İ b ST ESTĞ 'oo BiZi Un FUDLA DARE EDENI.ER...' Mecliste Hararetli Müzakereler Fakat İki Taraf Ta Acemi Olduğundan Bunlar Kuru Gürültüden İbaret Kalıyordu. Muhalefet Nasıl Boğuldu ? Muharriri X. Her Hakkı Mahfuzdur AA Rümr Hatta bir gün yine xoftalar birleşmiş ve azim bir kütle ha- linde meclisi meb'usana girmek istemişlerdi. Hükümet, asker kuv- vetile bunları derhal dağıtmakla beraber, artık yavaş yavaş gözü- nü açıyor, gemi azıya almak isti- dadını gösterenlere karşı - icap eden tedbirleri hazırliyordu. Ayni zamanda mecliste, yavaş yavaş başka türlü bir hava esmi- yede başlamıştı. Meb'uslardan Halil Ganem Efendi, kürsiye çı- karak kemali cesaretle vatanper- verlerden bazı zevatın duçar ol- | duğu muamelei keyfiyeden bahse- diyor, bu sözlerle Mithat Pa;ayı kastetmek istiyordu. Bu sözler sarayın bütün bütün nazarı dik- katini celbetti. — Mecliste bir muhalif parti bile vücuda gelmişti. Bazan iki taraf çarpışıyor. fakat, iki tarafın da idare ve siyaset işlerinde acemi olması hasebile, bütün bu şiddetli münakaşalar, kuru — gürültüden ibaret kalıyordu. Aradan bir müddet daha ge- çince, muhaliflerin grupu, birden- bire parlamıştı. Vükelâdan beş zate itimat etmiyorlardı. Bunu mecliste müzakereye koyacaklardı. Mühaliflerin istemedikleri vükelâ şunlardı: Sadrazam Etem Paşa Tophane Müşiri Damat Mah- mut Paşa Bahriye Nazırı ve Mabeyn Müşiri Sait Paşa Serasker Rauf Paşa | Ve bir der Sabık Mabeyn Başkâtibi ve halen Dahiliye Nazırı Sait Paşa.. Muhaliflerin ittihaz ettikleri bu kararı, bir iki saat sonra Ab- dülhamit haber aldı. Bunlara güzel bir ders vermiye hazırlan- dı. Derhal Sait Paşaya haber yolladı. Sarayda akşamdan baş- hyan müzakere, gece geç vakle kadar devam etti. Bu müzakere neticesinde verilen karar Üzerine ı derhal kabinede bazı tebeddül icrasile beraber sadaret mesnedi l ilga ve yerine başvekâlet ihdas | edildi. Başvekil vükelâ meclisine riyaset edecek ve vükelâ tara- fından müştereken ittihaz olunan kararlarla, meelisi meb'usandan çıkıp meclisi âyana giden ve ora- ca da tasdik olunan kanun lây halarımı - iradei seniyeye ikti etmek üzere - mabeyni humayuna | arzedecekti. Bu iş için her tarafı idare edecek ve her tarafa söz geçirebilecek bir adam lâzımdı. Bu karar verilir verilmez, sabık Meclisi Meb'usan Reis Ahmet Ve- fik Paşa saraya çağırıldı. Kısa bir. müzakereden sonra başvekil yapıldı. Abdülhamidin bukadar acele iş görmekten maksadı, meb'usla- rın tesiri altında kalmış olmamak ve meclis tarafından yaptırılması iL0 , " olan şeyleri, onların ka- rarından avvel yıpaıak hiç kim- senin irşadına ihtiyacı olmadığını herkese anlatmaktı. Nitekim böyle oldu. Muhalifler birdenbire veri- len bu kararı haber alır almaz, takrir vermekten vazgeçtiler. Birkaç gün sükünetle geçti. Bu sükün, büyük bir fırtınadan evvel havayi nesimide görülen ağır ve ezici durgunluğa benzi- yordu. Muhalifler, birdenbire yine harekete geldiler. 