5 Sayfa c SON POSTA Mahalle çocukları arkasına düşerek daima “kırt, kırt - may- mun, maymun,, diye baykırırlardı. Kendisini, tenha dakikalarda ev- lerine alarak haylı güler yüz gös- teren kadınlar bile eğlenceden gına getirip te izin verdikleri za- man: “haydi maymun, artık ylü- rül, derlerdi. Behlül, bu maymunluktan çok faydalar görmüştü. O sırada Bağ- İdatta birkaç felsefe meraklısı vardı, gizlice felsefe okurlar ve mübahasalar yürütürlerdi. Bunlar, eski Yunan hekimlerinden “Anak- simandros, u okuyarak bazı fel- sefi kanaatlar edinmişlerdi. Anak- simandros, malüm olduğu Üzere, tekâmül nazariyesini kabataslak ortaya atan adamdır. | Onun fikrine göre bütün hayvan- lar, yavaş yavaş değişerek, acip istibale geçirerek husule gelmiş- lerdir. En eski hayvan balıktır. ve en sonra teşekkül eden hay- van da insandır. İşte bu fikre, gizliden gizli kıymet veren Bağdatlı mütefek- kirlerden biri, Berlülü sık sık evine götürürdü, karnını doyurur- du ve sonra onu arkadaşlarına göstererek anlatırdı ' — Madenlerle otlar, otlarla hayvanlar, hayvanlarla insanlar arasında — mutlak — bir — ittisal vardır. Madenin ilk mertebesi toprağa, son mertebesi nebata merbuttur. Nebatın ilk mertebesi madene, son mertebesi hayvana bağlıdır. Hayvanın ilk mertebesi nebata, son mertebesi insana muttasıldır. İnsanın ilki hayvana ve sonu İâhuti vücutlara bitişik- tir. İştı Behlül, insan mertebe- lerinin ilk kademesinde bulunan- lardan parlak bir nümumnedir! Bağdatlı — serseri, kendisine bilmece gibi gelse bile bu sözleri © kadar çok işitmiş ve bu filezof düşünceli adamların biribirlerile yaptıkları münakaşaları o kadar çok dinlemişti ki adeta Anaksi- mandrosun bir şakirdi de kendi olmuştu! Lâkin tekâmül nazariye- sine dair edindiği bilği, kendisi- nin maymunla karabeti bulundu- ğunu tesbit ettiği için hoşuna gitmiyordu. Niçin © hayvana benziyordu ve benzetiliyordu? Bunu bir türlü anlıyamıyordu. Lâkin çocukların, kadınların mü- temadiyen “ maymun! ,, deme- lerinden, o okumuş adamların da bu fikri başka şekillerde ifade etmelerinden dolayı binnefis ken- disi, bu benzeyişin mevcudiye- tine iman getirmişti, Yalnız mü- şabehet noktalarınmı bulamadığı için üzülüyordu. O, alelâde maymunlarda baş- kasını görememişti. İri bir kedi veya küçük bir köpek hacminde olan maskara hayvanlarla kendi arasında nasıl bir benzeyiş ola- bilirdi! Onlar açık, apaçık dolaşı | yorlardı, kendisi «maalsef- kapalı bulunuyordu. Yalnız bu fark, may- munlarla karabetini — çürütmiye kâfi idi. Lâkin Zübeydenin de ayni fikri ortaya atması üzerine bütün tereddütleri söndü, — bu benzedilişten hayır ummaya baş- ladı ve neşelendi. Gülümsemesi işte bu sebepten ileri geliyordu. | | Tarihin Esrarengiz Sayfaları Zübeyde, onun şex şen sırmıt- tığını görünce sordu: — Ne o, dişlerini gösteriyor- sun. Mkymuna eş olmak haşuna mı gitti? — Size teşekkür ederim Mev- lati, Bu yaşa geldim, hakıkt eşi- mi bulamadım. Sayenizde © zev- koe eriyorum. — Fakat eşini görmek iste- medik, Ne kadar kayıtsızsın? — O lütfü do efendimizden bekliyoraml Melike emir verdi, maymunu getirdiler. Behlül, sırmalar ve mücevherler içinde âdeta vezir oğullarına benziyen bu acayip mahlük ile karşılaşınca şaşırdı: — Mevlâti; dedi, aklım bütün bütün ayağıma inecek. Bu nasıl maymun ? — Benim maymunum böyle olur ! — Hay bahtıma lânet olsun Kocasız beni doğuran anam, hiç olmazsa bu maymunun babasını tanıyaydı. Maymun. hanımdan — işaret bekliyordu. Onun Behlül ile ko- nuşmakta devam etmesi Üzerine ilerledi, elini Bağdatlı serserinin burnuna uzattı. Behlüâ kendisine eş yapılmak isteyen hayvanın bu hareketile ne demek istediğini anlamadı. Fakat — Zübeydenin “öpl ,, demesile beraber yerinden fırladı : — Elini değil ayağını da öpe- ço ——— —— —> YUYWYUV Şehzadebaşı Raşit Rıza Tiyatrosunda Bu akşam saat 21,30 da LADAM O KAMLYA Piyes 5 perde AleksandrDümufisin layemut eseri 1 rim. Çünki ona eş olarak size yaklaşıyorum. Biraz sonra Behlül, mükellef bir sofrada maymunla beraber yemek yiyordu ve bir iki hala- yık, onun hamamdan çıkmayı müteakıp giyeceği iç ve dış eb biselerini hazırlıyorlardı ! * Zübeydenin, Harunun bundan sonra yazılacak eğlenceleri çok tuhaftır ve ayni zamanda düşün- dürücüdür. Medeniyetin asrımız- daki yüksekliğine rağmen o eğ- lencelerin eşine rastlamak güç- tür. Garibeler diyarı dediği- miz ve hergün —bir — çeşit tuhaflığa sahne olduğunu gör- düğümüz Amerikada bile o eğ- lenceler temin olunmaz. z - | © HARUNÜRREŞİT © ESEEN * KSK Ve XX (Arkası var ) İmroz Sahil Sıhhiyo memur- luğunun İlgası Sıhhiye Vekâletinin tebligatı- na nazaran İmroz Sabil Sıhhiye Mubhafaza memurluğu bugün ilga edileceğinde bugünden itibaren bu limana gelecek ve oradan ha- reket edecek gemilerin — sıhhi muameleleri, muhalli liman idare- si tarafından yapılacaktır. Liman | idaresi rüsumu sıhhl ve cezayı nakti almıya salâhiyettar değildir. Bugün akşam İŞTANBUL BELEDİYESİ saat 21,30 ta < AM münasebetile illi ] l Trajedi 5 perde Yazan: Goctha | Seniha Bedri I““l" Fiatlerde tenzilât yoktur. SAATÇİ Musikili komedi 3 perde MK G L E-RiNELA T MACAR diler namına verilen si için müracaatları lüğünden: 23 / III / 1932 Bülbül sesli sarışın san'atkâr & T HK M ER He ea genç Alman komiklerden Bu parşemba akşamı ARTİST ( Danse - Hoogrolsa ) Sözlü ve şarkılı mükemmel — İstanbul Mıntakası Ma- adin Müdürlüğünden: Şile kazasınm Övezli ve Kömürlük kariyelerinde Bakır ve sair maadin aramak üzere Mehmet Hilmi 12-8-929 - tarihli ve 74-39 numaralı ruhsatna- menin hitamından evvel ne temdit müddeti ve ne ihale muamele- olmadığından İstanbul Vilâyetinin 3-3-932 tarihli ve 243-51 numaralı kararile iptal edildiği ilân olunur, İstaübul Gümrükleri ” Başn;üdür- Göte gecesi STELLA l ” , IN l Tercüme eden: l Çarşamba günü akşamından itibaren s te VEREBE İK' DANSI füminde — görüneceklerdir. *0 w 66 ve Hasan Fehmi Efen- Kontenjandan çıkan beyannamelerin takibine dair gümrüklere asılan ilânın, mağduriyetlerine mahal kalmamak üzere erbabı mesalih l tarafından okunması iÜân olunur.j| —— —. Yunanistan Bîr Mo_ı'aföfĞ yoma Doğru Gidiyor (Baş taratı 1 inci sayfada ) Bu cümleden olarak, hüküme- te vermek Üzere, bir rapor tan- zim etti. Bu raporda Oda, Yu- nan tüccar ve fabrikatörlerinin harice olan kısa vadeli borçları- nın tecilini istiyor. Bono üzerinde olan bu kısa borçların yekünu 6 milyon İngiliz Hrasını mütecaviz — imiş. a, bu gibi borçların evvelâ bu se- nenin haziranı sonuna kadar te- cilini, bu müddet zarf.nda kat'i bir rakamla tesbitini, tediye muva" zenesinin temini için senevi 12 taksite raptı bu — on iki tak- sitin bir milyon İirayı tecavüz etmemesini, tecile ve taksite tâbi olacak borçlar için senevi yüzde altı üzerinden faiz işlemesini, bu borçlar drahmi olarak tediye edi- leceğinden bu muamelâtta drah- miye sabit bir fiat tayinini, itha- lâtın tahdidini, hatta sanayie mahsus mevaddı iptidaiyeye tab- didat vaz'ını teklif ediyor. Odanın tahminatına nazaran bu tahdidattan Yunanistanım ta- sarruf edeceği miktar bir milyar yedi yüz milyon drahmi (bizim para ile 45 milyon lira) kadar olacaktır. Hükümetin bu rapor bakkında ne yapacağı henüz ma- lüm değildir. * Fort Yunanistana Mı Müracaat Etti? Gazeteler Fort kumpanyasının Yunanistanda bir şube acması için hükümete müracaat ettiğini yazıyorlar. Fort, evvelce, İstan- buldaki imalâthanesini daha tesis etmeden Yunanistana ve Roman- yaya da müracaat eylemişti. Fakat uyuşulamamıştı, yahut, gazetele- Sındırgı Ahalisi Bir Doktor Arıyor (Baş tarafı 1 inci sayfada ) bükümet veznesi de ayrıca ayda (80) küsur lira maaş vermiye hazır olduğn halde, şöyle müte- hassısça bir doktor celp ve te- min etmek mümkün olmadı. Maamafih bu sözümden bt- rada doktor olmadığı anlaşıl- masın, Hayır, bir doktorumuz vardır. İhtiyarca, mütekait bir doktor, fakat eczanemiz yoktur. Eksiğimiz şimdilik bu kadardır. Buna mukabil doktorumuzdan ve mevcut dispanserimizden ay- rıca bir şikâyetimiz vardır: Verilen ilâçlara (defni emvat) tezkerelerini sarğı makamında kullanmak. Filvaki her kendini bilen ve aklı başında her insan, ölümün er, geç haktan olduğunu bilir. Fakat hasta olan ve hastalık te- sirile sinirleri zayıflıyan bir insa- na, içinde çırpındığı — hastalığın sürükliyebileceği cn fena akibet bu tezkerelerle nasıl hatırlatılır? Bu doktorluk hâületi ruhiyesini anlıyamıyoruz. Onun içindir ki biz, ilâçları- ı&:nıpınuı Pireden hareket saati- rin yazdığına göre, hükümetin bu müracaate lâyık olduğu ehemmi- yeti atfetmediği için bu müracaat akim kalmıştı. Gerek muvafık gerek muhalif gazeteler bu de- faki fırsatın kaçırılmamasını bü- kümete tavsiye eylemektedirler. x Pirede Kazançlı Yeni Bir Vaziyet Pire, serbest liman olduktan sonra yeni bir kazanç fırsatı dar ha elde etmektedir. Semplon Doriyan seyriseferlerinin yeni plâ- nına göre Pire limanı bir beynek milel seyyah merkezi halini alar caktr. İskenderiyeden Pireye ge- len vapurların muvasalat saatleri ne uydurulacak ve bu suretle Mısır, Hindistan ve Aksayı şark- tan gelecek yolcular, Marsilya tarikile değil, Pireden trene bi- nerek seyahatlarına devam ede- bileceklerdir. Pirenin bu kombinozondan ye- ni bir kazancı daha olacağı şüp- hesizdir . * Yunanistanla Sırbistan Arasındı Eşya Mübadelesi Selânikteki Sırp Ticaret Oda- sı Yunan hükümetine müracaat ederek, kambiyo müşkülâtı dola- yısile, iki memleket arasında em- tiai tüccariye mübadelesini teklif eylemiştir. “Yunan hükümetide esas itibarile bu teklifi kabul et- miştir. İlk mübadele edilecek eş- ya, Yunanistanda 20 bin paket pamuk ipliğinin Sırbista ithali ve Sırbiztağen da- be pamak ipliğinin bedeli nispetinde Yunanistana [ buğday sevki olacaktır. * * mızın “defni emvat,, tezkerelerile mütemadiyen bize ölümü hatır- latması tazyıkından — kurtulmak istiyoruz ve diyoruz ki Ayda Muhasebe Hususiyeden (80 ) belediyeden 50. hükümet veznesinden 80 İira almayı az bulmıyan bir sahibi hayır, bir doktor buraya gelsin ve lütfen yerleşsin. » “Goete,, Hakkında Konferans Selim Sırrı Bey “Goete,, nin ölümünün — yüzüncü — yıldönümü münasebetile büyük şairin hayatı hakkında yarın akşam saat sekiz buçukta radyoda bir konferans verektir. Asro Kulüp Azalarını Davet Aero knlüp umumi kâtipliğin- den: Kulüp azayı muhteremesinin 25-3-932 cuma günü saat 15 te kulübe teşrifleri ehemmiyetle rica olununur. efendim. * Konservatuvar Talebesinin Konseri İstanbul Konservatuvarı - tale- besi bu akşam saat 9,30 da Te- pebaşı kışlık tiyatrosunda bir orkestra konseri verecektir. Konr seri muallim Seyfettin Asaf Bey idare edecek, garp üstatlarının eserlerile Sezai Asaf Beyia bir türküsü ilk defa olarak çale nacaktır.