İnanılmıyacak Derecede Garip Bazı İhtiralar ı.elef(mla Telsiz Muhabere Sokaklarda Makineden Polise İstediğinizi Sorunuz Telsiz Telefonla Muhabere Edilecek Şimdiye kadar telefonla ko- Buşmak için evinize kadar bir tel gerdirmek lâzımdı. Radyo ile konuşmak mümkün değildi. Meşhur mühteri ( Markoni ) 52 santimetrelik fevkalâde kısa elerle çalışan yeni bir alet İcat etmiştir. Bu alet sayesinde telefonda, tel olmaksızın konuş” mümkün olmaktadır. Mar- Kkoni yatı Elettra'dan sahildeki mda bulunan telefonla ko- Buşmuştur. Markoniye göre bu aletie, 150 kilometro murabbaı bir sa- ha dahilinde herhangi bir kim- Seyi telefona çağırmak ve onum- h konuşmak — mümkündür. İtab Yan muhterlii şimdi daha geniş Sahalarda konuşmayı temin için tecrübelerine devam etmektedir. Markoni — senelerdenberi bu Mhtiraa ile meşgul — olmaktadır. Evvelâ iki muayyen nokta ara- sında konuşmıya muvaffak olmuş, fakat —sonra — ses dalgalarına Bâkim olmuş ve sesi istediği gibi gönderebilmiştir. Bu ihtira sayesinde bilhassa rmi.lerde bulunanların — sahille onuşmaları mümkün olacaktır. * | Hiç İhtiyarlamıyan | Bir Kalp — Meşhur lâboratuarlardan — bi- | Tinde bir tavaktan çıkarılan kal- bin 2 senedenberi sun'i suretle Yaşatıldığı haber veriliyor. Ara- dan yirmi bir sene geçmiş olma- a rağamen — kalp, hâlâ İilk :U-de olduğu gibi, çarpmak- ve hiç ibtiyarlık eseri gös- landır. Sekkül eder etmez çıkarılır ve kalp temizlenirse, kalbin adaleleri '.z'hll ve ihtiyarlamaz. Bu ı_“"hıııdı kalpte husule ge- zehirler temizlenmekte ve cın hiçbir yorgunluk göster- Tacdiği görülmektedir. _F"! adamları, vücudun niçin %yıdı,».p' niçin öldüğünü her Bün biraz daha keşfediyor. Bu- Rün vasati hayat, beş asır evvele biç üç misli fazladır. İlerde —'_um!menin çaresini bulacak- n şüphe edebilir miyiz? Vatikan şehrinde hiçbir çocuk doğ- madığı halde nüfus Sİ 1931 senesi içinde yüzde altmış art K e ue mm a Nabız Nedir? Hasta olmuşsanız veya bir doktorun bir hastayı nasıl mua- yene ettiği görmüşseniz bilirsiniz ki, doktor parmaklarını bileğimize koyarak birşeler dinler. O gittik- ten sonra biz de parmaklarımızı bileğimize koyarak birşey işidip işitmiyeceğimizi tecrübe ederiz. Fakat parmağımızı tam yerine koymasını bilmezsek tabii birşey işidemeyiz. Fakat parmağımız ye- rine konmuş olursa, cikğ:“* d birşeyin vurduğunu TİZ. İşte bu vuran şay nabızdır. Bu yuruşları dinlersek dakikada 70 veya 80 defa tekrar ettiğini gö- rürüz. Doktorun bu vuruşu dıı_ı- leyişinin sebebini anlamak - için nabzın nasıl olup ta öyle mun- tazam vurduğunu bilmek lâzımdır. Kalp denilen tulumbanın kanı nasıl damarlara ve vücudümüze gönderdiğini biliyoruz. Damarla- rımız kalbin gönderdiği kanı ak mak için genişler ve toplanır. Onun her toplanıp genişlemesi kalbin vuruşile beraberdir. İşte bileğimizde bu damarlardan biri vardır. ve kalp vurdukça ofldl da damarın kabarıp indiği bisse- dilir. Doktor bu damarın hıreî Sorulan suvallerden çe i BİĞVİR MİSİNİZ Gülen Sıcam, tıp Takillte- sinde bir sıçana gaz ver- Bağlsdaği Şörülmle Gök Yüzündeki Yıldızları Sayabilir Miyiz ? Acaba gök yüzünde ka dız. var ? Bıgıa in cevabını ğî gün verebiliyoruz. Bir kere gözle görülen yıldızlar var, gözle gö- rülemeyip teleskopla görülebilen ıldızlar var. Mehtapsız karanlık ıir gecede gök yüzüne baktığı- miz vakit gördüğümüz yıldızların sayısını pek çok sanmayınız. İnsan zanneder ki gözümüzle milyonlar- ca yıldız 'görüyoruz. Halbuki ha- bizim bulunduğumuz - şimal yarım küresindet gözle görülen yıldızlar 3500 kadardır; yarım küresinde de gözle bir bu kadar yıldız lür. Gözle in- sanların görebildikleri yıldızların yekünu 7647 bulur. — Gözle görülebilen birinci ka- derden altncı kadere kadar ola :lardır. Bundan mrıh yıldızları ancak teleskopla görebiliriz. ve nekadar — kuüvvetli — teleskoplar olursa © kadar çok yıldız sayarız. Bu suretle heyetşinaslar - birçok yıldızlar sayarak _milyonlıı.ı var- mışlar ve yüz milyonu bulmuş- lardır. Yıldızları saymak için fo- tografya plâklarından istifade edi- lir. Gök yüzünün fotoğrafını çe- ide edilen resmin Tei k"hir köşesini büyültür oradaki yıldızları saymak suretile tekmil plâktaki yıldızların sayısı- Vz—-Buci_n;dı en iyi lo-—r tramvaya' bineğim?. » — « Ölmünden sonra tac giyen hükümdarı Bo- hemya Dükü Wenceslana 1000 senesinde öl- müş, 1929 senesinde Amerikada yaşıyan Cek- ler tarafından kendisine taç gönderilmiştir. Çeşmeyi kendi kendint su- layan bir beygir viş getirir ve ren- ginl değiştirir. aar e: '&Iqiıî a nan bu tekerleği “Terlinden Parine <ötürmüştür. yi açıp Küpe Kulak İçin Muzır Değil Midir ? Küpenin kulağa faydalı oldu- mu söyliyen kimseye rasgelme- ik. Fakat her iyi olmıyan şeyin mutlaka fena olması lâzım gelmez. Küpe için kulak delmenin göze zararı olduğu —zanmı — yas'ıştır. Küpenin hiç bir zararı yoktur.. Fakat iptidai aşiretlerden kalma bir süslenme usulüdür. İnsanlar iptidailikten kurtuldukça bu kabil süslerden de kurtulacaklardır. He- le küçük yaşta çocukların kulak- larını delmek günahtır. Nabzımıza Bakarak Cenup |Hararetimizi Nasıl Anlarlar ? Nabzın vürüşile, vücudumuz- - enmasammam TT NA MT ER CKK TŞ FY ) İnanılmıyacak Derecede Garip Bir İkt Vak'a 255 Sene Yaşıyan İhtiyar- Kocaların Horlamasından Kurtulmanın Çaresi 1225 Yaşınde Bir Adam Biz dünyanın en yaşh adamı Zaro ağadır. sanırdık. Fakat Çinde Szchuan köyünde yaşa- yan Li. Chirig isminde bir ihtiyar Zaro ağayı genç bırakacak kadar yaşlı olduğunu iddia etmiştir. Bu ihtiyar Çinli 255 yaşında oldu- ğunu söylemiş, mesele resmca tahkik edilmiş ve doğru olduğu anlaşılmış. Bu ihtiyar Çinli bâlâ zinde ve faaldir. Hafızası yerindedir. Gözlük —takmaksızın — okuyabil mekte ve yürümektedir. İhtiyar 150 sene evvel, 80 sene kadar baharat satan bir nevi eczacılık yaptıktan sonra kenara çekilmiş ve rahatına bak- mış, 14 defa evlenmiş, bunlardan 180 çocuğu ve torunu olmuş. İhtiyar Çinlinin hayatı basit tir. Mütetabbip olduğu için sözü- ne inananlar da çoktur. Birçok kimseler çok yaşamanın sırrını öğrenmek Üzere ona müracami etmektedir. Bu — müracaatları dinler, sonra şu döri kaideyi tavsiye eder: 1 — Kalbini geniş tut. 2 — Kaplumbağa gibi otur. 3 — Güvercin gibi yürü. 4 — Köpek gibi uyu. Bu dört nasihat — türkçeye tercüme edildiğzi. zaman şunu anlarız: Olur olmaz şeye üzülme, yürürken göğsünü ger ve geniş nefes al, bol uyu — ve ihtiyacın olduğu zaman uyu. İhtiyarı görenler, yüzünün ha la taravetini muhafaza ettiğini her gün uzun yürüyüş yaptığını söylüyorlar. Köyde Li bir nevi hakimdir. Bütün davalar ve kavgalar onun huzuruna getirilir. ve ne karaz verirse derhal kabul olunur. Kocanız daki hararet arasında büyük bir |Horlar Mı ? münasebet vardır. İkisi de hemen de beraber yürürler. Nabzın vu- ruşu çoklaşırsa, doktor vücuttaki hararetin arttığını anlar. Eğer nabızda bir fazla veya bir nok- sanlık yoksa hararetin de değiş- mediğine bükmolunur. — Nabzın vuruşu iki defa artmış bulunursa, hararet te o nisbette çok olur. Çünki vücudun çl?ııııeliııi arttıran sebep, nabızda da tesiri- ni gösterir. Her hümmada, kana karışan zehirli mikrop kalbi da- ha süratle işletir. O vakit nabzın vuruşu ziyadeleşir ayni zamanda beynin — vücuttaki harareti kon- trol eden kısmında da - tesirini gösterir ve hararet te arlar. vardaki telefon kutularından bi- rine gidiniz, telefon makinesine 5 kuruş atınız, istihbarat kısınını isteyiniz ve istediğiniz suali — so- runuz, derbal cevap alırsınız. Te- Tefon merkezinde bu kabil sua- gi l : otomalik polis size - is- | lere ceyvap vermekle muvazzaf an'üım © ci-- |. ayrıca memurlar vardır. — ğ Geceleri kocamzın - borlamar sından şikâyet ediyor musunuz? Öyle ise size, yeni bir ibtira haber verelim. Muzibin biri radyo mikrofo- nuna benzer küçük bir mikrofon icat etmiş. Ucuz bir fiatle bunu tedarik — mümkünmüş. — Sonra kocanız yatıp — horlamıya — baş- ladı mi, — mikrofonu — getirip onun başı ucuna koyuyorsunuz. Ses burnda büyüyor ve müthiş gürültü yapmıya — başlıyor. Bu gürültüden kocanız uyanıyor ve utanıyor. ç Amerikada horlamak boşan- ma için sebep teşkil eder. Ora- da kadınlar kocalarından —ayrık mak istedikleri zaman horlama- .Iırıııil&ı";ddypııııııhhı-'“î