Edebiyat Bahsi Roman Yazan: Nurullah Ata İster güzel bir günün heye- canımdan kalma gölgeler, ister *“uçuk benizli Erinniler, (1) ok sun, hatıralar bir türlü yakamızı bırakmıyor. Hele emellerin, ümit- lerin kenkazından — vakit vakit ükselip bizi saran o yarı sitem- | ılr. yarı af dileyici seslerin uyan- | dırdığı hüznü kim ifade edebilir? Buügünlerde Yakup Kadri'nin Erenlerin bağından'ım tekrar | okumadım, Abdülhak Sinasi de Aptullah Zühtü hakkındaki bir yazısımı Hakimiyeti Milliye'de ikinci defa olarak neşrettirmek- ten başk edebi bir tezahürde bu'unmadı. Ruşen Eşref ise haylı zamandanberi susuyor, Hayır, beni böyle lirik bir nesirle ma- ziyi anmıya sevkeden ©o üç muharrirden hiçbiri değil, Falih Rıfkının bir gazeteci arkadaşa söylediği bir cümledir: Buhranı Duymıyanlar Adana Hapishanesindeki Fabrika alışıyo Geceleri Bile Ç Adana ( Husu- si ) —Adana ha- pishanesinin kun- duracılık, maran- | gozlük ve çorap- çılık — şubelerin- den mürekkep, oldukça zengin ve memleket için çok faydalı bir imalâthanesi vardır, İmalâtha- “ Bir zamanlar şair, sonra da romancı olmak istedim.,, Bugün sadece bir garzeteci veya bir münekkit olmıya kat- kaamış olanlarımızın çoğu, Falih Rıfkının bu sözünde kendilerini bulabilir. Meselâ ben de evvelâ | bir şair, sonraları bir romancı olmak istedim. Evvelâ bir şair olmak iste- dim... Niçin ? İyi bilmiyorum. Daha yedi sekiz sene evvel dünyamın ea büyük kudreti say- dığım şairliğe bugün erişebilmem kabil olsa, reddederim demiyo- rum, fakat hiç şüphesiz ki eskisi kadar gurur ve sevinç duymam. ». Sonra da romancı olmak istedim. Romancılık ile onun kardeşi olan tiyatro muharrirliği, artık erişmekten ümidimi kes- miş olmama rağmen bana hâlâ bir insan oğlu için en şerefli gözüken gayedir. Herkeste bulu- nan üsleri, — ihtirasları — tahlil etmek, fakat bu tahlili ilmin kuru — ifadesi yerine — terkibin *“hafızanin en Ööz derisine izini çizen,, lisanı ile anlatmak.. Bun- dan daha güzel belki bir tek şey yardır ki o da, dünyada belki eşi bulunmıyacak insanlar tasavvur edip onlara beşerin bir arzusunu temsil etmek kudretini verebilmektir. Bir Newton'un, bir Berthelot nun kıymetlerini, insan cinsine | şeref — verdiklerini kim — inkâr edebilir. ki ? Onların — değil, bir Edisşonun bile ismini işttiğim zaman içimde büyük bir hürmet hissinin kabardığını duyuyorum. Fakal arzın cuigeıini keşfetmek, kimya ilmini kurmak, içindeki telleri ateşle bembeyaz olacak kadar kızan lâmbayı yapabilmek; :ıhlükl.':ir.m en :ılıııtm belki leğilse yine bizim için alâ- kaya en şayanı olan — insanı ııığmk. hem de gözle görün- miyen — taraflarını birer birer gözüp yeniden kurmak yanında nedir ki? “ Romancının gayesi Allaha rekabet etmektir.,, xlınm gayesi ise nihayet Allahın mak- satlarım, ddellerini kı!fetmeldiı. başlıca | Bütün büyük vasfı, Amerika'yı keşfe gibi, kolay gözükmektir. Roman ve tiyatro yazmak ta bütün fikir işleri içinde en kolay gözükeni- dir; çünki bütün cins işler gibi, üğünü belli etmez. Onlarda ıçla muvaffakıyet ( rağbet öi ( yi aai d aşılacak — yalçın kayı gil, kırılmadan gedleeekanpeıî.'l:ı vardır. Bu cam perdeler gözün aldanmasına da sebep — olur, arkalarındaki muvaffakıyeti bu yana inikâs ettirirler. Nice kim- seler de hayale vardıkları zaman, hedefe erdiklerini sanıp övünürler. San'at, sun'? bir âlem yarat- mak demekse roman san'atin en yüksek mertebesidir. Şair olamadım, romancı ola- madım, Birincisine yanmıyorum, fakat ikincisi seneler geçtikçe daha ziyade içimi kanalıyor. NURULLAH ATA (1) Erinniler, Yunan esatirinde 'amet, vicdan azabı perileridir. ıkmak | maktadır. | ne Müdür Hilmi Beyin teşebbü- sile 930 sene- sinde — açılmış, 1140 Hira nakit sermaye ile işe başlamıştır. Elyevm — çorapha- nede 7 çorap makinesi hali faa- liyette olap 38 mahküm çalış- Marangozhanede 5 tezgâhta 17 kişi işlemektedir. Kunduracılık şubesinde kun- duracılığa ait 5S tezgâh, ayni şubeye merbut iki tezgâhlı bir radada 19 kişi çalışmaktadır. Ayrıca bu teşkilâtın muhasibi, kâtibi, ambar ve satış memurları | vardır. İmalâthanenin işleri gayet temiz ve sağlam olduğu için çok rağbet görmektedir. Di- şarıda iş bulamıyan san'atkâr- lar olduğu halde hapishane | işten başını kaldırmıyarak geceli Kıbrısa Giden »Sporcular Adana ( Hususl ) — Maç yap- mak üzere Kıbrısa gidecek olan sporcularımız bayramdan iki gün evvel hareket edeceklerdir. Se- yahat edecek sporecu kafilesi 20 kişiden ibarettir. Kıbrısa giden Çukurova takımı — mıntakamızın en kuvvetli oyuncularından mü- rekkeptir. Muğlada Bu Sene 90 Bin Dönüm Buğday Ekildi la 11 — ( ALA. )— Muğla ve m kazalarının güz zer- riyatı şudur : 77870 dönüm arpa, 90724 dönüm bağday, 23.130 çavdar, 1250 dönüm yulaf, 6242 dönüm bakla, 14254 dönüm bur- çak, 2082 dönüm mercimek, 1330 dönüm nohut. Çankırıda Orman Çankırı, t1 (ALA) — miz şimal kısmında tesis edilecek ormanlık için hazırlıklar bitmiştir. Bugün ağaç bayramı vardır. Menenjit Hastalığı Adana, ( Hususi ) — Feyziye köyünde 12 yaşında Mustafa is- minde bir çocukta menenjit has- talığı görülmüştür. Muğla Belediye Bütçesi Muğla, 11 (A.A) — Belediye Meclisi 932 bütçesini 79,431 lira olarak kabul ve tasdik etmiştir. Kütahya Hattı Açılıyor Ankara, 12 (Hususi) — Balı- kesir - Kütahya şimendiferi 23 nisanda büyük merasimle işlet- miye açılacaktır. Küşat resmini de yemenicilik kısmı vardır. Bu- | imal Adana hapishanesindeki fabrikanın çorapçılık kısmı gündüzlü çalışmaktadır. Bu faaliyet neticesidir ki işci ve memur hisseleri çıktıkten sotra safi kazançtan imalâthane- nin bugünkü sermayesi dört bin lirayı tecavüz etmektedir. Mev- | cut nizamname mucibince ima- lâthanede — çalışan — mahkümler ettikleri eşyanın hakiki kıymeti üzerinden yüzde 25 işçilik aldıktan sonra hasıl olan kârdan yüzde kırkı memurlara, mütebakisi | de sermayeye ayrılmaktadır. l Fakat geçende — memurlara werilen bu ikramiyelerin kanuni olup olmadığında tereddüt edil- ' miş ve bu cihetten keyfiyet | Adliye Vekâletinden sorulmuş | Bir Eğlence | etmiş olan hapisane imalâthane- | ların hepsi, r ise de henüz ce-| vap gelmemiştir. San'athane kazan- cından — hizmet- lerine — mukabil ikramiye verilen memurlar hapis- hane mevcudu- nun ve muame- lâtının fazlalığına binaen istirahat- lerini terkederek geceleri geç vak- | te kadar he- | sap ve muame- lalerle — uğraşır- larken bu meşga- | (Buhranın | Yaşattıkları | Ve Öldürdükleri! İktısadi buhran ne aksi şeyi bilseniz. Sabahleyin yakan, ak" şamleyin — titreten biçimsiz bi | harareti, bahtiyarları okşıyan, be&| | bahtları ısıran kötü bir tabiati var, İ Ben, biz ve eminim ki &/ bubrandan — yaka silkiyorsunu! Bizim ve hepimizin gözüne yılaf gibi görünen — iktısadi buhratf| yüzbinde bir de olsa, seven v| mıdır. acaba? Buhran sizi V| bizi hırpalıyor, mahvediyor. F kat — kazandırdığı bıhüy.ıılı'ğ yok mudur?. Sualler çok garip dq';ıl-1 e can ne gezer, di,ecelli' niz. Hakkınız var, Fakat bir İr giliz * âlimi, son nefesini vert bir adamın içinde yirmi dörl hatta kırk saat daha hayat esefi bulunduğunu ispat etmiştir. Bi lelerine mukabil hiç mesabesinde olan ikramiye- lerinin kesilmesi şüphesiz ki bun- Jarın şevkini kıracak ve dolayısile belki de san'athanenin işleri aza- lacaktır. İş hayatımn mahkümların ruh ve ahlâkı üzerinde ne Mmüessir bir terbiye ve tedavi olacağını izaha hacet yoktur. Seferberlikte açılıp iki sene kadar devam , harikasına inandıktan sonra * €| | kullanacağımız zaman biraz dabi davanm doğruluğuna bugün bütüf hüviyetile inanan fen, bizden & bnan salâbeti istiyor. Bu fe lamaz ,, “ yoktur ,, menfilerif' düşünceli ve daha insaflı olalır Eğer şu kisa izah satırlarıf| dikkatle okudunuzsa yukarıdaf suallerin cevapları zihninize yak laşmıştır. Sıkılmayınız, korkmadı” | sinden o zaman birçok usta ye- tişmiş ve bugün piyasada bun- kazancını — meşru | yollarda arıyan müstahsil — ve müsmir bir unsur haline geçmiş- lerdir. SALAHATTİN Gey;de Kanlı Bir Cinayet- Dönüşü Bir | Delikanlı Yere Serildi | Geyve ( Hususi ) — Burada cuma akşamı feci bir cinayet olmuştur. Yaptığım tahkikata eâio- l re cinayet şu Şşekilde icra Orta maballede oturan mer- hum Bayatlı Abdullah Ağanın Şehap isminde 23 yaşında bir oğlu vardır. Cuma günü biraz rakı içen Şebap Efendi, birkaç arkadaşile birlikte otomobile bin- miş, eğlenmek Üzere çay kena- rına gitmişlerdir. Fakat otomobil yolda gider- ken Şevkinin Mustafa ismindeki meşhur sabıkalı bunların yolunu kesmek istemiş ve “ dur! , diye bağırmıştır. för — sabıkalınin sözüne kulak asmamış ve yoluna devam etmiştir. ve arkadaşları çay ken; ılııııını kadar eğlenmişler, akşam üstü yine beraberce buraya dönmüşlerdir. Zonguldakta Bir Maden Ocağında Feci Bir Kaza Oldu Zonguldak ( Hususi ) — Bura- da 69 numaralı maden ocağında bir kişinin ölümü ve bir kişinin de yaralanmasile neticelenen bir facia olmuştur. Facianın sebebi, vincin başında bulunan dolu bir arabanın ansızın kurtulmuş ol- masıdır. Meclis Reisi Kâzım Paşa yapa- caktır. Fakat arkalarından takip eden sabıkalı Mustafa, kendisinin oto- mobile alınmamasından muğber olduğu için Şehap Efendinin ya- nına gelmiş ve ileri geri söylen miye başlamıştır. Bu suretle ara- da müthiş bir ağız kavgası baş- ladığı — sırada” sabıkalı Mustafa evvelâ bıçağını çekmiş, fakat etraftakilerin müdahalesile biçaği elinden a a Büsbütün köpüren azgın sa- bıkalı Boşo tabancasını çekmiş, Şahbap Ef, nin üzerine yürümüş ve ateş etmiştir. kan un- lardan birisi ŞıhıEIEf nık:’ıııı kalbine isabet etmiş ve delikanlı derhal can vererek yere yığık mıştır. Katil Mustafa hemen firar etmiştir. Fakat ertesi gün Terziler köyünde yakalanarak buraya .s; teslim tirilmiş ve Adliyeye miştir. 12 Bin Lira Bir Şirketten Bu Kadar Ceza Ahnacak Kütahya - Balıkesir hattını Inşa eden Yülyüs Berger Şirketi Kütahyada 12 bin lira para ce- zasına mahküm olmuştur,. Kütahya Ticaret Odası, kanun mucibince şirketin odaya kaydı lâzım geldiğini söylemiş, şirket bu talebi kabul etmediği için mesele mahkemeye verilmiştir. Mahkeme, şirketi 12 bin liraya mahküm | feneri yakan, bazirgân ağzı söyleyiniz. Hatta — bağırmanı” mâni olan da yoktur. Deyiniz ki* İktısadi buluranın kıvrandırdıf kütlelerin arkasında — hokkabif lanan efendiler! Artık foyanf meydana çıktı. Fakat buna da lüzum yok. İ tısadi bubran çok yaşadı, öldür dü ve yaşattı. Ölecek ve yaşali' cak ! & Tatlı Şey! Kadınlar Harbin önün? Nasıl Geçeceklermiş? Harp aleyhinde çalışanlar ©& miyetinin şark mümessili olduğ! nu söyliyen Madam De Fojer (f minde bir kadın, Cenevreye haff ketinden evvel Hariciye Ve“ Tevfik Rüştü Beyi ziyaret etimik cemiyetin maksatlarını anlatmış!' Madam De Fojer bu hususta bf yanatta bulumarak harbi düvi' yüzünden kaldırmak - istiyenler” ini anlatmış, harbif felâket — olduğunu, beym:lllü ibtilâfların beynelmilel mahkem? lerde halledilmesini, harbe sebtf olanlar ceza görmelerini, kanif ların — birleştirilmesini — Haridi? nezaretleri yerine her memlf ketin Sulh — nezaretleri dası Tâzmgeldiğini, bu işler” kontrolu için de her mille! mürekkep — bir polis tqlîı' vücude getirilmesini söylemiştir" Bozukluk Tamir Edildi Çankırı, 11 (A.A) — Çankıf Wesük battııda' heyelân Hetfl vukua gelen bozukluk tamir © miş ve dün ilk tren göçmiştir. ALENİ TEŞEKKÜR Grip ihtilâtı neticesi çok ağır zatürreeye Ayni zamanda müptelâ valide, hemşire ve eniştemi- mubtf kak bir ölümden kurtaran s-aı:ğ Dispanserinin pek değerli "/ Kastarlak zade muüliterem A'J Nabi Beyefendiye alenen teşekk gerek hastalar ve kerek kendi »* ma bir vazife telâkk ederim. v Beyoğla . Havagari — Şir Muhasebeciak - FETLİ bi