Tuhaf Fıkralar Uşağın Dirayeti | Emektar gazeteci ve muharrir | Fazl Necip Bey merhum kıy» metli eserler bırakmıştır. Haya- tanı daima çalışmak ve yazmak” İn geçiren muhterem ölünün bugün de bir fıkrasını meşre- diyoruzı | Pek fena günler idi. Aydın Yunanlıların taarruzuna uğramıştı. Etraftaki o efelerin omüdafaatile kanlı müsademeler oluyor, şehirin mühim bir kısmı cayır cayır yan yordu. Memleket dehşetler içim de, elim bir hayat yaşamakta idi. Hacı Bey bütünğailesi efradını içerilere, dağ köylerine doğru kaçırmıştı. Kendisi kaçmak iste- medi. Eski, emektar bir uşakla koskoca konakta yalnız kalmıştı. Zaten hasta ve zayıf idi. Bu hâ- disat - zavallıyı büsbütün harap etti. Bir şey yiyemiyor, uyuyamı- yordu. En büyük şikâyeti uyku- suzluktu. Daima asabi bir heye- can içinde idi. Bu hal günlerce devam etti. Nihayet ortalık biraz sükünet buldu. Çarşılarda faaliyet baş ladı. Uşak bir hekim tedarikine muvaffak olabildi. Doktor, herşeyden evvel efen- dinin âsabını teskin için sökünet ve uyku tavsiye etti. Bir ilâç yazdı. Geceyi beklemiye hacet yoktu. Beyefendi konağın gürük töden en uzak tenha bir odasına girmeli, bütün pencereler, deler kapanarak bu içinde yalağa yatmalı idi. Orada uyumıya çalışacaktı. Uyuyamazsa gelecek ilâçtan bir çorba kaşığı nim zulmet içilecek, yine uyku gelmezse bir | kaşık | saat sonra ikinci bir alınacaktı. Doktorun © tavsiyesi veçhile oda intihap olundu. Perdeler kapandı. Efendi yatağa girdi, uyumıya çalışacaktı. Uşak ilâcı yaptırmak için açık bir eczane aramıya gitti, * Uşak sadedil bir zavallı idi. İhtilâl hayatı yaşıyan memleket içinde epeyce dolaştıktan sonra doktorun yazdığı ilâcı hazırlıya- cak eczaneyi bin müşkülât ile bulabildi. İlâcı aldı. Konağa gelince ilâç şişesi elinde, doğruca efendinin yatak odasına gitti. Efendi uyuyordu. Belki öyle gözlerini kapamış- tar, diye hafifce seslendi: — Beyefendi, ilâcmızı getir dim... İkiadım daha yaklaştı. Beyde hiçbir hareket yok... Sesini biraz daha yükseletti: — İlâcınızı getirdim!.. Beyefendi mışıl mışıl uyuyor... Uşak asabileşti: Bir iki adım daha yaklaşarak hastanın kulağı hizasına kadar geldi. Daha yük- sek bir sesle: Beyefendiiii!... İlâcınız geldi... Diye bağırdı. Beyefendi top gibi yerinden sıçradı. Uyku sersemliği ile ne olduğunu, neye ği anlı yamıyarak alık alık uşağa bakı- yordu. Uşak elindeki şişeyi, göste- rerek: — İlâcınızı getirdim.. içecek- siniz... dedi. — Ne ilâcı?!., — Uyku ilâcı... Efendi sabredemedi. Hiddetle bağırdı: —Beherif, uyku ilâcı olduğunu biliyorsun da bana onu içirmek içinjmi tatlı uykumu kırıyor, beni uyandırıyorsun?.. Fazlı Necip per | | metresi | | | | i gün Dirilen Ölülerin Muhakemesi Çok Komik Oldu ! Yalancıktan Ölen Adam, Ne Yapayım, | Düzcede Cezayirin Sıcağı Başıma Vurdu Diyo Otelci Şaşırmış Korkusundan ( Ölüye Elini Sürmemiş! Liyon, 17(Ha- ziran) — Birkaç evvel size bütün Fransayı eğlendiren gülünç bir (o hâdiseden bahsetmiştim. Bugün de bu bâdisenin netice- sini haber vere- ceğim. “Vak'ayı mu- hakkak batırlar- sınız: Lâi Düran adını taşıyan bir adam kendisini ı Piala eş bin liraya sigorta et- lirmiş, sonrafazla miktarda kinin almış, bunun