20 Temmuz “—TİMURLENK ö Ü Gün Muharriri : 4 X4 İlbttEnîKonferaıismda FHangi Mesel;î;f a');üşülecektir? SON POSTA 'İmparator_luğun 450 Milyon Nüfusu, Hakan Mustarip Arkadaş- Haşmetlü İngiltereKıralınınTebaasıdır! Sayfa 9 larına : Uçmalıyız! Dedi 144 Mezhep Saliki Ve Yüzlerce Memleket Sakinleri İmparatorluk Bayrağı Altında Nasıl Birleşiyorlar Timurun Bu Söz İşkenceli bir ölüm korkusile dağlara sığınan halk, ayni korku- nun verdiği cesaretle kovalıyanları aşağıda tutmak istediler. Ganj nehri membalarına yakmlaşmak, mukaddes — suyun serinliğini sezmek le onları ayrıca cürel- lendiriyordu. — Cennetten yine- cennete akan büyük su, yurtlarından cüda düşenlerin ru- huna yeni baştan fedakârlık aşkı, hattâ ölüm aşkı getiriyordu. Bu- lundukları yerden Ganjin akışını belki göremiyorlardı. Lâkin ku- cağında yaşadıkları irtifam aza- metile ruhları kamaşıyordu, Gan- jın ilkhilerini işittiklerini teveh- hüm ediyorlardı. Orada, o göz karartıcı yükseklikte ilâhlar ve ilâheler uğruna ölmek iştiyakı hemen hepsini ihata etmiştli. Ay- ni zamanda onlar, ekseriya yap- tıkları gibi beyhude ölmek isti- yorlardı. Hayatlarını pahalı sat- mayı kuruyorlardı. Bu, müdafaz- yı meşru gördüklerinden ve mü- dafan suretile müsttevlileri ric'a- te mecbur. edebilmek ümidinden doğan bir arza değildi. Belki ya- bancıların mukaddes su — kay- naklarına — yükselebilmelerinden ileri gelme bir endişe mah- sulü idi. —Yapacakları müda- faanın ve kendi cesetlerinden teşekkül edecek setlerin böyle bir akıbete mâni amu- yorlardı. Zavallı Hintliler ölümü, Ganjın temiz kalması için kabul ediyorlardı. Timur ordusile beraber dağ eteklerine geldiği vakit Hintliler bu hissi vaziyette idiler. İri kaya- larla, zaten çok dar olan, boğar- | kapamışlardı. — Sığındıkları zirvelerde, muhacimlere atılmak Üzere yığın yığın taş toplamış- lardı. Aksak cihangir, göklerle öpü- Şşür gibi görünen yüksek dağlara, göğüslerinde yürünmek imkânı olmiyan — yalçın kayalara uzun uzun baktıktan sonra çadırına çekildi, birkaç — saat düşündü. Kaçakları bu son ilticagâhlarında yakalamak çarelerini aradı. Bu büyük — işi başarabilmek için orduya kanat vermek Jâzımdı. Başka suretlerle o yalçın irtifa- ları aşmak, kaçaklarla yüzleşmek mümkün değilx Timur, derin bir mülâhaza devresi geçirmeyi mütecakip kır mandanları — çağırttı, dağları aşmak için ne düşündüklerini sordu. Kimse geri dönmeyi dü- şünmüyordu. Lâkin yerden göğe yükselmek kabilinden olan ileri, hareketini temin için de bir çare gösteremiyordu. Ulu Hakan, cesur arkadaşlarının hayret ve ıstırap ifade eden sükütlarını — dinle- dikten sonra münasip gördüğü yolu erdi: — Uçmalıyız! Daima makul ve doğru düşü- nen, daima müşkülü kolaylıkla becayiş eden Timurun müfekki- relere değil muhayyelelere bile fötur bulaştıran bir vaziyeti ber- taraf etmek — için gösterdiği çare, bütün kumandanlara istihza gibi geldi. Onlar, büyük — reh- berlerinin müşkülleri yenmekteki kudretine İlekesiz bir iman İle kanaat — besliyorlardı ve onün çıkıp | üü . . a F ü Ciddi Karşılandı ada istihzaya — tenezzül et- mek — şöyle — dursun, — meclise neşe verecek latifelerden — bile boşlanmadığını biliyorlardı. Bina- enaleyh “Uçma,, teklifini de olan- ca safiyetlerile ciddi telâkki et- mek diliyorlardı. Lâkin bu dile- diklerini gine kendileri zaif gö- rüyorlardı ve ulu hakanın bütün hayatında ilk defa olmak üÜzere mizaha meyletliğine hükmetmek mecburiyetinde kalıyordu. Uçmakl Bu, kabilmidi? Hele yüz bin kişilik bir orduyu uçurmak tasavvur mu olunabilirdi?... Ku- mandanlar hayran hayran haka- nn tunç yüzüne bakarlarken o, izahat verdi: — Harp