ee iüllet (şten El Çekmiş B Si E Gd £ Otel Odasında Bir Mu p. Dışardan Manzananın kulağına iğilerek if sesle: — Bakınız, dedim. Cüzdan doludur, içinde banknottan baş- ka altın da vardır, hesabını biraz- dan yaparız! Nasıl size rahip elendinin çok —merhametli bir adam olduğunu söylemekte hak- m yok mu imiş? Ortağım elile omuzumu okşi- Yarak: — Cidden harikulâde - bir 'atersoni Eğer tesadüfen bu sa- tırları okursanız Hazreti İsanın: “ Sizden bir şey çalarlarsa Onu geri istemeyiniz ,, ded lâtfen hatırlayınız ve beni diniz! Sizi lemin ederim ki, çok sıkıntılı bir zamanımda aşırdığım kesenizin bana çok faydası do- kunmuştur. Bugün bile Cenabı ka sizi karşıma çıkardığı için Şükrediyorum ! * Tramvay Ruan şehrinin mer- kezine yakın bir noktada dur- duğu zaman karanlık adamakıllı asmıştı, şurada burada sokak dâmbaları parlıyordu. Çok kala- balık bir yerdi. Hakikaten şu Ruan şehri pek tanlı ve ayni zamanda da güzel bir şehirdir. Fakat — vaktimin müsaadesizliği — dolayısile bütün öremediğime çok mütcessifim! * Her ne ise biz tramvaydan aramıya ko- çok süslü İher inmez bir otel yulduk. Ve nihayet değil, fakat rahat bir ilticagâh | bulduk. Bu otel oldukça fakir bir so- kakta ve bir dere kenarında bina edilmişti. İçine girmek — için AVenedik) te olduğu gibi bir köp- Tüden geçmek Jâzımdı. ve eğer hatırımda iyi kaldıysa (Robek su- Yu ) adını taşıyordu. Bize geniş, aydınlık, ve ha- Yadar bir oda verdiler. Mefruşatı Pek basitti, maaâmafih karyolası ize geniş ve rahat göründü. Bu- ha rağmen ihtiyar hizmetçi çe- ildiği zeman Manzana: — Pek şık değill diye m- hldanmaktan — kendini alamadı., — Adam siz de, dedim. Esas takin ve rahat bir köşede birkaç Maat geçirmekten ibarettir. Muh- terem rahip Paterson i aramıya gelsin! Fakat her teyden evvel çok mes'ut bir düfün elimize geçirdiği şu keleııîıı muhteviyatına bakalım ! Cüzdanı masamın üzerine bo- ttum : Tamamı tamamına 608 angı ihtiva ediyordu ve bu pa- Fa da bizim için bir servet de- İelm' artık endişeye mahal kalma- Tuştı. Bu para sayesinde İngilte- 'e_y.îr belki de Holândaya geçe- bilirdik. — Mubakkak — tali bize Yardım ediyordu. 'damıza getirttizimiz çok fe- ir yemeği mideye indirdik- Sonra yulağa girmiye hazır- '.kdlk' Bu esnada kafamda me- Uyandırıcı bir sual belirdi: k“: Manzana ile yatağı pay- %ik doğru mu idi? Bir hayli & indi ha h lükten sonra bu meseleyi tim: Karyolanım üzerin- yatak ile iki battaniye Bir tanesini alarak yere İ_ X:lhıyıdı meşbpr olan âbidelerini | burada | > K SON POSTA ir Hırsızın Hatıralar : rildi Muharriri : Arnold Golopen -- e - Manzananın - Fikirleri - Uyîs'usuz Geçen Bir Gece- Her Dakika Münakaşa Mı Edeceğiz ? - Bir Revolver Ki Ateş Almaz ! - Bir Ses - Aman Elması A g bi serdim ve soyunmadan üzerine uzandım. Manzana ise keza so- yunmadan — karyolaya — yerleşti. Lâmbayı da yanık biraktık. Teati ettiğimiz yeminlere rağ- men yekdiğerimizi düşman olarak telâkki ediyorduk ve mütekabilen göz hapsi altında bulunduruyor- duk. Şimdiki halde elmas ben- deydi, revolver de Manzanada! | Fakat ben silâhı ona iade etme- Madamsınız! dedi. Muhterem rahip | İ den evvel işe yaramıyacak bir Profegjgnel Yutunuz! hale getirmiştim. Aradan bir müddet geçti, her ikimiz de uyumuyorduk. Birden- | bire Manzana sordu: — Odanın buluyorsunuz? — Pek fazla değil! — Ateş yaktırsak nasıl olur? Bana öyle geliyor ki bu soğukta sabaha kadar mutlaka hasta- lamırız. sıcaklığını — nasıl (Arkası var) Olalım Mı? Galatasaray Başkaptanı Mus'ih Bey Diyor Ki: — Y arı Profegş;oneîliğî: VRazıyım. 200 Liraya Kadar—_Aylıli Kâfidir.,, (Baş tarafı 1 inci sayfada ) baka yapabiliyoruz. — Maksadınızı zin hakiki hedefini — anlıyoruz. Senelerin getireceği bir spor terbiyesinden bahsetmek istiyor- sunuz. — Biz bugünkü —müstacel ve zaruri — vaziyetimize acil bir çare aradığımız için, — daha iyi çalışmak — üzere profesyonellik yeni bir. hamle getirebilir mi? demek istiyoruz, — Bunda da bedbinim. Çün- ki bir amatöre verilecek; mese- lâ maç başıma beş alhı lira gibi bir ücretle 6 oyuncunun hayatını lamamile spora hasrettirebilece- ğimizi zannetmiyordum. Evet bugünkü çaresizlik ve bugünkü — vaziyelimize — nazaran yeni bir hız almak üzere profes- yönellik belki muvakkat bir ted- birdir. Fakat yukarda söyledi- ğim gibi maddi imkânlarımızla oyuncuların tamamile spora bağ- lanması için lâzım olan mali fe- dakârlığın yekünunu bir zihnimde telif edemiyorum. ve sözlerini- — Milli takım profsyonel ol- | malı mı? — Hele bu noktayı biç anlı- yamıyorum. Nasıl olur da - bir memlekelin kulüpleri amatör ka- lacak ta milli takimı profsyonel olacaktır. — Klüplerin profesyo- nelliğine gelince, vaziyeti en mü- sait zannettiğimiz Galatasaray - Fenerbahçe bile — amatörlüğünü devamettirebilmek için müşkü- | lât çekmektedir. Bütün bunlar, uzun - tetkikle, muntazam bir etütle yavaş yavaş, yani evvelâ yarı profesyonellikle Avrupalıların dediği gibi “ücretli amatörlükle,, başlıyabilir. Ondan sonra vaziyet tam profesyonelliğe doğru bizi sürük- lerse o zamanki profesyonelliği- | miz “normal,, olabilir. — Yani netice itibarile bu- günkü zaruretler bizi yarı profes- yonlliğe mecbur edecek kadar ywvabim midir? Yoksa amatörlükle de buna çare bulunur mu? —Evet bugünkü müstacel va- ziyetimize, yani bariz biz şekil- de görünen zâfımıza bir çare olmak üzere klüpler kendi ©- yuncularından hakikaten maddi türlü | muavenete — ihtiyacı — olanlarna yardım edebilirse faydalı olur. Aksi takdirde ücretli oyuncuları yalnız milli takıma hasretmek ileride bilâkis daha büyük bir uçurum bâsıl edecektir. Bilhassa şuna dikkatinizi celbederim. Pekâlâl profesyonel olacağız. Fakat o muazzam teşkilât nere- de, hangi sahada, hangi stadlarda faaliyete geçecektir. Bizim profesyonellikten evvel müteaddit sahalarda olan ihtiya- cımız herhalde daha evvel gelir. — Profesyonel olsaydınız kaç liraya çalışırdınız. — Vallah sizin bu sualinize de uzak bir noktadan başlıyarak geleceğim, Buraya gelen profesyonellere sorardık.Kaçar lira aldıklarımı an- lardık. Açık söyliyeyim; söyledik- leri adetler beni hiçbir. zaman gipteye düşürmedi. Çok miskin miktarlardı. Meselâ otuz veya altmış lira gibi hasis miktarlar için doğrusu amatörlüğümü bırak mak