İtnin olursa anlatayım. Görecek- sin ki biz haklıyız. — Zaten sizi onun için getirt- tim. Bu kıssayı eksiksiz, gediksiz dinlemek isterim. Sipahi Ahmet, sadece ve İfa- kat müessir telâkatile bildiğimiz hikâyeyi anlattı. Çöplük Turpu Mahmutla avcı Burhanın kendi- lerine nasıl bir iftira ettiklerini, bostancı başının ve Kadı Efem dinin bu iftiraya nasılalet olduk- larını, ölüme mahkümiyetlerini, Zindandan kaçışlarım tafsilâtile söyledikten sonra saraya girişle- rini, o ayıları yakalayışlarını, bostancı Obaşiyı (o sıkıştırışlarını ve nihayet İbni Kemal medrese- sindeki eğlenceyi canlı bir şekil- de tasvir etti. Yaptıkları işin Padişaha aksetmesinden dolayı heyecanlandığı için Dervişin çe- virdikleri rolleride birer birer söylemişti Bir aralık Hünkâr, sordu: — Bu dervişin adı ne? — Bilmiyorum, — Ne acep bilmezsin. Bir- likte içersiniz, birlikte gezersi- niz de adını sorup öğrenmez mi- siniz? — Büyük adamdı, Allahın kuvvetli kulu idi, adını sormak ayip olurdu. — Ben biliyorum. Onlar iki adamdır. Birine Hızır, birine Murat derler. Fakat size yar olan hangisidir, Hızır mı, benim adaşım mı? Sipahi Ahmet ilk defa olmak Üzere kanaatini izhar etti: — İkisi del — O halde isimlerini öğrenme- niz lâzım idi. Ayrı ayrı adamlara derviş baba deyip geçemezdiniz ya. Birini öbüründen ayırt etmek icap eder. Sipahi Ahmet, arkadaşlarının da hayreti arasında, iki dervişin yekdiğerine . benzeyişlerini izah etti. Bu sebeple her ikisini bir sanıp isim araştırmağa İüzum hissetmediklerini söyledi. Hükmündeki - isabeti tevsik için de dervişlerin seslerinde se- zilen - ayr'lığı, Gülsümün müşe hadesiti ve son günde onlardan birinin O medresede (kalmışken diğerinin, kalenin haricinde gö- ründüğünü ileri sürdü. Üçüncü Murat, esrar dolu olan bu maceradan son derece zevkyap oluyordu. Padişahların hemen hepsinden - ibtiyarlıklarını- dan son nefeslerine kadar-ayrr- lamıyacak çocukluk, © ebedi şımarıklık, bu şevketlü adamı da tesiri altında tutuyordu. Bina- enaleyh ninni dinliyen bir mini- mini mablük, anasından masal istiyen bir çocuk gibi heyecan içinde (o yüzüyordu. (Dervişlerin ikiliği ve bu ikiliğe müsteniden çevirdikleri rol, uzun bir rüya Dikkat edilecek bir nokta Her tarafta mebzulen bulunması» ma rağmen arandığı ve İstenildiği zaman omamulâtımıza (o karşı “yok !,, denilmesi münhasıran bazı ! rin eseri marifetidir. Malımızın nefasetine daima itimat eden o müşterilerimizin O münhasıran *Radyolin, talebinde israr etmeleri- mİ rica ederiz. Radyelin Diş Macu- Bunun fabricamızda her zaman İçin ihtiyaca köfi miktardan fazla mev- <ut olduğunu ilâna lüzum görüyoruz. Depssu Siracei Sanasazyan ham No. 38 gibi kendisini zevke düşürmüştü. Fakat ehemmiyet verdiği en esaslı nokta, Kadı Ef. ile iki arkadaşına yapılan ameliyye idi. Sözü, evirip çevirip, oraya geti- riyordu ve Sipahi Ahmedi biraz daha tafsilât vermiye icbar edi- yordu: — Nasıl yakaladınız, yatırdınız, nasıl