—SON POSTA l ENA NL EMEY'A CAK ' ŞEYLER ' — Kollarile İşiten Adam Ve Dünya Garibeleri Yaşadığımız hava içinde do- laşan ses dalgalarından haberdar değiliz bu dalgaları kapabi de hassas olsaydı, ger kulaklarımız elki de ü- le gü rü mümkün en — yaşamamız ayacaktı. Şimdi hassas kulaklar yapıyorlar ki, 3-4 kilometre nzaktan bir top sösini, bir tayyare gürültüsünü işitmek ol sun'i yüz öyle mümktün oluyor. Yalnız sağırlar ve dilsizler, bu ses dalgalarına karşı daha hassas oluyor, ve bizim kulaklarımızla işitemediklerimizi elleri, kolları, vücutlerile işitiyorlar. Bir gün dilsizin biri bir kapı zili almak Üüzere bir girer. Dükkâncı ona bir rir. Dilsiz zili eline alır, çaldırır. *Mümnasiptir,, der. Dükkâncı şa- şırir. Çünki sağır zili kulağile değil, elile muayene etmiştir. Sağır ve dilsizler ekseriya ellerinde tahtadan bir kutu ta- şırlar. Bu kutu bir kibrit kutusu büyüklüğündedir. Bu hutu set dalgalarını alırlar. Bu sayede mesafeyi, tayin edebilirler. * onlar zil ve- 3028 Defa Ip Atlıyan Çocuk Ingilterede bir mektepte ço- cuklar arasında ip atlama yarışı yapmışlar. minde bir çocuk, dinlenmeksizin 3028 defa ikinci gelen çocuk 1722 defa atlamıştır. d Dünyanın En Küçük Ordusu Yeni Zelândda Tonga kırallı- gının jandarma, polis ve askerl kuvveti ceman yekün 30 - kişidir. * Dünyada Mevcut Miskinlerin Mıktarı Dünyada miskinlerin mıktarı 2 milyondur. Bunların dörtte biri Çindedir. x 21 Çocuklu Bir Aile Goblenz şehrinde bir ailenin 21 çocuğu olmuştur. * 6000 Senelik Bir Bez İnginliz müzesine 6000 sene evvel yapıldığı halde, bugün yapılmış gibi tertemiz ve mi- | kemmel bir dokuma bez veril- miştir. * 80 Yaşında Bisiklete binen Adam Bize, Anadoludan, bir kâfiimiz | 80 yaşında Hasan isminde bir adamın bisikletle gezdiği ve 20 senedenberi bisikletten inmediği- ni bildirmiştir. —- Ka T L ada ran di Bir Ağaç Ne Kadar Süratle Büyür ? Bir ağacın büyümesi, cinsine ve bulunduğu yere tâbidir. Ağa- cn bulunduğu yer, büyümesinde büyük bir âmildir. Meselâ bir yamaçte büyüyen ağaçlar, geniş bir ovada büyüyen ağaçlara nis- dükkâna | 13 yaşında Kitty is- | durmaksızın, İlstediğimiz Kadar Uzıyabilir Miyiz? hasanların muayyen bir büyü- Bu devir geç- me devri vardır. | tikten sonra artık — büyümek ümidi kalmaz. Bazı ağaç ve ne- batlar, bazı istikametlerde müte- madiyen büyüyebilirler. — Fakat | insanlar mütemadiyen — büyüye- mezler. Vücudün uzunluğu bacakların uzunluğuna bağlıdır. Kısa ve uzun boyluların belkemikleri ara- | sında büyüklük itibarile çok bir | |Efark yoktur. Bacakların uzunluğu ise, büyümek devrinde kemikleri ucundaki bazı hüceyrelerin faali- yetine tâbidir. Büyüdükten sonra bu hüceyreler kaybolur, ve bir daha görünmezler, Boyumuzun kısalığı —uzunluğu ailemizden bize irsen geçen ka- biliyete bağlıdır. Tabiatin müsa- ade ettiği derece uzunluğa varan kimseler pek azdır. Boylarını uzatmak istiyenler, sadece ken- dileri için muayyen olan uzama haddine varmayı düşünebilirler. Bunun için de büyüme devrinde bilhassa on iki ile on sekiz yaş- ları arasında, — sıhhatli — olmiya çalışmak lâzımdır. Bacaklarımızla idman yapmalı, koşmalı, sıçramalı ve bacak kemiklerine kan gitme- | sini temin etmelidir. betle daha kısa olurlar. Bazı ağaçlar genç iken daha süratla büyür, bazı ağaçlar ilk [ senelerde gayet yavaş büyürler. Y Ölümünden son- ku: eden a ( Erseyit ) Ta orduya manda dam Siyah renkli bi> serçe Rakamla | On bir On kii On bir yüz Ve on bir azabilir misi- İ Siçan yetiştirmek için edilmiş olan bir mücssen “BİLİR MİSENİZ NİÇ |Bulutlu Hav;îa Nasıl —— |Aydınlık Olur ? Hava bulutlu olursa, - gündüz ziya azalır, fakat tamamen ka- ranlık olmaz. Ay, güneşle küre- | aniz arasına girdiği zaman ortalık temamen kararır. — Çünkü ay, güneşin ışığının geçmesine mani- dir. Fakat bulut şelffaftır. Güneş ziyası buluttan süzülüp — geçer. Yalnız bazan büyük — şehirlerde fabrikalardan çıkan siyah kömür tozu ve kömür dümanı havada öyle kalın bir bulut yapar ki, güneşin nüfuzuna mani olur. O vakit hava akşam gibi kararır. Ölmek Ne Demektir? Fakat ne kadar korunursak ko- runalım, bir gün ölümle karşılaş- | mağa mecburuz. Filvaki hastalık- | | tan ölmekle ihtiyarlıktan ölmek arasında fark vardir. Fakat ikisi | de nihayet ölümdür. Ölümün ne olduğunu anlamak için yalnız insanın hayatına değil diğer canlı mahlükların da haya- tına bakmak İâzımdır. O vakit anlarız ki ölüm hayat | için adeta lâzım olan bir şeydir. Her ölüm, dünya üzerinde diğer bir hayatın başlangıcıdır. Yer yözünde hiçbir $şey kaybolmuyor. Eğer ölüm olmasaydı, hayat en basit şeklinden başlayıp ta bu- günkü komaline varamıyacaktı. Hayatta en güzel şey çocuk- luktur. Halbuki ölüm — olmasaydı | doğmak ta olmiyacaktı, çünkü © yakit yeni doğan çocuklara yer yüzünde yer kalmıyacaktı. tabakası | £N? |Niçin |Ölüyoruz? İnsanlar arasında ölümün en mühim bir sebebi hastalıktır. Bu, vanlar arasında hastalık bu ka- | dar çok değildir. ve hayvanların ölümüne sebep daha ziyade has- talık değildir. İnsanlar zekâları ile açlıktan ölmemenin yolunu bulmuşlardır. Binaenaleyh bir ka- za olmazsa, ancak ihtiyarlık se- bebile ölebi Halbuki hasta- bk yakamızı bırakmaz. Bir vesile- ile vücudümüze girer bizi öldürür. İnsanlar şimdi öğreniyorlar ki, iz. ve dıkları bazı şeyleri yaparak has- | talığı kendimiz — davet ederiz. Meselâ aç değilken yemek yeriz. Lüzumsuz şeylerle midemizi bo- rarız. Hazimle uğraşacak cihaz- larımızı yorarız. Sonra — küul içeriz. Halbuki hayvanların — hiçbiri küul nedir | bilmez. Hayvanlar açık havada | ve güneşte yaşarlar. Biz kapalı ve güneşsiz, havasız yerlerde ya- şarız. Teneffüs ettiğimiz havanın temiz olmasına bakmayız. Uyku- | muza dikkat etmeyiz. İntizamsız yaşarız. Bütün bu fena şeylerin | cezası hastalıktır. Tabiate baka- rak öğreneceğimiz en mühim ders, hastalığın insanlara mahsus birşey olduğudur. İnsanlar tabiatten derş | alarak, tabil bir surette yaşamağı öğrenirlerse o vakit hastalık yü- | zünden ölmekten de kurtulacak- lardır. mübim bir meseledir. Çünkü hay- | hayvanların ve nebatların yapma- | | Yumurtanın İnanılmıyacak Derecede Mühim Ve Küçük İhtiralar Bankala Hırsızlığa Karşı anın biri, hırsız girmesi- n için duvarlarına öyle bir preskop koydurmuş ki dışarda bulunan polis bankanın içini görebiliyor. Bu suretle dı- şarıdan içeri girebilecek herhan- gi birini görmek mümkün oluyor. * olmak İslanmıyan Kibrit Suya batırıldığı zaman - ıslan mıyan sudan — çıkarıldıktan sonra sert bir şişeye sürtmekle yeni bir kibrit icat edil- ve yanan miştir. * Katlanmıyan Bayrak Bayrak direkte düz durmar. Rüzgâr varsa uçar, yoksa katla- nır, hatta direğe sarılır. Bayrağın | daima açık durmasını temin için bir bahriyeli top şeklinde birşey icat etmiştir. Bu top rüzgârla | açılıyor. Ondan sonra rüzgür | nereden eserse essin, daima açık kalıyor. * Telsiz |Sinema Amerikada — telsizle — sinema alıp sinema gösteren bir makine yapılmıştır. Bu makine sayesinde uzak mesafede bulunan bir vak'a | veya manzarayı, oda içinden | çekmek ve yine studyoda filmi çevirerek bütln sinemalarda gös- termek mümkündür. Bu makine | ile beş mil mesafeden birçok resimler almmış ve sinemalarda gösterilmiştir. |Radyolu | Zrenler | Almanyada Hamburgla Berlin | arasında işliyen trenlerde - telsiz telefon vardır. Vagonda telefonu açarak şebirde iştediğii nu- marayı bulmak ve aradığınızla konuşmak mümkün olduğu şibi trende giderken evinizden sizi arayıp bulmaları ve sizinle ko- nuşmaları mümkündür. |Zayıflatan |Elektrikli Sandalye İngilterede geçen hafta n | ııhlııxg se iıin.f. çgıınslz Hı'.çkdialo eksilmenin yolunu göstermişlerdir. Zayıflamak için şişmanlar bir elektrik sandalyesine oturtuluyor. Bu sandalyede küçük madeni levhalar vardır. Bu levha belli başlı adale merkezlerini kaplıyor, sonra elektrik cereyanı veriliyor. Bu cereyan adaleleri gerip top- luyor ve birkaç dakika içinde vücutta bi yağ eritiyor. |Herşey Kaynayınca Yumuşadığı Halde YnmurtaNeden Sertleşir ? i içinde — tutkala benziyen kimyevi bir madde var- dır. Bu madde birçok atomlar- dan mürekkep büyük cüzlerden yapılmıştır. — Isıtıldığı zaman bu madde sertleşir. Yumurtanın be- yazında albomin vardır. Albomin kaynayınca sert olur. Kandaki albomin de ısıtılırsa sertleşir.