- 31 — “TİMURLERNK » * KA Muharriri : Deli, Hîîıthnm Üzerine Saldırıyordu Hintli Yakalanınca” îğlce Uğradı | Fakat Molla Umurun Hintliye karşı gösterdiği kayıtsızlık - uzan müddet devam etmedi. Muhayyel mahkümları durmadan, — dinlen- meden — boğazlamakla — uğraşan hoca, geldi. Bir hilkat gaşibesi, bir ucübe, tabiat harici bir mahlük seyreder gibi derin derin herifi dit bir tavırla elini uzattı, herifin çıplak omuzlarını okşamak istedi. Onun uzattığı el, ateşten bir kürek, cehennemli bir âlet gibi Hintliyi yerinden sıçrattı. Sivanın tel'in edip akılsızlığa mahküm bıraktığı asi kulun temasından ürkmüştü, kirlenmek vehmile tit- riyerek — uzaklaşmak — istemişti. Lâkin bu hareket, bu kaçmak teşebbüsü, deli üzerinde bambaş- ka bir tesir yaptı. O, yerinden fırlyan Hitlide, bıçaktan kaçan bir' mahküm hüviyeti sezdi, deli- ği bütün şiddetile feveran etti, çadır direklerini sarsan bir sayba #Pavurarak Hintlinin Üzecine atıldı: — Dur bire mel'un! - dedi - kaçma. Seni boğazlıyacağım, ka- nıniı akıtacağım. Çünki,.. çünki.. kesilmemek için kesmek lâzımdır. Şimdi Molla ile Hintli arasın- da heyecanlı bir yarış başlamıştı. Biri kaçıyor, biri — kovalıyordu. Hintli, delinin elini kendi tenine değdirmemek azmile siyah bir gıva parçası gibi köşeden küöşe- ye akıyordu. Molla ise, pençe- sinde ecel, onu köpüre köpüre takip ediyordu. Hintli, çevikti. Dini endişe, “bu çevikliği kıhıcrleşllirn_ıişıi. Kıvrak- siçrayışlarla lehlıkel! te- mastan kendini muhafaza eflıyor— du. Molla, cinnet nöbetinin en azgınını — geçirmekte rağmen bir türlü ona yetişemi- | yordu. Lâkin yorgunluk ve fütur da göstermiyordu. Sürıiı_ _ıı.ı_l- mıyan - sihirli bir gülle gibi mü- temadiyen Hintlinin arkasında yuvarlanıyordu. Hintli bir aralık kaçmak, ça- dırdan savuşmak - istedi. Timurun bekçilere verdiği emri unutmuş olmamakla beraber yine böyle bir fikre kapıldı. Çünki çadırdan çıkmak teşebbüsünün - tevlit ede- SON POSTA GUT ENALEOLAEETAN ve Halk Havalis gazetcsi Yevmi, Siyası, Zaptiyo « Tstanbul Eski Zapliy9 idarez İstanbub 0 lasar 25 Telefan İstanbul. - 20203 Posta kutusu: İstanbul - 741 Telgraf: İstanbul SONPOSTA —— ABONE FiAT TÜRKİYE çEğmat. 1400 Kr. — 1 Sene — 2700 Ki 1400 » K 400 > 180 » v> Gelen evrak göcl verilmez Hünlardan — mes'uliyet —alinmaz | cevap için mektuplara Ö kuruşlu Pul ilâvesi Tâzımdır. bir aralık onun yanına | eee olmasına | | lirdi. Bekçiler, | resini çiğnemek istiyen adamı, en | * ç bE i mütered- | ise temiz bir gözden geçirdi, sonra BER e S S | dan fırladı. | termiyordu, ceği netice, nihayet ölüm olabi- ulu hakanın ida- son bir ihtimal olmak Üzere, ök dürürlerdi. Bu, onun için felâket değil, nimelti. — Sivanın lânetini taşıyan bir adamla başbaşa kak maktan, deliyi pençesinde tutan “meş'um periye yakın bulunmaktan ölüme kavuşmak, Çıplak Hintli, işte bu düşün- ce ile bir sırasını buldu, kap- | Fakat fırlamasile | geri atılması bir oldu, Dört, beş pehlivan yapılı bekçi, minimini bir topu geri alar gibi onu ya- kalayıp tekrar geriye ve Molla- nn kolları arasına atmışlardı. Kaçırdığı avın — arkasından kapıya teveccüh eden deli, o ayın kucağına geldiğini görür görmez mesrur bir nâra attı. Şu kadar ki, bu nâca iki cismin bir- den sukut etmesinden doğma bir sesle müteradif idi. Dışardan bızla geri atılan Hintli, ağır - bir taş gibi, Mollayı da yere düşür- müştü ve şimdi ikisi, Üstüsle gelmiş bulunuyordu. Hintli, temasından çekindiği şeametin kuvvetli bir deraguş gibi kendisini yakaladığını, sardı- ğını görünce adeta felce uğradı, harektsiz. kaldı. Kalkmak, kaç- mak ve kurtulmak için hiçbir | hamle göstermiyordu, hatta böyle | bir arzu da beslemiyordu. Yıldı- rım çarpan bir adam rüküdetile düştüğü yerde kara bir sükün taşıyordu. Avını yakalamak neşesile yere düşmek sersemliğini biraz sonra telif ve tevzin eden, kendi haya- line avdet eyliyen Molla, sar'alı bir haz içinde idi. Ateş püsküren | | korkunç gözlerile çehresinde do- nanmalar, şehrayinler yapıyordu. Muhayyel insanları boğazlamakla hakiki ve canlı bir vücudu kes- mek arasındaki farkı apaçık an- | hyordu, köpüklü tebessümlerile şataretini göğsüne akıtıyordu. Deliyi üzen yalmız bir nokta vardı: Silâhsızlık! Boğazlanacak adam hazırdı, kendinin neşesi ve iştiyakı yerinde idi, lâkin b- çak yoktu. Mecnun Molla, bir taraftan Hintliye kesilecek bir hayvan vaziyeti vermiye çalışı- yordu. Bir taraftan da gözlerile çadırı dolaşarak bir. bıçak ar- yordu. Bu arayış, müsbet bir ne- Üce vermeyince kötü kötü güldü: | — Zararı yok kurban, dedi, seni elimle de keseriml Şimdi tımarhane âlemlerinde de eşi görülemiyen feci bir sah- ne tekevvün etmişti. Molla Umur uzamış tırnaklarile Hiıîtı'iıı.;. zayıf boyaunu delmiye, derisini parça- anını akıtmıya savaşıyordu. ki ryee mahkümu, bu zalim teşeb- Ölüm büs elinde küçük bir ıstırap gös- hafif bir ses çıkar- Öldürmüyor da okşuyor- d ei belki mütebes- muş gibi sakindi, Bti ( Arkası var ) — SÖON PosTa : Amerikadı C ümh ur Reisliğine Namzet Bir Papaz Bu Adam, Vaşington Üzerine Yürüyen Sayfa 9 Açlar Kafilesine Reislik Etmiştir Dünyaya Düzen Vermek İçin Bir Yığın Tedbir İcat Etmiş Soldan: Yeni namzetlerden Roosevelt, Fapaz namzet Ceymis Koks, Şimdiki Cümhur Relsi Huver Amerika cilmhur riyaseti ıBn- tihabatı yakında yapılacaktır. Bu intihabat u bi rakip iki tane- dir: Bugünkü Cümhur Reisi M. Hoover ve Demokrat fırkasının namzedi M. Roosvelt. Fakat son günlerde, iktısadi vaziyelin bir icabı olarak ortaya çıkan yeni bir. Amerikan fırka- sının namzedi. daha intihap mü- cadelesine atılmıştır. Bu adamın ismi Ceymis Koks- tur ve bir papazdır. Şu sırada, büyük Avrupa şe- hirlerinde uzunca bir seyahate çıkan ve yakında memleketine dönerek intihap kabiliyetini filen deneyecek olan M. Ceymisle bazı Avrupalı gazeteciler görüş- müşler. Amerika cümbur riyase- tine intihap olunuak için ortaya atacağı programın ne olacağını sormuşlar, Papaz Ceymis cenapları iza- hat vermiş. ğı_;ıhıl, îirıı ha- yale istinat ediyorsa da dünyanın her tarafında birçok siyasi saf- dillerin bulunabileceğini göster- mesi itibarile M. Ceymisin söz- lerini iktibas etmeyi faydalı bul- duk. Bu zat diyor ki: “— Kapitalizm denilen sistem bizim memleketimizde iflâs et- mek üzeredir. Halbuki bugün Amerikanın en büyük iki par- tisini teşkil eden Cümhuriyet ve Demokrat — fırki kapitalist fırkalardır. Bunun içindir ki, her ikisinin karşısına dikı.!ılek Üzere bir Ü- çüncü parti icat etmek istedim. Tesis ettiğim fırka, kazazedeleri kurtaracak olan yegâne siyasi lqâlâküldl:r- Â Flfkdlııın sekiz ma'! e inhisar eden programı, ve SElLOF Hmtrikaak n dlala almıştır. ve onun menfaatlerini müdafaa eder. 1 — Bankaların devlete ma- ledilmesi, 2 _e_ı'şim.diferkrin. su tevzi edici büyük müesseselerin, elek- v inin devlete ilhakı. 3 — Yemni yollar, umuru na- fıa tesisi suretile işsizlere behe- DİĞUN GĞ ee phie tekki ee üdiye, 5 — Gümrük himayelerini kaldırmak. 6 — Sulhün en büyük temi- natını teşkil eden muazzam — bir ordu ve dananma vücude ge- tirmek. 7 — Harp borçlarımı kaldır- ak, a 8 — Amerikayı bir İnsul memleketi yapmak. M. İnsul çok zengin ve pek ziyade kudretli bir. Amerikalıdır. Papaz Ceymis cenapları, nis- | betlre muhafaza edilmek — şartile | Amerika hükümetini, bu adam kadar kudretli bir hale gelirmek istiyor. ! dialara göre bu müracaati reddetti ilk vazile olarak İspanyaya gitmesi bu suretle izah ettikten ve bunun tam milliyetperver bir program olduğunu beyan ederek diyor ki: — “Bugünkü vaziyete göre Admerikalılar, altın yüklü eski kalyonlarda kürek çeken mah- kümlara benziyorlar. Bu İşe bir nihayet vermek lâzımdır. İ * Bir parça gari len bu sözlere bakarak M. Eıy':lüıı iddi- | | alarını yabana atmamak lâzımdır. Bu zat, nüfusu bir milyonu geçen ve sekencsinin ekseriyeti a olan Pifsburg şehrinin papazıdır ve çok zengindir. Orada birçok arsalar almış, evler tırmış ve bunların kısmı ııııııy;Pınele’lın hediye ıhui::ir. Son defa Amerikan açları” Vaşington —üzerine yürürlerken M. Ceymis bu kafilenin en önün- de yürüyor ve ekmek istiyordu. * M. Ceymis, giriştiği intiha, mücadelesinde 17 milyon Am: rikan işçisi ile yedi milyon sabık muharibin reyine güveniyor ki bunların ailelerile beraber mec- mu reyleri 40 milyonu buluyor. Bir Casus Kadın _İ;in_ Heykel Dikilecek Mart Rişar, İspanyadaki. Alman Ca- suslarını Faka Umumi harpte açık - değil, gizli rol oynıyan insanlar çok olmuştur. Bunların rolleri, ekseri- yetle, harbin cereyanı ve tarihin veçhesi üzerinde büyük bir tesir yapmıştır. Meselâ bir zamanlar Alman istihbarat teşkilâtını idare etmiş olan bir “Matmazel Dok- ! tor, dan bahsedilmişti. Bütün bir casusluk — teşkilâtını elinde tutan bu kadının çıldırarak — öl- düğü söylendi. Sonra, bir Al- man şebrinde sakin, sakin yaşa- dığı iddia olundu. Hakikat, bu sonuncu iddianın tarafındadır ve Alman ordularına muazzam — hizmetler yapan bu kadın, şimdi, mütevazı bir analık vazifesini görüyor. Son günlerde, bazı Fransız gazeteleri, yine büyük harpte müthiş — yararlıklar — göstererek Alman askeri teşkilâtınm mühim bazı — sırlarını - öğrenmiye mu- vaffak — olan — bir. kadından bahsediyorlar, Fakat bugünkü hü- viyetini ifşa etmiyorlar, min, — eski Mart Rişar'dır. Mart Rişar, umumi harp pat- lak verdiği zaman sivil bir — tay- yareci idi. Diploma numarası da ( 1500 )ü geçmiyordu. Harp ilân edilir edilmez derhal askeri tay- yare teşkilâhna müracaat ederek orduya iltihak etmek istedi. Fa- kat Fransız ordig , bügünkü id- * aile ismi Çünkü bir kadımın askeri — bir | tayyare ile hayatını tehlikeye | koyması ne muvafık görülüyor, ne de insani addediliyordu. Bunun üzerine Mart Rişar, Fransiz casus taşkilâtına iltihak | etti. O sırada, kocası da cephe- de maktul düşmüştü. Bu kadma, ve Alman — teşkilâtının birtakım "ı" Ceymis Koks programını i sırlarını öğrenmesi vazifesi verildi. Bastıran Kadındır H A b ü RMırl Elşır Mart Rişar İspanyaya git vazifesinde © kıdıry znııv:;f:t oldu ki İspanyadaki Alman casus te.ık_illlın:ı girdi, bu - teşkilât reisinin itimadını kazandı ve müt- !ılı şeyler öğrendi, sonra da rcis ile beraber bütün — adamlarını müthiş bir faka bastırdı. Öğren- diği başlıca şeyler z “İspanya sahillerindeki Alman tahtelbahirlerinin — malzeme — ve I;_enıııı dep:hın. Arjantinden ransaya sevkolunan ları imha etmek üzere Berliıb!şğıd.x:n- demisinin keşfettiği bir. böceğin mukabil ilâcı, Alman lâğım bom- balarının tertip ve atılış tarzları. , Bütün bu hizmetlerine muka- bil, Fransız casusluk - teşkilâtı harp bittikten sonra bu kadına ayda 200 Hira maaş vererek hesa: bımı kesmek istemiş, fakat kadın, bu parayı almamıştır. Sonra bir İngilizle — evlenmiş, fakat — bir müddet sonra kocası ölmüştür. Hüyirei bu kadar gizli tulalan ve batta kimin karsı bile old günü söyletmiyen - bu cas ha dti