9 Temmuz 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

9 Temmuz 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a LA ANAKKALE AĞT SON POSTA İngiltere Hükümeti tarafından Ga si| — Hz. ne hediye edilen eserin tercümesi. İngilizler Karaya Asker İhracı Plânını — Değiştirmiye Karar Verdiler Yukardaki mütalcalara i 23 Martta Jeneral Ha tarafı: kabul edilen — plânı, 25 Nisanda tatbik edilen ihraç plânına benziyordu. Bu plân mu- 290 uncu firka — Fram- himayesinde ada- na ve — Avustra- Zelant fırkaları da atepeye ihraç edilecekti. De- tarafından münakale den ndan cibince sızların müem- men olduğu için, bu vâsi ihraç yapılan — itirazlara ehemmiyet verilmemişti. Bilâkis iki cenahtan — birden yapılacak ihraç ameliyesinin büyük fayda- Ümit olunu- niz ameliyesine lar temin edeceği yordu. Bu sayede birinci gün çıka- rılacak - askerin ikinci gün iki misline çıkarılması, ve Sarıbayır "civarında asker bulundurmak su- retile, Adanın cenup ucuna Türk- lerin kuvvet göndermelerine mü- manaat olunması mümkündü. Plânda, — Bolayır — civarında Türkleri Bolayıra cezp için orada bir nümayiş yapılması kabul edil- mişti. Bu nümayişi, ihtiyat asker- leri yapacaktı. nakliye riye ve Portsaitte top- lanırken, harekât plâmı lerin tasnif ve — tevzliine sait —olacak — derecede etmiş bulunuyordu. Jeneral Ha- milton Portsaide 26 Martta var- e ııı.ıd.m da Sir Con Maksi- mek üzere Kahireyo ertesi gün de İskenderiyede karargâhını kurdu vebü karargâh henüz lâfzan karargâh idi. Karar- gâh erkânı harbiyesini getiren gemi Mısıra ancak Binaenâleyh, vapur- ları İskende kuvvet- mü- varabilecekti. Bu heyet gelinceye kadar karargâhta mevcut zabitan ancak idari işlerle meşgul olmıya mecburdu. Asker ihracı için yapılan ter- | tibat, plândaki tebeddülâta tev- fikan tadil edilmek lâzımgeldi, bu sebeple hazırlıkların ne suretle yapıldığı hakkında biraz malümat vermek faydalıdır. Karargâh Mısıra gelmeden ve Jeneral Hamilton Başkumandan | tayin edilmeden evvel Anrak kolordusunun Boğazlarda kulla- nılması ihtimali üzerine bazı ha- zırlıklar yapılmıştı. Bu tertibatın, Jeneral Hamiltonun plânına üy- duğu nisbette, muhafaza edilme- | ve bu'w sine karar kolordunun verilmişti, ihracı — için karar- gâbhı umümi — yalnız. umuml talimat vermekle iktifa etti, ha- zırlık devam ettiği müddetçe bu siyaset muhafaza edildi. Deniz ve kara kuvvetleri Baş- kumandanlığı — tarafından — kat'i plân hazırlandıktan ve şimale yapılacak —ihraca iştirak ede- taayyün ettikten a, Jeneral Bırduvodün . kuüv- ihraca ait teferrüatı harekâtı icraya memur tanla bilistişare -kararlaştırıl- sıl ât —için —ayrılan firkanın ihracı işinde me tamamen değişti. Bu fır- kar ihracına ve sairesine ait bütün teferrüat umumi karargâh Başkumandanlık — arasında inceden inciye tetkik edildikten Bonra tesbit olundu. cek niler 801 vetlerini ayrıca zab dı, 20 u harı n ile 1 nisanda | ve inkişaf | | mu | Vali ) açtı. Çanakkale harbinde ele geçen İngiliz esirlerinden bir kafile 27 Martta 27 nakliye gemisi toplanmıştı. Erte- si gün de İskenderiyeye 29 uncu fırka ile Fransz kıtaatını mil elli kadar — nakliye i. İlk iş hayvanları Portusait de hâ- olan gemisi gelmi ve askerleri çıkarıp kampa gön- dermekti. şaltılması, deriyeye Burada gemilerin ssü harekenin naklinde isabet geniş - rıhtımı bile şalıp doldurulması için gemilerin bo- kâfi gel | miyordu. Eğer rıhtımımız ve açık denize maruz rosta bu ihraç irkâp mecburiyeti — hâsıl — olsa Hak — olunamiyacağı — mü- hakkaktı. — Ac Lond dan yerleştirilen | ile vapurlara at teçhizatım — İskenderiyede karaya çıkarmak mecburiyeti hâ- sıl olmuştu. Çünki her şey karma- karışıktı. Mesel ve lâ 29 uncu fırkanın bir piyade alayı dört ayrı gemiye bindirilmişti. Keza toplar bir va- pura yüklenmişti. Bu kargaşal uncu — firkanın yüzünden 29 bo- | İsken- | edildi- | ğini gösterdi. Hatta İskenderiyenin | yapmak | idi, | mmatını bir. | ( araya toplamak için tam bir ay ı sarfetmek lâzım geldi, erzak ge- milerinde de | küm sürüyordu. Bu sebeple her | gemiyi boşaltıp tekrar mak lâzım gılıynrdıı | — İkinci tedbir olarak, harp gü nü iki koldan kuvvetlerin tam miktar ve teşki- | Tâtını tayin etmekti. İlk hamlede tiyaç bissedilecek hayvan, N mühimmat miktarını tespit etmek Bunu tayin çı- askerin bil- mik- ibraç | lâzımdı. karıla | miye için de miktarmı vardı. Bu ise, ihraç sahası L u('ım ihtiyaç tar ihraca edecek | Karaya çıkanlatak hajvan ve arabaların, — iler takip edebilecek | bulunması | lâzımdı. tahmin olunuyordu. Fak Yoll ta mek lâzımdı. müsait için, nakli:; tırdan istifade etmek mevzubahsti, (Arkası var) Memleket ’I/İekteplermde Tekirdağı Ortamektebın-! 'de Bir Musamere Verildi Tekirdağı (Hu- susi) — Tahsi senesinin, niha- yetlenmesi, Te- kirdağında muh- telit Ortamek- tebin mezunları tarafından güzel umumiyeti alâkadar — eden bir müsamerenin tertibine vermiştir. Müsamerede Fahrettin Beyle bütün ka- saba memurları, bulunuyorlardı. refakatile hep bir ağızdan s8); lenen İstiklâl marşı, müsamere Sonra talebeden Ne Ahmet Haşim Beyin “Nehir üzerin- de,, küç vesile Piyeste dok! İbrahl talebe — velileri k Âkılin “ Şemsiye Hırsız- ları » li monoloğu, kesif bir kalabalık halinde bulunan davet- lileri hakikaten .ıcşelendirr_îı. Bu güzel rasimeye, “ En sor fırçalar » ismindeki üç pcrdelık piyesin temsilile nihayet verildi,. Piyes, “ Mediha Mithat Ömer,, Hanım efendinindi. Temsilin en Keman ve piyano | e H, | şiirini okudu, yine talebeden | tor ve şalr rollerini yapanlar m Sıtkı ve Recal Ef. lor ağır rolünü de Samih Münir Bey üzerine almıştı. Mükemmel bir | san'atkâr tekniği piyesi sey- redenleri takdirkârı bıraktı. Şair rolünde İbrahim Sıtkı ve diğer arkadaşları, cidden muvaf- | fakıyetli bir netice aldılar. Sonra kemanist Muzaffer H, “Rus şarkıları, ve Fausttan bazı parçalar çaldı. Burhan Cahit B. Mehmetçiğin hitabesini okudu ve | Hanım kızlarımızın. milli zeybek oyunu, ai | nefis bir ifadesi halinde herkesi mütehissis etti. — Ahmet Hilmi ayni karışıklık hü- | doldur- edilecek | ve | orduyu | Çünki daha ilk günde | ihraç kıt'alarının hayli ilerliyeceği t bunu da | tayin için yol ve su şeraitini bil- | arabaya | nin edildiği | e işlerinde at ve ka- | da vecit içinde kalabilir. Fakat | cimla yamıp tutuşüyor, tatlı ahenk ve intizamın çok | Â YE Bu Sütunda Hergün Yazan: Esat Şefik | Bir Sevgılım Var!.. Bir hatıra delterinden: Sevdiğim bir kız var.. Sevdi- | ğim kızm uzun kirpiklerle gök | alnını , Var.. gelenen irl siyah gözleri, süsliyen — siyah kâkülleri Sevgilimin ruhunda membal tü- kudretini aşktan alan | bir şelâle ve benim ruhumda sev- | gilimin varlığı var..Allahın yarattı- | ğı namütenahi kâinat içinde, yeşil dağların, vahşi ormanların engin | ufuklu denizlerin üstünde yaşıyan | iki şey var: Bir o... bir ben. | kenmiyen, Benim için ondan başka bütün insanlar birer kukla ve ona alt olmıyan bütün herşey birer hiçtir. Bana: — Ahmetle