22 kânunusani içtimamda — şiddetli bir takrir verdiler. Bu defa da, harp saha- lalarındaki orduyu idare eden kumandanlar bakkında ağır it- hamlarda — bulunuyorlardı. — Söz alan hatipler, milletin malen ve bedenen bunca fedakârlıklarına mukabil, ordunun ve paranın israf edildiğinden bahsediyorlardı. Hat- ta, hatiplerden Yenişehirli zade, kürsüde coştukça coştu ve niha- yet: — Başımızda böyle hainler ve İiyakatsizler bulundukça, ben ne kendi nefsimden ve ne de ev- lâtlarımın kanından bir damla feda etmem. Diye haykırdı: Meclisteki “hava, — değiştikçe değişiyor, harici telkinlerle her- gün ve hatta her saat tebeddül ediyordu. Kumandanlar meselesi, büyüdükçe büyüdü. Takrirler, tak- rirleri takip etti. Şimdi de ku- mandanlardan bazılarının derhal divanı harbe verilmesi isteniyordu. Gariptir ki, itham olunan kuman- danların arasında, büyük harp kahramanları da bulunuyordu. Saray, meb'uslara alt perde- den bir ders daha vermiye karar verdi. Başvekil Ahmet Vefik Paşa, meclise gönderildi. Paşa, vaziyeti hazıra hakkında uzun uzadıya izahat verdikten ve: — Padişah, Kanunu Esasinin icrıyi ahkâmını cidden Arzu edi- yor. Bu sebeptendir ki, sadaret mesnedini ilga ederek kendi im- | kendisine atfedilen irtica fikirleri tiyazatından bir tanesini daha feda etti. Dedikten... Ve icap eden me- seleler hakkında ya bizzat vüke- lâyi devletin veyahut meşguliyet- leri hasebile gönderecekleri vekil- lerin meclise gelerek meb'usanı kiramı tenvir edeceğinden bahsile, memleketin selâmeti namına sükün ve itidal tavsiye etti. Ahmet Vefik Paşanın hafif tertip tehditlerle karışık olan bu nutku, alkışlarla karşılandı. Meclis reisi, meb'usan namına teşekkür etti. Fakat muhalifler, yine kö- pürdü, Evvelâ Kudüs meb'usu Ziya Beyin ve sonra Yenişehirli zade Ahmet Efendinin kürsüye çıkması mecliste yeniden bir he- yecan uyandırdı. Hatta Yenişe- hirli zade, vükelâ taraftarı meb'- uslarla meclis reisine karşı: — Siz, daima Kanunu Esasiye riayetiniz. olduğundan bahsedi- yorsunuz. Fakat hürriyete riayet etmiyorsunuz. Hatta biz onu mü- dafaa ediyoruz, siz ise çiğniyor- sunuz... Diye haykırdı. Ayni zamanda Kudüs meb'usu Ziya Bey tarafından 16 meb'usun imzasile bir takrir verildi ve Ka- nunu Esasinin 27, 28, 29, 115, 113 üncü maddelerinin tadil ve tashihi talep edildi. Saray bunu haber aldı ve artık muhaliflere karşı kahir bir darbe indirmenin zamanı geldiğini anladı. Bu darbe ne olabilirdi? bu, belki düşünülmüş fakat henüz buna karar verilme- mişti. Lâkin vukua gelen mühim bir hâdise, bu milletin otuz iki sene ıstırap ve istibdat içinde hayat geçirmesine sebep olan bir vak'a yarattı. ( Arkası var ) Tepsı Gibi Yapraklar Bu resimde koskocaman tepsiler görüyorsunuz, doğil mi? Tıpkı kocaman pirinç veya bakır siniler. Hayır, bilemediniz, burada gördüğünüz pide gibi yassı ve geniş şeyler birer yapraktır. Hiç hayret etmeyiniz. Ve yalnız resme iyice dikkat ediniz. O zaman bu koca şeylerin birer yapraktan başka birşey olmadığını siz de anlıyacaksınız. Bu yapraklara Avrupadaki büyük havuzların üzerinde çok tesadüf edilir. Yaprakların merbut bulunduğu nebatın kökü havuzun dibindedir. İsmi de Viktorya Reçyadır. | | | | rüyebilecek Yunanistanda İntihabat" Haziran 26 Mücadelesi A!e_vlendı İCeneral Kondilis VemzelosHukumetme Karşı Ateş Puskuruyor ( Baş tarafı 1 inci sayfada ) bir tarafında bütün cümhuriyetçi fırkalar, — öbür tarafında, eski mücadelelerde Kıral Kostantin tarafını tutan ve şimdi de kem- disinde irtica - kıraliyet — fikirleri sezilen Çaldaris fırkası vardır. Çaldaris fırkasında hakikaten var mıdır? Bu, Çaldarisin ilk in- tihap mutkundan sonra anlaşıla- caktır. Maamafih Çaldarisin bir irtica fikrinin artık dünyada yü- takati — kalmadığını anlıyacak kadar zeki ve tecrü- be sahibi oluşu bunun varit o madığını göstermektedir. Aksi halde memleketin bu inti- hap devresi fevkalâde mühim ve | nazik bir devre olacaktır. İkinci cereyan