Dünya Garibeleri Romanyada Cüzamlılar İsyan Etti Bükreş, ( Hususi ) — İzaçex ismindeki küçük bir şehir birkaç gün evvel Cüzamlıların istilâsma uğramıştır. Bunu haber alan şehir halkı bemen kapılarını, pecere- lerini kapıyarak bucak bucak saklanmışlardır. Cüzamlılar — 80- kaklarda dolaşarak “ merhamet edin ey 'ahali! Biz açlıktan ölüyo- ruz. Bize ekmek verin,, diye ba- ğırmıya başlamışlardır. Şehir hal- kı çıplak ve iğrenç yaraları açık olarak sokaklarda dolaşan cü- gamlıları görünce dehşetli panik başlamış, halkın bir kısmıda pen- cere aralıklarından — cüzamlılara ekmek ve saire atmışlardır. Cüz- zamlılar bir bayli yiyecek topla- dıktan sonra polis karakolunun önüne giderek: “ Biz Tihilestideki yurdumuz- dan geldik. Gelişimizin sebebi ise açlıktır. Doktorumuz iki haf- ta evvel bize yiyecek ve - ilâç tedarik etmek için gitti. Fakat daha gelmedi. O gelmeyince biz de buraya kadar pelmiye mecbur oldük ,, demişler ve Tihilestideki mekânlarına avdet etmişlerdir. Hükümet derhal Tihilestiye yeni bir doktor ve cüzamlılar için kâfi miktarda erzak ve ilâç gön- dermiştir. Fransanın Nüfusu Fransada —son — zamanlarda ölüm vak'aları doğum vak'aların: dan fazlalaşmıştır. 1932 — senesi ilk altı ayda Fransada 183,427 doğum vak'ası, buna mukabil de ayni aylarda 199,110 ölüm vak'- ası olmuştur. Yalnız Çelikten Bir Ev Berlin (Hususi) — Son gün- lerde Berlinde yapılan bir sana- yi sergisinde safi çelikten bir ev teşhir edilmiştir. Bu evi yapmak için ne bir dirhem çimento, ne bir tek çivi, ne de bir tek tahta par- çası sarfedilmemiştir. Çelik ev, iki büyük oda, mutfak ve içinde duşlu bir tuvalet odasından iba- rettir. Böyle bir ev 28,000 franga mal olmaktadır. Fabrika siparişi aldıktan 8 gün sonra evi parça hâlinde müşterinin istediği yere götürerek birkaç saat içinde evi kurmaktadır. Bu çelik evlerin içi yapılan hususi tertibat sayesinde kışın sıcak, yazın serindir. AL- manyada çelik evler çok rağbet bulmuştur. Bu gibi çelik evler Fransada da yapılmıya başlan- mıştır. Haydutların Hücumuna Karşı Londra bankaları haydutların taarruzuna karşı çok basit bir çare — bulmuşlardır. — Buldukları çare, — elektrikli — halıdır. — Hay- dutlar kasa — dairesine — taarruz ederek memurlara ve hademelere * eller yukarı ,, diye bağırdıkları zaman, memurlar ve hademeler “ellerini — yukarı — kaldıracaklar, fakat ayaklarile yere serili olan elektrikli halılara basınca hay- dutların haberi olmadan - polis çağırabileceklerdir. Bir - Facia Yunanistanda, Atina civarında bir köyde koyun sütü içen 7 çocuk zehirlenmişlerdir. Yapılan muayene ve tahkikat neticesinde, çocuklar için sötü alınan koyunun — hi len bir iki gün evvel ze- — birli bir yılan tarafından sokuk- * “ SON POSTA Aşıkın ı Öldiren Mğsis;B_arneyin Mu_hakem;esi Misis Barney Beraet Kararını Du- 'yunce Heyecandan Düştü Bayıldı muz ) — Misis Baraeyin muha- kemesinde üçüncü ve son cesle başlamak üzere. | Salon yine h- H İcahınç dolu. Buna | rağmen en kü- çük bir gürültü bile yok. Zanne- dersiniz kikadın erkek bu binler- ce halk nefes al- ma ctan bile kork- | | Londra,7 (Tem- maktadır. — Taş kesilmiştir. Kırmızı Elbise Riyaset kürsü- sünün arkasında | çifte kanatlı ka- pi açıldı. Ellerin- de birer tane muazzam — çiçek demeti — ile — sırmalı — teşrifat memuru göründü, yavaş yavaş ilerlediler, çiçekleri riyaset kür- yanyan geri çekildiler. Bir basa- mak aşağıda hareketsiz durdular. Hemen o anda reis göründü. Arkasında kırmızı bir. cübbe, başında saçları omuzlarına kadar dökülen beyaz bir peroka, elinde kocaman bir demet çiçek vardır. Başını önüne eğmiş, düşün- celi bir tavır ile yürümektedir. Halk ayağa kalkmıştı, reis yerine geçince oturdu. Jüri he- yeti de hazırd.. - Muhakeme başladı. Müdafaa Sözleri Günüu en mühim hâdisesini mü- — muş olduğu anlaşılmıştır. Hasta- nede bulunan çocukların haya- tından ümit kesilmiştir. Hem Külâhlı, Hem Silâh'ı Londrada — Jon Martin Regan isminde eski bir polisin mubake- mesi bitmiştir. J. M. Regan tam yedi sene iki türlü hayat yaşamış, yani yedi sene gündüzleri polislik, geceleri de haydutluk yapmış ve her nedense yakayı ele verme- miştir. Regan memuriyeti esnasında kendini — âmirlerine — sevdirmiş, hattâ bir iki derece terfi bile etmiştir. Kendisine havale edilen işleri büyük bir muvaffakiyetle becerdiği için polis âmirleri Re- ygamı o kadar sevmişler, o kadar emniyet etmişler ki, bütün mühim hâdiselerde derhal tahkikat için Reganı memur ederlermiş. Fakat Regan bir gece tebdili kıyafet ile Londra istasyonların- dan — birinin kasasını — kırarken yakalamışlardır. Polis âmirleri evvelâ buna inanmak — istememişler ve Re- ganın bir manevra yaptığı zeha- bına düşmüşler, fakat yapılan tah- kikat neticesinde Reğanm, - faili meçhul kalmış birçok sirkatlerin faili olduğu anlaşılınca hayrette kalmışlardır. Mahkeme Reganı on sene ağır hapse mahküm etmiştir. yişiern süsünün Üzerine bıraktılar, sonra | Munakeme safahatını büyük bir merakla takip erkekli kalabalıktau bir grup Dalışkın olmayan bizleri bile şa- | *othy Hal isminde- bir- dafaa vekilinin sözleri teşkil ede- cekti. Bu vazifeyi Londra barosunun en meşhur siması clan Sir Pat- rik Hartings üzerine almıştı. Me- rakı en ziyade tahrik eden nok- ta da bu idi. Bu meşhur, avukat ne yapacaktı, ne söyleyecekti? Sabırsızlıkla bekleniyordu. Derhal haber vereyim ki, Fram- sız mahkemelerinde görülen şe- kilde teatral jestlere, ateşli nu- tuklara intizar edenler aldandılar. Sir Patrik Hartings — fazla heyecan verici sahneler görmeye şırtacak derecede soğuk ve kuru bir sesle başladı. İşte ilk cüm- leleri aynen: — Jüri heyetini terkip eden muhterem Hamimefendiler, muh- terem Beyefendiler! Biz buraya eğlenmek için gel- medik. Muhakemenin zevk kıs- mını salonda sıkışan Zzarif kadın dinleyicilerle romancılara bırakalım! Ve bu mukaddemeyi mütea- kip yine aynen ilâve etti: — Size —masal — söylemiye gelmedim. — Arzum — vak'aları, bütün — vak'aları tetkik etmek, müvekkilim —aleyhinde tek bir delil bulunmadığını göstermektir! Nutuk Yok! Filhakika avukat vadine sa-” dık kalarak meselenin hissi ta- rafına gitmedi, hâdiselerin maddi kısımlarını tetkik ile iktifa etti. Bu hareket tarzının avukata temin ettiği ilk fayda şudur : Misis Barneyin husus! hayatı- na, münasebetlerine, aşklarına, eğlencelerine temas — etmekten ve bu suüretle gayrimusait bir hava doğmasına sebep olmaktan kurtuldu. Dinlenen şahitler içinde vak'- aya, o da uzaktan, seyirci olan bir tek kişi vardı, huu'ııiquî DESiİn l e CAti eden kadınlı Avukıîtlar İngiliz Mahkemesinde Fransızlarda Olduğu | Gibi Ateşli Nutuklar Söylemez, Teatrol Jest Yapmazlar revolverin sesini ” müteakıp — ölen Stefansın : —Ne yap- ftın, ne yaptın? dediğini işittiği- ni söylemişti. İ Avukat — ilk ' hamlede bu şe- hücum Madanm Haluyku sersem- " liği içinde söy- lenen sözü yan- lış anlamış ola- caktır, dedi ve bir de ders ver- di : — Başka hâ- diselerde — size daha ihtiyatkâr olmanızı tavsiye ederim, dedi. Sonra masanın üzerinde duran içi boş revolveri aldı, tetiğini yirmi otuz defa çekti: — Görüyorsunuz ya ne kadar yumuşak - bir silâhtır, dedi. Ka- zaya bu yumuşaklık seben ol- muştur. Mücadele — esnasımnda patlamıştır, ortada cinayet değil, sadece bir kaza vardır. Ve Jüri Heyeti, sizden: - — Madam Barney — mücrim değildir, kararını bekliyorum. Reisin Vaziyeti İngiliz. kanununa göre reis bitaraftır, fikir sahibi - değildir. Vazifesi sadece — muhakemeyi idare etmek, sonunda da bir hulâsasını yaparak jüri heyetine anlatmaktır. Bu defa da öyle yaptı. son derecede bitaraf olarak muhake- mede Üüç celse esnasında söyle- nen sözleri hulâsa etti. Sonra Jüri Heyetine döndü: — Karar sizindir, dedi. Jüri heyeti çekildi ve hiç kim- senin girmediği bir salonda iki saat müzakerede — bulunduktan sonra geldi, reis vasıtasie kararını tebliğ etti. — Hayır, Madam Barney mücrim — değildir. Salonda bir haykırma sesi yükseldi, Madam Barney hiç şüphesiz bu kararı beklemiyordu, işitince bayıldı. * Halk yavaş yavaş dağılırken reis odasına çekilmiş, arkasın- dan kırmızı cübbesini, başından beyaz perukasını çıkarmış ve si- lindir şapkasını 'ak arka kapıdan halkın arasına karışmış- tı, şimdi oda halktan biridi. Yunanistanda Yakalandı Atina, 13 (A. A.) — Naoum- sazadaki mensucat fabrikaların- dan ikisi mali müşkilâttan dolayı faaliyetlerini tatil etmişlerdir. Beylikköprü Faciası Hakkında Beylikköprü faciası hakkındaki noktai nazarımı aşaya yazıyorum: Derayman hâdisesi 9616 meyil- de değil meyilden indikten sonra düz arazide olmuştur. Bir katar, seyrüsefere vazedil- diği zaman meselâ vasati olarak 40 — kilemetre sürat — verilir fakat tren bu sürati hattın her yerinde yapamaz, rampalarda sür'at 25 kilometreye düşer; düz arazide 50 kilometreye çıkar ve böylelikle diğer taraftan kaybet- tiği vakti kazanır. Bu sebeple- dir ki trenin sür'ati fazla değil- dir. — Ve esasen hattımızda 50 kilometre ile seyrüsefer — eden hiçbir tren deray etmek tehlike- sine maruz değildir. Bu katarı — temin — etmekle olan (55000 ) lik makineler esas itibarile Almanyanın marşandiz makineleridir. Bizde postaların sür'ati fazla olmadığından bu tipteki makine- ler hem posta ve hem marşan- | dizleri temin etmektedirler. Bina- enaleyh tonu da fazla değildir. Trenlerimizde — kullanılmakta olan vestinghavz freni hâlihazır- | da yalnız yolcu vagonlarında vardır ve peyderpey yük vagon- larına da konmaktadır. Mühtelif katarların da bu otomatik hava freninden istifade edebilmesi için makineden sonra yolcu vagonlari konmaktadır; ikinci bir sebebi ise kışın şofajdan İstifade ede- bilmesidir. Bu sebepledir ki katar | teşkilâtı doğrudur. Karilerinizden: bir şimendiferci Cevaplarımız İzmitte zürradan Hulki Beye | Bu husustaki şikâyetinizi Tü- | Hün İnhisar idaresine - bildiriniz. Mektubunuz şahsi mahiyoette ba« zi iddiaları — ihtiva ettiğinden dercedemiyeceğiz. * Bursalı Rıfkı Beye : Şikâyetiniz alâkadar makama gönderilmiştir. * V. S. Beye: İdam kararları Meclisin tasdikine arzedilir. Bun« dan sonra infaz edilir. İdam ka- rarı cürmün işlendiği ve muhake- menin yapıldiğı yerde infaz edilir, * Balatta Mehmet Beye: Tarif ettiğiniz şapkalar bizim memleketin hava ıklimine göre yapılmamıştır. Bu şapkalar daha ziyade çok kızgın göneşli saha- larda giyilmektedir. ü e YÜK Sıvasta Kemal Beye: Hasta - olduğunuzu, — istirahat etmek üzere İstanbula geleceğinizi yazıycr ve bizden bir sayfiye tav- siye etmemizi istiyorsunuz. Bu hususta evvelâ rahatsızlığınızın Bir Merkezde 12 Komünist| "*”ini anlamak lâzımdır. Mamafih Boğaz sahillerinin umumiyetle havası sert olduğun- dan ciğeri zayıf olanlara yaramaz, Eğer ciğerleriniz. sağlamsa, Bü- yükderede — oturabilirsiniz. Ra-