Fatma sevişip ı mes'ut oldular.. Derlerse inan- | mam. — Bülbül güle aşk neşidesi | okurken çatladı.. Derlerse gülerim. Çünki onların hiçbiri benim kadar sevmedi ve aşkı anlamadı ki mes'ut olsunlar. yaz akşamıydı. — Cazın çılgiın nağmelerini dinli- Ilık bir rüzgür yüzümü- | Sevgilimin ismini yorduk.. zü yalıyordu. | bir dua gibi mırıldandım. — Mükerrem |. Başını bana çevirdi. Nazarla- rımız biribirine takıldı. Bilmem nekader böyle bakıştık. İnsan yüksek bir musiki parçası dinler. ken en derin bir mesti içinde hulya — Alemlerinde — dolaşabilir.. | Harikulâde bir manzara karşısın- bon Mükerremin nazarları önün- de hayatın en ümitli hazzını duy- | dum ve sarhoş oldum. Okadar tatlı bir bakışı vardı. — Seni seviyorum, dedim. İnce, yuvarlak kaşları çatıldı, çapkın bir eda ile: — Sen çok fenasın, dedi. Sevgilimin çok hoşuma giden | âdetlerinden biri de budur. Ona | ne vakit böyle bir şey söylesem kaşlarını çatıyor: — Çok Fenasın, diyor. Ben de cevap veriyorum: — Ve sen çok güzelsin.. le dudaklarının oynayışı.. O zaman gözleri bin bir kıvık | tath | gülümsüyor. Yine bir yaz akşamı caz ağır bir tango çalarken dansa sında bir kuş hafifliğile uçuyor, saçlarımın tatlı menekşe kokusu | her tarafa yayılıyor ve diğer çift- lerin arasında dönüyorduk. — Mükerrem, dedim. Güzel Mükerrem, bir gün gelecek ki İstanbuldan ve senden uzaklaşa- cağım. O vakit bani unutacak mısın?.. | hep kendi l kendi kalk- | » | mıştık. Mükerrem kollarımın ara- | | Odası Meocmuası — — Bilmem, dedi. — Elbette bir gün canın #- kılacak ve o zaman.. Çapkın ile güldü: ve şuh bir kahkaha — O zaman derhal kendime başka bir macera bulurum, dedi. Onun herşeyi böyle, samim! vo açık söylemesine bayılıyorum. Bununla beraber bütün yapmak istediklerime — itiraz ediyor ve dediklerinin — olması için çırpınıyor.. Ben bunların bir kısmını kabul ediyorum. Bir kı- mıti yapmak - işime gelmiyor.. Akşamları saat yirmiden sonra benimle —beraber- —bulunmasını | muvafık bulmuyor, Onu bir türlü ikna - edemedim.. Geçen gün bana bir deste kâğıt verdi, — Bunlar eski maceralarımın hatırası dedi. İçinde birçok re- simler ve mektuplar vardı. Bir- kaçını okudum. Bütün ifadele- rinde yalvarıyorlar, aşk dileni- yorlardı. İlâve etti: — Hoepsile alay ettim. Bazısı benimle hiç konuşmadı bile.. — Onlar ağlayıp yalvarırken hiç acımadın mi? — Acımadım.. Hem erkekle- rin 'kadın için ağlaması benim hoşuma gider.. — Peki, dedim, ağlıyan kadınlar ?.. — Ocoo.., gülerim, dedi. erkek — İçin İşte onlara acırım, İşte bu kadar güzel ve çap- | kın bir sevgilim var. Benden bekliyenleri hallerine — bırakıyorum, Hasetlerinden — çatlasınlar.. Ben yalnız onu seviyorum. Sevgilisi güzel olmıyanlara tavsiye ederimi Her cuma gecesi Üç mum yakıp dertlerine — yansınlar.. — Sevgilisi çapkın olmıyanlara acırım. Çünki hayatlarını ve aşklarını heyecansız geçirecekler.. Benim umurumda degil.. Benim dünyada tek olan bir sevgilim var. —< Yeni Neşriyat Şark » — | dört renkli gürel ıvllepln sevgi “ Resimli 1932 nülsha: ımMÜz bir lü yeni bahçe çocuklar hakkında bir konte- He |i ları ihtiva otır Çiçek Kardı Gündüz bir şiir k Cazbanttan Çöle — T l — Afyonkarahisa- neğşredilmiş hikâyelerden Ticaret ve Sanayi H lılaııhul an nüs- Türkiye umumt hiyetleri, Münder t ve Sanayi Odalarının etmok 1 çıkmıştır. miyarını tor , Rizedo portar abıtları, kanunlar, bnlrll'r. dünya ham ipek istihs setgiler, panayirlor, arz ve talepler.

Bu sayıdan diğer sayfalar: