«-**v PUU e iö.?Ğ__ TSTICT ŞAK0İ T VP Şimilf / GANDİ KİM DİR | Son Seyahatlerimde Siyasi Polis Memurları Peşimi Bırakmıyorlardı — B6 — *“Bombay,, dan sonra “Karaşi,, ile Kalkütayı ve daha birçok gebirleri ziyaret ettim. Her yerde muhteşem içtimalar yapıkı. He- yecanla dolu nutuklar söylendi we evvelce verilen karar iltifakla tasdik edildi. Doğrusunu söyle- mek Jâzım gelirse, bu suretle elde edilen netice benim tahminimin de fevkına çıkmıştı. O tarihte b:n yalnız seyahat ediyordum ve bu itibarla hususi birçok tecrübeler yapmıya imkân buluyordum. Maamafih büsbütün yalnız da değildim. Siyasi zabıta- mın aivil memurları arkama takıl- mışlardı. Beni bir gölge gibi takip ediyorlardı. Fakat kendile- Finden saklanacak biç bir şeyim olmadığı için taarruza geçtikleri yoktu. Maamafih bir gün beni İyice taciz ettiler. Bindiğim tren bir istasiyonda durdu mu der- bal vagonumun kapısını açıyorlar, biletimi soruyorlar, evirip, çevirip aumarasını alıyorlardı. Sordukları suallerin bepsine de tabiatile ce- vap veriyordum. Ayni wagonda seyahat eden yolcular beni bir devriş zannetmişlerdi. Her istasiyonda taciz edildi- ğimi görünce beni polis memur- larına karşı müdafanya başladılar: — Bu biçare devrişi neden rabatsız ediyorsunuz ? — dediler. Sonra bana dönerek : — Göstermeyiniz biletinizi bu budalalara, ibtarında bulundular, Fakat ben mülâyemetle mukabele ettim : — Zarar yok. Vazifelerini Fakat yolcular sükün bulmuş değillerdi. Gittikçe daha fazla sinirleniyorlardı. * Polis memurları yine kabili ta- hammüldü, Hakiki azap Üüçüncü mevkide yaptığım bir seyahatte başladı. *Lahor, dan geçmek çartile Kalkütadan Karaşiye gidiyordum. 'Tren * Lahor ,, a geldiği saman aktarma yapmak icap etti. Fakat mukabil trende yer bulmak ta- mamen imkân haricinde idi. Mut- laka bir yere sıkışmak isteyenler yagonlara pencerelerinden giri- yorlar ve yumruk kullanıyorlardı, Kavga, döğüş kıyametti. Ben içtima için tesbit edilen muayyen günde Kalkütade bu- dunmak mecburiyetinde idim ve bu mukabil trene binemediğim takdirde içtimaa yetişemiyecek- fim. Fakat artık yer bulmak tümidinden de feragat etmiş gibiy- dim, Vagonların hepsi de tıklım tıklım dolu, kapıları da kilitliydi. Bu sırada yanı başımda bir hamal peyda oldu: —Bana on iki “anna,, veriniz, size bir yer bulayım. Dedi. — Pek alâ, cevabını verdim. Yeri bulunuz, parayı alırsınız. Delikanlı vagondan vagona dolaşarak — yalvarmıya — başladı; Aldıran olmadı. Fakat tam trenin kalkacağı — sırada bir. vagonun yolcuları : — Yer yok, fakat ayakta .- eee BÜ durmiya razi olursa sıkışsın, diye bağırdılar. Hamal dönerek bana baldtı: — Ne dersiniz ? — Razıyım! Bunun üzerine beni pencere- den bir yük paketi gibi içeri attılar ve hamal da bu suretle ©on iki annayı kazanmış oldu. (Mabadi yarm) adir Gecesi İhtifali İçin Hazırlık Yapılıyor Camiye Yerleştirilen Radyo Mürsile- sinden Dün Güzel Neticeler Alındı Kadir gecesi Ayasofya cami- inde (25) hafızımızın iştirakile yapılacak — ihtifalin memleketin her tarafından — dinlenebilmesi için camiye konulan radyonun ilk tecrübesi dün yapılmış ve iyi neticeler vermiştir. Radyo camiin müezzinler mahfeline yerleştiril- miştir, Tecrübeden sonrâ radyo mer- selesi. dün — mihrap — önünde vazeden — Maraşlı. Hoca Ta- hir Efendinin önüne indirilmiş ve birayet okuyarak — tefsir eden hoca Efendinin ilk va'zı her ta- raftan radyo ile — dinlenmiştir. Postahaneden — tadyoyu — takip eden memurlar va'zı müteakıp camiye otomobille gelmişler ve Âyi netice alımdığı için radyoyu müezzin mabfelinde tesbit etmiş- lerdir. Kadir gecesi için de ca- mide hazırlıklar yapılmıştır. Pa- paz odaları denilen kısımlara da seccade ve hasırlar serilmiştir. Kadir gecesi dini ihtifal es- nasında Türkçe olarak — okuna- cak ( Tekbir )in — tercümesini buraya dercediyoruz: Tanrı uludur Tanrı uludur Tanrıdan başka Tanrı yoktur Tanrı uludur Tanrı uludur Hamt ona mahsustur Yusuf Suresi Exanı ilk olarak Türkçe oku- yan Hafız Rifat Bey ayni gün ( Yusuf ) suresini de — tilâvet et- mişti. Bu surenin Türkçe tercü- mesinin — müteakıp — kısımlarını bügün neşrediyoruz; 50 — Padişah tahiri öğrenmekle *onu bana gelirin, dedi. Eiçi Yusu- fa gelince Yusuf ona beraetini (x- har için “efeadine dön, ne oldu da kadınlar ellerini kestiler? Diye ken. disinden sor. Rabbim onların deşise- karini babkile bilir, dedi. 61 — Padişah kadınları top- ladı, onlara “Yusuftan — murat almak istediğiniz zaman ne halde idiniz?,, Diye sordu. Onlar “haşal Biz ondan bir kötülük görmedik,, dediler, Vezirin karısı “işte şim- di hak büsbütün belli oldu. Evet ben ondan murat almak istedim, © İise sözünde sadıktır,, dedi, 52, 53 — Yusuf dedi ki “maksa- dım vezirin, kendi gaybubetinde ona biyanet etmediğimi, Allahın, hainle- rin “desiselerine, —yol - vermediğici bilmesidir., , * Ben nefzimi temize çılkarmıyorum; çünki Rabbim gafur. dur, rtâhimdir, ' 54 — Padişah “onu bana ge- tirin, onu kendim için ayıracağım,, dedi. Vakta ki onunla konuştu, ! meğer ki etrafımız “bugün sen mezdimizde mevki sahibisin, emniyet sahibisin,, dedi, SS — Yuzuf “beni arzı Misrin bazineleri üzerine tayin et. Zira ben bazineyi muhafaza eder, tasarrufu da bilirim,, dedi. 56 — Bunun gibi Yosulfa Misir toprağında mevki ve geref verdik; ©, dilediği yerde karar kılardı. İşte biz dilediğimize rahmetimizi iriştiri. riz. İyi işliyenlerin mükâfatını da Tayi etmeyiz. 57 rağ İman edip sakınmış olanlar için ahret mükâfatı daha hayırlıdır. 58 — Yusufun kardeşleri gelip nezdine girdiler. Onlar Yuzufu tam- madıkları halde Yusuf onları tanıdı. 59, 60 — Vakta ki Yusuf onların rlklırlnl hazırladı lara d. ."lu': Baba bir ':,:; h!dl_ın bana geti: b etirin, görüyor- %naldn.?:dg:m Sıyım. Şayet onu bana getirmez- seniz artık benden zahire bekl meyin; bana da yı.u"u,m_ 61 — 'On_ı babasından ati epeŞ z — Yusuf “köleleri, hire bedellerini yükleriniz ” İçila koyun, ailelerine dönünce olabi- lir ki onun iade olunduğunu an- larlar da tekrar gelebilirler,, dedi. 63 — Vakta ki larına N düler. “Babal N&mı ü..:.._ nedildi. Bizira ile kardeşimizi e der ki zahire alalım, Biz onu !.