eden asker, düz yer- de yürür. Suya rastgelirse yüzer. Çükür börürse atlar, kalelerle arşılaşınca yıkar. Çünki onun vazifesi cösterilen hedele var- maktır. İrmak, hendek, yokuş, iniş, kale, kule, vazifeyi yarım bıraktıramaz. Şimdi bizim önü- müzde yüksek dağlar var. Geri dönmek mevzuu için -bu' idağları 1 Mademki — ayaklarımızla yürüye- yersiz miyeceğiz, atlarımızı da yürüle- | miyeceğiz. Uçmıya çalışmak — ve uçmuya — muvaffak olmak - icap etmez mi ? Kumandanların pözlerinde hâlâ şüphe ve tereddüt — titriyordu. Hepsi Timurun sözlerini “Amem- na,, diyip dinlüyorlardı. Lâkin | için için itimatsızlığa benze, bir bâlet geçiriyorlardı. Kuvvetli ha- kan, — arkadaşlarının ruhundaki müphem endişeleri sezdiği için biraz gülümsedi: — Bu da bizden tarihe yadi- gâr olsun, gelecek nesiller ki- taplarda okuyup parmak ısırsın. Hemen hazırlanalım, — yaradana sığınıp - uçalım | © icap eden emirleri ver- miye başladı. O, uçmak için neler yopılacağını anlatırken ku- mandanların — tereddüdü — yavaş yovaş siliniyor ve yüzlerine yeni bir hayret, daha doğrusu hayraniyet yayılıyordu. Evet cesur kumandanlar, ulu hakanı dinledikçe “mümkün- süzr , gördükleri şeyin “pek müm- kün , olduğunu anlıyorlardı. ve bu kadar yüksek düşünen âmir- leri hakkındaki hürmetleri, mu- habbetleri, hayraniyetleri derece derece çoğalıyordu. (Arkası var) SON POSTA Yöymi, Siyasi, Mavadir gazetesi dı'. ; Satanbul: Kekt Zapti ©: E;ılılçqml Bokağı ;; — 'Telefon — İstanbul - g0209 ve Halk Posta kutusu: İstanbul - 744 Telgrat: İstanbul SON POSTA ABONE FİATİ TÜRKİYE ““3Ğik l 150 * 400 » 150 » Kehnebi ÖSİd0 Kr. 40 » B00 » w » 1 Sene 6 Ar 8 » . Gölen evrak geri verilmee. Hlânlardan — mes'uliyet aliınmas esvap için mektuplara 6 kuruşluk Pul ilâvesi âzımdır. Ades değiştirilmesi (2)) kuruştur. İııpenloı'lıık konferansı,, Tem muz nihayetinde Kanadada Otava şehrinde başla- yacaktır. Bu mü- nasebetle karile- rimize “ Bri- tanya İmperator- luğu,, ve “Otava 'W İmperatorluk kon- e feransı,, hakkın- da biraz malü- mat vermeyi mu- vafık görüyoruz: Evvelâ Britan ya imperatorluğu nedir ? Britanya İmpuıtorlıığunıı teş- | eden arazi 36 milyon kilo- metre murabbamdadır. Yani beş kıt'anın dörtte biri Mklhğüı.- dedir. İmperatorluğun - takriben 450 milyon nüfusu vardır. Bu itibarla — dünyanın te — bir nüfasu haşmetlü İngiltere kralı- min tebaasındandır. mperatorluğu — teşkil memleketler şunlardır: Takribi Nülus; İngiltere kıraliyeti 47 milyon Müstakil Irlânda devleti —4 — » Kanada W Avustralya ve Yeni Zelând 10 —» — | Cenubi Afrika mütte- eden hit hükümetleri 2 » Hindistan » 880 » Müstemtekât g » İmporatorluk nüfüsu — 455 Mül.nüifun | yekünu Bu nüfusun ancak de on beşi beyaz ırka aittir, H’::h.p iti barile Britanya İmperatorluğunda 144 mühtelif din ve mezhep saliki vardır. Bu cesim kütle, on dokuzun- cu asrın — başlangıcına — kadar, Londra bükümeti tarafından as- keri ve cebri surette idare edil- mişti. Ön dokuzuncu asrın ortasına doğru ve bilhassa Dizraelli ve Jozef Şamberlen zamanında müs- temleke tarzile veya husus! şekil- lerle ıdı::üedı'::ı lLıı ı:::lıkal— Jere — muhtariyı a lmişti. Muhtariyet verilen memleketlere *Dominyon, ismini verdiler. Britanya — İmperatorluğu altı kısımdan mürekkeptir: I. İngiltere ve Şimali İr- a. VZ pit SAĞi sında ve Cemiyeti Akvamda âza olan 5 Dominyon — “ Avustralya, Yeni - Zelând, Kanada, Cenubi | Afrika müttahit hükümetleri ve müstakil İrlânda devleti., . Yalnız İmperatorluk kon- | feransında âza olan “Ternöv,, | Dominyonu. IV. Cemiyeti Akvama ve İm- peratorluk konferansına âza olan, Hindistan İmperatorluğu. (Hindis- tan Dominyon değildir. ve bir Naibi Saltanat tarafından idare edilir.) V. Müstemlekât ve himaye usulü ile idare edilen memleket- La: Rodezya, Kıbrıs, Tanganiko vs. V. Manda altında veya nim müstakil bulunan — memleketler. Bunların içinde İrak, Mısır, Filiş. tin v.s, bulunmaktadır. Bazıları Cemiyeti Akvamda âzadır. İngilizler bu muazzam kütleye son senelerde: “British Common- wealth of Nations,, yani “Bri- K Bağda, Avustralya Başvekili Stanley Brüs, solda, Hindistan Murahhası Sör Altu) Şatezi, oratada, Kanada Başvekili Mister Benot, altta sağda, Yeni! Zelant Başvekili M. For Bes, solda, Cenubt Afrika Murahhası Havenga Sağda, Ingiltere Dominyou Tomas,Maliyo Narırı Nevil Çemberlaya, ortada Lort Murahhas Heyeti Reisi Nasırı Baldvin, altta sağda, —Müstomlekât Nazırı Filip Könlayf Listor, solda, Ticaret Naztrı Ransiman tanya Milletleri Cemaati,, tabirini kullanmıya başladılar. Dahilt —mesailde “ Britanya İmperatorluğu,nu teşkil eden mem- leketler, tamamen hür ve ser- besttirler. Herbirinin hükümeti, parlâmentosu ve adliyesi ayrı ve müstakildir. Hükümetler İngiliz Kıralı namına — icrayı hükümet ederler. — Parlâmento — âzaları ve Adliye memurları Korala sadakat yemini yaparlar. Mesaili — hariciyeye gelince, © hükümetler mmna İngiltere Başvekili tarafım- dan balledilir. Bütün bu müstemlekeler manen ve den İmperatorluğa —merbutturlar. ve Dominyonlar na- Dominyonlar — ve et iktgas | Konferansın toplanacağı Oltavo şehrinin umum! manzarası Hindistan son se- nelerde tam ma- nasile bir istik- lâl istemektedir. denberi devam eden — kanlı hâ- diseler — istiklâl mefküresi uğrun- da yapılıyor. giltere İle Hindistanın — ik- tısadi — menafi- inin müşterek ol- duğu — herkesçe malümdur. Britanya İm- pera torluğunun azametini kısaca anlattıktan son- ra, Otava konferansının ne gibi meseleleri halletmek için topla- nacağını — söyliyebiliriz. Son imperatorluk konferansı 1930 da Londra da toplanmişti. Konferans siyasi bir takım — ka- rarlar almış ve iktısadi mes'ele- lerin hallini 1931 teşrinievvelinde — Otavada toplanacak olan konfe- ransa bırakmıştı. İngilterenin ge- çirdiği buhran dolayisile konfe- rans 1932 Temmuz nihayetinde Otavada toplanmak üzere tehir edilmişti. İmperatorluk Azaları tarafın- dan müttefikan alınan karar mu- cibince, “Komonvelt, dahilinde ticareti tevsi ve himaye için Otava konferansı lâzımgelen ted- birleri alacaktır. Konferans programında siyasf, mali işlerle, gümrük tarifeleri ve dampinge karşı alınacak tedbir- ler, ihracata verilecek primler ve istikbalde “ Komonvelt ,, aza- larınım aktedeceği ticaret ahitna« meleri meseleleri vardır. Harbı umumide “Dominyon,, ların askeri, mali ve ticari sahâda gösterdikleri sadakat ve feda- kârlık — münasebetile — İngiltere bunlara bazı menafi temin etti. Mütarekeden sonra aktedilen ilk * İmperatorluk — konferansında * Londra — hükümeti — imperial Preference ,, yani “ İmperatorluk tercihi , esasını koydu. Bu esas mucibince ticaret &leminde — İmperatorluk — âzaları Komonveltin istihsal ettiği eşya- * ları terçilş edecektir. Fakat tat- bikatta mesele müşkilleşiyor. Mu- vazeneyi bulmak hemen imkân haricindedir. Mesele kısaca şöyle izah edilebilir: Bir taraftan İngiltere, Dominyon- ların arta kalan zirai istihsali- nin hepsini satın alamıyor, diğer taraftan Dominyonlar lngi[(rren'm satamadığı — masnuatın — hepsini alamıyor. Arzı talep kaidesinin bozukluğu dolayısile Otava kon- feransının vaziyeti müşkül!eşiyor. İki tarafın hüsnü niyetinden şüp- he edilmediği için son konfe- ransta — herhalde — bir uzlaşma zemini bulunacaktır. Uzüt — seneler- —