SON POSTA -—Dünyada Olup Bitenler — lLondrayı Görenler Bu Diyarda Buh- *ğâğye K a 'rTanın Bulunmadığına Hükmederler! diklatimi - celbe bazı şikâyetlerim var. | yazıyorum: Hngiliz Sakindri;;rrvwakurdur, Neşelidir, Fakat Büyük Bir —— 1 — Bazı börekçiler böreğin Temmuz 12 a ——— ee e l Kari Mektupları Kooperatif İdaresi g İstihlâk kooperatiflerinin mua- melâtı itibarile iki kısma ayrılır. Biri “alış,, , diğeri “satış,,. Hususl ticaret şekillerinde ehem- Nazarı celbeden Aşağıya —S ü D ei TT TTTT TTT Ç miyetçe hangisinin diğerine te- kaddüm edeceği kestirilemezse de kooperatif teşkilâtında alışın | ehemmiyeti satışınkine faiktir. Çünki — kooperatiflerin kendi azalarından mürekkep daimi bir müşteri kütlesi bulunur. Bunlar hem kendileri alış, veriş ederler, | hem de muhbitlerinde satışın mu- vaffakiyetini temin edecek pro- paganda yaparlar. Halbaki husu- Bi ticarette böyle yardımcılar yoktur. Satış, müessesesinin ken- di teşkilâtının maharetile ilerler. | Şu halde kooperatiflerde mü- |bayaat işlerinin tanzimine fevka- dâde itina etmeliyiz. Zaten “kân,, satış yüksekliği değil, alış fiatinin ucuzluğu temin eder. fiatinin Peki ! Mübaayalı nasıl yapma- h ?.. İşte mühim bir mesele! Öy- le bir mesele ki kooperatifçiliği it halli vücut ve- ileri memleketlerde için ger rilmiştir. teşkilâtlara Başlangıçta arzettiğimiz gibi kooperatiflerin nazariyatını tetkik her nekadar mevzuumuzdan ha- riç isede mübayaa teşkilâtını anlatabilmek birkaç hâsıl için satır tahsisine mecburiyet olur. Misal olarak Fransayı alalım.. Orada teşkilâta malik bulunüyorlar: Biri “istihlâk kooperatifleri yonu,; diğeri “Fransız koopera- tifleri toptancı teşkilâlı,,; üçüncü- sü de “Fransız kooperatifleri bankası,,dır. Bu üç teşkilâtın gayesi: “Milli federasyon,, hakikatte kooperatiflerin Fikir sahasındaki kooperatifler üç — milli fedaras- müşareketidir. İçtimai ve manevi bir vazife alır. Diğer ikisinin ga- yeleri iktısadidir. “Toptancı teş- kilâtı, perakende satış mağazala- rinın İhtiyacını tatınin ile mükel- | | birine uygun çıkmadı. İngiltere leftir. *“ Kooperatifler Bankasının , gayesi de bu teşkilâtların yaşa- ması ve işlemesi için lüzumu olan menabli, emirlerine amade tutmak, | gişelerine - kooperatiflerin - tevdi ettiği tasarrufatı bu uğurda kul- lanmaktır. İngiltere ve Fransadaki İstih- lâk kooperatiflerinin kısmı âzamı mübayaat hususunda: * Magasin de Gros des Coope- ratives,, denilen bu toptan mil- ler. Bunlar perakende satış ma- dazalarının ihtiyacı olan bütün emtianın yerli olanlarını ilk elden, eenebi olanlarını da doğrudan, toğruya mahallinden tedarik eder. | Halta satışa arzedilmeden evvel az, çok şeklini değiştirecek - bir ameliyeye muhtaç olan emtianın işçiliğzini de kendi vesaitile par, kendi sattırır. ya- marka ve etiketile Ahmet Ekrem Yeni Neşriyat Olimpiyat Rasing - Muhtelit pazar maçı tafsilâı, resimler, tenkitler, Fiati | lekettir. işez Taymisin | telâkki edilir. ict hayata lâkayt barze. teşkilkldan ökilada addke Pa T | yelerde hayat Tehlike İle Karşı Karşıya Olduğunu Da Müdriktir Tehlikeyi Mütemadiyen Düşünmek İnsanın Mukavemet Kuvvetini Azaltır İngiltere —bubranın — mevcu- ine rağmen eğlenen ve zevk Yu- Taymisin kenarında eğle: balk an İngiltere buhran« yaşıyanlarla doludur. görünmektedir. çok müteessir olan bir mem- Solda ve sefil kenarından bak: iki aç maktadırlar. Aşağıda sağda tuka: ralar metronun (yeraltı şimendiferi) önünde uyumaktadır- lar. Solda belediye işsizlere sıcak gıda vermektedirler. Londra, 5 (Temmuz) — Üç haftadanberi İngilteredeyim. Bu memleketi bir senedenberi gör- Büyük Britanyayı iktısadi buhranın tam orta yerin- de tetkik etmeyi merak ediyor- dum. mediğim için İngilizleri bitkin ve değişmiş mi bulacaktın? Yaz esnasında çok neşeli olan Londra hayatını sön- müş mü görecektim? Vasat halk sınıfını mülat sakin vaziyetlerini | bırakmış mi bulacaktım ? Hakikat bu tahminlerin hiç- hiç değilse zâhiren değişmemiştir. Amerikada herkesin simasından | yeis akar, herkesin kalbinde gizli endişeler yatar. Nevyorkun azzam sinema binaları iflâs hâlin- mu- dedir. Eğlenceli hayat bir cinayet Fakat böyle bir şey yaktur. Gece Hayatı Londrada 1932 senesinin ya- zında lokantalar ve - tiyatrolar mutat şekillerini muhafaza et- mekte, — darölfünunda — talebeler yaşamakta- dırlar. Fakat - şehir haricinde bazı büyük köşkler otele tahvil edilmişlerdir, fakat küçük sayfi ağır ve zevk dolu olarak devam etmektedir. Muhavere Mevzuları.. Şüphesiz, her yerde olduğu gibi burada da bulrandan bahsedilmek- | tedir, fakat bu bahis esnasında dillerde biraz İngiliz nüktesi ve folsefesi vardır. Fazl - olarak bu bahis günün yegâne mevzuu de- ğildir. Üzerinde birkaç dakika | durulduktan sonra at yarışlarına, futbol müsabakalarına veya Mis (Berney) in hâdisesine geçilmekte, eskidenberi alışılan ayni zevkleri ve ayni eğlenceleri muhafazaya calısılmaktadır İngilterede | Şüpheyok ki, birçok kimseler iratları işlediğ için zevklerini tebdile çalışmışlardır, yemeklerinde te- nevvüü eksiltmişlerdir, elbiseler- de fazla yeniliğe veda etmişler- dir, fakat herşeye rağmen neşe baki kalmıştır. | Kalabalık mahallelerde sine- önü nmöbet bekliyenler ile doludur ve cumartesi günleri | öğleden sonra deniz kenarına giden şoseler bıncahınçtır. Buhran Yok mu? Görünüş — değişmediği — için İngilterenin iktısadi buhrandan masun kaldığına mt hükmedelim? Kat'iyen hayır! İngiltterede bub- ran her vakitkinden - şiddetlidir. İşsizlerli adedi Bbilbessa “soz haftalarda hiçbir memlekette gö- rülmiyen heybetli bulmuştur. ve İngiltere cihan ik- | maların | herkesten fazla sabırsızlıkla bek- lemektedir. | ” Şu- hülde Bu memnun görünüşün sebebi nedir? Cehalet mi, ihmal mi, gurur mu? suale sorabilirsiniz: verilecek ldir ve iki Zannederim, cevap kısma ayrılmakta İngiliz Karakteri İngiliz ister kredi h mevzubahis olsun, ister v basit ları, hislerini göstermeyi sevmez- ler. Bu hâl içckiııınulcıı, anlatacak - kelime bulmak müşkülâtındav, kısmen de azimkârlıktan ileri gelmektedir. İngiliz düşünür ki, kendisini | tehlikeyi bırakırsa | mukavemet kuvveti halele uğra- | yacaktır. c Kara Haftanın Hikâyesi.. Transuval muharebesinin baş- langıcında İngilizler feci bir hafta geçirmişlerdi, her gün bir felâket, seyretmiye | ki hiç olmazsa bu evde | tısadiyatının eski hâlini almasını | | ikinci yatları | hayat- | ş | istikbalden kısmen - hicaptan, bir facia, bir hezimet haberi & yorlardı, hattâ — bugünlere haftası İsmini vermişlerdi. O sırada nazırlardan Mister Belfour ihtiyar kraliça! (Viktorya) ya teselli etmek Üzere saraya git mişti. Kraliça daha ilk kelime- lerde nazırın sözünü kesti: — Rica ederim, dedi, kara biliniz kuvvei maneviyesini kaybetmiş hiç kimse yoktur. Biz mağlüp olmak İhtima- li bulunup bulunmadığını düşün. müyoruz, bile, * İktısadi tehlike karşısında İn- gilizlerin bugün kabul ettikleri hareket tarzında ihtiyar kraliça- sının — mağlöbiyet ihtimalini dü- | | şünmekten bir dereceyi | bile imtina edişinin aynidir. Bence bu mağlübiyet ihtima- lini düşünmekten bile imtina et- | mek çok doğru bir harekettir, fakat mağlübiyetin Öönüne geçe- tedbirleri almaktan insanı alakoymaması şartile.... * hnagilizlerin neşelerini kaybet- cek | memelerinin birinci sebebi budur, sebebi ve nefse ilimattır. ise azimkârlıktır İngiltere ıstıraplarına, hasta- lıklarına ve işsizlikleri ne rağmen çünki bu bile, milli vahdetinin uğramadığını görmüştür. Burada siyasi değil, fakat içtimal bir terbiyeyi mev- zuu bahsedeceğim: Filhakika bu sıkıntılı emindir, buhranlı zamanlarda halele çok zamanlarda — vergi veren İngilizlerin çok ağır yeni bir — fedakârlığı kabul — adip etmiyeckleri — merakı mucip oluyordu. — Halbuki, — İngilizlerin bünü — vatânın — selâmeti — için memnuniyetle kabul ettikleri c | fiatinin bu kadar | müklik bulutu hasıl eden | bittiği zaman | satılan | malı | derler. | diğini okdkasını 120 kuruşa - satıyorlar, İstanbulun hiçbir. tarafmda bu kadak pahalı değildir. Buğday ucuz olduğu bir devirde böreğin fahiş dene- vek derecede pahalı — satilması doğru değildir. 2 —- Sabahları mahalle ara- larmı hattâ — umuml! caddeleri tanzifat amelesinin süpürgesinden | kalkan toz, içinden geçilmez bir- çok hastalık mikroplarını hamil bir bulut balinde kaplıyor. Bu zavallı ne yaptığının farkında değil, işi un fabrikasından çıkmış bir amele kıyafetinde yüz, göz, saç, sakal, kirpik bembeyaz bir halde, Sulamadan soakaklarının süpüren ve dolayısile halkı dü- şünmiyen bir şehir varsa o da İstanbuldur. 8 — İşportalarda mallar — yanyana ayni satanlarda — fiatler o ka- dar muhtelif ki hayret edersiniz. okka ilç | Yirmi beş kuruş, on beş kuruş, | hatta on kuruş. Sebebini sorar- saniz müsbet bir cevap alamazsı- nız. Fakat aldığıniz. bir okkalık malı başka bir terazide tartarsa- | nız görürsünüz ki okka ile aldığın! mal arasında —muhakkak — yüz dirhem, yüz elli dirhem bir fark vardır. 4 — Belediye İstanbulda >ek- meğin bir kilosuna 9,50 kuruş narh koymuştur. Eyüp fırımındr imal edilen bir ekmek Edirne- kapıda 8,50 kuruşa — ve yine | Edirnekaplida bir fırın da ekmeğir | kilosu 9 kuruş otuz paraya satar Sebebini sorarsanız dirhem farkı 8,50 kuruşluk ekmekli 0,78 kuruşluk ekmek — urasında dirhemce bir fark yoktur. Tütüla İnhisar memurlarından — M. Fus Gevaplarımız ŞIIM Ahmet Beye: 'amamile — şahsl — mahiyeti> olan bu yazıyı neşredemiyeceğiz * İzmirde A. R. imzalı mektup İddialarınız — tamamile yabe mahiyettedir. Binaenaleyh yaza: mıyacağız. Alâkadar makamı va- ziyetten haberdar ediniz. | sahibine: ——— rüldü ve anlaşıldı ki, milli vleda; sağlam olarak işlemektedir. Şimdi — mesele — cihanşlimu İngiliz -İmperatorluğunun — bütü; müstamereleri ile baki kalıp kal: mıyacağını anlamıya sira gelmiştir Bu da müstamereler — arasındı Ottava'da aktedilecek olan kom | feransta anlaşılacaktır. * İngiliz — sakindir, mağlübiyet ihtimali olup olma tetkikten bile imtina et mektedir. Fakat buna rağmer İngilizleri cihan buhranına karş lâkayıt zannetmeyiniz! neşelidir Bilâkis vaziyetin vahametin tamamen takdir etmekte ve cihi Iktısadiyatının düzelmesini herkes ten fazla istemektedirler. Maurois