Hitler İktidar Mevkiüine Gelecek Mi? Berlin 13 — Prusya meb'usan intihabatında mühim bir ekseri- yet kazanan Hitler fırkası, mü- him bir vaziyet karşısında bulu- nuyor. Bugünkü — Bravn hü- kümetinin — mevkine — geçmek. Hitlerin — bu — husustaki — ta- sayvurları — hakkında — fırkı mensup ve fırkanın ikinci Reisi M. Kube ile bir gazeteci bir mü- lakat yapmış ve Hitlerin tasav- Vurlırırı,; öğrenmek — istemiştir. M. Kubeye göre, Hitler hır- kası, Prusya — hükümetini ele geçirmek azmindedir. Fakat biz- zat Hitler Başvekâlete gelmek te istemiyor. Ayni zamanda Berlin- de oturmak arzusunda da değil- dir. Prusya Başvekâletiuden baş- ka Dahiliye Nazırlığını, — polis müdürlüğünü, Adliye ve Maarif Nezaretlerini de Hitler Fırkası İstiyor. M. Kubeye göre Sosyalistlere müzaheret — ettiklerinden dolayı yüksek mevkilere gelen birta- kun — memurlar da yerlerinden atılacak değillerdir. Çünki, Hitler fırkası, birtakım kimselerin muz- tarip olmasını istemiyor. Fakat bu fırka, iktidar mev- küne geldiği günden itibaren Alman gençliğini istikbale hazır- lamak için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Yani aklı selim sahibi, milli- we bugünün fikir ve nnıılleriıi hazmederek vatanını seven bir gençlik yetiştirilecektir. Londrada Bir Nümayiş Londra, 12 — Japonyanın Çinde takip ettiği tecavüzkâr politikayı protesto etmek Üüzere Japon Sefaretinin Üzerine yürü- mek istiyen mühim bir kafileyi, her türlü vesaiti cebriye istimal etmek suretile güçlükle zaptede- bilmişlerdir. Birçok kimseler mecruh veya berelenmişlerdir. Bir polis müfet- tişi nümayişçilerden birinin attığı bir şişeyle yüzünden ağırca yara- lanmıştır. Sekiz kişi tevkif edilmiştir. Ecvar caddesi önünde polis ker- donuna hücum eden halk, o - sı- rada tesadüfen meydana çıkan Süvari — polislerin — müdahalesile güçlükle zaptedilebilmiştir. Niha- Yet nümayişçiler Oksfort cadde- sine itilmişler — ve orada dağılmıya icbar olunmuşlardır. L ASA - EDEBİ TEFRİKAMIZ : 9 Hitler Başvekil Olmak İstemiyor. | SON PosTA Rusya Harbe Hazır Bulunuyor Amerikada İşsizlik Nev-York, 13 — Reisicümhur M. Hoverle kongre ve hazine liderleri Beyaz sarayda toplanarak Amerikada baş gösteren işsizliğe çare bulmak için Mall İmar kom- siyonuna — 300 — milyon — dolar ikrazda bulunulmasına mezuniyet verilmesini natık olan plânı tet- kik etmişlerdir. Belçika Kıralı Paris 13 — Burada bulunan Belçika kralı Lüksenburg - sara- yında yeni Cümhur Reisi M. Lö- beönü ziyaret etmiştir. İki devlet reisi bir çeryek kadar görüşmüş- lerdir. Kıral, bilâhare Brüksele harekat etmiştir. Meşhur Ferodi Öldü Paris 13 — Meşhur aktür dö Zerodi vefat etmiştir. Bu zat, uzun müdet Komedi Fransezde ça- hşmış, gerek zekâsınm ince- Eği, gerek neşesinin taşkinlığı ile uzun müddet halkın muhab- betini muhafaza etmiştir Rusya Harbe Hazırdır Londra 13 — Burada inlişar eden The Veck-End Reviev is- mindeki mecmuada Rusyaya dair bir makale neşreden Michael Farb- man Rus- Japon münasebatının gerginliğinden bahsederken şu şa- yanı dikkat mütaleayı ileri sü- rüyor : “Rusyada iki ay - kaldıktan ve halk ile yakından temas et- tikten sonra şahsi kanaatim şu- dür. ki Ruslar, bir. harp ve- kuunda bitaraf kalabileceklerini ümit ediyorlar. Fakat muharebe- den içtinap etmek mümkün ol- mazsa böyle bir mücadeleye de bazır bulunuyorlar. Ben, orada ikametim esnasında en küçük bir korku ve telâş eseri görme- dim. Doğruyu söylemek İâzımsa Pek az harpcu nutuk dinledim. Fakat umumi bir arzmia vücu- dunu da bissetmedim değil. Rusları harbe icbar adecek olan düşman pek çetin bir mü- cadeleye girişmiş olalacaktır. .. VİKTORYTA Muharriri: Kaci Hamsur Oturdu ve çıldırmış gibi. bir- Çok defalar kendi kendine gül dü. Evet, kız onun yaptığı kah- Tamanlığı — görmüş, © yabancı küçük kızcağızı dişlerinin arası- Na sıkıştırarak sandala dönüşü- Dü mağrurane seyretmişti. Vik- torya, Viktoryaf Ah, o bilseydi! Onun nasıl azat kabul etmez bir esiri olduğunu, hayatının her de- Mminin nasıl tarif edilmez bir surette Ona ait olduğunu bilmiş olaydı.. onun bir kölesi olmak, geçeceği yolları diz. çökerek beklemek, Onun minimini — iskarpinlerini öpmek istiyordu, Onun arabasına koşulmak, soğuk havalarda s0- na muntazam kesilmiş * Nakleden: H. Ş. saadet olacaktı. Ahi Rubunun melikesi! Başını çevirdi. Yaninda kimse- ler yoktu. Yalnız elindeki saatin muntazam tıkırdısı duyuluyordu. Yarabbi. bu unutulmaz gün için sana bin teşekkürl! : Yere düşmüş dalları ve taş- ların Üzerindeki yosunları — elile okşadı. Ah, cvet Viktorya gü- lömsememişti. Halbuki o, pek Viktoryal HSA ğ ( l İ Ç Fransa fSkOÇya Maçı Paris, 13 — İskoçya ile Fran- sa takımlarının, İskoçya lehine 31 nelicelenen futbol maçları hakkında şu tafsilât verilmek- tedir: Her sene birçok kalabalığın toplanmasına sebep olan maç, bu defa nisbeten tenha idi. Bu- nun sebebi, intihabat faaliyelinin bütün hararetile devam etmesi idi. Maç, Fransızların şiddetli bir akını — ile — başlamıştı. — Fakat İskoçyaldar - kolaylıkla bu akını durdurdular. İlk devre İskoçların 3, Fran- sızların da penaltıdan bir sayı kazanmalarile neticelendi. İkinci devrede — Framnsırlar bozuk — bir oyun — oymuyor, — İskoçlar da bir nevi spor Nümayişi yapar gibi — paslaşıyorlardı. — Devrenin nihayetlerine doğru — Fransızlar bir. parça haraetlendilerse de tesirsiz kaldı ve netice değişmedi. Ingiltere Ve İrlânda Düblen, 18 — Hükümet rcisi M. Dö Vatera, İngiliz Kıralına sadakat yeminini ilga etmek için kendisine vekâlet verilmiş oldu- ———T | raret uzalıyordu. Etbisesinin ıslak- | lıiğımı hissetmiye başladı. Hafif | ve çalâk adımlarla eve doğru | koştu. î ender ghll'ımseldl. Hatta Yohanı rıhtımda gördüğü zaman yanak- | farını hafif bir kırmızık — bürü- aö Eğıv . kendisine verilen bu saati ona ; i cekti. bdkı'-...,.ı“_ıuıl.b'lı .:eılf.ıha. bha- İ | hediye etmiş olaydı. | O gün Şatoda eğlence vardı; şehirden davetliler gelmişti ; danslı ve musikili bir yaz eğlen- cesi. Yuvarlak kale üzerindeki bayrak bir hafta mütemadiyen gece gündüz dalgalandı. Ot dev- şirme zamanıydı; fakat şen da- vetlilerin beygirleri alıkoymaları yüzünden biçilen otlar tarlalarda beklemiye mecbur kalıyordu. Da- ha - biçilmedik birçok çayırlar vardı. Fakat orakçılar — davetlilere arabacılık ve sandalcılık - ettikle- rinden onlar sararmakta idiler. Sarı renkte döşenmiş salonda ise musiki darmadan, dinlenme- den çalıyordu. İhtiyar değirmenci değirmeni durdurmuştu, eğlencenin devam ettiği müddet zarfında değirme- Hitler, Almanyada son yapılan Prusya meb'usan İntihabatında muaz- zam bir rmvaflakıyet kazandı. Müli sosyalist İiderinin şimdi en büyük emeli iktidar mevkine geçmektir. ve bu hususta mücadelesine başlamıştır. Burada —meşhur nutuklarından - birini söylerken görüyorsunuz. p;' ransada Cüm- 'hur Reisliğinin İD. , e 'Bir An'anesi * Paris, 13 — Fransada çok | eskiden kalma bir an'ane vardı. | Bu an'aneye göre Cümhur Reis- ! leri cenaze- ve düğün merasimine | iştirak etmezlerdi. Fakat tarihte D bu an'anenin birkaç defa bozul- duğu görülür. Eski Cümhur Reislerinden Kozimiz Perye bir suikast neli- cesinde ölen Reisicümhur Vadi Karnonun — cenaze — merasimine iştirak etmedi. Yine umuml harpte Reisi- cümhur olan Puvankare de bu cenaze merasiminde hazır bulun- madı. Müteveffa M. Dumer den evvel Reisicümhur — olan M. Dumerg te Mareşal Foş ve Mareşal — Jofrun — cena- ze merasimine iştirak etmedi. Bu an'aneyi en son bozan yeni Fransız Cümhur Reisi M. Löbrön olmuştur. M. Löbrön perşembe günü yapılan M. Dumerin cenaze res- minde hazır bulanmuştur. ——— ğunu, harict hiçbir tehdidin hü- kümeti bu yoldan çeviremiye- ceğini beyan etmiştir. nin kapısını anahlarla kilitledi. Geceler berrak ve sıcaktı. Genç misafirlerin muziplikleri ise pek | çoktu. Vaktile ihtiyarın başından tatsız vak'alar geçmişti. Bir gün Musahip Bey bötün bir karınca yuvasımı bir leğen içerisine ko- yarak değirmene getirmemiş mi- di? Şimdi Musahip ihtiyarlamıştı, fakat oğlu Oto her şatoya gel diğinde tuhaf oyunlar icat edi- yordu. O da sağlam bir ayakka- bı değildi. Ormanda koşan birtakım at- ların ayak sesleri ve birçok ko- muşuşlar duyoldu. Bunlar şatonun gürbüz atlarına binerek ormanı dolaşmakta olan şehirli gençlerdi. Değirmencinin evi önüne geldik- leri zaman, kamçılarının kabzele- rile kapıya vurarak, atlardan iu- | Mmeden içeriye girmek istediler. Kapı çok alçak olmakla beraber Kovalamaktan oşlanır Erkeğin aşk hakkındaki te lâkkisi değişmiş değildir. Dün kadın kapalı iken, erkeğin en büyük zevki kadını hapishanesin- den kaçırmak, arkasına düşüp takip etmek ve nihayet elde etmekti. Bugün bir kızı elde etmek eskisi kadar güç değildir. Er- kekle kızın biribirlerini görüp tanımaları için bin bir vesile vardır. Zeki bir erkek bu fır- sattan istifade ederek bir kızı kolaylıkla elde edebilir. Bununla beraber erkeğin ru- bundaki avlamak zevki hâlâ de- gişmemiştir. Eğer kız kaçmaz, çabuk kanar, çabuk ağa düşerse, erkek sukutu hayale uğrar, o kızı sevemez. Erkek için en mühim mesele avlamaktır. Av imkâmı nekadar azalırsa, aşkın zevki de o nis- pette azalır. Erkek kaçan, ken- dini vermiyen, teslim olmıyan kızdan hoşlanır. İşte dünkü ve bugünkü erkeğin aşk hakkındaki telâkkisi hâlâ budur. Tabiat kadını, erkeğin bu ihtiyacına cevap verecek surette hareket etmeyi âdeta talim et- miştir. Kadın tabiaten nazlı gö- rünür. Uzun müddet takip eâil- mekten zevkalır. Fakat bazı kızlar, erkeği el- terinden kaçırmak korkusile, ta- biatin bu emrini unutur. Sırna- şıklık yapar, her iltifata güler. Bu kııf:ı erkekte nefret uyan- dırdıklarının farkına — varmarlar. Ekseriya da fena neticelerle karşılaşırlar. * Mehmet Emin imzalı karie: Ailenizin tavsiye ettiği kızla evleniniz. Sevgilinizle — aranizda şimdiden anlaşamamazlıklar baş- lamış gibidir. Evlendikten sonra bu anlaşamamazlığın daha ziyade artması mümkündür. Bu imkân karşısında ailenizin tavsiye ettiği yolda yürümeniz daha doğrudur. HANIMTEYZE -— TAKVİM —— | CUMARTESİJ 31 Gün - 14- Mayıs - 932 Kohanir 9 Arabi Ruml - Muhartem - 1330 | 30.Nlsan: 600 - | Vıkll_.lîıınl A Güneş 9 264 M| Alşaz iz — İi Öke |4 saiz I0) Yatsı Ji fkündi 8. 4816 7 | İmsak |1 Vakit (Fzaal onlar geçmekte ısrar ediyorlardı. Değirmenciyi görünce haykardılar: — Bonjur, bonjur, sizi ziya- rete geldik. Değirmenci bu şimarıkların münasebetsiz şakalarına mütevek- kilâne gülümsemekle iktifa etti. İçeriye atlarla girmek müm- küa olmayınca bu sefer atlardan inip değirmeni işletmeğe koyul- dular. Değirmenci itiraz etti: — Taşlar boşa dönüyor; de- girmeni harap edeceksiniz. Gürültünün — şiddetinden bu itirazı duyan olmadı. Bunun üzerine değirmenci taş ocağına doğru dönerek hançe- resinin bütün kuvvetile bağırdı: — Yohan! Çocuğu değirmene koştu. İh- tiyar babası parmağile gençleri — Bak, değirmeni — boşuna işletiyorlar, dedi. (Arkası varj)