9 Teummuz , — 'TİM —iti ĞNN RLENK - SON: POSTA Mübrriri; Akap -7- Büyük Cihangir, Süslü Çadırında Muazzam Bir Hayal İle Uğraşıyordu ». u we Gördüğü — Bizim yılan, — karâ yılan. Muhakkak, Sivanın filini — kulla- nıyor! Simdi, Sivanın muzaffer ol mas ihtimali, cihangirin kak- binde kanar bir yara olmuştu. Oh. Bu zafer kendisi için ne haysiyetşiken bir hâdise ola- caktı?.. Ulühiyeti ve batta var- bğını inkâr ettiği, kudretini istih- zaya âyık gördüğü Sivanın fi lerle mücehhez ordularile ve şu çıplak Hintli gibi adamların 43- lâletile kendisini yenmesi facia- da fuvkinde bir facia teşkil edecekti. Timur, daha Üç gün eVvel ağır hakaretlerle ordugâhtan ardığı Hintlinin biraz sonra p Z"u“u Sivanın müstehzi v;kıııh Sifatile . yanına geldiğini görür Serl “'“yoî ve onün “ nasıl, Siva Varmı imiş, senden kuvvetli mi âdeta işitiyordu. Ordunun - vaziyeti de dakika başına ağırlaşıyordu. Ön saflar çö-| '“:bııı. gerideki saflar da, ::' fan bir temevvüç içinde gösteriyordu. Timur, bu sarsıntı- lardan ziyade vehmi temaşasın” dan ürktü ve hemen emir yerdi: — Ordu ağırlıkların arkasına M ! ; Bir halâs müjdesi gibi askeri l"""etieııdlnıı bu emir, süratle İnfaz olunudu ve bir aeker, Şimdi har Mahküm bi:lııç alayla filler kal Mıştı ve bunlar amansız bir. mü- ârezeye girişerek o sahayı kana buluyorlardı. : Timur da çekilmişti. Bu ricat, inhizam ile tefsir olunamyacağı için mağlâp bir kumandan eleni taşımıyordu. Fakat müteessir ve bilhassa — mütefekkirdi. — Delhi ordusunun dümdarları çiğniyerek takibe koyulması hâlinde tahas- sul edecek müşkülleri düşünü- yordu. Filler, şeametli bir sağnak gibi ordunun kudretini sarsmıştı. Yarın ayni neticenin tahaddüs etmiyeceğini kim temin edebilirdi? Cihangir, — muhacim fillerle göğüs göğüse — çarpışan h;dıklr askerlerden uzakta ve yine o hayvanların korkunç savletlerini düşünerek — müphem — endişeler geçiren asıl ordunun uııııdı' kurulmuş olan — otağına girdiği vakit, bir zindana atılmış gibi müteheyyiçti. Kulaklarında fillerin böğürtüsü çınlıyordu, zb:luııq!: hortumlara — takılmış — askerlerin havaya uçuşları dolaşıyordu. Lükin bu hayali duyuş ve görüşlerin fevkinde bir müşahe- desi daha vardı: Çıplak Hintli! Düşünmek bir şeyler karar- laştırmak — istiyen Timur, daima ve daima onun kin haykıran örtü- #üz endamile kır.ıâııyoıdn. H:.- if © alay ala; ler — arasını :Ijılı biıyHindıyı ilâhı gibi yük- seliyordu. Elinde tuttuğu deynek bayvanlara bile intikam arzusu aşılıyan efsunlu bir asayı andır- rdu. ' Büyük Cibangir, süslü çadı- | rında Timur, Aısa bir dikkati mü- | teakip onu tamıdı ve mırıldandı: | hep bu hayal ile uğraşı- yordu. Sanki orduyu geri çekilk- meye icbar eden filler değil de o çıplak — Hintli imiş gibi şarip bir vehme — kapılıyor — ve onu ölümlerin en fecine — mahküm etmek ihtiyacını duyuyordu. Yorgunluk veya zihni buhran gece yarısına doğru Timuru reha- vete düşürdü,oturduğu yerde gözleri kapanmıya başladı. Halbuki vaziyet uyumıya mü- sait değildi. Yarın için tedbirler alınmak lâzımdı ve kumandanlar otağ önünde emir bekliyorlardı. Bütün bunlara rağmen, 0, uyu- | mak üzere idi. Beyninin içinden atıp çıkaramadığı - fillerden ve bele sinirlerini teşviş edip duran çıplak Hintlinin hayalinden uyu- mak suretile belki l(ur!ulıbîleı:c- ğini umduğu için vücuduma yayılan rıî.