î larız, dediler. 64 — Yakup “ daha evvel kardeşi için nasıl emin oldum ise bunun bakkında da size öyle enin olabilir miyim? Fakat Allah sılayanların — bayırlısıdır. — Esirgi- yenlerin de en ziyade esirgiyeni- dir,, dedi. 65 — Vakta ki yüklerini açtılar, zahire sermayelerini kendilerine iade iş buldular, “Babal daha ne lsteriz! işte sermayemiz bize lade olundu. Biz onunla allemize erzak getiririz, kardeşimizi de saklarız. Kardeşimiz için bir deve yükü zahi- re atlırırır. bu getirdiğiniz zahire azdir,, dediler. 66 — “Yakup bana salimen Ettlireceğinize dair - Allaha karşı ahtö peymanda bulunmazsamız onu sizinle beraber gönderemem, kuşatılıp çaresiz kalasınız, dedi. Vakta l:ıvpedc— lerine ahtâ peymanda bulundu- lar. Yakup “Allah bu- dedikleri- mize şahit olsun,, dedi, Bünya- mini onlar ile beraber gönderdi. 67 — Yakup dedi ki Oğullarım! Mısıra hepiniz bir kapldan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin, bununla beraber Allahın takdirinden hiçbir şeyi defedemem., Hüküm ancak Alla- hındır. Ben ona mütevekkil - oldam; mütevekkil olanlar da ancak ona M 5 Z. . ST U SŞO . 2 Şubat 932 Salı İstanbul— (1200 metre, 5 kilovat) 18 gramofon 19,5 alaturka sar, 20,5 Ajans baberleri, monoluğ, 21 ala- turka saz, 22 orkestra. Hellsberg — (276 metre, 75 kilo- vat ) 19,5 Dançikten naklen konser, Z) Künigeberk musiki salonundan | naklen senfani. Mühlaker — (360 metre, 75 kilovat) 20,05 Stüdgard mesiki #aalonundan maklen konser, 21,30 senfoni. Bükreş — (394 metre 16 kilavat ) 20 radyo orkestrası, 20,5 şarkı kon- Beri, 20,05 dana havaları. ' Dikkat: Dercetmekte olduğumuz programların Avrupaya alt «lan kıemı vasati Avrupa vantine göre tandim edilmiştir. İstanbul santine tatbikı için Avrupada saat (12) olduğu zaman İstanbulda (1) « geldiği farxedilmelidir. Bir Pehlivan u Akşam Radyoda Dinliyeceksiniz Neler Belgrat—(429 metre 25 kilovat) 20 İslay şarkası, 2250 akşam konserl. Roma —« ( dâl metre 75 kilowat ) 21 hafif musilü. Rrag — (€88 metre, 120 kilovat ) 21 Solirt arkestrası. Viyana — (S7? metre, 20 kilomat) 19,35 dans havaları, Peşte — ( 550 metre, 23 kilowat ) 20 Die Rose Havai opereli, Warşova— (Wl1 metrea, 153 kello. vat) 20,15 akşam konseri, 22,10 piyano konseri. Berlin — (1635 metre, 75 kilovat) 20 Selma Zagerlaf çocukluk hatıra- larmı okuyor, 20,80 Bavyera kome dizi, 21,35 Münihten naklen konser. Para İle Ev- lenme Teklifini Reddetti ( Baş tarafı 1 inci sayfada ) bkanım kız (600) Bra geliri oldu- ğunu ve kendisile evlenmek iste- diğini bildirmiştir. Bundan başka bu pehlivana diğer bir Alman madamı daha evlenmek - teklif etmiş ve (2000) lira vadeylemiştir. mütevekkil olsunlar. 68 — Vakta ki onlar babas |. larının emirleri veçhile ayrı ayrı kapıdan girdiler. Bu hal Allahın kazasından biçbir şeyi defede- medi, yalmız Yakup nefsindeki meydana çıkarmış — oldu. g".xıyokki Yakuap kendisine tğimize göre ilim sahibidi. F_ıkıtpekçolınıı Yakup gibi . 