— Taliplerinin her - ikisi de çok iyi delikanlılar.. — Onun İçin ben de - evvelâ hangisine varacağımı bilemiyorum! Şen Fıkralar Paket! Tramvay hıncabınç dolu. - Ka- dın erkek birçok kimseler ayakta duruyorlar. Bir aralık genç bir hanım yanına sokulmuş bir beyin yüzüne dik dik baktıktan sonra bu bakıştan daha dik bir sesle: — Elinizi çeki Bey şaşalar. paketi göslerir. Y Ben... timi tutuyorum... — Öyle ise paketinizi elinizle tutunuz!.. Anlaşamıyorlar! Mahkemede bir talâk davası rü'yet ediliyordu. Hâkim, müddei mevkiindeki şuh, sarışın hanıma sordu: — Kocanızdan ne için ayrıl- mak istiyorsunuz? Hanım şöyle bir süzüldü, son- ra cevap verdi: — Anlaşamıyoruz Hâkim bu' cevabı madı: — Ne yibi anlaşamamazlık? — Ne bileyim efendim.. Me- selâ ben boşanmak isliyorum, kocam beni boşamak - istemiyor!. Bir Firiksiyon!.. Tıraş olduktan sonra: Berber — bir firiksiyon em- reder misiniz ? Müşteri dersin ? Berber — Elbette efendim.. Hem başınız hem benim ellerim.. inde — tuttuğu Elimle pake- iki efendim. kâfi bul- — İyi olur mu sizin temizlenir, Hüsnü Niyet! Lokantada müşteri garsona hesap pusulasını göstererek sorar: — Ayol ben üç türlü yemek yedim, sen bura- ya beş türlü ye- meğin — parasını yazmıştın... Garson gü- lümser: — Efendim, zatıaliniz. birkaç defadır. -benim masamda yemek yiyorsunuz. Dik- kat ettim. Hiç hesap — puslasını okumuyorsunuz. — E. — Onun için size acizane bir ders vermek is- tediml... — Çocuk, sen gittikçe na benziyorsun.. — Annem babamın eski baplarını bozup ondandır! Diplomasi! Karı koca cilvelerinden: Bey — Senin makıllı eskidi değil mi? Hanım — Eskidi de söz mü? Bey — Artık o şapka ile ti- yatroya falan gidemerzsin, ğil mi? Hanım — Nasıl giderim.. Bey — Ben de öyle tahmin ettim de bu akşam Darülbedayi için bir bilet aldım!.. ÜÖnceden — Hacanım, madığı bir şey misiniz? — Yok haksızlık yapmam! — Öyle ise Ben bugünkü vazifemi —Son günlerde kocamın harelkâtındaki müva- zenesizlik tamamile geçti. —Müvazene vergisinin hüsnü tesiri olsa gerek.. için kızım, MİZAH ASMA SALINCAK! Size açıkça bir &öz -çünki sevmem riyayi- * Benzetirim gönlümü bir asma salıncağa! Onun gibi kararsız, hırçın, oynak, havai, Bir yerde karar kılmaz sallanır sola sağa, Benzetirim gönlümü bir asma 'salıncağa! * Parasız pulsuz bütün sevdiklerim binerler. Kısmeti pek açıktır, ne de olsa boş kalmaz. Bir müddet sallanırlar, “yandı!,, derim inerler. Müşterisi nedense hiçbir zaman azalmaz! Benzetirim gönlümü bir asma salıncağa! Sarışın, kumral, esmer, hepsinin var sırası. Bakarsın sarışını uçurur havalara. Sonra kumraldır binen. Şimdi esmerin sıra. Yerinde bir dakika tek durmaz kör olası Gönlümü benzetirim bir asma salıncağa! * Bu böyledir biliniz, nasılsa kurmuş kuran; Benzetirim gönlümü bir asıma salıncağa! Semtimin güzelleri, sıra ile vurur kolan. Bir yerde karar kılmaz, sallanır sola sağa Benzetirim gönlümü bir asma salıncağa! İçkilerin Dili ŞARAP: Üzümün oynak kızı, Dudakları kırmızı! BİRA: Başı hafif döndürür, Amma yangın söndürür! baba- e- bana yapıyor da ne demektir? yok menendi Küçük hanım beyendi! * KONYAK ; Sancım tuttu... Of, aman ! bakıp kapıyı adam var, onun şapkan ada- Yuvarla fincan fincan ! * Baba ile kız VİSKİ ; Görçi zevliz mutabik, diğin adam için yorlar.. Kız — baba.. Annemle de- Amma kazık mı kazık ! * KOKTEY Karışık ismi fail İnsan olur kör kandil! * Pazarlık siz insana yap- — Ne gibi? — Sen güya lira borç vermiş; — Gönlünü Elin genişlediği VOTKA ; Haraşo içkisidir, birebir ! ceza verir ben — öyle ü A Üşüdün haberiniz - olsun. RAKI; Hepsi iyi hoş ama, yapma- için hasta Sen bildiğinden şaşma ! Yahudi_ F ıkrası İsak, maruf bir doktora mü- acı acı derdini vi ederim. — İyi amma birinde — bir Mazur! — Yahu, -si- zin hemşirenin- ki de artık Faz- la... Hayırsız Baba Pederiniz vefâtından evvel bütün borçlarını vermiş., racaat etti ve anlattı: y — Doktor, kendimi pek fena hissediyorum. — Galiba, ğgim bekâr hayatı bana yaramı- yor. Siz üçüncü doktorsunuz ki müracaat ediyorum — İlk müracant neler söylediler? — Bunlardan biri evlenmemi, obürü de Vişi kaplıcalarına git- memi tavsiye etti. Siz ne dersiaiz? — Ben de evvelâ evlenmenizi, sonra da bir Vişi seyahati yap- manızı tavsiye ederim. — Ne gibi? — Otuz beş yaşında — olduğu halde yirmi beş yaşındayım — di- yor... geçirdi- — Maalesef.. Benim de sebe- bi felâketim oldu.. — Niçin ?.. — Niçin ola- cak?.. O borç- larını verince bana beş para kalmadı!l.. — Mazurdur ettikleriniz azizim... Sayı saymasını on yaşında — öğren- diği için kendi besakına © göre on yaş küçük çıkiyor... Talebe — Efendim, eve diği zaman annemle İmtizaç! Baba — Kızım, varmak - işte- Daha iyi Gömertlik! — Allah hayırlara tepdil eti sin: Dün gece bir rüya gördüm. Bir Mahzur! — Benim iyi bir adetim var- dır: Tıbbi eserler çok okuduğum olduğum kitaplara bakarak kendimi teda- N Vecizeler Gcüç kürlak bi, yavru kırlan- gıçların başlarını çıkarıp uçacak- | ları zamanı bek- ledikleri bir yu- vaya benzer. Evlenmek - is- tiyen genç kız- ların çoğu hür- riyete can atan esirlere benzer- ler, Bir — kadma | vaktile güzel ol- duğunu söylemek | bir iltifat değil, | bir mersiyedir! * Gezintide ol- duüğü gibi ba- yıtîıı da kadın kendinden daha büyük bir erke ge — dayanarak yürümek ister. | Bendenize bir — Bu otel hakikaten çok gü- zel bir yer.. Buradan gayet iyi | hatıralarla ayrılıyorum. — Ben de üç gümüş çatalla!. ee A 'ayır Due Memur — Müdür Beyefendi... hafta — mezuniyet vermenizi rica edeceğim... Müdür — Kat'iyyen olamaz.. Memur — Teehhül edeceğim | Beyefendi. Yoksa izdivacım geri kalır... Müdür — Olamaz dedim ya.-« | Fazla lâf istemem. | di.. gel a Muallim — Oğlum, tahsildar | gek cumbadan | açmadığımız — bir ismidir. arasında: pek huysuz di değil mi anlaşırlar! bana beş . yüz sin. hoş tut canım.. zaman verirsin.. zaman bu birader, günün mürettip — hatasına kurban gitmezsen çok iyi... N a— Memur ( Minnettar) — Lütfur nuza teşekkür ederim Beyefenm Allah ta sizin muradımıği versin !.. Tam Vaktinde.. Mizafir sofraya konulan tav” şandan biraz tadar. Vakıakok” mamış amma... Her halde biraf tuhaflaşmış! Lokmasını güçlükle yuttuktan — sonra sabibint sorar; — Bu dunuz? Ev sahibi sözüm yabana avdi geçindiği için hiç bozmaz: — Tabii.. — Ne zaman vurdunuz? — Şey.. Bugün.. — Tam vaktinde vurmuşsu* © nuz. Yarına kalsaymış ağza k0” nulamıyacakmış! Kaçan Kaçana... Davetlilerden biri geç kak | mıştı. Kapıyı açan hizmetçiye: — Aman geç kaldım, dedi Salondalar mı? — Evet amma, biraz bekliyt* ceksiniz... — Neden? — Saloanun kapıları kapalı.« — Peki açılmaz mı? — Hanım — şarkı — söylerket kapı nasıl açılır efendim? Sonrf | salonda kimse kalmaz ev tavşanı siz mi — vur” Garson (Kendi kendine) — Ne olur ne olma?” Herife hesap pusulasını dayamadan evvel önüü” den biçağı kaldırayım!