Haftada Bir Defa Muallim İSrayf.asîHer Hafta Perşembe Günleri Neşredilir. MUALLİ Bir Amerikan Muharririnin Fikirleri Bir Amerikan muharriri, ba- kınız ne diyor? *Çocukluğumdan beri isitirim ki müle rassısların tetkik ettikleri içtimai meselelerin halli, talim ve terbiyeye bağlıdır. Çocukluğum- danberi — şörüyorum ki umuma tit me rde talim ve terbiye en müessir bir çaredir. yAk belirmiye başlıyan içti- malt bir âfetin önüne geçilmek için çareler ve devalar sorulduğu vakit, şaşmaz bir kat'iyetle hep ayni cevap veriliyor: Talim ve terbiye, * Terbiye görmüş bir adam, okumuş bir adam demek değil- Ni görmüş bir adam i bir bâdise kar- nlılığını muhafaza t deliler elde ] kat'i hükmünü | ve son kararını vermiyen adam demek “Karar vermek, ilk bakışta, kolay görünür.. Fakaf leyhinde — olduğumuz, yet beslediğimiz <arşısında soğuk kan- muhafaza etmek maale- yapawadığımız İşte benim dediğim böyle hâdiseler karşısında bitarafane — düşünebilecek — bir adamdır. | *“Düşünen ve muhakeme ede- bilen bir adam, herhangi bir te- | tâkkisi hakkında münakaşayı ka- bul eden adamdır; fakat batile | inanan kimse, münakaşa etmek- | ten çekinir; o, yalnız kendi ba- tıl akidelerini çocuklarına naklet- mek ister. herhangi birşey b.ıkLıımı et ve suizan Lcı— ansana bir az hakkında sı bir vak'a lılığımız sef. çoğumuzun “Bugün tamamile değişmiş ve hâlâ değişen bir mubit içinde yaşıyoruz.... Bugün — kendimizi, bugünür mu1 ve cemiyetine alıştırmak uriyetindeyiz. “Demokrasi, idaresi çok güç bir makinedir. Mutlakiyetle idare olunan bir memlekette yapıcı ve müsbet bir siyaset takip edik mek istenirse, müstebit hüküm- darı tenvir etmekle mesele hal- lolunur: Ffakat demokraside, ayni meselenin halli için, bütün va- okumasına, talim ve aç vardır. ir devirdeyiz ki sürat, artık mız n ıilmaz bir parçası g rmiş Sugünkü dünya, f umiyesi karşısında, orun ani arzuları, ani aksülâmel- leri ile idare olunuyor. Eskiden bir memleketten diğer bir mem- lekete gönderilen bir nota bir ıyda ancak yerine varıyordu; bu le iki taraf efkârı- i en sakinleşiyor- dır fakat bagün Byle değilder bir haber, bir saniye*e her tarafa ya- yılıveriyor... Böyle bir zamanda, soğukkanlı — olmıyan — kimseler, birdenbire parlıyor, zararlı işler yapıyorlar. Bunlar nekadar ço- ğgalırsa, dünya okadar tehlikelere maruz kalır...... * Amerikada bizler, maddi bir felsefe güderek yaşıyoruz; maa'esef ıı-ne! rdenheri - böyle maddi ide sından koşup durduk. Fakat artık halkımızdan yüksek — ve şuurlu idealler iste- mek hakkımızdır, sanıyorum. “ Amerika artık münferit bir halde yaşamamalıdır, yaşıyamıya- caktır da.. S n devamı kökleşmiş ve köhneleşmiş kava- atleri bırakmak, beynelmilel te- a başlamak lâzımdır. Bu SAYFASI İsmet Paşa Enstitünii'nde Memleketin her tarafında yeni yeni mektepler yapılıyor, irfan müesseseleri vücude getiriliyor. işte en ileri giden yerlerden biri de | Son günlerde Ankaraya giden bir muharririmiz, | İsmet Paşa Kız Enstitüsünü ziyaret etmiştir. Arka- | daşımız, bu ziyaretten aldığı intibalarını heyecanlı bir ifade ile anlatıyor. Kübik tarzı mimarisinde yapılan bu irfan mü- essesesi, Ankaranın yeni binalarının en güzellerinde 1 ortamektebile Üç sınıfı n enstitüsü ders ve iş görmektedirler. Üç yüz kadar serbest talebesile birlikte alti yüzü Binanın alt caddeye bakan kısmında vitrinler vardır ki burada zeki Türk kızlarının ellerinden çıkan işler teşhir ' biridir. Müessesede kız muübtevi - kız mütecaviz talebesi vardır. edilmektedir. Talebe dershanelerinde ders görürken serbest talebe atelyelerde çalışmaktadır. Bunlara (erıi!ik WSinema Ve Radyo 'İle Tedrisat 1931 senesinin son Üç ay zar- fında sihema' ve radyo' ile Beye nelmilel İçtimat Tedris ve Terbi- ye Komisyonu üç defa top- lanmıştır.. Komisyon, kendisine merbut olan milli cemiyetlerin müstakbel mesaisine yardım hu- susunu da tezekkür etmiştir. Ko« misyonun gayesi tedris ve içtimal terbiye meselelerine sinemacıları nazârı — dikkatini celbetmek olduğu için, milli — cemiyetlere müracaatle malümat alması el- zemdir. Bütün azaya bir tamim gönderilmiştir. Romadaki beynelmilel terbi- yevi sinema — müessesesi idare heyetinin müracaatı üzerine ko- misyon, Roma ile kendisi ara- sında müşterek çalışma maksadile bir Jâyiha hazırlamıştır. Bu lâyiha tasdik — olunduğundan — yakında tatbik sahasına konacaktır. Radyo — meselesine — gelince Beynelnilel fikri — kooperasyon müessesesi tarafından komisyona n caat edilerek, tedrisi ve içtimal terbiye hakkında radyo- istifade) olunacağı s0- Biz sinema ve radyodan yal- nız zevk ve eğlence maksadile istifade etmeğe yeltenirken başka memleketlerde bu iki vasıta hal- kın ve gençlerin talim ve terbi- yeside istihdam olunuyor. adımı atabilmek için, Amerika şfkârı umumiyesinin tenvir edik- 'mesi, suizanların ortadan kaldı- rılması icap eder... «« Amerikanım — istikbalini, kendi şahsi istikbalimizden üstün tutarsak memlekette, yukarıda bahsettiğim talim ve terbiye pro- gram:mın tatbikine başlamılıyız Ta ki batıl itikatlar yıkılsın, zanlar ortadan kalksın. “Eski Yunanlılar, ânme işle- rile meş Jl! olmıyan kimselerin vâhi birşey olduklarını söylerler- di. Biz bugün daha ileriye gi- dere'c mme ve âmmebin menfaati ile alâkadar olmıyanların. hem vâhi, hem de tehlikeli şahsiyetler olduğunu söyleriz.., l Bu riliyor. Ankaradır. hanımları katında, getirmişlerdir. şapkaçılık, nakiş, ütücülük ve çamaşırcılık göste- Muharririmiz, hanım kızlarımızdaki gayret ve ciddiyete hayran olmuştur.Müessese yenidir,malzemesi yenidiz; her ta- rafta intizamı ve nezafet görülmektedir.İnsan buraya girince kendini bir sây ve zevk muhitinde buluyor. Müessesede, elbise ve şapka yaptırmak için gelen kabul eden bir oda ve bir salon vardır. Bu salonda da büyük vitrinler içinde, hanımların yaptıkları elbise ve eşya teşhir edilmiştir. lerinde fiatleri de vardır, Mektepte, talebe bir satış kooperatifi vucüde Hanımlar, işleri az bir kârla satıyorlar. ediliyor ve mektepten çıktıkları vakit kendilerine | epeyce iyi bir sermaye biriktirilmektedir, Sayfamız müsait olsaydı, bu sây müessesesi hakkında daha fazla tafsilât vermek isterdik. talebeyi işlerken görmüş, Üıcı— elbirliğile — yaptıkları Ba para tenmiye Seyyar Mektep Kanadada demiryolu boyunda istasyonlarda bulunan memur ço- cuklarımı okutmak için, trenin arkasına seyyar bir mektep vagonun raptedilmiştir. Tiren giderken çocukları toplar, Gündüz tiren yürürken ders verilir. Akşam dönerken çoçuklar| evlerine terkedilir. Cinsi Terbiye Nasıl Verilmelidir ? Zührevi hastalıklarla esaslı bir mücadelede bulunmak için en iyi ve emin vasıtanın, gençle- re cinsi terbiye vermek olduğu hemen her tarafça kabul edil- miştir. Belçikada da umumi harbi müteakıp “Zührevi hastalıklarla mücadele cemiyeti,, unvanile bir cemiyet teşkil olundu. Bu cemi- yetin azası meyanında memleke- tin en yüksek şahsiyetleri bulun- maktadır. “Bu — cemiyetin bir şubesi, cinsi terbiye meselesini üzerine almıştır. Mekteplerde çocuklara — cinsi terbiye vermenin ehemmiyet ve nezaketi büyüktür; herkes bu vazifeyi iktıza ettiği gibi vermek mevki ve kabiliyetinde olımaz. Esasea bu terbiye anne ve baba tarafından verilmek lâzım ise de maalesef birçok anne ve baba- lar içtimal an'aneler dolayısile, bunu yapamıyorlar. Binaenaleyh mektep bu husustaki vazifayi ühdesine almıya mecbur bulu- huyor. Fakat her muallim de cinsi terbiye vermekte salâhiyet sahibi addolunamaz. Bunu vermek için azx çok yaşını başını almış olmak lâzımdır. Böyle olmakla beraber harici hayatta bir hayli memnu şeyleri doğru ve yanlış öğrenmiş olan çocuklarla bu bapta hiçbir bilgisi bulunmıyan çocuklara bu yolda telkinlerde bulunmak ta büsbütün tehlikesiz sayılmıyor, Kötü hastalıkların yaptığı ve yapmakta olduğu maddi ve mane- Bu Sayfada. Yeni terbiye m.,.nı.u « Büyük ter'| biyecilerin hayatı * Türkiyede y nazariyelerin — tatbikatı - Muallimlerit dertleri- Yeni teecrübe'er — vesalre unyada Maarif . |Haberleri Danimarkada Maarif © Kopenhagda “ Yüksek Ticardi Mektebi dersleri , adında a yüksek tedrisat müessesesi vâf dır. Bu müessese bir ve iki sent' lik tahsil veren iki şubeye ıvr* miştir. 1929 da 423 talel vardı, Bundan başka bütün memlt kette ya gündüz dersleri ve!', akşam dersleri veren 95 ticartl mektebi vardır. Bunların 9” daki talebesi 12.820 idi. $ 1927 de takriben 2000 talebelf mühtevi, kız ve erkek 20 muallitii mektebi vardı. Bunlardan sekil devlet mektebi, 12 si hususi müt essese idi. Muallim mektepleritt' de tahsil üç sene devam edefi mezuniyet imtihanını veren mif allimler, ilk ve orta mektepleri tedrisat yapabilirler. Bundan baf'” ka Kopenhagta husus? bir muak lim mektebi vardır ki 15 gündef | seneye kadar devam ed#" dersler verir; bir de yüksi jimnastik mektebi - vardır. L'İ h muallimleri umumiyetle Dırulf' nun görmüşlerdir. Bir Mektep Müzesi İsviçrede Hof. Oberkirchin yed mektebi 1906 danberi, faal mek” tep usulünü tatbik etmektedifi Burada el işi dersleri medeniyd._ tarihine merbuttur, medeniye tâ' rihi dersi de insanın gıda, aleti. ev eşyası, mesken, elbise, mü” dafaa vasıtaları gibi ılıhyaçl;ırınl' mazide nasıl tatbik olunduğunl* tetkik eder. 1930 - 31 senelerit” de bu mektepte bir salon yapıl mıştır ki üst kısmı, mektebin İuı esas binasına merbut bir galert teşkil eder, Bu salon talebenif işlerine mahsus bir müzedir, ci7 var muallimler sık sık burayf gelir, tetkikatta bulunurlar. Bir İstatistik ! Rusya 1931 temmuz 25 d€ dört senelik mecbur! tahsil hak* kındaki kanunu neşrettikten sofi” - ra Okranya Cümhuriyeti Mnıırıî komiserliği şu İstatistiği neşret” miştir: 8 ilâ 10 yaşındaki çocukları! 408,21 Ik mektebe devam et mektedir. Kanundan evvel bi miktar 9$76,2 idi. Dört senelik ilk tahsili bitiren talebenin 470 $i yedi senelik ikinci devre tal İ takip ediyorlar (âııı miktar g? en sene 9055,5 idi). : F Okranyada ını) dilile tahsil bütün çocuklara temin edilmif ve akalliyetlere ait mekleplıfu, miktarı artııştır. -Okranyai Rusların 8-10 yaşındaki çocuklar! * 98, Musevilerin * 99,3, AF manların *697,4, Leblilerin 90960 Bulgarların — & 96,3, — Rumlari? »496dır. B Yedi — senelik — mektepleri” 9675 inden Fazlası nanayi teşeb” büslerine, sovhaz ve kolhı _marhuîtşır. İLERÜNCİ S — vi zararlar göz önüne getirilinct' cinsi terbiyenin netice verebıf ceği tehlikeleri düşünmek - ikli derecede ehemmiyeti haliz kıu' Yapılacak iş, tehlikeyi mümküf olduğu kadar izale veya D* fif etmek Şşartile, gençlere d terbiyeyi vermeğe çalışmaktır.