tesi- rile şiddetli bir nöbete tutulmuş. Çağrılan doktor adamın o beyin hummasına yaka- landığını © zan- nelmiş ve ertesi gün: — Müşteriniz öldü, o şeklinde bir haber alınca inanmış, dikkatli lebin muayeneye lüzum görmeden göm- me ilmühaberi vermiş (Lüi Düran) ın tabuta ve ta- butla birlikte mezara girme- diğini Obittabi (Otahmin O eder- siniz. OİHayır, tabula girmemiş, yerine Obir manken ile bir miktar taş toprak koymuş, sonra saklanmış ve sigorta parasını tah- sil eden metresile birlikte Fran- saya dönmüş ve bir ihtiyatsızlık neticesinde yakayı ele vermiş! Size bu vak'ayı tafsilâti ile bildirmişlim. (Şimdi o neticesini dinleyiniz Muhakeme (Lion) da görüldü. Lüi Düran ile metresi Jan Piala maznun sırasında yer almışlardı. Fakat yanlarında bu dolandırr cılıkta kendilerine yardım etmiş olmakla maznun, Hanri Plas is- minde Üçüncü bir şahıs daha vardı. Fazla olarak Jan Piala on beş gün evvel hapishanede do- ğurmuştu, on beş günlük çocu- ğunu da kucağında taşıyordu. İlk İsticvap Mahkeme reisi evvelâ vak'ayı hulâsa etti. Sonra maznunları isticvaba başladı. İnkâra sapma- dılar : — Hepsi doğrdur, dediler. Bu garip val'ayı bizzat fa- İ illerinin ağzından dinlemek ar- İ zusile mahkemeyi dolduran se yirciler muhakemenin çabuk ve yeknesak bir şekilde biteceğini zannederek hayal sukutuna düş- müşlerdi. Fakat sıra şahitlerin dinlenmesine gelince iş değişti. Evvelâ Düran ile metresinin oturdukları otelin sahibi dinlendi. Bu adam kendisini gülünç bir vaziyete düşmüş görüyor, nefsini müdafaaya çalışıyordu. — Civar kahvelerden birinde iskambil © oyniyordum, geldiler, müşterilerimden birinin öldüğünü söylediler. Evvelâ hayret ettim. Neden bu adamı hastahaneye kaldırmamışlardı ? Neden benim otelimde (o ölmesine (© müsaade etmişlerdi, dedi. Otelcinin bu cümlesi dinliyen- ler arasında bir mırıltının yüksel- mesine sebep olmuştu Adam | Yalancı ölü Lül Dürdu mahkeme huzurunda isticvap ediliyor | Maznun Sigorta memuru bunun sebebini anlamak istiyor- muş gibi etrafına sonra devam etti: — Derhal otele gittim, Düra- nm işgal ettiği 1! No.lı odaya çıktım. Düran yatağına uzanmışti, başucunda, ayak ucunda, masa nın Üstünde ve pencerelerin ke- narmda belki on on beş tane mum yamyordu. Yatağa yaklaştım, ölünün şa- kaklarında ter damlaları bulun | hâdisesinden oda komşusu Ma- bakındıktan duğu gözüme çarpmaz mi? Elimle | dokundum, vücudü sıcaktı.,, Halk gülmiye başladı. Reis: — Rica ederim susunuz, diye bağirdı. Otelci de devam etti: — Düranm karısı hıçkırık. larla ağlıyordu. * Mademki ölmüştür, vücudü neden sıcak? ,, diye sordum (kendi omemle- ketinde ( âdetmiş, ölüleri eter ile ( yıkarlarmış, OOondan do- layı (o sıcaktır, (o diye cevap verdi ve kendisini yalnız bırak- maklığımı rica etti. Ölü gömme teşkilâtına haber verilmişti, gel diler, fakat kadın kendi memle- ketinde âdet olduğu veçhile ölü- yü tabuta bizzat yerleştireceğini söylediği için odaya girmediler. Nihayet iş bitti, tabut sokağa çıkarıldı. e Kiliseye ogidilecekti, tabut sabaha kadar orada bira- kılacaktı. Madam Düran: — Zarar yok ben beklerim! dedi. Hakikaten de bekledi. Fa- kat boş bir tabutun önünde beklemiş. Bu