ağlattınız ? nasıl Hikâye, muhtelif noktaların- | da tavzıhler ve tekrarlar yapılmak suretile bittikten sonra Üçüncü Murat, şöyle bir düşündü. Şimdi bu adamların nasıl şarap içtik- lerini anlamak merakına kapıl- mıştı, OO güne kadar kimsenin sarhoşluğuna (şahit (Oolmamıştı. Çünki (o kimse, onun huzurunda kadehe el uzatamazdı. Binaen- aleyh müstesna bir yenilik daha görmek için misafirlerini O(!) sarhoşlatmağı kuruyordu. Bu me- rak, ayni zamanda (başka sarboşluğun safhalarını da tetkik etmek istiyordu. o Çünki bizzat başından geçen sarhoşluklar, ona | bu haletin mahiyetini öğreteme- mişti. latıp mükemmel bir tetkik yap- mak dileyordu. İşte bu arzu ile: — Ahmet Bey, dedi, yorul- dun. Biraz şarap iç te yorgun- luğun geçsin. O vakit kıssayı bir daha anlatırsın. Yeniçeri Baki, bu ikramdan kendilerinin de müstefit olacak- larını sezinsedi, “Hay dilin dert görmesin ,, diye bağırmak için ağzını açtı, fakat bir pot kırma- mak mülâhazasile kelimeleri yut- Borsa Fiatleri Kambiyo Fransız Frangı İngiliz lirası Dolar Liret Belga Drahmi İsviçre frangı Leva Florin Kuron Ç. Şiling A. Pezata Mark Zloti Pengo Ley Dinar Çervonets Tahvilât İ Dabi D. Muvahhide 2825) Owanaaö- NE -- 3 A. Demiryolu Alın Mecidiye Banknot | üstünden geçirdiler. bir | düşünce ile karışıktı. O, alelâde | adamların sarhoşluğunu görürken | Şimdi başkalarını sarhoş- | İ kıssanın en tatlı yerini SON POSTA tu. Usta bol.., Hünkârm bü- yüklüğüne mi, küçüklüğüne mi hükmetmek lâzımgeldiğini tayin etmek ister gibi düşünmiye daldı. Gülsüm gülümsedi. Karanfiloğlu, Zübde Bey, Sinan zade ve üç bostancı, alınlarının o terlediğini hissettiler ve ellerini o terlerin Sipahi Ah- met, yalnız mırıldanmıştı: — Ferman senin efendim! Biraz sonra üçüncü Muratla Edime yolcuları karşı karşıya kadeh boşaltıyorlardı. Hünkâr, bir litrelik kadehleri bir yudumda içiveren yeniçeri Bakiye baktıkça | imreniyor ve ağzı sulana sulana İ yalvanyordu: — Başım için bir dahi yut! Şarap gibi mezeler de nefis idi. Hünkâr önünde günah işle- mekten ilkin çekinen sipahiler ve yürekleri oraya geldikleri va- kıttanberi gümbürtü içinde bulu- nan üç bostancı, artık endişeyi atmışlar ve kadeh atıştırmiya koyulmuşlardı. Hünkâr sık sık Ahmet Beyi söyletiyordu: — Molla gidisi korkmuştu, İ değil mi? — Avcı Bürhan şimdi ne ya- par, dersin? — Bostancıbaşı çıldırmış olsa gerek! Hünkâr, bu ve buna mümasil suallerle o macerayı parça parça tekrar ettirmiş olmakla beraber Ahmet, dervişlerden birinin mey- hanede kendilerine yapmış olduğu bahşişleri söylememişti. Padişa- bın suizanna düşmesinden, enti- rika (o sezinsemesinden (o çekini- yordu. Fakat Baki, muhaverenin o noktaya da temas etmesini şiddetle istiyordu. Ka- fayı tütsüleyinece bu eksikliği bizzat tamamlamayı tasarladı: — Şevketlü Hünkâr, dedi, Ahmet unuttu. İzin verirsen onu da ben anlatayım. — Haz alınm babayiğit, he- men söyle! Baki Ağa, tıpkı