istemezdim. İkinci bir sualle de adedi ta- yin edeyim. Sizin maksadınız bütün işleri terkederek munhası- ran profesyonel olmak ise; Asgari yüz liradan azami iki yöz Jliraya kadar profesyonel olabiliriz . Fakat rica ederim ilâve edin. Ben şahsan amatörlüğümde en böyük zevkimi buldum. Milli takımla Aamatör olarak — iştirak ettiğim seyahatler para ile öde- nir şeyler değildi. Benim bir arzum var; bu kongre bu mevzu - etrafında bir karar verilecekse, istikbal için bayırlı olacak bir karar verilsin..., Hotoğraf #ahlili Kuponu Tabiatinizi — öğrenmök — istiyorsamz fotoğrafınızı $ ııdgı kupon ile bir- likte gönderiniz. Fotoğrahınız sıraya | 1fbilir. ve iade edilnez. İsim, moslek Veya san'at? Ü Hangi suallerin cevabı ? Fotoğral — intişar Fotoğralın kllşesi 90 kuruşluk pul mukabilinde gönderilebilir. Tecgiye (Baş tarafı | inci sayfada) buğday yükselse bile muayyen gün gelmedikçe ekmeğe zam yapmıyacağını bildirmiştir . Bu suretle fırıncıların israrını manasız btlan Belediye, bütün şube müdürlerini vaziyetten ha- berdar etmiş ve mizamnamenin şiddetle tatbikını bildirmiştir. Bu cümleden olarak Beşiktaş, Orta- köy ve Beycğlu taraflarında sekiz | fırımn muayyen miktardan az ekmek çıkardığı tesbit edilmiş, haklarında zabıt varakası - tutul- muştur. Fakat bulanık suda ba- | hk avlamak istiyen bir kısım fı- rıncılar gayrimeşru şekilde ka- zanç temin etmişlerdir. Çünki Zabıtai Belediye talimatnamesinin 383 üncü maddesinde “ ekmek sıcakken saltılmıyacaktır. Satılmak mecburiyeti — hâsıl olduğu tak- dirde sıcak ekmeklerden 25 gra- minin bedeli - tenzil edilmek lâ- zımdır. , deniliyor. Halbuki ek- mekçiler halkın — kapışmasından istfade ederek bu farkı indir- memişler ve sıcak ekmeklerden bir hayli kazanç temin etmişler- dir ki, bu kazanç, ekmek başına 40 paradan fazladır. Ayrıca ayni talimatnamenin (395) inci maddesinde: * Her fırıncı mürettep olan ekmeği hergün noksansız olarak pişirip çıkarmıya mecburdur. , denildiği halde, birçok - fırınlar muayyen miktardan aşağı ekmek çıkarmışlar ve bu süretle cezayı mucip olan hareketlerini teşdit etmişlerdir. Fırıncılar (Umuru Be- lediyeye müteallik ahkâmı cezai- ye) kanununa tevfikan (1) liradan (50) liraya kadar para cezası vereceklerini ve halbuki her ağız ekmekte daha fazla kazandıkları için, tatulan zabıt verakalarına da ehemmiyet vermez gibi bir vazi- yet takınmışlardır. Halbuki gaze- telerdeki neşriyatı ihbar mahiye- tinde telâkki eden Müddeiumu- milik, derhal harekete geçmiş ve dün öğleden Ssonra Belediyeye müracaat edip bu fırıncılar hak- kında iaşe kararnamesinin elyevm mer'i olan (9) uncu maddesinin tatbik olunmasını bildirmiştir. Bu kararnameye göre, narha ve talimataameye riayet etmi- yen fırıncıların, ekmek ve unları tamamen — müsadere — olunmak, dükkânları kapatılmak ve ve (25) liradan (2500) liraya ka- dar para cezası vermek, ayrıca bir seneye kadar hapse atılmak gibi cezalara çarpılmaları lâzım- dır. Binaenaleyh zabıt varakala- rile ihtikâr yaptıktıkları tesbit edilen fırıncılar iaşa kararnamesi- nin 9uncu maddesine göre tec- ziye edileceklerdir. Diğer taraftan fırıncıların kâfi miktarda ekmek çıkarmamaları yüzünden dün bazı lokantalarda ve aşçı dükkânlarında ekmek bulunmamıştır. Hakiki vaziyeti bilmiyen bir kısım halk ta fazla ekmek tedariki endişesine düş- tükleri için, bazı açık gözler (7,5) kuruşa ekmek almışlar ve hariçte (12) kuruşa kadar satmışlardır. Belediye Reis muavini Nuri Bey bu hususta dün bir muhar- ririmize demiştir ki : « — “Heyecana. kapılmıya — ve endişeye hiç mahal yoktur. İstan- Fırıncılar İaşe Kararna- mesinin ) uncu Maddesile Sayfa 11 — dilecek KK ! balda tamam bir buçuk aylık stok un vardır. Hergün de mik- tarı kâfi buğday geliyor. Binaen- aleyh halkın fazla ekmek almak hususundaki — tehacümü de ma- nasızdır. Muayyen miktarda ek- mek çıkarmıyan fırinlar - cezala- rını göreceklerdir. İşi ehemmi- yetle takip ediyoroz.,, Belediye İktısat Müdürlüğü " dün ekşam Borsadan bir haftalık un ve buğday fiatlerini almış ve tetkik etmiştir. Bu fiatlere naza- ran ekmeğe çarşamba gününden itibaren (50) para kadar bir zam yapılması muhtemeldir. Narhı bu- gön Daimi Encümen — gözden geçirecek, yarın ilân edilecektir. Dün saat (5) te Belediye Reis Muavini Hâmit Beyle Belediye | İktısat , Müdürü Asım Süreyya Bey bizzat fırınları teftiş etmiş- lerdir. Bütün bunlardan başka, Tica- ret Müdüriyeti ile Zahire Borsası Komiserliği buğday fiatinin son yükselişi üzerinde tetkikat yap- makta, bunun bir spekülâsyon olup olmadığını araştırmaktadır. Salâhiyettar dairelerin tuttuk- ları istatistik üzerinde yaplığımiz tahkikatın neticesi şudur: Geçen senenin bu zamanlar- daki buğday fiat cetveline naza- ran bu son hafta zarfında buğday iki kuruş yükselmiştir. Bu iki kuruş yükseklik bir hafta devam etmiş, cumartesi ve pazar günü yağmur — yağmasından — dolayı buğday 9 kuruş on paradan yedi kuruş yirmi beş paraya düşmüştür. Bu yükselişin bir se- bebi yağmursuzluk olmakla bera- ber, diğer sebebi de Konya, Es- kişehir, Ankara buğday tacirle- rinden İstanbul buğday komis- yoncularına gelen gelgraflardır. İstanbula nisanda, Anadoludan, 356, mayısta ise 545 vagon buğ- day geldiği ve fiatlerin düşmesi beklendiği halde bu tacirler, İstanbuldaki komisyonculara buğ- dayın pahalı satılmasını - bildir- mişlerdir. Diğer taraftan öğrendiğimize göre, —piyasanın — yükselmesinin diğer bir sebebi de, Anadoludaki buğday - tacirlerinin İstanbuldan Ankara ve Eskişehir için buğday almıya kalkışmalarıdır. Ticaret Borsası komiserliği bu noktaları araştırmaktadır. Diğer taraftan ekmeğin yük- selmesinde müracaat edilen hile de şu suüretle anlatılmaktadır : Un üzerinden alınan muamele vegisi 1 hazirandan itibaren on kuruşa çıkarımılmıştır. -Halbuki verginin artacağını bilen ekmek- çiler daha evvel mühim miktarda un alınışlar, depo etmişlerdir. Diğer taraftan Belediye de mu- D ayyen ve kanuni vakit gelme- | dikçe narhı tekrar tetkik etmi- yeceğini bildirdiği için ekmekçi- ler kanunsuz yola sapmak — süre- tile az ekmek çıkarmışlar ve her- kesi ekmeksiz bırakmışlardır. Bu vaziyet karşısında İstan- bul Mıntakası Ticaret Komiser- liği, buğday istihsalinin geçen seneden az olmadığını, tereffüün