69 — Vakta ki onlar — Yusufun nezdine girince Yusuf kardeşini mına Aİ'd: *“ben mıoıiı :drdqhu ĞĞT RRE 70 — Yusuf onların yüklerini hazırlayınca kardeşinin yüküne bir maşraba kodurdu. Şehirden çıkınca arkalarından münadi ni- da etti Ey kafile! Durun, siz hırsızsınız. 71 — Yakup oğulları onlara dö- nerek “nae kaybettiniz?,, dediler. 72 — Onlar “padişahın maş- rabasını kaybettik. Her kim onu getirirse ona bir deve yükü za- hire müjdesi vardır, — dediler. Münadi ben de ona kefilim dedi. 73 — Yakup oğulları “Allahallah,, bilirsiniz ki biz Mısıt toprağına te- sat çıkarmak İçin gelmedik, hırarz da deği'lz,, dediler. 74 — Onlar “yalan söylüyor- sanız çalanın cezası nedir ?,, de- diler. 75.— Yakup oğulları “ bunun cerası îüklıdo çalınan şey bulunan kımsenin kulluğudur. İşte bu kimse onun cerasıdır. Biz xalim olanlara böyle ceza veririz,, dediler. 76 — Yuzulf kardeşinin kabından evvel onların kaplarından başladı, Sonra maşrapayı kardeşinin kabından çıkardı. “Biz Yusufa böyle bir ted biri Gğrettik. Yoksa padişahın dib ve şerlatte kardeşi tutmak yok İdi, Bu, ancak Allahın dilemesile oldu. Biz dilediğimizin derecelerini yük- seltiriz, ber ilim sahtbinin üstünde hakkile bilen kimse vardır... 77 — Onlar, o bırsızlık etmiş ise ondan evvel kardeşi de hır- sızlık etmişti. Yusuf cevabı kal- binde gizledi, onlara irhar etme- di. Kendi kendine siz enlardan daha fena bir mevkidesiniz. Allah beyan ettiklerinizin. doğrusunu retmeden başka Salih pehlivan, bu tekliflerin iki- sine de cevap vermemiştir. Se- bebi basittir: Bu genç Olimpi- yatlara gidecektir ve şimdi, sırf bunun için bhazırlanmaktadır. — Bravo Salih pehlivana, 78 — Onlâr “Veziri Onun Ihtiyar, büyük bir babası vardır.Onun yerine birimizi el, seni lütuf ve ihsan eden- lerden görüyoruz ,, dediler. 79 — Yusuf “ Allaha Tim, biz eşyamızı kimde bulmuş isek ancak onu tutarız. Öylke W isek zalimlerden oluruz,, 80, Si, 82 — Vakta ki Yusuftar ümidi kestiler, gizli görüşmek İçi bir yere çekildiler, Büyükleri dedi kd: Bilmen misiniz ki babanız sizler den Allaba kargşı bir ahdü peyman aldı. Daha evvel Yusuf hakkında da taksirde bulunmuş idiniz, artık ben buradan aala ayrılımam, meğer ki babanı bana izin were veya Allah bana hükmede. O, hâkimlerin hayır hadır. Babanıza dönün, deyin ki “Baba! oğlun hbırsızlık etmiştir, bis ancak bildiğimize şahit olduk, gaybe vükıf değildik, bulundoğumuz kazaba abalisinden, beraber geldiğimiz ka- fileden s0r, (biz #özümüzde sadıkız. 83 — Babalarına avdet edince Yakup “ Hayır, nefsiniz size bu i kol tır. Tel sab- B l.y“'ımm’elîıııdıııı'.=.gıeliı"l Olabilir ki Allah bana hepsini kavuşturacaktır. Çünki o, hakkile Gimdir, takimdir ; dedi. 84 — Onların yanından bir tarala “ Vah Yusuf! Vah Yusuf! , =JÖMM yuttuğu halde hüzün Ve ağlamadan gözlerine ak geldi. | Surenin mütebaki kısmımı yarın neşrederek tamamlıyacağız.| Fotoğraf Tahlili Kıporı;ı Tablatisiri Üğrenmek let'yorsanız Yotoğrahısım S edet kupoa İle bi Tikte gönderisiz Fotojrahas mraya