müddet zarfında Düran elbise dolabında saklı bekliyormuş ! elcinin ifadesinin bu nok- tasında maznun ayağa kalktı: Reis (Beyefendi. dedi. Otelci yanılıyor, yatağıma yanaş- tığı zaman eli ile bana dokun madı, uzaktan baktı, korktuğu anlaşılıyor! — Vallahi korkmadım! — Reis Beyefendi, korkmak şöyle dursun titriyordu. Otelciden sonra o sıralarda © müessesede bulunmuş olan | Madam Dejarden isminde bir kadın dinlendi, bu kadın ölüm | dam Jan Pialanın feryadı ile haberdar olmuştu, odaya koş- muştu, beyaz yatak /çarşafının | üzerinde sapsarı bir ceset gör- müştü. * Mahkeme heyeti fazla şahit dinlemiye lüzum görmiyerek maz- nunların müdafaalarını dinledi. Lüi Düran: — Söylediğiniz hep doğrudur, dedi. Fakat ben bu komediyi rl Ekmeğe Neden Zam Yapıldı | tine yaptığı 3 kuruş zammı hani i olduğunu ve lehülhamt İ sile mektup yazan karimize: ! Mevzubnhs ettiğiniz. noktalar: Ga — bilerek ve istiyerek oynamadı” Kari Mektupları Düzcemiz müstahsil bir #€ hirdir. Kuraklık dolayısile Jb0İ day Ve 'ün fiatlerinin İstanbil piyâsasında tereffu ettiği de Düzce Belediyesi buğday < un tüğcarlarının talebi üz birinci ve ikinci ekmek fi üç kuruş zam yaparak narhı etmiştir. Burada buğday piyasası ye mafissk6ili olduğu gibi 3 A Sİ kuruştur. Bugday piyasamız bir bir zam görmemiştir. İstanb Belediyesi İstanbul buğday ** wD piyasasında O tereffü olduğ” halde halkın en mübrem ihtiy4# olan ekmek fiyatine elli zam yapılmak için fırıncılarla yöf” tığı mücadele matbuatta dikkatimi celbettiğinden mul Gazetaniz vasıtasile Düzce bel” diyesine, buğday piyasamız zam bulmamış iken ekmek fir ederek yapı feyii yağmurlar yağdığı halde bali! devam eden bu zammın sebö| bini sorabilirmiyim. * Düze eder Bakkal esnafındi* Etem oğlu A, İhsan Cevaplarımiz | Hayyam Ve Eşref Hakkındâ İzmirden “bir kariimiz, imi i csasa (İstinat Kıymettar teveccühünüze derin alâkanıza teşekkürler ed" riz. Büyük bir tetkik eseri ola” mütaleanızdan istifade edilmiştif cidden haklısınız. Malumu . fevkalâde sürat istiyen bu işlerde maalesef böyle neticeltf doğabilir. Selâmlarımız. * Niksarda Koz mahallesinde” kasap Divrikli oğlu Hacı Ahme' Efendiye: Şikâyetnameniz Sıhhiye ve kâletine gönderilmiştir. V lâzım gelen tetkikatı yapacaktı. Elbette > bilirsiniz. Cezayir sıcak bir o memlekettir, hararti başıma vurdu, bümma geçirdi” bu humma arasında o yapmışı"” bilmiyorum! Reis Jan Pialaya sordu, W dın ne desin: — Ben de ayni vaziyetteydi cümlesile işin içinden çıkt istedi. Sıra Üçüncü maznun Plas” gelmişti. Bu şahıs sigorta panyasına oynanacak Oy haberdar olduğu halde zabıta” haber vermemiş olmakla yer 3; ediliyordu. Şiddetle inkâr etti. , *Fakât“elde kuvvetli emarel vardı. Neticede Düran dört, “ cesi üç ve şeriki cürümleri sene hapse mahküm oldular. : * Muhakeme esnasında anlak” ğına göre bir sene evvel oynan olan, bu İZ adinin meydana gi masının sebebi Düranın bir atsızlığıdır. ç Filika adam eski efendi sinin ismini kullanarak bir m “e satın almış, maksadı paray' memek değil, fakat ucuza göl makmış. Yalnız ödemeyi ib esli etmiş, motörcü (Düranın gif efendisine gitmiş, parayı e 9 bu hâdise de, oyunun mey şıkmasına sebep olmuştur.