3 Kasım 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

3 Kasım 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B İE N Ev Doktoru Geçici Hastalıklar- Nelerdir? Bu sütunda haftada iki defa aile hıfzıssıhhasına dair faydalı yazılar bulacaksınız. Size, muhtelif hastalıklar hakkında umumtl bir fikir vermiye ve ilk tedbiri almıya hizmet etmek için açılan bu sü- tunlarla alâkadar olursanız anl ve tehlikeli vaziyetlerden vahim neticelere maruz kalmadan kur- tulabilirsiniz. Bugünkü — yazımız geçici hastalıklara dairdir: (Sart ve müstevli hastalıklar ) şunlardır : Ciğer veremi, kızıl, kızamık, çiçek, hummayı ırki, kolera, tifo, dizanteri, kuşpalazı, boğmaca. Hastalık esnasında tedbir- ler — Hastalık çıkar çıkmaz der- hal doktor çağırmalı; — çünkü şakaya gelmez; hastalığın mikrop- ları her eşya Östünda bulunabile- ceği için şa tedbirlere mutlaka riayet Çetmeli: — Hastanın - odası gayet temiz, havalı ve doktorun tavsiyesine göre münasip surette ısıtılmış olmalı. Mümkün olduğu kadar eşyası az olmalı, perde ve halı bulunmamalı. Yatak odanın ortasında bulunmalı. Hasta yalnız yatmalı. Odasına ka'iyyen çocuklar girmemeli. Odanın içinde süt, ilâç, yiye- cek içecek şeyler durmamalı, ya- hut ağzı kapalı durmalı. Lüzumu oldukça' bunları dışardan içeriye getirmek daha iyidir. Hastanın tüküreceği kabın içinde mutlaka su bulunmalı. Hastalık devam ettiği müddetçe evin her tarafı azami derecede hava ve güneş almalı. Hastanın odasımı temizler- ken kat'iyyen süpürmemeli, ıslak bir bezle silmeli. Odayı süpürmek mikropları her tarafa yayar. Bu bezleri kaynar suda iyice yıkama- dan hiçbir yerde kullanmamalı , Hastaya ait çamaşırla, esvaplar, örtüler pencereden — silkelenme- meli. Bunları temizlemek için bu- har makinelerine vermeli, yahut mümkün olmazsa en aşağı bir saat mütemadiyen kaynar su içinde bıraktıktan sonra buğata yapmalı. Deriden eşyayı ve kuuduraları * asitfinik , — yahut “ aüblime ,, ile yıkamalı, Hastanın idrarı, balgamı, pis- Hkleri içinde yarıyarıya Gülfat dö küvivr bulunan bir kaba atılıp ağzı kapandıktan gonra aptesa- neye dökülmeli. Hastaya bakanlar, bastanın odasında hiçbir şey ne yemeli, ne de içmelidirler. Ellerini sa- bunla iyice yıkamadan kat'iyyen hastanın odasından dışarı çıkma- malıdırlar. Ellerdeki bu su da evvelâ pislik kabina, oradan da aptesaneye dökülmelidir. Hastalıktan sonraki — ted- birler — Hastalık bittikten sonra evin içinde hastaya ait olsun ol- masın nekadar oda, tavan duvar, eşya, çamaşır, ne varsa hepsi dezenfekte ettirilmelidir. Doktor müsaade — etmeden hasta iyi olduktan sonra da ço- cuklara yanaşmamalı ve yıkan- madan sokağa çıkmamalı. İzmirda Millet Mektebi İzmir, ( Hususi ) — Millet mekteplerinde tedrisata başlanı- dı. Bu sene muhtelif semtlerde 43 millet mektebi açıldı. Hapishaneler İslah Edilece Adliye Müfettişleri Memleket Hapisha- nelerini Dolaşarak Tetkikat Yapıyorlar Ankara (Hususi) — Bugün memleketin her tarafında mevcut Hapisaneler çok eski bir hapisane nizamnamesile idare edilmektedir. Bugünün ihtiyaçlarını hiçbir. şe- kilde tatmin edemiyen bu nizam- namenin tadil ile yeni ve asri bir nizamname tanzimi kararlaşmıştır. Adliye Vekâleti bu düşüncesini tahakkuk ettirmek için müfettiş Ferit ve Fuat Beyleri mevcut Ha- pishaneleri tetkika memur etmiştir. Müfettişler bir aydanberi Ana- dolunun bütün hapishanelerini gez- mişlerdir. Şimdi de Karadeniz se- vakilini dolaşmaktadırlar. Adliye Vekâletinin bu teşeb- büösünü memnuniyetle kaydeder- ken ıslah edilmesi mutlak — su- rette xarur! olan içtimai bir ya- Bordurlular Burdur (Husu- si) —Cümhuriyet yıldönümü — bu sene memlekbeti: mizde, bütün şe: hir halkını hare- kete getiren bir manzara du. Bu bayram, geçen — senelere nisbetle daha gü- zel ve daha çoş- kun oldu. Holk, Cümhuriyet'mizin dokuzuncu yaşı- na girmesini tes'it ederken neşe ve eğlence fırsatı da kazanmış oldu. Sabahleyin dük- Bordurda kânlar açılarak bayraklarla süslen- di. Biraz sora davul ve zurna çı- karak halk belediye meydanına davet edildi ve herkes davulun sesine uyarak meydana toplandı. Bütün hükümet erkânı, zabitleri- miz ve mekteplerimiz. muntazam İzmirde Tramvayların Elektriği Yılan Hikâyesine Benzedi İzmir, (Hususi) — Kordon bo- boyunda işliyen atlı tramvayların elektrikli tramvay şekline tahvili meselesi yeniden mevzuubahs ol- maktadır. Senelerce bitip tüken- miyen bu bikâye, nafıa komiseri Emin beyin Ankaraya davet edil- mesi Üüzerine yeniden — ortaya çıkmıştır. Emin bey bu meseleye ait eski ve yeni bütün dosyaları alarak Ankaraya gilmiştir. Ora- da Nafıa Vekâletile temas ede- cektir. Buradaki alâkadarlar e- lektrikli tramvay meselesinin bu son temasla halledileceği kanaa- tindedirler. | günkü hapishaneler ayni zamanda | raya dokıınmadau geçmıyrceiım ı Herkes bilir ki cezadan maksat suçluya bazı kanuni tazyık — tat- bik, suçlunun ablâkını tehzip, halini ıslah etmek ve suçluyu cemiyet için zararlı değil, fay- dalı bir unsur haline koymaktır. Halbuki bizdeki hapishaneler kanunun takip ettiği bu iyi mak- sada hiçite hizmet edememekte- dirler. Tehlikeli bir uzuv olduğu için hapse atılan adam, seneler- den sonra mahkümiyetini bitirerek yine cemiyet için tehlikeli bir fert olarak hapisten çıkmaktadır. Bu- birer hastalık membamdan fark- | sızdır. Buradan mahkümlar - çok | defa hasta olarak çıkarlar. ı Yeni Ceza kanunumuz hücre- vi tecm esasını kabul emgı halde | Cümhuriyet Cümhuriyet bağramında yapılan kafileler halinde meydanda mevki almışlardı. Askerlerimiz de kendi- lerine tahsis edilen yerlerde sıra» lanmışlardı. Bundan sonra nutuklar irat edildi. Cümhuriyetin feyizli mak- sat ve neliceleri anlatıldı. Nu- Raşit Rıza Sahnesi Zonguldakta Zaııgııldık. (H-) — Kıy- metli temaşa san'atkârımız Raşit Rıza Bey, sahne arkadaşlarile birlikte Karadeniz — turnesinden dönerken şehrimizede uğradı ve bize birkaç güzel piyes seyret- mek fırsatını verdi. Halk temsil- lere şayanı dikkat bir alâka ve tehacüm gösterdi. Oynanan iki piyesin ikisi de muvaffakıyet ka- zandı. Heyet şehrimizden ayrı- lrken halk namına bir buket takdim edildi. İncir Ve Üzüm Piyasası İzmir, 1 — ( AA. ) — Bu gün otuz üç kuruştan elli iki ku- ruşa kadar 709 çuval üzüm ve ©n üç kuruştan on altı kuruşa ka- dar 28 çuval incir satılmıştır. binasızlık yüzünden maalesef bu esas tatbik edilememekte bütün mahpuslar büyük — koğuşlarda kendi aralarında lâubali bir ha- yat geçirmektedirler. Mahkümla- rın toplu bir halde hapsedilmeleri kadar haksız bir muamele tasav- vur edilemez. Herhangi fena bir tesadüfün tesirile mücrim olmuş 'bir namus ehlini, en azılı ve ah- lâksırz — şerirlerle ayni — tavan altında bulundurmak, bunlara işle- dikleri cürme mukabil çekmeleri icap eden cezanın yüz misli da- ha ağırını çektirmek demektir. Fena arkadaşlarla düşüp kalk- mak, bunların fena ve iğrenç hareketlerine her zaman hedef olmak ne büyük bir işkencedir. Sabahattin Reşit Bayramını Çok Gıizel Tesıt Ettıler tuklar bitirildikten “ gonra da bütün askerlerimiz |ve mektep leri mizin iştirakile çok gü- zel bir geçit resmi — yapıldı. Gece yapılan fe- neralayı hakika- ten Burdurumuzun çoktanberi hasre çektiği güzel bir manzara — teşkil etti. Bu suret- le halk güzel bir gün ve eğlen- celi bir