Biz mecliste eski bir binadan bahsediliyordu.. Yaşlıca bir zat şu fikirde bulundu: . — Evet bina tamamile antika, Müze Müdürlüğü — muhafazasına dikkat etmelidir.. — Aman azizim, nerede ise yıkılacak, sokağa doğru çarpıl- mış. İtina edilecek şey değil!. Daha ağa doğru çarpık olması şa- ânğ icn:ıxndınçevîcl yapıldığını ispat ediyor. Tahammll Kejisör aktörlerden birini ça- ğırdı.. — Gelecek temsilde eu mü- him rolü size vereceğiz, bütün piyes müddetince sahnede kala- gaksınız; gerçi tahammül etmek biraz güçse de.. — Zararı yok efendim ben tahammül ederim.. — Sizi bilirim, fakat ben se- özler için Üylemiştn. —.. | L p3 OA %'ı—:v — Baloda herxesin bize ba- kıp niçin güldüklerini şimdi anladım. Senin takma saçlarını bet, benimkilerini de sen takmışsın! Ca ) — Naciye Hanım sana var” mak istemedi mi?.. — Hayır.. — Zengin ve ihtiyar bir am> can bulunduğunu, yakında mirasa konacağınızı söylemedin mi?. — Söyledim.. — Bunun üzerine de - Tazi olmadı mı?... — Ran oldu ve evlendiler.. — Kiminle kim?.. — Naciye Hanımla amcam.. Zarar. Yok İlâ: dost meyhane dönüşü kos nuşuyorlardı: — Seninle yarın öğleden sonra birleşip açık havada - biraz geze” lim, . — Olur, fakat öğleden sonra gınur yağarsa.. ya Z'-r.ıgr yok; o zaman öğle- den evvel buluüşuruz.. — Affedersiniz anlıyam iyi söylediniz. ya, | — ŞSESLİ SİNEMA SEYREDERKEN adım, söylediğinizi bir daha tekrar eder misiniz Pa — Doğru söyle benden baş- sevmedim mil 7.. ka _I:Iııııyl :lırlnı b başka bir Selma daha sevme- | dim.. Beslemek : Genç şair kıra çıkmıştı; bir köylüye tesadüf etti.. Şair cot- m“'î'.:oıı, dedi, kır hayatı ne il özeldir. İnsan ruhunu bu yeşi ğimeıılexde ne gll::lğılâle_ıler... Köylü başını s: ıh. ç — n var efen öküzlerimizi besliyoruz. z Ne Yapmış gsınıfla Muallim nasilhnt veriyordu : - Çoruklarım sü: kın sokakta, yahut başka — bir yerde kendinize auyan bir şoyl bu- lursanız. « Oh nö iyi birgşey buldum» ait ob diye alıp kendinize maletmeyiniz.. Küçük Niyazi atıl- dı. — Muallim Boy geçen gün sokakta bir #xat buldum. — Santi ne yap: tın ? Sizin söyledir giniz gibi yaplım, kendime mal etme- dim.. Ku ra kolamı teslim ettin, yoksa sabibini mi bulup kendisine verdin , — Hayir Muallim Boy kuruşa arkadayım Supbi O da yine tekrar elli gattım .. kaybetmiş bulursam bü sefer başkasına Bataca - B — Aman ne AAT AMŞRE L —Sana Radyoda eğlencell bir Istasyon bulup dinleteyim. | Otelda Necati Bey gece bir otelde kalmıştı. Tahtakuruları o kadar çoktu ki Necati B. sabaha kadar - uUyuyamamış, geceyi bir koltukta | oturup kitap okumakla geçirmişti. Sabahleyin hesap görürken otel | sahibine çıkıştı : — Olur şey değil azizim, gece sabaha kadar tahtakurula- rından uyuyamadım; bir koltukta kitap okuyup sabahladım, sonra da iki lira vereceğim.. Otel sahibi ellerini oğuşturdu: — Affediniz Beyefendi. Ben sizi yatıp uyudu zannile bu fiati söylemiştim.. Mademki — oturup kitap okudunuz ayrıca bir lira da elektrik ücreti vereceksiniz. Çok — Karıcığım senin için na ak sam çok değil.. — Ne kadar seviniyorum.. — Fakat ne alsam benim için çok!.. S — Naciye Hanımefendinin de- niz kostümü SO Hiraya çıkmış!. metresi 100 İlrayadır. Rekor — Ben otomobilimle kimsenin aklına bile gelmiyen bir rekor kırdım. — Ne rekoru?.. — Ne rekoru olacak; kırk sekiz defa otomobilim devrildi. Niyazi Bey sert ik bir adandı. Evin- de kimseye Trahat wermezdi, herkesl azarlar, herkese bar gorırdı . Bir gün yine biddetli bir zamanında — uşuğu na bir temiz da- yak attı.. Dayağı yiyeon uşak mah- kemeye — müracaat etti.. — Mahkemede hükim uşağ'a sordu? — Şikâyetin ne- dir ?.. — Niyazi Beyin evinde — çalışıyo- rüm, bir gün beni hiç kababatim yok- kön bir iyi dövdü.. Niyazi Bey bâkime dönerek . — Hâkima Efendi, dedi, 1ütfen Borar misınız İyi mi döv- müşüm?.. Uşak atıldı.. — Bvet beni bir iyi dövdü.. — Mademki ken- disi itiraf ediyor, bâkim Klendi.. İyi dövdüğüm için her- halda bir mes'uliyet gelmez, fona dövmüş ol saydım o başkal.. bana iyi edersin, Şu Florya Istasyonunu blulsana.. Duydum ki, kadınlar çok çabuk sever; Aradım sevdada beleş bulmadım.. Bilirim talim her şeyden beter; Beyazdan vazgeçtim, habeş bulmadım... * Güzeller ortada alanlar alaın, Vallahi kıskanmam zevkine dalsın; Saçının ipeği yerinde kalsın, Kendime bir tane keleş bulmadım.. * Keseme nedense ekilmiş darı, Kafamın ezelden bozuk ayari; Birine lâf attm yodim şamarı Nedense dünyada bir eş bulmadım!... L — Ofabilir, 0 cins kumaşın | ESKi BiR MEMUR TARLADA — — Böan de size yardım etmek isüyorum, saade edin de biçilen başakları larih ve numara sırasile demet yapayım... - — -| Tramvay tıklım tıklım - dolüy« | du.. Yaşlıca bir hanım aykta du- rayordu.. — Yorulmuş - olacak ki kendikendine söylenmiye başladı. — Olur şey değil, — bizim gençlik zamanımızda tramvayda erkekler ayağa kalkar yerlerini kadınlara verirlerdi., Oturanlardan biri yanındaki- | vin kulağına iğildi. İ — Yalan söylüyor, bu hanıs min gençlik zamanında ihtimal tramvay bile icat edilmemişti.. İzdivaç İki genç kız izdivaçtan bah- sediyorlardı. Kulak verdim. Duy- duklarırm aynen yazıyorum: — Ben, sevebileceğim — bir erkekten başkasile evlenemem.. — Sevebileceğin erkek aca- ba kim olacaktır.. Haa Bana ilk talip olan kimse Oğlunuz Cihan Bankasının ::yıııdm;l'ımç';lıııı zengin ıı':ılrııu e du. maaşı kaç — Maaşı filân yaktu, Iı:oyı açtığı zaman içinde on bin lira varmış... HLALA Yirmi üç temmuz cumartesi günü Hikmet Beyi elinde evrak çantasile sabahleyin — tramvaya binerken gördüm.. — Bu çanta ile nereye de- dim, bugün dairelerin tatil oldu- ğunu bilmiyor musun?.. ” Hikmet Bey sinsi sinsi güldü.. — Biliyorum azizim, hiç bik mez olur muyum.. Fakat karım bilmiyor; ben de fırsattan istifa« de ediyorum. Farkına Varmak — Bazı insanlar — vardır. ki hayatta kendilerine gelen sa- adetin farkına varamazlar. Suat Bey de onlardan biridir. Karısı anadan doğma dilsiz.. — Demek Suat Bey karısının dilsiz olduğundan memnun değil. — Hiç zannetmem; — çünki, kenisi de danadan doğma sağ ır J LA