&ö SON POSTA * HARUNÜRREŞİT' Ha * - ——— Yazan: 4 »4 BEi Tarihin Esfarengiz Sayfaları Titix kadın, haşmetli salonlar- dan birinde sedire uzanıp bu büyük boşluğu tahayyül ederken gözü mayınuna ilişti ve ihtiyarsız gü- lümsedi, Sırmalı elbisesinin, ipekli başlığının içinde bu irize yapılı hayvan, ve kadar da insana ben- ziyordu. Bakışları, birçok siyah kölelerin boş nazarlarından daha “manalı idi. Dudaklarında yaşıyan Ysöküt, anlıyanlar "için düşündü- frücü bir şeydi. Şüphe yok ki Kbu hayvan, her şeyi görüyor, Üşidiyor — ve anlıyordu. Yalnız arapça konuşamıyordu ve bu sebeple duyğularını zeki bakış- İlarile, İki satır beyaz yazıya 'benziyen dişlerile ifadeye çalışı- yordu. Zübeyde, memnun ve bayran, bayvancağını — süzdüklen — sonra Burıldandı! G yoksa var, Ben de bununla onu unuturum. Ve hayvanı yanına çağırarak Eığım gösterdi, içaretle öpme- -I’_I-ll_- ğgleniri: ini #söyledi.. Çapkın Mmaymun men eğildi, güzel melikenin tombul — ayaklarına dudaklarını yapıştırdı. Zübeyde — bir çocuk * gibi el çırparak haykırdı: — Aferin Reşit, aferin Reşit! Şimdi tatlı bir merak ile ve derin bir ihtimam İle hayvana dert veriyordu; el ve etek Öp- türmeyi, köşeye çekilip oturmayı, adam çağırma İşareti vermeyi talim odiyordu. Uzun bir zaman bu maraz! oyunla uğraştı, sonra şakirdinin yamrı, yumru çehre- sini okşadı ve onu yanına alarak diğer salona geçti, bütüm hala- yıkların huzura gelmesi emrini verdi. Beş yüz halayık, boylarına “ göre beş sıraya dirildikleri vakit Zübeyde şu tebliğde bulundu: — Birer birer geliniz, nedi- mimin elini öpünüz! Toy kızlar, çok çirkim, fakat çok şık bir erkeği andıran hay- vana bir İâhzada ısınmışlardı. Hanımlarının emri Üzerine Adeta sevindiler, dudaklarında hoşnut bir tebessüm parlatarak ilerledi- ler, maymun beyin tuhaf bir çalımla uzattığı elini muattar buselerila ıslattılar, Hayvan, beş yüz busenin damarlarına yaydığı meş'e ile âdeta — sarhoşlamıştı. Gözlerini süzerek sallanıyordu. Bu iş bittikten sonra Zübeyde ikinci bir emir verdi: — Benihaşim müstesna, evime Halayıklar, — rükua melikenin gül renkli dudakların- dan çıkan bu acayip kanunu tebcil ederlerken o, beş yüz kişi- lik kütleyi gözden geçirdi ve iç- lerinden yirmi beş tanesini ayı- rarak salonun bir köşesine kü- meletti : — Siz, dedi, benim makdı- datımsınız, fidan boylularımsınız. Tıpkı şu nedimim gibi giyine- ceksiniz. (1) Müteakıben Gbürlerine döndü: — Sesl gürzel olanlar şu ta- rafa, saz bilenler bu tarafa, raks öğrenenler de arkaya ayrılsın| Yirmi beşer kişilik * gruplar, sıraların içinden ayrılarak işaret olunan — yerlerde kümelendiler. Geriye kalanlar güzel yüzlü hü- nersizlerdi. Zübeyde onları gözden geçirerek vazifelerini tesbit etti: — Siz eğlence gecelerimde ellişer ellişer nöbetle odama ge- leceksiniz. Yerine göre vazife alacaksınız. Ve balayıkların on zeki ve tecrübeli kadından ibaret olan kahyalarını huzura çağırarak ta- limat verdi: — Hanendelerin, sarendelerin ve rakkaselerin isimlerini bir def- tere geçireceksiniz. Ffidan boylu- ların da ayrıca cedvelini yapacak- snız. Hünersiz kızlar orta işine bakacaklardır. Şimdi gidiniz. ve ilk iş olmak üzere fidan boylu- larımı vezir oğulları gibi giyin- dirip — kuşandırınız, — kendilerini yarın okıyafette görmek İsterim. Halayıklar ayrılırlarken kühya- ları geri çağırdı: — Az kaldı unutuyordum, de- di, Nedimime de otuz kişilik bir maiyet bölüğü teşkil edilecektir. Yarısı kız, yarısı erkek. Kızları halayıkların içinden, erkekleri de kölelerin arasından seçiniz. Darllkarar sarayın da bu işler görülürken vezir Yabya da Ha- runürreşidin. buzuruna çıkmıştı; halifeye çu sözleri söyliyordur — Fermanımız infaz olundu, Seyyidetüna yenl saraylarına git- tittiler, Hürmetlerini ve şükran- larmı buzurunuza arzediyorlar. Ve mahut anahtarı çıkarıp vzattı: — Bunu da, husus! dairele- rinde bıraktıkları bir yadigârı bizzat almıya tenezzül buyur- manız ricasile takdim ettiler. Harun, biraz şaşaladı: — Ne gibi yadigür bırakmış olabilir, anlamadım. — Küçük bir zahmet, bu meçhullin efendimize malüm ok masını temin eder sanırım, — Evet, gidelim, şu gizli bergüzarı görelim. Harun ile Yahya, harem da- iresine geçtiler, sarı odaya doğ- ru yörüdüler. Cenç halife, kötü kötü düşünüyordu. Karısının ne hırçın, ne titiz ve ne pervasız olduğunu biliyordu. Bu sebeple bıraktığı yadigârim münasebetsiz birşey — olmasından — ürküyordu. Zübeyde, ağır bir mektup yar- mış, yahut ağza alınmaz küfür- lerle dolu bir hicviye bırakmış olabilirdi. Harun, mül etmek lâzım geliyordu. deler gibi Mart 12 , n Bütün görenler (udınd.ın şayanı hayret bir film olduğu beyan ıdıleı SEVGIDEN SONRA | BU LEONCE PERRET'sin vücude ( Apres |'amour ) AKŞAMDAN İTİBAREN GLOR YA'da tekrar iraesine başlanacaktır getirdiği ba muazzzam eseri ve #| muktedir. mümessillesi: GABY MORLAY ve VIKTOR FRANCEN'i benüix görmemiş olanlar için müstesma bir fırsattır. Püveten: Fox haliharır dünya havadislerl Çinin son hadiseleri ve şarkılı Arzuyu umuml! Üüzerine Bogün akşam — İçTENgOL BELEDİYESİ Bugün son gündür. ALEMDAR sinemasında Senenin ikinci Türkçe sözlü. sesli KAÇAKÇILAR Bugün son olarak gösteriliyon Fırsattan istifade ediniz. Yarından itibaren 27 No.lu CASUS Mümesailesi : MARLENE DIETRICH sermmcumun Şehzadebaşı HİLÂL ve MİLLİ sinemaları Dün gündüz ve gece İstanbulun her tarafından koşuşan binlerce halk tarafından hıncahınç dok | muştu. Şimdiye kadar hiç sinemaya gelmiyenler bile ÇANAKKALE Sesli sözlü kakikf Türk harp flimini seyre gelmişlerdi. Hiçbir Hlim şimdiye kadar bu derece mahşeri kalabalık görmemilşti. Fillm harice gşideceğinden be filmi olan sast 2'»'” ta vene bir daha İstanbulda ve Bey- ğ YALOVA oğlunda gösterilmiyecektir. bu ihtimalleri düşü- TÜRKÜSÜ ““ ü“ Bugün ve yarın son nünce Yahyayı yanına aldığına j Kalfada edlleli. nedamet getirdi. Fakat onu ge- Musikili komedi aa ri çeviremezdi. Vücut bulan emri Bestekârı: ı Raşit vu vakilnm bütün neticelerine taham- Hasan _F'. Iİ Bugün akşam saat 21.30 da COR (l OTELLO Sarı odanım eşiği önünde sen- G.ı'llılh # pede 3 table oldu. Bu sendeleyiş, gecesl Şekapiria — şaheserl Yakındat KAFATASI Zabitana, muallimlere ve talebeyt © odada geçen sevdalı geceleri batırlamaktan ileri gelmiyordu. Gecekli yorgunluk, geçmiş aşkla- rı tahattur etmesine tabiatile mâni idi. Ancak odanın içinde hatır ve hayale gelmiyecek birşey görmekten ve vezirin önünde mahcup kalmaktan çekiniyordu. (Arkam var ) Di “Zübeyde, sariyelerin sllsüine pek xiyade ehemmiyet verirdi. Bir takım haler yılara sarık sardırarak, zülüfler yaptırarak kahan ve hırka - giydirerek, bellerine hu şaklar bağlatarak erkek kıyafetine sokmuş t Bu dişi erkek içi kadın - dilbarlere * Makdudat * fidan boylular , deniliyordu! , Egani C: 18, 145 — birincl S0, duhuliye 30 kurut Eskişehir Vilâyetinden Eskişehir - Sögüt şosasının mebdeinden 1--600 inci kilomet- rosuna kadar olan kısımda beş yüz metroluk harap kısmın tamiratı esasiyesi 3189,75 lira bedeli keşifle 28-2-932 Tarihinden 20-3-933 Pazar günü saat on beşe kadar açık münakasaya konmuştur. Taliplerin bedeli keşfin * 7,5 gu nisbetinde teminatı muvak- kate akçası veya banka mektubu vermeleri ve İnşaatın devami müddetince ehliyeti Nafıa Baş Mühendisliğince musaddak bir Fes Memuru veya çavuş İstihdam edeceklerine dair fen memuru veya çvuşe taahhütnamesinin yevmi ihalede ibramı Jâzımdır fazla ma- Bümat almak istiyenlerin. Nafır Baş Mühendisliğine müracaat etmeleri lürumu ilân olunur. Hucum Edıldı yararak Pariste Lafayyet sokağında bir î sigara var farzile açmamış, bittabi parayı da alamamış, Zabıtanın tahkikatı henüz bitmemiştir. Pariste Bir Bankaya Güpegündüz |BirRüya Yüzünden Bir Adam Çılgına Döndü (Baş tarah 1 inci sayfada ) O gece Ahmet Efendi sababa kadar uyumadı ve... Memnuniyetle kaydedeyim ki ölmedi. Zavallı adam ölümü atlattığına sevinmekle beraber, maruz kaldığı manevl sademenin tesiri altındadır. Henüt korkudan titremekte yalnız başınt bir yere gidememektedir, Bilhasst salı günleri büyük bir korkuy$ kapılmakta, feryat etmektedir. Yunus Nadi Düğün Merasimi Divanı muhasebat esbak reisi esbak defterhane muhasebecisi merhum Hüsnü Bey zade tüccar dan Nurettin Hüsnü Beyin düğüs llmnıln korktular, iki haydutun rovelverinin teb- didi altında bir köşede toplandılar. Üçüncü hay- * dut ise kapıları açık kalan kasaları dolaştı. Eline geçen 130 bin frankı cebine indirdi, sonra hep birlikte savuştular. Resimlerimizde taarruza uğrıyan binayı ve taar- ruzu müteakıp tahkikata başlıyan polis memurlarını görüyorsunuz. Hadisenin garip bir noktası da vardırı Bir Baba Katilinin cezası — Bükreş civarında Lüpü isminde bir genç şiddetli bir münakaşa esnasında babasi- nın Üstüne hücum etmiş biçareyi odanın tavanında bulunan büyük bir çiviye asmıştır. Cinayet meydana çıkınca köy ahalisi caniyi yakalamışlar, ve “linç,, usulile Lüpüyü öldürdük- ten sonra babasının yanı başına asınışlardır. Müddelumum! bhâdiseye — vazıyet etmiş. merasimi evvelki fakşam Beyoğ" lunda Eden salonlarında güzide zevat huzurunda icra edilmiştir. BAA S A İ BAYGINLIĞA.ÇARPINTIYA NEVROLCEMAL EMSALSIZ BİR SİNİR İLACIDIR