— Monolog — — Alo.. Hu.. Merhaba hamm kızlarım, efendi oğullarım.. Size bu sefer neden bahsedeyim?.. Six söyleyin.. Bana: — Habibeciğim... Bize filân geyi anlat deyin... Ben de anla- tayım.. Ammma siz diyeceksiniz ki: — Konforas söylemek iste- hazırlanırda — gelir.. Evet amma şükür evlâtcığım. Ben bu işe her za- man hazırım.. Konforası de- dikleri şey yu'ıi zaman — var'ı değil mi? Eski- den hocalar cen- netten, cehennemden, ahretten dem vururlar insanı korkuturlar, ıldatırlar, ağlatırlardı.. yeni zaman warzcıları hep dünya işlerinden hem de eğlenceli eğlenceli bahse- K iosanm hoşuna gidiyor.. | *Okuyo diyorlarda insanım hoşı & | cik bir gömlek, adıma kumbara- İşte ben de onlar gibi hoşa gitmek baktırmak istiyorum.. ah 1 ayrı görüşebil- l ol ağzıma hepinizden a: sem, derdinize sem.. ben berkesi mesini, herkesin muamele etmesini nan zacına öyle ! | ı | | Allah vermesin.. | danda... bilirim | ki.. beni bir kere görüp te hay- | ran- olmamak — kabil de efendim bu dadihaktır.. hem za- ten ben doğuştan konferansçı- yam bir mecliste' ağzımı aç- tm mi arlık kimseye yakırdı nöbeti gelmer.. Hep ben söy- lerim.. Ay tonton — evlâdım bu iş o kadar kolay değildir ki.. Dedikodu — yapmıyacaksın.. Bir pot kırmıyacaksın.. Zülfüyare do- kunmuyacaksın.. Açık saçık söy- lemiyeceksin.. Dört tarafından bağlısın .. Meselâ şimdi size yeni zaman ahvalinden bahsetsemi — Habibe eski kafayı bâlâ bırakmamış!. dersiniz. Hiç te değil işte.. Alfetmişsiniz siz onu.. Ben yeni zaman kafasını öyle bir be- nimsedim ki.. amma benim kızd ğ küplere var.. avrupalılar gibi olalım diyo- bindiğim — bir şey ruz amma bir türlü yolunnan, er- kânınnan yapamıyoruz işte..um- tıyoruz ki bir koza bile ipekli kumaş oluncıya kadar bin kılı giriyor. Bin çarktan geçiyor.. ma öyle değil..biz daha koza iken birden bire ipek olalım diyoruz.. Bilen bilmeyen bir alafrançalıktır ı'"!""!:l.'-l—l Daha düne kadar urun | mollalar birdenbire ne var ne yok çıkarmak, Hava anamız gibi Oryan püryan gezmek istiyorlar.. Gel de söyleme.. Bir de bana patavatsız diyorlar... Hanım.. Hanım eski kadınlar- dan fazla zayif olanlar vaktile sokağa çıktıkları zaman etli butlu görünmek için bellerine bir boh- EAZORNON TU SA SA TERLRUL YD | Çocuk hastalıkları — mülehassızı or. SEMİRAMİS Exrem ».| Beyoğlu Mektep sokalı Telefon B. O, M86 | başınızı HABİBE MOLLANIN FİSKOSLARI ça bağtarlard Destarun orasına göre — yapılmış yassı bir yastık.. Fenamı ? İri kuy- rukla — karaman koyunları — gibi şanlı — şöhretli, lömbür lömbür yürünürdü., Şim- diki çıtkırildim- lar zayıf görün- mek için sokağa çıkarken hafara- ballah çırılçıplak çıkıyorlar.. Han- dise karıların vü- cutlarında kaç tane var — sayıla- cak.. Göğüslerini sutyengoç — de- dikleri cendereye sokuyorlar.. sonra zar gibi ince- zon diyorlar.. — onun üstüne de bellerine kadar açık bir esvap.. adım attıkça ar geçen gittim m.. Hanım kalmamış ki... diz. kapaklarına — k: mey- gün man İşte a düğün gerdeğe — girmeden parmağının ucunu şimdi evvelinden öyle — nikâhlanıyorlar.. — eskiden oğlan kıza talip olurdu.. şimdi kız oğlana talip oluyor.. Ne ise ağrıtmıyayım.. — geçen gün bir ahbabım oğlan kızın göremezdi.. işi pişirip te - Seni dü- güne götürece- ğim, dedi, ge- yindim, ku! dım.. bir tram- bindim.. n aklı- çı- düğün... giae ma geldikçe bâlâ eğim kıyor.. Sözüm on | gide nereye | filân yok... da ne kapı.. firıl Kapı döner camekân n firıl dönen dört | varsa gi sunuz. 