2 Sayfa. “> ( e — —- HARUNÜRREŞİ yanımı 60 GENE Yaran ET Tarihin Esrarengiz Sayfalar Fehnas, bu emri birkaç hala- yık vasıtasile çarçabuk yerine getirdi, o mükemmel bir sofra kurdurdu. İsmail, şişelerin, dehlerin mezelerin hazırlanmasın- | dan sonra ikinci bir tebliğ yaptı — Şimdi ozehmet edeceksin, nekadar ocariyen varsa hepsini | buraya setireceksin. Kızlar, kr yafetlerine itina etsinler. Belki bizim, yeğen, onlardan da birkaç tanesini satın alır. Fenhas, kızları giyindirmek ve oraya getirmek için çıkarken İsmail, arkasından bağırdı. — Havacel Şu bizim köleyi buraya gönder: Esir taciri, belli belirsiz bir tereddüt © geçirdi, o müteakiben dudaklarım ısırarak yürüdü. Biraz sonra İsmail ile Mestur, karşı karşıya © bulunuyorlardı, Köle gelinciye kadar ihtiyar (Haşimi, yüzük taşndaki zehiri bir kadehe atmış ve kadehi de nebiz ile dok durmuştu. Köle gelir gelmez © | dolu kadehi gösterdi: — Ben, dedi, efendimizin ya- Dına gideceğim. Sen ne yapıp yap bu kadehi Fenhasa içireceksin. Mesrurun sert bakışlı gözle- rinde çirkin bir pırıltı belirip söndü ve kalın dudakları oynadı: İsmail, yavaş sesle bu emri verirken yanı başındaki duvara baksaydı, küçük bir deliğe ya- pişan zeki bir gözün kendisini tarassut ettiğini görürdü. Bu, Fenhas idil. Fakat o, azmini yerine getirmek üzere bulundu- ğuna kanidi, alelâcele odadan çıkarak Harunun yanına gitmişti. Halife, ihtiyar Haşimin pek ça- buk avdet ettiğini görünce sordul « — Hayrola Amca, halvetten vaz mı geçtiniz? İ — Hayır. Kızlar hazırlanıncı- | ya kadar vazifemi boş bırakmak istemedim, hizmetinizde bulun- miya geldim. — Galiba ayağınız gitse de kalbiniz burada kalıyor. — Bu, tabii değil midir? | — Evet tabidir. Fakat gâyri- tabii olan. eğlenceyi bırakıp ta | kalplerden bahsetmektir. İ Şimdi Harun amcasını savmak istiyordu. Çünki hekim Cebrail | den aldığı ilâçların tecrübe vakti geldiğine hükmediyordu. Kendisini o dakikaya kadar muhtemel bir düzene karşı mu- vaffakıyetle (müdafaa etmişti. İşrette de nisbi bir imsak gös- tererek kafasını sağlam tutabil- mişti. Bu şerait altında kızlardan birine ve tercihan Zatülhale ilâç sunup bir şeyler anlamak tasav- vurund Bir gece evvelki rn: da vereceği hüküm, cesine bağlı idi. rüya b bu te idi. Manmafih acele etmedi, kız: lara ncasinı emir verdi: — Sulayın, şu ihtiyarı sulayın. | dan ayrıldığı halde daya- gösterere sini sulayalım, Kızların her biri, birer kıvrak terane ile İsmaile birer kadeh sundular. O, diğer salonda işle- nilmekte olan cinayetin göz be: | beklerine yapışan hayalini, silmek kaygusile üç kadehi de biribirini . müteakip içti: — Oh, dedi, kevser. o Meclis değil, cennet. nebiz değil, ka- / Allah hepi mizi var etsin. Yine o sırada Fenhas, ilk cariye kafilesinin önüne düşerek, Mesrurun yalnız başına içinde | | İ | dolaşıp durduğu salona gelmişti. | İsmaili orada göremeyince sahte bir şaşkınlık gösterdi ve sordu: İhtiyar nerede? Gencin yanındal Niçin gitti? Galiba bir şey söyliyecekl Ve birdenbire Fenhasın koluna yapışı: — Ben de, dedi, içmek iste- rim. İhtiyar gelmeden kadeh çarpıştıralim. Mesrur, hakikaten içmek isti- yordu, O güzel ve muattar sofra, Zencinin içine tahammül edilmez derecede keskin bir içmek işti- yakı getirmişti. Nebiz nedir, bik miyordu. Şarap omedir bilmi- yordu. Yalınız efendisinin her gece bir odaya. kapanıp bu renk renk suları içtiğini ve neşeli bir cinnet geçi i görüyordu. Gerçi efendisi gibi şen bir deli olmaktan korkuyordu, lâkin ya- rım deli neşesini tatmak ihtiya- cile de kavruluyordu. Bu sebeple hemen eğildi, bir kadeh doldurdu ve evvelki kadehi Fenhasa uzattı — Haydi durma, içelim. Onun sesinde “ ririm , diyen bir ahenk vardı. Göz- leri, içindeki iştiha ile alevlenir- ken parmakları da sabırsızlıktan titriyordu. Fenhas, telâş göster- medi, yüzünü ve sesini tathlaş- tırdı: — Aziz evlâdım, dedi, nebiz böyle içilmez. Senin şu ihtiyar ve genç iki Horasanlıdan ne far- kın var? Onların yaptığını aynen sen de yapabilirsin, nebizi erkâ- ! nile içersin, Ve kölenin cevabını bekleme- i den bir kız çağırdı: — Şu kadehleri al, koy. Sonra bize sakilik yap! Mesrur, oefendisile (o dizdize oturan esir tacirinin kendisine “aziz evlât, demesinden adeta mütehassis olmuştu. hunda toplanan habaset ve cina- i yet meyilleri, mütemadiyen haka- ret görmekten ileri geliyordu. Ömründe ilk defa olarak tatlı bir söz işitmek ve tatlı bir yüz görmek âdeta benliğinde bir tahavvül uyandırmıştır. Sersem sersem Fenhasa bakı- yordu. Bu sırada kızın bir el çabukluğile kadehleri değiştirdi- ğinin de farkında değildi. Esir tac'ri, ayni tebessümle ve “Buyu- run |, kelimesile ikaz edinciye kadar o sersemlik devam etti ve zenci Mesrur, Fenhas için hazır- lanan kadehi bir hamlede içti! ( Arkası var) tepsiye Hanımlara a | ! kalan Şapka ANKARA da zarif ve kibar ha- umlar mevsim şapka- larını — seçmek © için, Kuraoğlanda AFİFE şapka salonuna uğrâr- lar. Zira orada PARİSİn son moda cereyan- larini takip eden Afife Hanım çok şik, çok zarif, zevki ' selim nümünesi denecek kadar “güzel © Şapkalar yapmaktadır. içmezsen içi- | SON POSTA Hayat Faciası! Belçikalılar Tarihi Binayı İkiye Ayırdılar... Sekiz Sene Sonra Ameti- kadan Zenginleşerek Ge- len Adam Yine Ters Yüzüne Döndü Prag, 17 ( Hususi ) — Buraya civar köylerden birinde Andrey İndrik isminde bir köylü vardı. İ Bundan on sene evvel ayni köyde | genç ve son derece güzel bir | kızla evlenmiştir. Yeni evliler iki sene güzel güzel geçinmişler; bir gün Andrey karısına: “ — Herkes Amerikaya gidi- yor ve kısa bir zamanda zengin i olup memleketine dönüyor. Ken- İ dimi çok şanslı bir adam olarak | idi seninle | taniyorum. Zaten böyle olmasa sana malik olabilir miydim. Böyle bir seyahate sen ne dersin?,, Genç kadın kocasının bu A- merika seyahatine muvafakat et- miş ve Andrey kısa bir zamanda | tedarik ettigi parasile yola çık- | mıştır. Tali hakikaten Andreye | genç karısına sık sık mektup gön | | ! yaklaştığı zaman heyecandan ba- Onun ru- | İ ve birkaç adim | vardır. yardım etmiş ve Amerikâya ayak basar basmaz çok iyi ve dolgun aylıklı bir işe girmiştir. Buradan | deriyor ve ber mektubunda ölün- ciye kadar kendisine sadık kalaca- ğını yeminlerle temin ediyordu. Aradan 8 sene geçmişti. Bukadar zamanda Andrey tamam 20.000 dolar kazanmıştı. Bu para ile memleketinde rahat bir hayat geçirebileceğini o anlıyan (oOAn- drey memleketine dönmiye ka- rar verdi. Biriktirdiği paraları bin dolarlık Obanknotlara tah- vil etti, sonra (— banknotları muşamba bir cüzdanın içine koyarak pantalonun arka cebine yerleştirdi. Andrey, memleketine döneceğini karısma haber vers mişti. Ona bir sürpriz yapmak | istiyordu. Yolculuk Andreya çok uzun görünmüştü; çünki kazan dığı para ile yaşayacağı sakin hayatı düşünüyordu. Andrey köydeki evinin önüne yılacak gibi olmuştu. Evin kapı- sını ansızın açtı ve açmasile be- raber beyninden vurulmuşa dön- dü; genç ve güzel karısı, mektuplarında ölün- | ceye kadar kendisine sadık kala- cağını yeminlerle temin eden karısı, yabancı bir erkekle konu- şuyordu. Andrey, elini arka cebine attı | ilerledi. Korku- | dan yapacaklarını şaşıran | genç kadın ve yabancı erkek hemen - Andreyin ayaklarına ka- pandılar: yapmasını, fakat kendilerine rica ettiler. çıldırasıya sevdiği ne İstediğini kıymamasını Andrey gayet sakindi. Arka cebindeki meşin cüzdanı çıkardı, içindeki biner dolarlık banknot. ettikten ta yanmakta olan | ları açtı, p sonra bir taraf parça sobaya attı ve hiçbir | lemeden evden ç Andrey'in, rikaya bir “ görenler * Teşekkür — Müptelâ olduğum fıtık hastalığımı ameliyat ile | tedavi eden Guraba hastanesi operatoru Ali Riza ve muavinleri Mithat ve Recep Beylere ve bu hususta hizmetleri sebket eden rüfekayı, mesaisine ayr ayrı tes ederim, usta retiiplerinden Kadri para ile bilet alıp yola çıktığını İ na çekmek i a» Perde aralarında: | Temelleri Bozmadan Bu İki Bölüğün Arasına Başka Bir Bina Yapıyorlar... Belçikanın | Jüpil şehrindeki tarihi piskoposluk binası, bugünkü ihtiyaca kâfi ge!- memektedir. | binayı böyütmek icap oOetmiştir. Fakat yapılacak ilâvelerle bina” nm eski ve ta- rihi kıymeti de berbat edilmek istenmemiştir. Belçika mi- marları, bunun için bir çare düşünmüşlerdir : Binayı, büyük testerelerle ikiye kesmek, o ikiye ayrılan parçalar- dan birini teme- lile beraber ya- ve araya yeni bir bina parçası si- kıştırmak. Resimde de göreceğiniz gibi | mıştır. m bizarla ikiye bölme ameliyesi tamamlan Şimdi, bu parçalardan birini yana çekmek ve iki bölük arasına yeni parçayı ilâve etmek kalmıştır. Asır, fen ve fenmin harikası asrı, Eloğlu neler yapmıyor ki! — RADYO — 21 Nisan 932 Perşambe İSTANBUL — ( 1200 metre ) 18 gramofon, 19,5 Hayriye Hanımın iştirakile studyo heyeti, 20,5 konfe- rans, 21 Belkis Hanımın iştirakile studyo heyeti, 22 orkestra. BELGRAT — ( 429 metre ) 22,15 İ Danimarkadan naklen Avrupa konseri, ROMA — (441 metre) 21 gramo- fon, 21,55 Roma şehrinin yıl dönümü | münasebetile büyük konser. PRAĞ — ( 488 metre ) 21,15 Da- nimarkadan naklen Avrupa konseri. VİYANA — (617 metre ) 19,10 musahabe, 21 askeri konser, PEŞTE — (550 metre) 21,15 Da- nimarkadan naklen Avrupa konseri. VARŞOVA — (1411 metre) 21,15 Danimarkadan naklen Avrupa kon- seri, 23,30 dans havaları BERLİN — (1635 metre ) 2055 | 21,15 Danimarka- | küçük hikâyeler, dan nakil. 22 Nisan 932 Cuma İSTANBUL — (1200 metre) — 18 | Rıza hanım, hanım, > gramofon, 1955 Vedia 20,5 gramofon, 2! İnci İ tango orkestra BELGRAT — (420 metre) 21 ke- man konseri, 22,10 ses konseri, 22.40 piyano konseri, 23,30 cazba ROMA — (41 metre) 4050 gra mofon, 21,45 Mariça öpereti, PRAG — (488 metre) 2 gece, 21,29 küçük Rus hikâyeleri, 21 kuvartet, 22,30 piyano kon VİYANA 517 metre) musiki akademisinin konseri, ans havalari, PEŞTE — (550 metre) 20,40 kon- ser, 22 dans havaları. Varşova — (Mİİ metre ) 20,35 gramofon, 2i musikili musahabe, 2115 senfoni, Berlin — (1645 metre) 21 , 21,45 Munibten naklen şen mu- 21,15 / Danimarkadan naklen Avrupa konseri, Kambiyo Fransız Frangı İngiliz. lirası Dolar Liret Belga Drahmi İsviçre frangı Leva Florin Kuron Ç. Şiling A. Pezata Mark Zloti Pengo bey Dinar Çervonets Tahvilât İ. Dahili D. Muvahhide A. Demiryalı Borsa Akın Mecidiye Banknot Bugünden itibaren C ALEMDAR sinemasında muazzam bir filim Gizli VAZİFE 2 büyük artist WILLİ FRİTCH ve BRIGITE HELM tarafından sözlü seşli şaheser Ayrıca zengin: teferruat neler 280 « 5 suvare 9,30 ve IB Bu akşam ASRI Kül onıla: a S/DNEYSGHAPLIN En büyük kabkaha NE HEMŞİRE guelle Nurse |*) son filminde. Zengin Varyete Numaraları OH! (Oh! muvaffakiyeti