milyona ellerinden çıkarmışlardır. Bu vak'aların ağızdan ağıza duyulması, Cenubi Afrikaya, tıpkı Amerikaya koşan altın arayıcıları gibi, birçok elmas arayıcılarının hücumunu — davet — etmişti. O | güretle ki 1870te bunların adedi yüzü geçmezken iki sene sonra bu miktar 5000 i bulmuş, dört sene sonra ise 35 bine çıkmıştır. Bunl r.n arasında, ber sınıftan halk vardı. Bir gün, zamanın Ce- nubi Afrika Cümhur Reisi olan Elmas Çok Büyük Bir Tehlike Atlattı E— Yeni Bulunan Madenler, Az Daha Elmaslar terazinin ketfesinde meşhur Kröger bir nutuk ve er- ceği zaman, sözlerine şu suretle başlamayı münasip görmüştü: * En büyük dostum çiftçiler, bur- juvalar, sanayleller, hırsızlar, haydut- lar, katiller ve yeni gelmiş san'atsiz misafirler, size hitap ediyorum. » İlk Büyük Şirketler Bu yeni gelenler arasında Sesil Rod, Barnato, Barney gibi birtakım adamlar, taliin yar- dımile az zamanda büyük servet- ler temin etmiye muvaffak olmuş ve bu sayede, elmas aramak için gayet kuvvetli birtakım şirket- ler teessüs etmiştir. Bunlar - için- de, bilhassa iki müessese, nazarı dikkati celbediyordu. 1 — Beers Korporeyşin, 2 — Barnato diyamont mi- ning. Sesil Rod, Beers kumpan- yasının riyasetinde idi. Barnato biraderlerle mürakereye girişerek 100 milyon frank mukabilinde madenlerini kendisine terketme- lerini teklif etmiş, fakat ret ce- vabı almıştı. Barnatolar, Roçil- din serveti bile ellerindeki ma- deni satın almıya kâfi gelmiye- ceğini söylüyorlardı. Bu sırada, Cenubi Afrika po- Hfitikacılarından — Merriman, — 900 milyon frank sermayeli muazzam bir elmas işletme şirketi tesis etti. Bu |iıl:î:k. diğer iki kum- anyanın yerleşmiş sermayelerin- Sen daha kuvvetli idi mu hal, gerek Beers kumpanyasıni, gerek Barnato biraderleri telâşa dü- şürdü. O zamana kadar biribirine düşman muamelesi yapan bu mü- esseseler, derhal anlaşmak lüzu- münu düydular. İki mües-esenin müdürü bir odaya kapandı, mü- zakereleri tam 18 saat şürdü. Fakat neticede anlaşmıya muvaffak oldular. Bu itilâf neticesinde Bar- nato biraderler 450 milyon frank mukabilinde, kumpanyasına devrettiler, Yeni Bir Tehlike Beers kumpanyası, bu anlaş- madan — sonra rakipsiz olarak elmas piyasasına hâkim oldu ve bu hal, son günlere kadar devam etti. Fakat bu sıralarda Küllinam elması bulundu. Bu zat, sattığı bu çok kıymetli taş parçası sa- yesinden Beers — kumpanyasına ciddiyetle rekabet edebilecek bir şirket tesis etti. Vaziyet va- himleşiyordu. Nihayet, İngiliz Kralımın ha- kemliği —ile iki şirket — anlaştı. Küllinam, elde ettiği menfaatleri Beers kumpanyasına sattı, vaziyet tekrar düzeldi. Harp sonunda birtakım yeni yeni zenginlerin türemesile bu kumpanya büyük servetler kazandı, İşler o derece genişlemişti ki, harpten sonra, bu madenlerde çalışan amelenin miktarı 60 bine kadar çıkmıştı. Fakat bu arada, Cenubi Afri- k madenlerini Beers | Elmas Bilelerle Sokakta Zıpzıp O;In albi Bir Dilberin Elmasın Kıymetini Sıfıra İndiriyordu ıyan Çocuklar Bür : Bir masanın üstünde mücevherler kanın Trunsval eyaletinden müt- hiş bir haber şüyu buldu: Bu civarda, — Lihtenburg, — denilen mıntakada, aklın kabul edemiye- ceği kadar zengin yeni madenle- rin — bulunduğu — bildiriliyordu. Beers kumpanyasının hisse senet- leri, derhal onda bir kıymetleri- ne düştüler, bütün dünya piyasası bu vaziyetten müteessir olmuştu. Herkes, elmasın artık bir taş parçası haline geleceği kanaati ile — ellerindeki — mücevherleri çıkarıyordu. Beers kumpanyası, derhal — harekete — geldi, — bü- yük bir konsorsiyom — tesis e- dildi, Lihtenburg madenleri de satın alındı. Fakat işletilmek için değil. Çıkaracağı yeni elmaslarla piyasayı berbat etmemesi için. Bu suretle elmas arz ve talebinde yeni bir muvazenet tesis edildi ve bu kıymetli cevher, şmdilk bir çakıl parçası haline gelmek- ten kurtarıldı.. Ne zamana kadar diyeceksiniz? Orasını Allah bilir. (O MEMLEKET HABERLERİ ) Antalyada Cuma Gı'i—nî—e_r—i Herkes Plâjlara Taşınıyor Antalya ( Hususi ) — Şehri- mizde yaz günleri çok eğlence ve zevkli geçiyor. Şimdi herkes cuma günleri yeşil — bağlara ve bahçelere dağılarak akşama ka- dar gülüp oynaşıyorlar. Bir kısım aileler de buraya yir mi kilometre mesafedeki Lağre plâjına gidiyorlar. İstanbuldaki Filoryadan daha güzel olan bu plâ- ja bazı aileler perşembe akşamın- dan giderek cuma akşamma kadar yıkanıp eğleniyorlar. Şehrimizde gece hayatı da çok canlıdır. Sazlı bahçelerde iyi saatlar yaşıyoruz. Si Bir Mektep Lâğvedildi Elâziz, (Hususi) — Şehrimizde bulunan Muallim Mektebi Maarif Vekâletinin emrile lâğvedilmiştir. Talebeler diğer — vilâyetlerdeki mekteplere gönderilmiştir. Gemlikte Bir Hâdise Gemlik, (Hususi) — İki gece evvel bir adam atla giden başka bir adamı tabanca atarak dur- durmak istemiş, jandarmalar iki- sini de yakalamıştır. Mali Teftişler Tekirdağı (Husust) — Vilâye- timiz hususi muhasebesinde geniş mikyasta teftiş yapmak üzere İstanbuldan iki Maliye Müfettişi şehrimize gelmiştir. Faydalı Yağmurlar Balıkesir, 26 — Dün Susığırlık ve Dursunbey kazalarına mebzul yağmur yağmıştır. Yağmur yazlık mabsul için pek faydalı olacağın- dan bu iki kaza halkının yüzünü güldürmüştür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: