15 Mart 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

15 Mart 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çati —a BAA e — < Bl'f Ölünün Ha!ırı De/tennduı— HAİNLERİN İÇ YÜZÜ Yüz HAİNLER, VAHDETTİNİN DE BU KAÇTIĞINI DUYUNCA ADETA SEVİNDİLER — 28— Rıza Tevfik, Kürt Zeynelâbi- dinin sözünü doğru bulmakla beraber bu bahis üzerinde daha fazla konuşmayı muvafık gör- medi. Zaten, siyasi teşebbüsle- rinde (!) husrana uğradıği için canı da sıkılıyordu. Yoldaşlarına dönerek izin diledi: — Ben kamarama çekiliyo- rum! İskenderiyede görüşürüz! Hoca Sabri ile Süleyman Şe- fik, onu takip ettiler. Konyalı Zeynelâbidin bir manda gibi Sürüsünü ardına taktı, ambara kapandı. Köprü üzerinden on- ların konuşmalarını gülüşmelerini ve bazan da kızışmalarını seyreden şiş karınlı kaptan, arkalarından bir kelime yollamıştı: — Sefiller!... Mısırda Nasıl Karşılandılar? Vapur, İskenderiye rıhtımına yanaştığı vakit, aşağıda ve yu- karıda bulunan firariler yine bir- leşmişlerdi. Gülüşüyorlardı, şaka- laşıyorlardı, istikbale ait keha- netler savuruyorlardı, İspanyada Şatolar yapıp satıyorlardı. O tarihte Mısır hükümeti, bayrağının rengini henüz yeşile çevirmemişti ve bu sebeple bizim bayrak, Mısır semalarında da dalgalanıyordu. — Fakat - firariler, limandaki motörlerde, yatlarda ve rıhtımdaki binalar üstünde nazlı nazlı titriyen o milli timsal ile alâkadar olmuyorlardı. Ayla yıldız, onların kara gönüllerinde küçük bir lem'a, küçük bir hararet uyandırmıyordu. Hepsinin gözü karada idi. Biran evvel gemiden çıkmak, yabancısı oldukları mem- leketin sokaklarına dağılmak ve orada para ve ikbal yakalamak iştiyakile çırpınıyorlardı. Lâkin kontrol işi, uzadıkça uzuyordu. Hele onların kâğıtları bir türlü muamele görüp geri gelmiyordu. Öbür yolcuların — pasaportlarını çarçabuk tetkik etmiş olan kon- trol memurları, firarilere ait lese- paselere el sürmekten iğreniyor- lar gibi tuhaf bir teenni gösteri- yorlardı. Rıza Tevfik, sinirlenmiye baş- lamıştı. Bütün yolcular çıktıkları halde kendilerinin alıkonulması herifin canını sıkmıştı. O sırada kaptan başgösterdi, güvertede kümelenen firarilerin yanına yak- laştı : — Bu güöne kadar, dedi, İs- tanbulda kalaydınız. şahane bir seyahat yapmak fırsatma kavu- şacaktınız? Rıza Tevfik, alık alık, sordu: — Neden? — Efendiniz de bu sabah sa- Vuştu. Galiba Maltaya gidiyor! Ve birdenbire sesi sertleşti: — Ben tarihçi değilim, hele Türk tarihini hiç bilmem, fakat öyle anlıyorum ki gibi mc çeti efendiniz, pek b dılmiş Türkler Rıza Tevfik, Vahdeti inin fira- Nta telsizle haber ahp şu garip siz ve sizin bırakıp - savuşan ka türlü” yara- | Hainler İskenderiye li- manındaki gemilerdedal- galanan ay yıldızlı Türk bayrağı ile alâkadar bile olmuyorlardı. tarzda kendilerine — müjdeleyen kaptana bazı şeyler sormak iste- di. Efendileri ne suretle, ne gibi mecburiyetle savuşmuştu, yanında kimler vardı, yerine kim geçmişti İstanbulda ne vardı?.. Bunları öğrenmek için sabırsızlanıyordu. Fakat kaptan, söyliyeceğini söy- lemiş ve yürüyüp gitmişti. Filo- zofun “ Siyr, Maylord, Ekselâns ,, gibi biribirini tutmıyan hitapları- ni işitmemiş gibi davranıyordu. Öbürleri, telâşa —düşmüş olan Fie:>ftan — vak'ayı — öğrenince âdeta sevindiler, dünyanın meçhul bir köşesinde yeni bir saltanat kurmak hulyasına kapılıp tebessüm- ler teatisine giriştiler. Belâhat- ten doğma bu yersiz sevinç içinde hiçbiri rıhtımda, hayli bir kala- balık teşekkül etmekte olduğunu temyiz — edemiyordu. — Halbuki o kalabalık, tedirisi olmakla beraber bariz bir çoğalışla ge- nişliyor, genişliyor ve gürültülü bir manzara hâlini alıyordu. Neden sonra Hoca Sabrinin idraki uyandı, vapurun rıhlıma merbut merdivenine kadar uza- nan kalabalığın bir mana ifad& ettiğiui sezdi ve arkndaşhrııu İSTANBULDAN gösterdi: — Rıhtımda gayritabiilik var. Acaba bizi karşılamıya mı ge- diler? Bir çoğu entarili ve bir kısmı da iyi giyimli olan — yüzlerce İskenderiye çocuğu, Mısır yavrusu, rağbet görön bir filmi seyriçin toplanmış heyecanlı bir kütle gibi rıhtımın üstünde kı- mıldamyor, omuz omuza çarparak dalgalanıyor ve ağır ağır homur- danıyordu. İçlerinden bir takımı, vapura çıkmak istiyorlardı, fakat | merdiven başında duran polisle- rin mümanaatına uğruyorlardı. Riza Tevfik, o canlı mevceleri, © heyecanlı hamleleri görür gör- mez bağırdı: — Yaşasın Mısırlılar! Bizi el üstünde götürecekler. Bu hücu- mün başka mefhumu yoktur! ( Arkası var ) İrlanda Piyangosu Düblen 14 — Büyük İrlanda piyangosu çekilmiye başlamıştır. Bu piyangonun — biletleri bütün dünyada satılmıştır. — Yeni bir takım — milyonerlerin — meydana çıkmasi — bekleniyor. Bulgaristanda Moratsryom Sofya, 14 — Bulgar kükümeti barici bilüâmum istikrazlara ait faizlerin tediyesini 15 marttan itibaren tehir etmiştir. İnsandan Daha Hassas Bir Makine Yapılmış Bu Makine, Bir Mücrimin Kanının Res- mini Alıyor Ve Huvıyetım Gösteriyor! İasanların hergün bir parça daha inceleşen zekâsı önünde mücrimleri kolayca meydana çı- karmak mürakün olmuyor. Meselâ Amerika gibi medeniyette pek ileri gitmiş bir memlekette bile meşhur — tayyareci — Lindbergin oğlunu — dağa kaldırıyorlar - da mücrimleri bulmak kolay olmıyor. Hele bugünkü fen vesaiti ile cürüm işliyenleri meydana çıkar- mak, ortada sarih bir iz ve emare yokken kabahatlıyı seçip : — Sensin! demek adeta mu- hal gibi bir şey. Sonra ayrıca bir mücrimin yerine bir suçsuz ve masvm insanı hapsc atmak korku ve mesuliyeti de insanları düşündürüyor. İşte bu mahzurların bir çare önüne geçrmek — için bulan- muştur. Bu çare, gayet büyük bir mikroskoptur. Bu mikroskopun altına konulan bir damla kan, © kanın mahiyetini, ait olduğu adam n irsi hüviyet ve mahiyetini meydanı çıkarıyor. Bu âlet, he- birkaç memleket nüz — mahdut Yeni keşfolunan makinenin şekli budur adliye ve zabıtasında tatbik edil- mekte ve henüz tecrübe hudu- dunu aşmamış — bulunmaktadır. Eğer alınacık neticeler hakikatle tevafuk ederse az zamanda bütün dünyada —tamim etmesi çok mümkündür. ElliliklerNasıl Gittiler, NeYaptılar, 'Bu Akşam Vlîad;(îlra Dinliyeceksiniz 15 Mart 932 Salı Istanbul-— (1200 metre, $ kilavati 18 gramofon, 19,$ Hahz Burhan B heyeli tarafındâan alaturka konser, 20,5 gramofom- İle opera parçaları, 21 ikinci kısım alaturka saz, 22 kestra. Hellsberg — (276 metre, 75 kile- Vat) 19,45 akşam kanseri, 21,15 ko- medi, 22,15 gün, spor ve siyaset âle- mi. Brüno — ( 341 metre 36 kilovat ) | 19,40 eski bestekârların eserleri, 20,40 | Pragdan nakil. yüzlerce | | | | Mühlaker — (360 metre, 75 kilavat) 20 Berlinden naklen konser, 21 rad- yo için yazılmış bir küçük 21,45 keman koönseri. Bükreş — ( 394 metre 16 kilovat ) | 20 orkestra, şarkı, Belgrat — ( 429 metre 2,5 kilovat Dikkat: 20,30 konferanı, 20,45 öre | hikâye, | Dercetmekte olduğumuz programların Neler ! 19,5$ radyo musahabesi, 22,50 Mos- kova otelinden naklen akşam konseri. ' Roma — (441 metre, 75 kilovat) 20,05 gramofon, 20,45 Napoliden naklen hafif konser, 22 Butteriiy, — ” Prag — (488 metre, 120 Li'ovat) 19,40 Brünodan nakil, 20,45 Die Knos- pe öperası. » Viyana— (517 metre, 20 kilovat) 19,4Smuhtelif llsanlarda gramofon ile şarkı, 2210 gün haberleri, 22,25 ak- şam konseri, Peşte — (550 metre, 19,30 operadan naklen operası, Varşova— (MIL metre, 158 kilo- | vat) 19,38 gramofon, 19,45 radyo gazetesi, 20,15 Macar şarkıları, 22,50 | dans. | 23 kilovat) Janos Vitez Berlin — (1635 metre, 75 kilovat) 20 siyasiyat baberleri, 20,30 senfoni, 22,20 Hamburgtan nakil, Avrupaya —ait olan kısmı yasati Avrupa saatine göre tanzlıı edilmişt'r. İstanbul santine tatbikı için Avrupada saat (12) olduğu zaman İstanbulda (1) e geldiği farzedilmelidi. Bir Kadını Evinde Ustura İle Bogazladılar Baş tarafı 1 inci sayfada ) ç gündenberi Elifin meyda- na çıkmadığını gören komşular şüphelenerek kapısını çalmış ve biçbir ses alamamışlardır. Tahta aralıklarından baktık- ları zaman kapının arkasına iki büyük kütük dayanmış olduğunu, Elifin bir köşede uyur gibi dur- duğunu, fakat ses vermediğini hayretle — görmüşlerdir. Bunun üzerine komşular zabıtaya müra- caat etmiş, zabıtanın müdahele- sile kapı açtırılmıştır. İçeri giril- diği zaman |Elifin âdeti veçhile yemenisini — boğazının — altından sararak yatmakta olduğu görül- müştür. Kadın şöyle düzeltilmek ve kaldırılmak istenmiş, bu sırada boğazının altından keskin bir ustura düşmüştür. Kadınm bo- Amca Bey Albümü * Akşam ,, refikimizin ma- ruf karikatüristi Cemal Nadir Bey, bemen kendisi kadar ma- olan sevimli tipi Amca Beyin serili resimlerinder en güzellerini bir albümde top- lamıştır. Renkli ve zarif bir kapak içinde, pek temiz ba- sılan bu albümü karilerimize tavsiye ederiz. Fiati elli ku- ruştur. ruf Potoğraf Takhlili Kuponu Tabiatiaisi öğrenmek bet'yorsrrı fotoğrafının 5 adel kapoa ile bir: likte gönderiaiz Fotoğrafınır sraya tabidir. ve iade edil nez. lslmn, mesler veya san'a: / Hangi suallerin cevabi ? Fotoğrai n yar mrakabilinde göndir. eb'ir. ğazı ve göğsü kan İçinde idi. Zabıta, bunun üzerine evde ta- harriyat yapmış, girip çıkıldığına dair etrafta hiçbir iz bulama- mıştır. Esasen kapmın arkasında da-iki büyük küötük dayalı ol- duğuna göre, oradan da girip çıkma imkânı yoktu. Vaziyet bu merkezde iken ban şayialar ve hapishanede bulunan Yusufun iddiası üzerine beş kişi tevkif edilmiş, fakat bunlardan Hçü serbest bırakılmıştır. Mevkuf totulanlar Hasan ve Ahmet is- minde iki kişidir. ve Yusufun akrabasındandırlar. Cinayetin, ya Yusufa olan düşmanlıktan, ya- hut ta kendisi veya kızına karşı beslenen kin neticesinde işlendi- ği Zannediliyor. İHs/ Kaçakcı Bir Kadın Gedikpaşada oturan Fatma Hanım kaçak tütün satarken ukalamııışhr ea e İstanbul Dördüncü İcra Dai- resinden: Trabzonda Kireçhane kariyesinde 23 numaralı müf- rez tarla ve Souksu kariye- sinde Karlık mevkiünde bir bap hane ve Ayavasil mahal- lesinde mağaza ve Kaya ma- hallesinde sıra mağazalar so- kağında bir bap dükkâm Em- lâk ve Eytam Bankasından borç aldıkları 22060 lira mu- kabil” de — birinci — derecede ipotek irae eyleyen Hacı Ali Hafız zade mahdumlarından İbrahim Bey namına — tastir kılınan ödeme emri üzerine mumaileyhin ikametgâhında bu- hanmadığı gibi hali hazır ika- metgâhı da meçhul bulunmuş olduğundan mebni ilânen teb- ligat ifası karargir olmuş bu- landuğuna tarili ilândan baren yirmi gün zarfında 931 - 1010 daireye müracaatla an eylemesi aksi take ieraiyeye te- ödeme cemri ün olmak üzcre nur, C iti- bir ilirazı var is nu- mara derme dirde muamelât vess ile vana ne> tebliğ el

Bu sayıdan diğer sayfalar: