TİMURLE Elmaslar Timur, Delhinin ten Ganja kadar galibane at oy- | Bilmem neden, Delhi sarayı yanmamıştı, sapasağlam dureyor” du. Timur, umumi yangından kurtulmüş olan bu mobteşem san'at oâbidesini, kendi bahtı tarafından Siyanet olunup Yine kendine takdim edilen bir bediy€ gibi telâkki etti ve bütün ordu, harabeler içinde servet kırıntıları toplamıya çalışırken, ©, birçok asırların Olantanasını göğsünde aşatan saraya girdi. > Saray, küçük bir şehir kadar yer işgal eden o büyük bina, ?P” issızdı. Fakat boş bir cennet gibi “gözlere neşe aşılıyordu. Mermer sütunlar, altın kubbeler, gümüş merdivenler, sayısız billürlar, adım başına hayret ve lezzet uyandırıp duruyordu. Timur, bu biribirinden | güzel ihtişam vasıtaları arasın ağır ağır dolaştı, Hazine daire- sine girdi. O güne kadar birçok sarayların | temelini yıkmış, hazinelerini yağ” ma etmiş olan Timur, Hindin bu meşhur dairesinde derin bir şaş" kınlığa uğramaktan geri eye Orada neler ve neler yoktu? İn- ciler kum taneleri gibi küme- a kınık billür parça” ları gibi üstüste yığılmıştı. Altın leri Üş çubuklar, a ek “> mebzuliyetle köşelere atılmıştı. Kapakları açık sandukçelerde gök, kırmızı ve mavi yakutlar, irili ufaklı züm- rötler, müsabakalı bir akışla pr rıltılarını döküyorlardı. ği Timur, bu metruk zet üddet gözden geçirdi ve bae Tek bir pula malik olmadığı günler gözünün önüne geliyordu. Kendi uğrunda bayatını tehlikeye koyz” arka daşlarına zaman olmuştu ki linden kemerini, başından kak ğını vermişti. m ge sm dostlara ve recek başka bir şey yoktu. Şimdi zengindi ve çok kudretli idi. Mükâfatlandırmak istediği adam- lara dilerse kişverler ve saltanat” lar bağışlıyabilird.. O husranlı mazi ile bugünkü haşmet, ne ik- retli bir tezat teşkil ediyordu ? Büyük Cihangir, altınlar ve elmaslar arasında hayatın bu ga rip cilvesini düşünürken, Delhi sarayında uyuyan ihtiyar ve müs tehzi tarihi de düşünmekten geri kalmadı. Bu saray ve bu şehir neler ve meler görmüştü? Kimler- den kimlere geçmişli?.. Tarih ile bayli alâkadar olan Timur, Hin din Manolarını, Ramalarını, Pan- dolarını, Koruların birer birer batırlıyordu. z Kendilerini ayla güneşin $0- cukları sayan bu efsanesi bü- kümdar nesilleri, mukaddes Ki tapların hikâyelerine göre asır larca ve asırlarca Hint toprakla- rını idare etmişler, bu saraylarda oturmuşlar, bu hazinelerde gönül avutmuşlardı. Hindin kendi evlâ- dı olan bu çok eski aileleri or tadan kaldıran Türklierdi. Saka- lar, Yüeciler, Masagetler, uzun fasılalardan sonez Gazneli Türk ler, Hindin o eski' tarihini silip GN eh 'bamimdielar. “G5 i natıyorlar. Timur, mülâhazalarının o bu boktasında birdenbire irkildi ve gamlı gamlı içini çekti. Şimdi faniliğinin aczini duyuyordu. Bütün bu eski hükümdarlar, galip ve mağlüp tacdarlar, bu- gün nerede ve ne halde bulu- nuyorlardı?. Yarın kendisi de onların bugünkü vaziyetine düş miyecek miydi? On, yirmi veya yöz sene sonra yine bu sarayda başka| bir muzaffer kumandan şu bazine dairesine girip neşeli neşeli do- laşırken: “Vaktile bir Timur var- dı, o Delhiye girip çıkmıştı, demiyecek miydi! Cihangir faniliğini düşünmek- İe ve fanilikten kurtulmanın im- kânı olmadığını batırlamakla ma- | hut çıplak Hintliyi yine tahattür etmiş cidu. Herit ikide birde bu hakikati haykırıyordu ve “zafer- lerin hiç,, olduğunu aulatmaktan çekinmiyordu. Onun doğru söylediğinde şüphe yoktu. Yarın sönecek, mutlaka ve mutlaka sönecek kâzip bir şule ile bu- gün gururlanmak apaçık bir belâhatti ! Timor, zaruri bir insaf ile çıplak o Hiniliyi © haklı görüüce garip bir işlihasızlığa (Okapıldı, içinde bulunduğu bazine dairesi görüp doğru Hak Yoluna Davet NK SON POSTA Muharriri: 0€ Mücevherler Ve Altın Külçeleri Üstüste Yığılmıştı ”Mücevherlerine Göz Gezdirdi gözünde kiymetsizleşti.. Altınları artık renksiz, elmasları ziyasız görüyordu. İçinde, dünyaya sır- tını çevirip daima hayattan son- raki âlemleri düşünen mutekif bir derviş feragati filizlenmiş gibiydi. İşte bu hissi vaziyette emir verdi, çıplak Hintliyi hu- | zuruna getirtti: | Onu bir müridin mürşidini kabul etmesinde ( görülebilecek kalbi bir buzu ile karşıladı, kendisinden yüksek bir şahinşah imiş gibi hürmet gösterdi — Azizim, dedi, ricamı tekrar etmek istiyorum, OÖmer şeyh için iyi bir akıbet vadetmiyecek misin? — Fanilerin o mukadderatını Hudalar tayin eder. — Hudalarınla o münasebetin var. Eğer ricamı kabul edersen bu hazineyi tamamen sana ba- gışlıyacağım. Hindistan da ter- kedip — döneceğim. Nasil razı mısın? Çıplak Hintli, bir elmas kü- mesinin yanna ve Timurun dizi dibine oturdu: — Silâhşor | - dedi - 492 sene evvel Sivanın (kullar, O bugün olduğu gibi, azdılar. Sarasuvayı filim ve zarafet ilâhesi) mühimse- marie <ehle ve kabalığa kapıl- ılar. TArkası var) Etmiş! İngilterede Bir Papas Londra, 12 (Temmuz ) — Bir müddet evvel İngiltrede Stiffkey kasabasının rahibi Mister Harold Davitson'un papas mahkemesin- de muhskeme altına — alındığını haber vermiştim. Bunun bötün İngiltereyi alâkadar eden mü- him bir sebebi vardı: Papas efendinin kilise işlerini bitirir bitirmez kasabayı terke- derek Londraya gitmekte ve eğ- lenceli bir hayat (o yaşamakta olduğu iddia ediliyordu. Muhakeme dün bitti, verilen karara göre bu muhterem papas efendi: , — 1921 ilâ 1931 seneleri arasında gayriahlâki bir hayat e ya bir kahvede hizmet eden bir kızı aşıkane te- mayüllerle takip etmiştir. 3 — Fazla olarak Barbara Haris adını taşıyan bir genç ka- dını öpmüştür. 4 — Fena ahlâklı kadınların devam etmekte oldukları meyha- pelerde görülmüştür. Maznun bütün bu işleri yapıp Meslekten İhraç Edildi | yapmadığı hakkında sorulan su- ben: - Yaban, fakat bu kadın ları hak yoluna davet etmek maksadile yaptım, demiş ise de ihtiyar papaslara söz anlatame- pie mahkemesinin verdiği 77AN w ol Papas mahkemesinin maköm ettiği papazı karar önümüzdeki hafta içinde Stiffkey kasabasının kilisesinde alenen okunacaktır. Neticeye gelince: Rahip Ef, esasen matruş olduğu için kesi- lecek saçı yoktur, se dece arkasındaki bizim sabık İstanbolin denilen redingotumuza benğiyen (elbisesini (o çıkaracak, sivil hayata atılacaktır. Bittabi bundan sonra istediği kadınları, istediği şekilde hak yoluma davet etmekte serbest olacaktır. Faaliyete Antalya Halkevi Içtimaında nazır outunanlar Antalya ( Hususi ) — Şehri- miz Halkevi tam manasile fa- aliyete geçmek üzeredir. Geçen akşam birçok halkın ve münev- verlerin iştirakile fırka binasında yapılan büyük bir içtimada inti- haplar icra edildi. Neticede umu- mi reisliğe Maarif Müdürü Aziz Bey seçildi. Bundan sonra şubelerin inti- habına geçildi. Edebiyat ve Tarih Komitesine Ağır Ceza za mü- lâzimi Muammer Latfi, Polis Mü- dürü Memduh, Ortamektep Ru- hiyat Muallimi Nahit Beyler. — m Resminizi Bize Gönderini: re Size Tabiatinizi Söyliyelim 35 Bandırmada Recep B.: Ağırdır. Müca- deleci ve mü nakaşası Ode ğildir. Muay- yen ve mah- dut işlerde muntazam bir muvaffakı yet gösterebi- lir. o Şıkğa , ve temizliğe Jâkayı kalmaz, tarzı telebbüse iti- na eder. parlamaz, iğbirarı devamlı olabilir, g 9 Ali Osman Ef.: Samimi ve uy- saldır. Üstüne başıma dikkat eder, intizam dan ve temiz- likten © hoşla- mr. Mücade leye, gürültü ye ve kavgaya gelemez. Tek like ve mes'u- liyetten çeki- nir. Canının kıymetini bilir. Ka dın ve sevgi hâdiselerine yabancı kalmak istemez. İL 12 MustalaB: Ağır başlıdır. Faz. la konuşmaz, çabuk ahbap ve lâubali ol maz. o Bazen işin oluruna tâbi olmak is ter. Boğazını, rahatını ihras- le taraftar de- ğildir. Başka- İarma minnet elmekte müstağni davranır, Fotoğraf Tahlil Kuponuna #1 inci Sayfamızda bulacaksın z. ö Antalya Halkevinde Geçiliyor ! Neşriyat Komitesine (Encümen | Başkâtibi Muharrem, Varidat Mü- i dürü Necati, Muallim Hayri Bey- | ler. Güzel San'atler Komitesine Sermikendis Vekili Nihat, Posta Koli Memuru Şükrü, Maarif Başkâtibi (OAli Rıza, OMuha- sebei (o hususiye © kâtiplerinden Asaf Beylerle Muallim Hayriye Hanım. Müze ve Atikiyat Şube- ! sine Müze Müdürü Fikri Beyle İdare Heyeti Kâtibi Ekrem Bey refikası Hanım ekseriyetle inti- İ bap olundular. —Si. IŞ 15 Temmuz Cuma İstanbul — (100 metre ) 18 gre molon, 19,5 alaturka saz Vedia Riza Yo Cennet Hanımların iştirakile, 30,5 gramofon, Yi alaturka taz İnci ve Bek kıs Hanımların iştirakile, 22 tango orkestra . Bükreş — (394 metro ) 20 Komedi, 20,45 Çello konseri. Belgrad — (420 metre ) 20 Doktorun tavsiyeleri, 20,5 konser, 2İ,90 şarkı, 21,50 gramofon. Roma — (441 metre) 20,15 Memles ket haberleri, 21,45 senfoni. Prağ — (488 metre) 90 Su Revüsü 20,5 piyano konseri, 21 Karlistattan nakle bir operet. Viyana — (517 metre) 21,05 Çar ile | Zimmerman isminde bir operet, 24,5 akşam konseri. (650 metre) 20,10 Gramo- 15 <ımusikisiz yaşıyamam » is- minde bir operet. Varşova — (1411 metre) 21 Senfoni 21,45 musikili musahabe, | Berlin — (1695 metre ) 21 komedi! 30 Rus musikisi, 23,15 alyasi imi abe sonra gece konseri, 16 Temmuz Cumartesi İstanbul — (1200 metro ) 18 Gra- mofon, 19,5 alaturka saz, Hafiz Ahmet heyeti tarafından 40,5 gramofon £i alaturka saz, Hafız Ahmet heyeti lara fından 22 orkestra. Bükreş — (394 metro) 20 Keman 20,5 iki kişilik komedi 20,50 Rumen musikişi Belgrat — (429 metre) 20 Yuzom lâvya şarkıları, 20,5 konferans, Si radyo orkestrası, £2 şen gece, A Roma — (441 metre) 80,45 Halk haberleri, 21,45 Donizettinin (Molla) İsmindeki operası. —(488 metre ) 20 Şen musiki, 21 Brünodan nakil, 82 şen gece ) Viyana — (517 metra) 20,20 Çifte 3 piyano, 21,15 üç perdelik bir komedi, 29,15 ukşam kotseri Peşte — ( 050 metre ) 20 Orkestra Bı Macar operet gecesi, z Varşova — ( 14tl metra ) 91 Hafif » 2 musahabe, 2,16 musik SOFİ, ikine aff musiki. Be:lin — (1635 metro) 20 Müsuhar ba 21 Stulgurttan maklon kewdi, sunru dans havalar.