Bir Cinayetin Muhakemesi Manisa ( Hususi )— Geçenler- de burada ika edilen feci bir cinayetin muhakemesine — Ağır Cezada başlanmıştır. Mahkemede dinlenen — şahitlerin — ifadelerine göre cinayet şöyle olmuştur: İsmet Bey namında bir zatın fabrikasında — çalışmakta — olan Kohler namında bir Alman mü- hendisi bir gece Zeliha namımda bir kızı fabrikaya almış, bera- berce işret etmiye başlamış. Bu içki lemi esnasında fabrika sa- hibinin oğlu Fabrikaya gelmiş, mühendis Kohlere fabrikada içki içmek ve içeriye kadın almak yasak olduğunu söylemiş; mü- hendis buna mümanaat etmiş: — Burası benim ikametgâ- hımdır. Kimsenin — müdahaleye hakkı yoktur. Demiş. Bu esnada ne olduğu bilinemez bir vaziyet olmuş. Bir- kaç kişi pencereden fabrikaya bıs tabanca ile ateş ederek mü- bendisi yaralamış. Yaralı da mem- lJeket hastahanesinde ölmüştür. Tabancanın biri tarafından kullanıldığı anla- | | susi) — Vilâyet şıldığından bu adam tevkif edil- | miştir. Tahirin de Zelihayı sev- | mekte olduğu söylenmektedir. Mahkeme bâdise mahallinde keşif yapılmasına karar vermiştir. Bir Aylık Yağmur Vaziyeti Ziraat Vekâleti Moteoroloji Enstitüsü geçen haziran ayı zar- | fında memlekette yağan yağmur- lara dair bir cetvel yapmıştır. Bu nazaran haziran ayı zarfında hiç yağmur yüzü gör- memiş olan saha yalnız Urfa, Di- yarbekir, Malatya havalisidir. Bu senenin haziran ayı ile geçen senenin haziran ayı zar- fında düşmüş olan yağmur mik- tarları arasındaki fark Trakya için aşağıdaki cetvelde gösteri- kebilir: Bu sene Geçen sene Edirne 40 BT — suttim. Lüleburgaz — 20 h* Gelibolu u G3 Hayrebolu — 18... 80 * Nazillide Sıhhat İşleri Nazilli ( Husust ) — Kasuba- mız ve havalisinde sıhhi vaziyet, eski senelere nispetle oldukça eyidir. Elyevm dağ köylerinde biçbir hastalık yoktur. Ova köy- |- hareketinde önayak olması icap | | eden anlayışh kimseler mahdut | | lerinde de sıtmadan başka hiçbir | hastalığa tesadüf edilmez. Yalnız mevsim icabı ziraat için dağ köylerinden ovaya inenler ara- sında münferit sıtma — vukuatına tesadüf ediliyor. Fakat sıtma mücadele heyetli tedavi işile muntazam surette meşgul olduğu için hastalığın va- him bir şekil almasına imkân kalmıyor. Şayet ovada bataklık- ların kurutulması temin edilirse, stmadan da eser kalmıyacağı tahüidir. Gönen Malnildürü Gönen — Malmüdürü Ozman Nuri Bey kendi arzasile Bayra- miç malmüdiriyetine tayin edil- | miştir. Tahir namında | İnzimam edince (Köy Bankası) yani | kredi kooperatifi kolayca teessüs | | kooperalifi kurulmuştur. Kooperatif Hareketleri Manisada Bir Sene Zarfında 28 Köy Bankası Tesis Edildi Üü Manisa, (Hu- dahilindeki kredi koocperatifleri bir sene zarfında 3ten 286 çıka- rılmıştır. Bu ça- buk ilerlemenin başlıca sebeple- rinden birisi de halkın göreneği- dir. Bir mıntaka merkezinda ku- rulan kooperati- Ffin iyi işlediği ve müstahsile yar- dımlar temin et- girmiş. Bunların arasından bir şa- | tiği görülünce civar köylerde arzu uyanmakta — ve uyanan arzuya memleketin her köşesinde bulu- nan Zirant Bankalarının yardımı etmektedir. Maalesef Eşme ve Kula ka- | zalarında henüz kooperatif kuru- | lamamıştır. Eşmede halk kendi | yağile — kavruluyor. Kooperatif olduğundan bunların gayretleri lâzım olduğa nisbette tezahür | edememektedir. Mazmafih bura- larda da ergeç bu teşkilât yapı- lacaktır. Kredi Kooperatiflerinin çok olduğu muhitlerde ayni cins müş- tahsillere ait (10) kooperatif tev- hit edilerek büyük salış birlikleri teşkil olunur. —Manisada —ayni İzmirin 'Bir Haftalık İhracatı 25 Hazirandan 1 kadar İzmir limanından Temmuza 6075 bakla, 10842 halı, 62055 palamut, 213,667 tütün 47500 yaleks, 273422 kepek, 10491 mazı, 173525 meyankökü, 14649 üzüm, 3171 çiçek tohumu, 19489 adet deri, 2188 yumurta, 161470 kilo küspe, 83 kilo peynir, 1020 balmumu, 419 kilo kabuklu ce- viz, 841 afyon, B6S zeytinyağı, 1064 çamfıstığı ve 110 adet sığır. Kırkağaçta Lise Tahsrlıne Devam E- denlerin Adedi Çoğalıyor | Kırkağaç ( Hususi )— Kasa- bamız — ilkmekteplerini — bitiren yavrularımızın ortamektep ve lise tahsiline devam için gösterdikleri arzu şayam dikkattir. Buçün İs- tanbul ve İzmir liselerinde tahsil gören Kırkağaçlı talebenin mik- tarı 32 dir. Bunlardan 29 u er kek,; üçü kızdır. - Yakında Kkasa- bamızda mektep talebeleri ta- rafından spor klübü —menfaatine güzel olacağına hiç şüphe bulun- mıyan — bir verile- cektir. müsamere Atımet muhtelif ' | ecnebi memleketlere ihraç edilen | emtianın| miktarı kilo olarak şu | süretle tespit edilmiştir: Meanisada Ziraat bankası Binası mıntakada — ve ayni müstahsi- lerin toplu — bulunduğu — (10) kooperatifi birleştirmek — imkânı henliz — mevcut — olmadığından şehrimizde — “ Manisa Bağcılar Kooperatifi , namile bir satış (41) müessis tarafından kuru- lan bu kooperatif Ziraat Banka- sından azam! müzaheret görecek- tir. Satış ve ihracat işlerimizin güçleştiği şu sıralarda sırf bağ- cılardan mürekkep olan bu koopera tifin kuvvetli bir teşekkül olarak meydana gelmesi üzümcülüğün âtisi için hayızlı bir adımdır. 19290 da Manisada bir ko- operatif daha kurulmuştu. — Bu- nun yaşayamamış olması Manisa- hları ürkütmedi. Bilâkis noksan- lar tamamlanmak süretile — çalış- mak azmi hâsıl oldu. — Bağcılar konpeııtıfının ıırf zirant banka- Okuma Hevesı Karşısında... Memlekette Ortamekte lhtıyacı Zıyadeleştı Bey pazarı, ( Hususi ) — Burası 6760 nü- faslu bir kaza- dır ki köylerile beraber umum! nüfusu 31802 yi bulmaktadır. Bi- tün kazada 12 ilkmektep — var- dı. İkisi — birleş- firildi, bu mık- tar on bire indi. Bunların yedisi üç sımflı, dördü de tam simfir dır. Kaza merkezindeki iki mek- tepten birinin muallim adedi 12, diğerininki 6 dır. Son tÜç sene zarfında bu mekteplerden mezun olmya — muvalfak — olan - talebe mıktarı 300 Ü geçmiştir. Köylerde dokuz mektepten tam sımflı olanların talebe mev- cudu Urus 180, Karaşar 135 dir. Üç sınıflı diğer köylerdeki mek- teplerin talebe mevcudu da şöy- ledir: Saray 94, Sekili 84, Kelegra 75, Kapullu 60, Oymaağaç 50, Yonbelit 50, Soma 50, Mercun talebe orta tahsile de- | sullerinin satış şeraitinden öteden- Beypazarı İlkmekteplerinden biri sının gayretiyle doğduğu doğru değildir. Ziraat bankası inkişafa müsait olan mu- hitlerde bu gibi teşekküllere te- vessül eder. Bu da gayet tabildir. | Manisa — muhiti | Tâzam olan evsafı haizdir. — Halk Mmünevver ve ça- lışkandır. Kuru üzüm müs- tahsilleri — mah- beri müştekidirler. Bu sebeple birleşme ihtiyacı duymuşlar ve kooperatifi ihya etmişlerdir. Şu | halde Ziraat bankasının böyle | uğurlu bir teşebbüsün müessisle- rine destek teşkil etmesi pek | tabiidir. Banka geçen — senedenberi her ay (Köylü için) serlevhası altında her nevi müstahsili alâ- kadar eden, açık lisanla yazılmış kitapları köylülere tevzi ederek halkı süratle tenvire çalışmakta- dır. Bu havalideki kooperatif faaliyetinde Ziraat Bankası Mani- sa şubesi Müdürü Nusrat Namık Beyin büyük bir hissesi olduğu- nu söylemek isterim. Esasen tah- silini Lozanda ikmal eden bu genç bankacı, bu işlerle çok ya- | kından alâkadar olmaktadır. A, Celâl vam - teşebbüsünde — bulunmuşsa | da maddi imlüânsızlık yüzünden | buna muvaffak olamamışlardır. Şu hal kaza merkezinde bir ortamektep tesisinin ne derece lüzumlu olduğunu açıkça göster- | mektedir. Böyle bir mektep için büyük masrafa da lüzum yoktur. Çünki: Hususi muhasebeye ait olup iki mektebin birleşmesi Ho boş ka- lan diğer bir mektep, bir masralla tadil ve ihtiyaca salih bir hale konulabilir. Beypazarının bugün için, en büyük dileği budur. KI az | beğenmek | bir tenakuz, bir zıddiyet | merakı | dıklarına 'Yazdığımız 'Gibi Konuşmak Nurullah * Nasılsan öyle görün ,, e gibi “nasıl konuşuyorsak — öy yazmalı,, fikri de ilk bakışta İl sana samimiyelin, hattâ — hi melin tâ kendisi gibi — geli Fakat iyi bakınca kendimil tavsiyesinden — başl bir şey olmadığı anlaşılır. — Yü ben fena bir adamsam, yine olduğumu, bhiç hicap duyma herkese bildireyim mi ? Çoğum gelişi güzel, zabıt ve rabit cümlelerle, “şey... şey..., diyerel konuşuruz, yazımızda öyle N olsun ? “Nasıl görünmek istersen öyl olanya çalış,, gibi “ konuşmamı! yazımıza benzesin,, tavsiyesi akla daha yakındır. Hem insanl kendi kendini mürakabeye, teva" zua, hitap etliği kimselerle kendisi arasında mukabil tavizlerin vücuc gelirdiği müşterek bir zem bulunması İüzumunu düşünmeğe davet etmektir. Mademki bazi kimselerin bizi dinlemesini bekli- yorur, bazı fedakârlıklara kat- her düşündüğümüzü — aklımıza ilk geldiği şekilde yaz- | madan evirip çevirmeğe, lüzumlu olup olmadığını araştırmağa mec- buruz. Bana sorabilirler: *“San'atkâ- rane denilen yazıyı sevmediğin- den bahsedersin, yazıda herkesin kullandığı kelimeleri istersin, şim- di de kelkmış, yazıya çeki düzen vermek lâzımdır, diyorsun; bütön eski söylediklerini inkâr mı edi- yorsun?,, Hayır; dil hakkında düşün- düklerimin birinden bile vazgeç- medim ve bugün söylediklerim kimseye tarziye vermek için de- | gildir. İyi bakılırsa dün söyledik- lerimle bugünküler arasında hiç yok- den'len — ya- herkesin kuk beğenmeyip tur. San'atkârane zıya meyledenler. landığı — kelimeleri başkaları ile yazmak istiyenler | külden ziyade cüz'e itibar edem lerdir. Tıpkı şürde güzel gibi. Çoğunun — yaz- bakın, bemen hemen her cümlede bir ihtişam vardır; fakat cümleler arasında irtibat yoktur. Kendilerine, süslü keli- meler bulmak, kulağa hoş gele- cek ses terkipleri vücude getir- mek için cebrediyorlar; fakat düşünceleri arasında bir ak bulunmasına çalışmıyorlar, yani asıl beklediğimiz fedakârlıklan kaçınıyorlar. Güzel bir eser ktillü İle göze çarpar. “Yazdığımız gibi konu- şalım,, derken sırf insicamı dü- wıılynrum.“ Tafsilâtın bususi bir güzellik arzetmesi daima küllün zararına- dır. Bir Yunan mabedinde süslü hatlar yoktur; — hattâ her parça ayrı ayrı alındığı — zaman b-lki hiç güzel değildir. Kül güzeldir. mısrâa Geçen gün aktörün, oynadığı piyesin muvaffakiyeti için kendini göstermek arzusundan — feza lâzimgeldiğini söylüyordum; - bir yazıda — kelimeler, — cümleler de kendilerini göstermekten çekin- melidir ki dikkat kül üzerinde toplansın. San'atkârane denilen yazıya meyledenler belki külle dikkat edilmesinden — korkuyar- lardır.