“;::u memnun da oluyordu. Bir aralık o kesel, o uyku ihtiyacı ——— ——— |ordunun son nefere kadar öldüğü- Resminizi Bize Gönderini: * * Size Tabiatinizi Söyliyelim 15 Muhiddin Ef: Azimkârdır, Faz- la konuşmaz, tânbali olmaz, bazan tok söz- lü ve serkeş olur. Temiz- liğe dikkat eder. — Pazayı, me n fa atlerini israf ve sulis- timal etinez. “47 Vanda Latli Ef: Hovarda meş- reptir. Şıklığı ve — temizliği sever, kendini gösterici hare- ketlerden hoş- lanır, — kadın mevzularını lâkayt kalmaz, #5 nefsini eğler- celerden mah- rüm etmez. Arkadaşları taralından sevilir, Na diren neş'esini zayi eıiı-r.v A 69 Mahmet Lâtfi Et.: ( Fotoğrah- nin dercini istemiyor.) Müteşebbis- tir. İşlerinde aceleyi ihtiyar eder. Muhatobina kolaylıkla - kapılmaz, bir işte baş olarak çalışmaktan haz düyar. Oturücü - işlerden — ça- buk sıkılır, iğbirarı devamlı - ola- bilir. Parayı israftan içtinap eder di © A. Ferit El (Talebe)ı (Fotoğra- finın dercini istemiyor.) Zekidir. çabuk tmüşteki vaziyet alır, men- faatlerine dokunmuıya gelmez. Pek kanaatkâr değildir. Zekâsı nisbe- tinde derslerile yorulmak istemez. İntizam - kuyudatile pek âlâkadar olmaz. Tavru hareketlerile ken- disini sevdirir. Fotoğraf Fahlil Kuponunu Hi inci Sayfamızda bulacaksınız. Rüya Kanlı Bir Boğuîınadan İbaretti fahammül olunmaz bir hale geldi ve Timur, bir yastığa yaslanarak gözlerini kapadı. Şimdi rü'ya görüyordu ve bu rü'ya yine kanlı bir boğuşmadan ibaretti. — Filler, atlar, — kıliç- lar, mızraklar, — oklar, — kab- kanlar, intizamsız bir tesadüm içinde çarpışıyorlar, karışıyorlar, düşüyorlar, kalkıyorlar, kırılıyor- lar ve kırıyorlardı. Çıplak Hintli bu kargaşalığın mihverini - teşkil ediyordu. Emir veren, filleri canlı bir cehennem haline getirip et- rafa saldıran, dört tarafa koşan ve her tarafta bir haile yaratan bep o idi. Timur, boğazına hafakanlar sıralıyan bu kâbusun herdem de- Bişen sahnelerini takip ederek dayandığı yastıkta ter döklüyor- du. Rüya bitmek ve tükenmek bilmeyen bir şerit gibi teselsül ediyordu. Nihayet iki muhasım nü gördü. Şimdi harp meydanın- da o çıplak hintli ile kendisin- den ve tek bir filden başka canlı mahlük kalmamıştı. Ölüler, östüste yığılarak kü- çük birer tepe gibi sahayı be- nekliyordu. Cihangir, — düşmanile — karşı karşıya kalmaktan ilkin memnun oldu ve ordusunun — intikamını, bütün bir kıt'ayı temsil eder gö- rünen bu meş'um sihirbazı öldür- mekle — alabileceğini — hesapladı. Fakat onun korkunç bir file ma- lik olduğunu görünce sıkıldı. Geri — çekilmeyi — azametine sığdıramıyordu ve kendi şerefi uğruna ölen askerlerin o sahadan henüz uzaklaşmıyan - ruhlarından utanıyordu. Fakat çıplak Hintli- ye savlet etmeği de göze alam- yordu. Fil, o muharip fil, aşılmaz bir set, çıkılmaz bir dağ gibi uğursuz — Hintliyi himaye edi- yordu. — Hintli de — hareket- sizdi, — filii hücuma — teşvik etmiyordu, şahsen de taarruza kalkışmıyordu. İhtimal ki Timu- run korkarak ve aczini anlıyarak kendisine iltica etmesini bekli- yordu. Bu, kişverler yıkmıya, saltanatlar — parçalamıya — alışan şöhretli şehinşahın esir - olması demekti ! ( Arkası var ) —— RADYO — 9 Temmuz Cumartesi * İstanbul — ( 1200 metro ) 18 gra> mofon, 10,5 alaturka saz, Hafız Ahmet Bey heyeti tarafından, 20,5 gramofon opera parçaları, Ajana haberleri, saat ayarı, 91 Hafız Ahmet Boy heyeti ta: rafından İkinci kısım saz, 22 orkostra. Bükreş — (891 metre ) 20 Muhtelit konser 2046 konforane, 20445 — şarkı 21,15 orkestra. Belgrad — (129 metre) 20 Milli şarkı- lar, 20,5 konferana, 21 Strava ile Lehar den muhtelif oporetlar Roma — (441 metra) 21,45 Opera- dan naklen Marken operası, Prağ — (488 Metrd ) 20,05 Aka- deminin konseri, 28,20 radyo filmi, Viyana — (517 metre) 19,80 Şarkı konseri, 20,5 çilte piyano, 31,35 konser. Peşte — (550 metre) 21 Konser, 21,5 stüdyoda komedi. Varşova — ( 1411 metre ) 21 Hafif musiki, 22komser, 29,50 dans havaları, Şarkey Nevyork,( Hu- susi muhabirimiz- den) — Yer altı, hava ve kara tram vayların da aylardanberi ilân edilen mühim boks gecesi, yani, 21 haziran geldi. Jak Şarkey Make Şme- lingle ringte kar- şılaşacak ve ga- lip gelen cihan ağır siklet şam- Piyonluğunu ka- zanacaktı. Şmeling bun- dan iki ay evvel Almanyadan Am rikaya gelmiş ve Nevyorkun 180 mil ötesinde bu- hınan Eddivil şeh- rinde — antren- man yapmak için hususi bir stad- kiralamıştı. Onun menejeri Mr. Joe Jakop ve hu- susi aşçısı Almanyadan beraber getirdiği ve hatta efendisine va- purda bile yemek pişirmiş olan aşçı Otto Vonmandır. Şmeling 1930da dördüncü ra- | unda bir ağır faul yiyerek şam- piyonluk kazanmıştı. Şmelingin solu gayet kuvvetli — olduğunu ilâve etmek iıüyomıı.d. 5e rkı lince o vyor- lıunşılıııkmdq.' ':ı-“lıdııııı küçük bir köyde bir antrönman salonu tutmuş orada muntazaman ant- rönman yapıyordu. Onun hususi | aşçıbaşısı Firtz Mem, isminde bir Almandır. — Yalnız Menajerizin üzerine ona bazı şeyler pişirmek- | tedir. Şarkeyin dört otomobili vardır. 29 milletin gazetecilerinin or- taşında ben de Nevyorkun, Kuins semtinde bulunan Madison Skuer Garden Stadiyumunun Ring başın- da oturüyor ve sabırsızlıkla oyu- nun başlamasını bekliyordum. Bu | 75,000 kişilk stadvomun inşasına bir ay evvel başlanmış ve tam bir ay sonra ikmal edilmişti. Yani buda bir rekor teşkil ediyardu. Yanı başımda 86 telgraf ma- kinesi kurulmuştu. Dünyanın her tarafına maçın neticesi derhal gidecek. Sinema — makineleri!e Radyo mikrofonları da hazırdı. Akşam üstü Stadyum dolmıya başladı. Biletler bizim paramızla 50, 30, 25, 14 ve 7 lira idi. Bütün yerler dolmuştu. Stadyomun dı- şarısında 45 bin otomobil bekli- yordu. Seyirciler numaralı bilet- lerle kolaylıkla yerlerini buluyor ve itiş ve kakışmadan yerlerine oturuyordu. Yetmiş beş bin ki- şinin terbiyesi beni biraz müte- essir etti, gözümün Öönüne bizim Taksim Stadyomu geldi. 5,000€ yakın kadın vardı, Bunların ekserisi ince spor elbi- seler ve şapkalar — giymişlerdi. Çorapsız ayaklarında bizim hamam nalınlarında benziyen iskarpinler vardı. Dürbünlerle oyunu seyredi- yorlardı. Nihayet karanlık bastı saat 8 oldu ve ring üzerinde bulunan 40 projektör yandı. Otomatik- man her erkek arkasındakine mâni olmamak — için şapkasını çıkardı. Boks komisyonu ve hakemler melingin Gözü Fâ;iadı,ı kkahı Bir Yuraruk Daha, Kızgın Ve Müthiş Bir Dövüşmel... Amerikadaki bir boks YER Dir GK şampiyon ilân edilen Şarkey - Sayfa- 8 Maçında Neler Gördüm? *“Son Posta,, Muhabiri /— İntibalarını Anlatıyor... kğyin Ağzı Kanadı. ir Direk Daha Kondu. L _İ.. KöRE şampiyonluğu maçında — takdim edildi ve küçük amatör boksörler dövüşmiye başladılar. Birkaç saat sonra bunlar bitmiş- t ve halk heyecanla Şmelingle — îırlıeyi bekliyordu. Nihayet bu iki boksör de ringe çıktılar. Al- man ve Âmerikan marşları çalın- — dı, boksörler halkı selâmladılar ve köşelerine gittiler. Şarkeyde siyah, Şmeling de mor don vardı.- h ğ köşelerine olu;ğ; r. Masörler masa uya ladılar. Nihayet ,lğıpırıızıuııklıık oyun başladı. İlk defa Şarkey atıldı. Kızgınca vuruştular. Şme- ling sükünetle oynuyordu. Yüzü- ne birkaç yumruk yedi. Şmeliug bücuma geçti. Şmeling birkaç direk indirdi. Muvazenesini kay- beden ?j:rkey kendini — topladı. Şimeling okkalı iki yumruk gönderdi, — dördüncü — ravunda kadar vaziyel böyle geçti. Be- şinci, altıncı ve yedinci ravuntla Şarkey - ilerledi. gözü patladı. Şarkeyin ağzı kanı- yordu. Sekizinci ravımtta Şmeling — ateşlendi, hücumlarını sıklaştırdı. saldırdı. Yapıştılar. -Biribirlerinin — başladılar. — midelerine — işlemiye Avantaj Şmelingde.. On birinci ravuntta: birkaç yumruk — yiyor. Oyunu Şarkey idare idiyor. 12 ravunt: Şemeling saldırıyor. Şarkey mü- dafaa vaziyetinde... 13 ve 14 üncü ravuntta Şar- key gör İaemiş bir kıvraklıkla süldırdı. Şmeling yiyor, yiyor. İki boksör de göy.t güzel oynuyor. Avantaj Şerkeyde.. Sonuncu ravunt: Halk- heyes — can içiade.. Yerinde güçlükle olu- rabiliyor. Şmelixg ataktan >vaz- — geçiyor.. Şarkey indirmiye — baş- hyor, İki sağ ve kuvvetli bir sol ğ yiyor. Şarkey kolaylıkla bir ta- — raftan öbür tarafa zıplıyor, Şme- lingin oyun — tarzını Şmeling sükünetle oynuyor. Yor- guün gözüküyor. Şmelinge bir miskinlik atız oluyor. Ve maç bitiyor. Hakem rinçe çıkıyor ve Şar- — keyin elini kaldırarak onu şam- piyou ilân ediyor. Bu maçin has — sılatından Şmeling yüzde 42, ve Şarkey yüzde 10 alacaktır. Bu muazzam kalabalık, tüyük bir sükün içinde mubteşem ga londan tecer teler 'çıktı, Şimelingin sol — Şeling —— Şaşırtıyor. —