2 İliyorsunuz.. Arkanızdan bir kanat ta sizi iti- yor.. Siz hızlı dönüyar.. dön baba dön.. İasan nereden çıkacağını şa- gşırıyor.. aksi gibi ben o dönme dolaba girdiğim zaman arkamdan da yağ tulumu bi şişko bir herif te girmemiş mi, hınzır herif kanadı itince beni de itti.. o çıklı, ben dönmiye başladım.. ilâhi ya- rabbi.. “Yetişin ayol, başım, bey- nim döndü.. can kurtaran yok mu?, diye bağırmışım.. koşuştular.. dön- me camekânı durdurdular.. Beni g | sağ salim içeriye aldılar.. Sevabına bir yudum su verdiler.. Oracığa | çömeldim.. Dinlendim. B F zührevi. hastalıklar Mütehassısı DOKTOR Ömer Abdurrahman İstanbul emrazı reviye dispanseri Sertabibi Ankara caddesi İkdam Yurdu kaşısında No. TI rü Eskiden | * haddin | L İl — Düğün evi burası mı? dedim., Elimden şemsiyemi almak istediler: — Aaah onu vermem. Sonra kaybolur .. ev değil.. Otel bak, giriyor ! altı | rum Burası herkes dedim., ayak — merdivenden gibi bir yere Birde baktım, kadın erkek öbek öbek masalara oturmuşlar — ön- lerinde çaylar, — pastalar... Bir kenarda on önbeş tane — bir örnek giyinmiş Arap çocukları. ellerinde borular.. Kemanlar.. Ben dabha içeri girip bir kenara oturmadan bir şarıgırtıdır koptu.. Ödüm koptu.. ürkmüşüm... Yü- reğim ağzıma geldi sandım.. — Hay yetişip ermeyin fel- | lâhlar.. küçük dilimi yutacaktım! dedim.. Hanım eski zaman bek- kâmlarına asker esvapları giy- dirmişler.. gümbör gümbür.. da- vul, darbuka. zilli maşa.. elle- tkbde.. hallaç Pamuk atar gibi takırdata takırdata çalğı çalıyor- lar.. Etrafımdakiler bana bakıp gülmiye başladılar.. sinirle yanıma döndüm : — Kuzum evlâdım.. nesi ? dedim. papucunnan Hanım — beş bod- lik .. ' VİRİLİNE FERTİLİNE ( Kadınlar için ) Almanyanın; ( Mosbacher, Schme Sapiero, Lipliawski, Kraus) Fransanın: (Brown Seguard, De boin) B bu T TENE NLY Ademi iktidar ve zâfı umumiye Karşı Alman Profesörü Dr. Richard Weiss'in Avusturyanın : ( Lippleit, Kamm Hocker, Williams, Arbutnoht) H kanın: (Cheroc) İtalyanın: (Gelmi) lel mümtaz tıp ulemasının formül ve takdirkâr şahadetl Beynelmilel gazetelerin Bu alelâde bir taze ve zihayat ho Ü eserdir ki, hi giranbaha Si olan. te) rini iade eder, Umum ec fassal kitaplarını ( ıstanbul Posta arayınız. Valdeci- ğim düyün carı |.. dedi.. — An.. An.. Bu cazırtı dü- ğün sazı — Öyle- mi? derken orası bir. karıştı.. Er- kekler yerinden kalktılar.. Kadın- ların — önlerine gidip susta du- rür. gibi — elle- rini kaldırdılar.. Oyuna — kaldır- mak için ala- franğa — işaretle rica — etmekmiş. Kaşnan göz ara- sında orada ki bütün allı pullu kadınlar erkekler birden kol- kola geldiler.. hanımcığım ba- zıları var.. büzük dudaklarile kollarında tuttuğu kadının kula- ğına bir şeyler hohlayıp duruyor.. Kimisi de dünyadan — geçmiş, etrafını onutmuş.. Boynunu uzat- şah damarı oklava gibi olmuş.. Gözlerinin akından başka bir şey görünmüyor.. bacak titretip duruyorlar.. A.. a.. akıllara zarar. Oğultudan başım tuttu.. Midem hüddağı gibi şişti.. — derken o ara — tüyütüsü yok gençten bir. çocuk yanıma geldi. Ona: — Kuzum posunu seve- yim.. bana ya bir yudum su.. yabutta ucuzsa bir filcan sade kahve getirse- ne.. dedim., Oğ- lan yüzüme aca- yip acayip baktıktan sonra bana: — Büyük hanım bende gar- son. hi varmı ? — Size geldim.. Teessüf ederim.. mış, evlâdim boyunu, ikrama Dedi. Bir hişımnan yanırodan Çölüldi.. Ayol ben ne bileyim.. O da öte- kiler gibi siyahlar giyinmişti.. Az | Habire | Habibe Molla Radyode sonra — bir daha yakı- ladım., — Huvu.. ton ton çocuğum.. Şayet sen garsonsan.. Bana bir I fincancık kahve bulur musun? Yok eğer sen de ev sabıysan.. İulıın darlıma emi? — Dedim.. | tanesini çocuk gülerek eğildi: — Bakmız ev sahibi İleride misafirlere ciga- ra ikram edi- yor.. diye bi- raz evyel ba- na kizan oğla- Bb nı — gösterdi.. FO0 kalktım çocuğun ı'i'l. yanına giltim.. — Oh benim arslan evlâdım. sakın darılma ben seni garson sandımdı ama.. Ev sahibi imişsin.. Ben daha yeni geldim.. Şimdiki düğünlerde güvey ayrı gelin ayrı garsonlar gibi masadan masaya geziyormuş, bilmiyordum.. dedim. Oğlan ters ters yüzüme baktı da: — Zaten sizi böyle yere ge- | tirende kababa! Ne içersiniz, ne dans edersiniz.. Hadi baka- hm çekin arabanızı!.. demesin mi? Hemşire orası döndü, döndü de baş T er- sime dön Ben lakırdı altında kalır miyı Hemen kalktım, eteklerimi belime soktum.. — elle- rimi kalçama koydum: — Sen gözünü aç ta bana iyi bak, kahveci çırağı, berber kı- yafetli şebele. Damat mısın, nesin?. Bana adınnan, sanı n Taşkasaplı Habibe derler.. Ben helve demesini de bilirim, balva demesini de.. alimallah bir sinirlenirsem dans da ederim. Ben, zamanımda bir kol çengi idim! dedim... ortalıkta çıt yok- tu... Oraları çın çın öttüriyordum — Hadi bakayım.. dedim Söyle şu hakkâmlara -bana bir çifte telli çalsınlar Sana bir ger- dan kırayım da şaş ta kal, Ora- da bizi seyredenlerden kaşlarını yolmuş ta Üstüne gibrit çöpün- nen çizmiş boyalı bir karı ileriledi.. Güler yüzle bana: —O00.. Habibe Hanım.. siz mi idiniz!.. Buynrun efendim.. Size bir kahve pişirsinler.. gelin be- nimle beraber.. siz üzülmeyin... ben ne bileyim.. beni halvet bir odaya çıkarıp sıgara, ikram edecek sandım. enleri — çıktık.. — kapının Ki | önünde duranlara: idler, Luda, Diehi, Hirschfeld, erer ) İngilterenin : ( Stevenson, |Ş ollandanın: (Knut, San) Ameri- Polonyanın: (Bun) giki Beynelmi- lerini haizdir. hülâ: bi ndan ir şah- B ihva ve hr. Resimli ve m- kutusu- 745-adresinden tahriren gençlik wlçıkarııı;ıkiçi-ı sizi âleme | Hadi — Alın şu çamur karıyı bir daha içeri girmesin!. Demez mi? Orada ki ızbandut gibi bir he- rif beni kucaklayınca — düz camakândan fırıl firil — çıkardı kapının — dişina — ativerdi. içe- riden derinden derinden arap- ların çalgısı gümbür gümbür ültüyordu:. Ben kapının önünde iki göz iki çeşme ağlıyarak : — İlâhi bir şeycikler demem siz beni kovdunuz, Allah ta sizi dizdarından kovsun, gidi alafranga kuduzlar.. Ben de bunun acısımı sva elmerz- er., dedim. sem bana H Ay İşt örnek | ibe demesi: size yeni nikâhlardan bir ibret alın yavrularım.. Allah rahatlık Mütehassısı hçet Kulak, Boğaz, Buruu D » Dr. Ekrem Be Beyoğlu, Mektep Telefon * 296