meyhaneler- de ve yoldaş meclislerinde yap- tığı gibi kadehini doldurdu, yü- reğine sindire sindire içti, bir avuç ta meze aldı ve sonra ağzımı silerek söze girişti: Gülsümü bahçelerde bulup ta meybaneye (getirdikleri * gece, Dede Sultanın kendilerine ne gibi vaitler savurduğunu ve ken- dilerinin nasıl istihza ettiklerini tamamen anlattı. Sultan Murat, hayran ve mahzuz, bu hikâyeyi dinlerken hovarda yeniçeri ilâve Yeniçeri | CERENNEN MELEKLERİ Şimdiye kadar görülen teyyare filimlerine hiç benzemiyen dört milyon dolar sarfile vücude gelmiş Bu Akşam Büyük Gala MAJİK SİNEMASI BILLIE DOVE'u temsil ettiği sözlü, şarkılı ve rakslı zengin ve muazzam bir operet olan BOYALI MELEK'te BAŞLIYOR Telefon: Beyoğlu 560 | Bugün Saat 21,30 'da yad İSTAN BELEDİYESİ ei li İlk musikili ko- | 11 TN çim tarif, medi. Bestekâr Hasan Ferit Fiatlerde zam yoktur. Yalnız musikili kome- di temsillerin- i de Zabitan, Ta- lebe ve Halk tatbik edilmiyec Raşit Rıza Tiyatrosu 28 ikimetkinen gönlün 14,30 da alebe © temali Aşkın Manası Vatani piyes 3 perde Gece umuma Taş Parçası Fasin 2 perde. Komedi 1 perde Hepinizin Cumar tesi gününden itibaren GLORYA sinemasına gidip temaşa ve alkışlayacağınız AŞK HULYALARIM nam büyük İspanyol operet filminde DON JOSE MOJICA we ÇONCHITA MONTENEGRO Don Jose Mojlca'nın fotoğrafları sinema gişesinden meccanen dağıtılmaktadır. Önümüzdeki Cumartesi akşamından itibaren ARTİSTİK sinemasında Victor ve Hüsarı Rejisör RICHARD OSWALD tarafından tamamile yeni bir tarzda ve Almanyanın en büyük tenorla- rından MİCHAEL BOHNEN ve sevimli artistlerinden GRETL THE- IMER - IVAN PETROVITCH - ZRNST VEREBES - FRIEDEL SCHUSTER'in iştirakile yapılan fevkalâde bir operet <A ni İP b a: 7 KÜ ÜK DAKTİLO'dan daha sevimli, şimdiye kadar gördü- v ğünüz filmlerden çok güzel barikulâde bir film. Monte Karlo Bombalar Altında (CAPITAINE CRADDOCK ) Jean Murat Kathe V. Nagy Ufa ALKAZAR SiNEMASINDA Dünden itibaren gösterilmiya başlanılan ŞAFAK KEŞiF KOLU mam muazzam filim biçbir filmin görmediği büyük muvaffakiyetle devam ediyor. l Amerika Çelik Birliğinin Vaziyeti " — Nevyork27 — Amerika çelik birliği, son üç aylık temettüünün En İhtiyar Kapıcı Öldü Paris, 26 — Paris kapıcıları- nın en kıdemlisi olan 90 yaşın daki ibtiyar kapıcı kadın ök müştür. Bu kadın Prens Ojen bulvarının resmi oküşadını yapan Napolyonu, Cümhuriyet abi i nin küşat resmini yapan Erevi, | Gambetayı kendi odasından sey- retmiştir. etti: — Biz on bir kişi idik, dün ona indik. Mirim Çelebi, Dede Sultanın verdiği mesnedi buldu, i yarım dolardan ibaret olduğunu ilân etmiştir. - Isyan Eden Hapishane Kapanacak Londra, 27 — Bir isyan çıka- ! ran Dartmur , hapishanesinde sü- kün varsa da mahpuslardan bir kısmının memnuniyetsizliği devam ediyor. Bu hapishanenin başka yere nakli düşünülüyor. Menekşe çayırında Solya sipahi- lerine kethüda yeri oldu. Arkası var) muhayyerülukul bir eseri san'at