HARUNÜRREŞİT. go 74 AA Yazan: * Tarihin Esrarengiz Sayfaları — Vaziyetimizi başka kel melerle de ifade edebiliriz. efendimsiniz, ben cariyenizim. Siz Emirülmümininsiniz, ben ©o yük- sek şahsiyetin nikâhlı refikası- yım. — Bunlar, beni size takrip eden alâkadarlardır. Zevceniz ve gariyeniz olmak, gölgeniz gibi size yakın ve batta mülâsık bu- lanmak - hakkımı bana bol bol vermektedir. — Ya ben gölğesiz yaşamak İstiyorsam? — Nurun mutlaka — gölğesi olur ve allah sizin gölğeniz ol- mak bahtiyarlığını bana nasip etmiştir. Harun, bir. müddet — kaşla- ruu — çatarak düşündü. Ka- rısını haklı — kendisini haksız buluyordu. Lâkin şehinşahların * Zevcelerine karşı da- haksız çıkmalarını bir nevi haysiyetsizlik sayıyordu. Hele, Zübeydenin cs- rarlı bir şekilde bu bezirgân evine gelmesini, efsunlu yollardan yanına kadar sokulmasını, hayal içinde haz — verip har al - sını bir türlü affedemiyordu. Bu sebeple yüzünü ekşitti : — Buraya gelişiniz, dedi, bir | cürüm, henöz dürmanız daha bü- | | başkalarına yük bir. cürüm. Hemen çıkınız, sarayınıza gidiniz. Temenni edini ki güneş mücrimin üstüne sokak- ta doğmasın | Zübeyde iğildi: — Şifasını arıyan hasta gibi zevcini aramak ıztırarında kalan kadın da mücrim olmaz. Maamua- fh efendimizin kükmünü kabul ediyorum ve beni, mesut eden cinayetimin cezalandırılmasını bekliyorum. Harun, çok şeyler öğrenmek istiyordu. Fakat zaman da zemin de münasip değildi. Ev sahibinin | şu karşılaşmadan haberdar olması bile bir facia idi. Binaenaleyh asabi asabi homurdandı: — Gidiniz, çabuk gidiniz, da- | vayı yarın hallederiz. Soura - kızların - birisine bir şamdan tutuşturda, ikisini öbür odaya soktu, karısını — yürüttü. Kendisi de koridorda giden k zın avdetini bekledi. Evde ses yoktu, sada yoktu. suyuyordu, Haran bu derin sükünu gözile teftiş ve kulaklarile mas- sederek derin bir karısile — karşılaştığının —mahrem kaldığına kanaat getirerek biraz genişledi, odaya — girdi. kızları istievap edecekti ve alelâ- cele istievaba da başlamıştı. Lâkin vaziyet ağırdı, üzücü idi. Genç halife, umulmaz bir yine tahammülle bu ağırlığa göğüs | gerdi, Zübeydenin hangi saatler- de ve kimlerin refakatile mümininin gece yarısı! doğru VİYANA filminde bu Herkes | nefes aldı, | Şimdi | eve | geldiğini sordu. Kızlar, Emiretül- | İ ME b imsi * Rört Bu genç kız, iki erkeği birden sevebilir mi ? İşte; ARTİSTİK sinemasında gösterilecek Fransızca sözlü iki kahramanı ROLAND TOUTAIN ve MICHET DURAN ile müteffa JANIE MARESE'i göreceksiniz. “> İlâveten : ( RADIO FOLLİE ) pek şen bir komedi. | | iki uşakln beraber — geldiklerini | doğruca büyük odaya çıkıp uşak- | ların kapıda beklediklerini, evde | bulunanlardan kimse ile temas | etmediklerini, yalnız kendilerinin | m yen bir zamanda E: ye terkedip çekildiklerini ve bu yerlerini öbür odaya | gece onun | emrile huzuruna çık me'lerinde lediler. Harun, Horasanlı - kı bulunmasma rağmen hüviye ne suretle anlaşıldığını v denin de ne yüzden teşhis olun- | duğunu Kızlar, daha ilk gece Fenhasın hbakikati kav- l radığı, Emirenin ise zevcini gör- mek üzere geleceğini bildirdi- | ginden dolayı esir taciri tarafın- | dan kabul - edildiğini — anlattılar. Genç Halife, çirkin olmakla beraber, | maceranın nihayet bir karı koca | cilvesi olmaktan ileri geçmediği- ni, Zübeydenin mü olduğu | kadar mesturiyete ettiğini | anladı. Fakat kendisinin ve bil- | hassa karısının şu üç kızla Fen- | has tarafından tanınmış olmasını yine ağır buldu. Kızlar, saraya girecekleri cihetle öğrendikleri | esrarı, şahit oldukları ilşa — edemiyecek- Fenhas 9. — Şüp- | he yok ki — o, bildiklerini, | er veya geç,- dillere tevdi ede- cekti. Harun, bu noktayı düşün- | rını, biz- | bulunduklarını — söy- | araştırdı. sahneleri lerdi. Lâkin | dü ve tıpkı amcası gibi zalim | bir karar ittihaz ederek esir ta- | &irini ölüme lâyık gördü. ( Arkan var) ı Borsa Fiatleri Kapanış ı2 00 | 00 $ 47 | 50 23 Belga 39 Drahmi 4 BÜ İsviçre frangı 44 f Leva 66 | 64 Florin 17 ü Kuron Ç. 05 Şiling A. 33 Pezata oT Mark 00 Zloti 4| 45 BO Tahvilât Ç -DEkil ciz D. Muvahhide A. Demiryolu Mecidiye Banknot ve şarkılı AŞKLARI | düleli, çamlıkta de | beyaz fanila, ASRİ ŞIKLAR!.. — Manzum Komedi — EŞHAS: Jale » Sahir . Naciye Hanım. İshak Bey Birinci Sahne JALE — SAHİR (Büyükadada bir ilk bahar akşamı. jale, arka- sında krep damurdan güzel bir elhise, saçlar om- şır. Yavaş yavaş (Dilje doğru yürür. Uzaktan Sahir görünür: Gencin arkasında beyaz pantalon vardır. ( Kendi Kendine: ) şle bir güzel kız ki: Henüz yirmi yaşında, Öndüleli saçları pırıldıyor başında! Bu ne uzun kirpikler, bu nekadar beyaz ten, Şu adanın kızları peri gibidir zaten! Kesilmiş bir nar gibi, dudakları kırmızı, Tavurlarından belli: Kibar aile kızı!.. JALE (Kendi kendine: ) | İşta bir güzet genç ki: Basmış yirmi Üçüne, Belli pek güveniyor kuvvetine, gücüne: Kollarımı sıvamış, sporcuya - benziyor! Eş arıyor kendine, çamlıklarda geziyor! Arkasında yün kazak, pantalonu da keten, Şu adanın gençleri kibar oluyor zatent.. SAHİR ( Kendj kendine | | Şu genç kıza yaklaşsam, söylesem bir kelima, Ö güzel ellerini verse benim elime! Usandım Aksarayın boğucu havasından, Hiç çıkmasak çamlığın şu zümrüt yuvasından! Ahmetl.. Gözlerini aç: Bu fırsat geçmez ele, İşte sana gülüyor.. Bir parça yaklaş helel... JALE ( Kendi kendine ) Ne kadar cesar elemiyor yanıma; Birşey söylemek için kalbi atıyor amma!l Onunla ahbap olmak dünyalara bedeldir, Kimbilir, kendi gibi, sözü de ne güzeldir! Emine!... Gözünü aç.. Bu bulunmaz her ramanj O ne?.. Bana gülüyorl.. İşte geliyor, amonl.. SAHİR Küçük Hanım!.. Ne için yalnız geziyorsunuz? Siz, bir kalbi kederli kıza benriyorsunuz! Bakınız: Ağaçlarda bülbüller ötlişüyor, Sahillere gurubun kızıllığı düşüyor! Adada ilkbaharın gün batısı hoş olur, Nefti gölgelerile, koruluklar boş olur, | Ta eskidenberidir ben Aşıkım bu halel Beraber dolaşalım.. isminiz nedir?.. f JALE — Jalet,.. (Delikanlı, — kızın koluna — girerer yürürler. ) SAHİR Benim ismim de: Sahir.. işte arkadaş olduk; Bır:mikır::ımbir yürek, ikimiz bir baş olduk! Resmiyeti hiç sevmem: Senli, benli olurum.. JALE Benide teklifsizliği daha güzel bulurum! ğ SAHİR Beraber “Nis,, ton “Kan,, dan “Dovil,, den daha güzeldir Ada, Artık oturacağım karar verdim buradar: Büyük bir miras kaldı ölünce Paşa babam; Düşündüm: Zaten yoktu İstanbulda akrabam, Kendi kendime yaptım Avrupada seyahat, Bu sene edeceğim Adada İştirahat!.. JALE Ben de gezinti yaptım Avrupada bu seno, Babamla gideceğiz, kış xiniıdı yinel Banyo çok yapmıyorum, yoruyor deniz, Bir saat oyuuyorum her akşam üstü tenisl Asıl ismi: Emine'dir Asıl ismi; Ahmet'tir. Jale Emine'nin Hanımı Sahir — Ahmet'in Babası SAHİR Tuvaletiniz pek şıkt.. JALE Aman; esvap mi bu daf?t.. SAHİR Ne diyorsunuz, bu yi “ Krep damur ,, pek modal.. (Gençler büsbütün samimi olurlar. Adanın yeşil | hiyabanı içinde, başbaşa yürürler.)| Ikinci Sahne NACİYE HANIM - İSHAK EFENDİ (Kırk beşlik Naciye Hanım, düşe kalka çamlığı arar, İshak Efendi, ter kan içinde ayni yolun diğer tarafından görünür:| NACİYE (Kendi kendine:j Kaltak, gözün kör olsun!.. Bize bu işi ettin, Kızımın esvabını alıp nereye gittin; Adayı aramaktan, burnumdan geldi canıml,, İSHAK EFENDİ (Terini silerek, Naciyeye seslenir:| İSHAK Birini mi kaybettin?... Ne arıyorsun hanim?.. NACİYE Abhretliğim kızımın gardiröbunu açmış, En yeni esvabını giyip sokağa kaçmış! Ne kadar üzülüyor evlâdım şu saniyo, Hünğür hünğür ağlıyor “Yeni ipekğ:ı..,, diyel Allahım! Bu hınzırı ben nasıl bulacağım, Bulursam, ahtım olsun, saçını yolacağım! İSHAK Bizim oğlan da yaptı mutfağı hep tam takırı Artık evde kalmadı bir dirhem bile bakır! Yalnız bu kadar değil: Aşırmış iki halı, Pazarda, benden gizli, satmış ucuz pahalıl Haydudu besliyorum ben bu geçkin yaşımda, Çalışmak ne bilmiyor, belâ oldu başımda! Zaten betbaht babası binbir derde boğuldu, Edepsiz bu sefer de mektebinden koğuldu! Geziyorum esvapsız, kunduralarım delik, Dişimden arttırarak veriyorum gündelik! Böyle yaşlı babaya bir insan acır biraz, Şimdi de çalıp sattı eşyamı.. Nankör, haylaz. Tahtaların Üstünde kaldık bugün en sonu., NACİYE Siz arıyor musunuz yoksa burada onu? İSHAK Üç gündür meydanda yok.. Duydum kaçmış Adaya, Tam yirmi lira vermiş pansiyonda odaya. | Bizim zehir olurken Aksarayda ömrümüz, Beyim zevkediyormuş burada gece, gündilz Dedim: Bari gidip te, çapkını yakalayım, Elinden, harcolmamış paraları alayım. Üçüncü Sahne Evvelkiler — SAHİR — JALE (İki sahte kibar, kolkola karşıdan görünürler. Naciye bir feryat koparır. ) NACİYE İşte bizim şırfintı ., Gel buraya Emino... Bakın, elini vermiş bir gencin ellerine ! İSHAK Öbürü de bizimki... Gidi edepsiz katır; Vallahi tepelerim, dinlemem gönül, hatır! ( Naciye, ahretliğinin saçlarından yakalar, İs hak şemsiyesini oğlunun kafasımna yerleştirirken perde İner. | HÜCESTE MÜMİN