gece çirmiş oldu. tün Burdur tale- merasim besinin — iştirak ettiği fener alayı epey bir müd- det devam etti. Bu münasebetle askerlerimiz /de ellerinde büyük meşaleler olduğu halde davul zurnalarla çok hoaş eğlenceler tertip ettiler. Bu arada zeybek oyunları da yapıldı. H. Fekmi Manisada Bu Seneki Zahireyi Koymak İçin Yer Bulunamıyor Manisa, (Hususi) — Vilâyet dahilinde her tarafta yaz ziraat mevsiminin arkası alınmış bulun- maktadır. Elde edilen mahsul okadar boldur ki bazı yerlerde zahireyi koyacak yer bile bulu- namamaktadır. Fakat asıl mü- him mesele fiat azlığı ve alıcı kıtlığıdır. Bu sebeple çiftçi biraz sıkıntıdadır. Bitliste Hayat Bitlis, (Hususi ) — Şehrimiz- de bir ölçek buğday (60 ) kuru- şa kadar satılmaktadır. Bir ara- ba odun da ( 120) kuruştur. Burun k Yeli Yavaş yavaş lehçemizden ay* rılip giden güzel tabirlerdenbiri “Burun yeli,, dir. Bu iki kelime: nin birleşerek teşkil ve temsil ettikleri mefhum, ne kadar kuvs vetlidir?.. Hassas bir kulak, bu tabirden birçok sesler sezinser . Yine bu tabir, beşert şemail ile alâkadar olan gözlere de hayli enterasan — simalar — aksettirir. Hani, şu “küçük dağları bent yarattım , der gibi — yürüyen, hayata ve kâinata yüksektem bakan adamlar vardır ya; burut yeli onların sesidir!.. Bu gibi ine sarlar; büyük düşünmek, büyük konuşmak ve büyük tanınmak is- terler. Fakat büyüklük için elle- rinde sermaye yoktur. Hasis ta- biat, kendilerini küçük yaratmış- tır. Bu yoklukla o ihtiyacı veye ihtirası telif için'yegâne tutamak, nümayiştir. Burun yeli, bu nüs mayişin velvelesidir!... Bizim eski şaürlerimiz, bu ta- biri çok kuvvetli buldukları için edebiyatımıza geçirmişlerdir (1). Nüktedan bir Türk te ayni tabiri tarihe sokmuştur. Bakınız nasıl ?. Vaktile komşu hükümetlerden biri İstanbula bir elçi gönder- mişti. İsmi Burun Kasım Beydi Yiğit, lakabile anılır, demezler mif Kasım Bey de muazzam burnu ile şöbret bulmuş ve isminin evveline de yine o burun takılmıştı. Şark fiziyonomistlerine göre iri burun birçok şeylere ve o meyanda hut- feruşluğa, hodpesentliğe hodbin- liğe delâlet eder. Filbakika Bey, kendini çok heğenmiş - bir | adamdı. Bilgisine gövenirdi, talâ- | katine güvenirdi, zekâvetine güve- nirdi. Halbuki alelâde bir mah- lük idi. Zekâsı basit, cerbezesi kısa, bilgisi vasattan aşağı idi Öyle iken yüksekten atıp tutu- yordu. temsil ettiği devletin kud- reti fevkinde matlaplar taşıyordu. Bir gün bu zat, Reisülküttap Efendi ile konuşurken yine Bâlâ- pervazlığa girişti, tahammül olun- maz teklifler serdetmiye başladı. Reisülküttap, sıkıldı, bahsi değiş- tirmek için bir fırsat aramak ıstır rarında kaldı. İştc o sırada tesas düfen bir kasırga çıkti, odamı camlarını sarstı, perdelorini tit retti, Reis Ef. bu fırsatı kaçır- miyarak - sordü: — Ne o, fırtıma mı var? Mecliste hazır bulunan Türklar den biri sükünetle cevap verdi : — Hayır efendimn, fırtına de- ğil Kasım Beyin burunyelil.. Bu güzel tabir, dediğim giki lehçemizden siliniyor. Fakat bu- rün yelleri beşiriyet âleminde hâlâ esiyor ve esecek! 44 Ö Şalrlerimiz burun — yeli tabirinia Acemce mukabiline uydurmak İçin (bıyıl yeli) sözüne daha fazla yer vermişlerdik Maamaafih Türkçede bıyığı) yelli tabiri de vari de vardır, şirimize de — (dadı bürul) terkibi girmiştir. Kahreylediler badı bürutile cihatt Gibil... Tanassur Tahkikatı Bitti İzmir, (Husust ) — Geçenler de iki Türk çocuğunu tanassur &” tirdikleri cürmile buradaki Fram sız yetimhanesi — sörleri hak” kında tahkikata — başlanmıştilf. Tahkikat — bitmiş ve dosyalaf müddeiumumiliğe verilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: