BiZi iDARE mîwun... Ahmet Celâlettin Paşanın Mazisi Ahmet Celaîethn Muharrirl X4 | Her Hakkı Mahfuzdur | l G3 Çocuk, zeki tavırla cevap verdi: — Ahmet. — No iş görürsün?. — İşte görüyorsunuz ya.. koyunları güdüyorum. — Daha... — Akşam olup çiftliğe gittik- ten sonra atları da tımar ederim. — Daha?.. — Su taşırım.. — Daha?.. — Ne iş buyururlarsa, hepsi- ve terbiyeli bir Bu ni yaparım, — Peki, sen kimin oğlusun Çocuk derin derin içini çı ve önüne bakarak cevap verdi: Kimsenin oğlu değilim. Ben, bir köleyim. Abdülhamit, çocuğa acımakla beraber, birdenbire onu pek sevmişti. Adamlarından — birini derhal - çiftliğe Küçük Ahmedi sahibinden satın aldı. Ahmet sefil, perişan kımsızdı. Başı, kulaklarına kadar svama keldi. Abdülhamit bu Kel Ahmedi doğruca harem dairesine | götürdü. Saraylıların şefkat ve ihtimamına tevdi etti. Çerkes - saraylılar, bu küçük | Çerkes çocuğunu yıkadılar, arıt- tılar. Başına ziftli takkeler giydi- rerek iğrenç — yaralardan kurtardılar. Az zamanda, eli ayağı düzğün tertemiz bir hale #oydular. Ahmet, çok hassas ve anla- | yışlı bir çocuktu. Kendisini sefil bir hayattan kur- | tararak böyle temiz ve müreffeh bir hayata kavuşturan ( efendi » | sine karşı — kalbinde büyük bir minnet ve şükran hissi doğdu. et büyüdükçe bu his te artık Ahmet velinimetini | bi | yolladı. ve ba- onu ve ve meşakkatli memnun etmekten başka bir şey | Ab- dülhamidin etrafında bir pervane düşünmüyor; gece, gündüz gibi dönüyordu. Abdülbamit tahta maz, etrafına has ben bir zincir çevirirken, zincirinin bir halkası da Ahmet Bey olmuştu. Artık Ahmet Bey büyümüş, güzelleş- miş; zarif endamı, kıvrak ve ter- | biyeli tavırlarile göze çarpıyordu. Ayni zamanda güzel ata biniyor ve bütün silâhları, büyük bir meharetle kullayıyordu. ve atılgandı. Doğruluk ve sada- kate meftun, yalan ve riygya karşı en biaman bir düşmandı. Ahmet Beyin bu meziyetleri- ni, Abdülhamit yakından görü- yor ve takdir. ediyordu. Bunnu için ilk tüfekçi bölüğ teşkil ederken onada bir yer ayırdı ve kendisine yaver yaptı. Artık Abdülhamidin saltanat devri başlamıştı. — Selâmlıklarda ve bayram alaylarında, al cep- kenli elbisesi, sırmalı kordonla- rile yaver Ahmet Bey temayüz € "Aâbı humayunda,daima çıkar - çık- ânından mürekkep bu sadakat Cesur nü İlki K Bey Nefret Abdülhamidin — arkasında — gidi- . Abdülhamit te onu böyle memnun o o Ve artlı- Ahmet Bey, pekâz bir zaman âkin,Abe eden muhabbet eser- zarfında miralay oldu. dülhamidin sıksık tekerrür bu teveccüh ve leri de, onun hasetkârlarının kal- bini gayız ve kin ile dolduru- yordu. Ali Suavi vak'asını müteakıp, Sait Paşanın — ilhamile umumiyeyi gizlice anlamak lüzu- mu hissedilmişti. Bunun bütçeli bir ha masına karar — verildi. Abdülhamit, bir noktada düt ediyor: — Acaba bu leşlxı)rh alına- efkârı lira ) t yapık Yalnız Japoııya Yeni Mançuri Hü- kümetini Tanıyacak Mı? Tokyo 11 — Başvekil Amiral Sayto, devleti Japonya tamanmıyacağ M. nin yeni Man tarafından hakkındaki Bu tasdikım Lanınıp suale şu cevabi v icrası mün afalı t Kollu Bir Celgrat İl kasabalarından birinde bir kadın 4 kollu çocuk muştur. İki kafadan biri 3 yaşamıştır. Tilet Öldü 1 — Kendi yadedilen emniyetli ustu- mucidi M. Jilet 77 Çocuk Bosna Şimali ve 2 kafalı bir Los Ancelos, ..aile nın olan | yaşında ölmüştür. Fransız Frangı İngiliz Urası Dolar L'ret Florin Kuron Ç. Şiling A. Pezata Mark Zloti Penge Ley Dinar Çervonets Tahvilât . Dabhilt D. Muvahhide A. Demiryolu tered- | Ettiği Hafıyelığı Bir vıcdan Borcu Olarak Kabul Etti cak adamlar, kat olarak sö Diyordu... aklına yaveri bize herşeyi haki- ecekler mi?.. Bunu düşünürken Miralay Ahmet B. geldi. Bu işin başına onu geçirdi. O günden itibaren de Ahmet Beye, serh: Ahmet Celâ- | lettin Bey unvanı verildi. | Ahmet Bey, gizli işlerden tiksinen bir adamdı. Kendisine | 1îlevıli edilen bu vazifeden büyük bir nefret ve istikrah duymakla beraber kabul etmiye mecbur oldu. Çün- ki Ahmet Bey şöyle düşünüyordu: — Eğer bu vazifeyi ben de- | rühte etmesem, başkası kabul edecek. Bu, öyle bir iş ki, eğer viedansız bir adamın eline se, berkese her türlü fenalığı yapabilir. Ben, hiç olmazsa bu fenalığın önüne geçebil Ayni zamanda, velinimetinin | hayat ve saltanatı da mevzubahis- | | t. Eğer efendisi aleyhinde haki- katen muhalif bir cereyan varsa, bunun önüne geçmek, halta icap ederse, buna karşı — vücudunu | siper etmek te elzemdi. Ahmet Bey, bu düşüncelerle bu vazifeyi deruhte etti. Teşki- 1 yaptı. İşe başladı.. Ayda ilâ b iz kuruş aylık ri her tarafa geçer- | | üç yüz hergün bir raporla Serhafiye Beye bildiriyorlardı. Serhafiye,|Jbu raporları tetkik | ediyor; mahiyeti, gevezelik hudu- dunu aşmıyan cürüm sahiplerini | | dairesine getirtiyor, sıkı bir tek- dir ve tehditten sonra koyveriyor- du. Bazan bu gevezelikte azıtanlar oluyordu. Bunları hünkâra | arzetmekle beraber, yine bizzat kendisi şefaat ederek birkaç gün hapis cezasile tecziyelerini kâli görüyor, hiçbir meselede vicdan hududunu tecavüz etmiyordu, Fakat. Bu esnada Ahmet i leri de boş durmuyor« iyeyi, bazan aciz ve zan da zatı şahanenin temayülle —itham | ehli olmadığına | gör Celâlettin da ünkâra — ju nlerde bulunu bütün bu tesvi- sekinet yatla karşılıyor, se karşı olan emniyet | | | r Veriyor, yorlardı. ve ihti- kölesine v: itimadını | sarsmıyor, Yîııe n'am — ve eltatını ibzal- ederek az zaman zar- | fııı(la, Ahmet Beyi ferik rütbesi- ne çıkarıyor, Ahmet Celâlettin Paşa yapıyordu. * Maamafih, Abdülhamit te an- lıyordu ki, Ahmet Celâlettin Pa- şa, bu işin ehli değildi Buna binaen, onun mne unvan ve ne | de ıııı»munypnne hiç ilişmeden hafiyelik işini tabil cereyanına | bıraktı. Çünkü birçok ikbalperest serserile, saray kapısımı aşındır- ya başlamıştı. Koskoca serha- | fiye Ahmet Coelâlettin Paşanın o kadar ücretli adam istihdam | etmesine rağınen düyup - işitme- diği şeyleri, meselâ alellâde bir serseri görüp işiliyor, koşa koşa gelip haber veriyordu, | VArkası var| İ | kanlar, Temmuz 12 Paris Hapıshanesınde Hayret Veren Sahtekârlık Bir Mahküm, Bir Başkasıle Hüviyetini Değiştirmiş Ve Herkesi Aldatmış Paris (Hususi) — Parisin sırf, bir tesadüf neticesi olarak, Saânte hapishanesinde — yapılmış şayanı dikkat bir sahtekârlık meydana çıkmıştır. Hapishaneden girip çı- şiddetli bir. tekayyüde tâbi tutuldukları için bu sahtekârlı- ğın nasıl olup ta ika edilebilmiş olduğu hâlâ zihinleri meşgul edi- yor. Mesele ise şudur: Müebbet kürek mahkümların- dan meşhur kasa hırsızı Ernest Ömnes bir mahpusun | avukatı hapishaneye gelerek mü- eki ile görüşmek — arzusunu etmiştir. isminde Meşhur kasa hırsızı Ernest Ömnes Fakat Ernest Omnes olmak üzere Üat iee 113 CDi lele karşısına getirilen mahkümu gö- | rünce, işte bir yanlışlık olduğunu beyan etmiş, Omnesle bu adamın hiçbir münasebet ve müşabeheti | olmadığıni süylemiştir. Ba iddia ve beyanat,| gardiyanlarla bera- ber hapishane müdüriyetinin de | hayretini mucip olmuş, kendisini yetime kavuşacaktım. Şunu söy- lemeliyim ki benim hayatta bek- lediğim hiçbir şey yoktur. Ömnes ise çok becerikli bir adamdır, yaşamayı çok severdi. Halbukl hapishanedeki rahatimi ve köşemi dışarıda bulmak benim için müm- kün olmıyacaktı. | zından şu hakikat çıkıvermiştir: | adasına sevkedilmekten kübusla- Ömnes olmak üzere tamıtan adam sıkıştırılınca herifin ağ- Ömnesle hüviyetlerimizi de- giştirmiye karar verdik, Bir gece o benim yatağıma yattı, ben onun yerini aldım, arkadaşları da ikna ettik, oldu, bitti. Buna mu- kabil Ernest Omnes, hariçten bana para — gönderip — yardım edecekti.,, iddiası Ömnes avukatın Ernest “— Filvaki Ben Benim adım Langrafdır. Ömnesle hapishanede çok iyi ahbap olmuştum. — Mahkümiyet arkadaşım, müebbet kürek mah- kümlarının sevkedildikleri Şeytan doğrudur. değilim. Zabıta, bu şayanı hayret sah- tekârlık failini arıyorsa da hâlâ ra uğruyordi bulnm ti Yunanıstanda Kaçakçılık Pirede Zabıta İle Kaçak- çılar Müsademe Ettiler Düne kadar kaçakçılığın merkezi olan Yunanistanın Pire İlmam Atina (Hususi) — Son güm | şılmıştır. Sigar kâğıdı torbaları lerde Pire Timamı açıklarında | denizden toplanılırken kaçakçılar- yepyeni bir kaçakçılık usulü | la zabıta memurları — arasında keşfedilmiştir. Bu usulün keşfi | bir müsademe olmuş, fakat neti- pek garip bir şekilde tecelli et- | cede kaçakçılar kıskıvrak yakala- miştir. narak hapse atılmışlardır. Birkaç gün evvel Pire lima- Meselenin asıl şayanı dikkat nından kalkan bir İtalyan vapu- | tarafı şudur ki, uzun tetkikat ne- runun güvertesinden denize bü- | ticesinde bu usul sayesinde Yu- yük bir torba atılmıştır. Biraz | nanistana külliyetli miktarda ka- sonra bu torbayı diğerleri takip | çak eşya ithal edildiği sabit ol- etmişlir. Pire deniz zabıtası tor- | Muştur. baları derhal denizden çıkarmış Kazazede Tayyareciler ve muayene neticesinde bunlarin İstirahat Ediyurlar içinde binlerce defter cıgara kâ- İK ae ee ğıdı bulunduğu görülmüştür. Bu BŞN — YU T ğ ö â Berlin seferini yapan ve burada hâdiseden iki gün evvel de yine | , L L yar denizde — ğ tt esrar | oei Mattern ve Griffin Mosko- bulunmuştur. — Yapılan — tahkikat | y e nel — otelinde neticesinde vapurdan atılan bu | Gturmaktadırlar. torbaların sahilde bekliyen ka- Tayyareciler burada iki gün çakçılar tarafından gizlice top- | kalacaklar ve bu fırsattan istifa- landığı ve içlerindeki eşyanın | de ederek gelecek sene yapacak- memlekete ithal edilmek suretile | ları devrialem seyahatinin pro- daha ucuz fiatlerle satıldığı anla- | ğramım hanırlıyacaklardır.