sırf fırka mese- | kesidir. Mevkü iktidarı tutan fir- | | madde ka aleyhine bütün fırkalar birleş- mektedir. Şu halde Venizelos partisi, intihabatta, asıl muhalif Çaldaris fırkasından başka bütüa dığer Cümhıınyeîçı fırkalarla da l Kimler Hapse Girecek? n NF mücadele ve müsarea edecektir. Yunanistanı da çerçevesi içine alan ve Fena halde kamçılayan dünya vaziyeti maliyesinin doğurduğu müşkülât ve hoşnutsuzluk dolayı- sile bu mücadele M. Venizelos için çok güç ve v nispette de şerefli bir iş olacaktır. Siyasi İiderler nutuklarında hükümeti — bilhassa memleketin vaziyeti maliyesi noktasından ten- kit eylemişlerdir. Şimdiye kadar fırkası ( Milli Demokrat ) unvanını haiz iken şimdi (Milli Radikal) unvanını alan Ceneral Kondilis, Selânikte irat ettiği nutukta Yunanistanın pek feci olan mali vaziyetinden dola- yı son on senenin kabinelerini ve ııilrıdı Venizelos kabinesini mes'i ve memleketin artık ül'ılını ziraate ve hayvan yetiştirmiye atfetmesi lâzım geldi- ğini söylemiştir . Ceneral Kondilis bütün bu fena vaziyetin menşeini Anadolu- daki Yuıııı inhizamında bulmuş- tur, Wt İcra Kanununda Yalancı Ve Hiyleci ( Baş tarafı | inci sayfada ) İıılyı yapanlar ise kanunun 32 inci | maddesi mucibince hapse atı- lacaklardır. Bu hususta 60 ıncı daha sarihtir. 37 inci maddeye göre de muayyen müd- dette borcunu kendiliğinden öde- miyenlerin mallarina derhal haciz konulacaktır. Mal beyanına ait hüküm 74- | üncü madde ile tespit edilmiştir. Bu maddede — şöyle deniliyor: Mal beyanı, — borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şa- hıslarda bulunan mal ve alacak ve haklarından borcuna binecek miktarın nev'ini, mahiyetini ve vasıflarını, her türlü kazanç ve Kambiyo Fransız Frangı İngiliz kirası Dolar Lire' Belga Drahmi İsviçre frangı Leva Florin Kuron Ç. Şiling A, Pezata Mark Zloti Pengo Ley Dinar Çervonets SESSİÜSSENESASLASEE | Borçlular İçin Şiddetli Maddeler Var gelirlerini ve yaşayış tarzına gö- re — geçim membalarını we buna — nazaran borcunu — ne suretle — ödeyebileceğini — bildir- mesidir. 76 imcı mâaddeye göre, mal beyanında — bulunmıyan — borçlu, beyanda bulununcaya kadar icra memuru mahsus olmak üzere hapis ile tazyik olunur. Ancak bu hapis Üç ayı geçemer. Yeni kanunun asıl ceza hü- kümleri 331 inci maddeden iti- baren gösterilmiştir. Bu madde- ye göre alacaklısını zarara sok- mak maksadile kendi mallarını elinden çıkarmak, telef etmek, kıyraetten — düşürmek, — gizle- mek, muvazaa yoluna sapmak, gibi yolsuzluklar yapan borçlular hapis cezasına mahküm edile- ceklerdir. 332 inci maddeye göre de, borcunu veremiyecek kadar aciz haline düşen borçlunun bu vaziyeti kendi hareketile hâsıl olmuşsa veya vaziyetinin Tenalı- ğian bilerek ağırlaştırmışsa on beş günden altı aya kadar hapse atılacaktır. 335 inci maddeye göre, kira borcunu vermiyen - borçlular, bir kısım mallarını ev sahibinden ka- çırırsa yine hapis cezası göre- ceklerdir. Hakikate muhalif be- yanatla bulunan borçlular için de 338 inci madde ile bir aydan bir seneye kadar hapis cezası kabul edilmiştir. Nafaka borcunu ver- miyenler de bir aya kadar har pis edileceklerdir. Bu cezalar tecil edilemez. Yeni kanun âle Müddejumu- milere de salâhiyet verilmiştir: Nitekim 357 inci maddeye göre icra dairelerinin emir ve tebliğ- lerini — geciktirenler — hakkında müddejumumiler derhal ve doğ" rudan doğruya takibat yapacak- lardır. tarafından bir defaya .