25 Ekim 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

25 Ekim 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÇALIMARLAR W Şişli Hanımı Ve Şair ııım ılkreuııyıcıiıı amıma hâ- dise doğrudur : Şişli hanımlarımızdan arası açılır. Şair, hanımın aley- binde bulunutya başlar ve çok boya sürünmesini tekit eder. Hanım bunu duyar duymaz, bir kutunun içine pudra, sürme, kırmızılık koyar ve şaire gönde- rerek: “ Sürsün de güzelleşsin bakayım |,, der. Şairin cevadı: “O bunları sürüyor dedim amma, güzelleşi- yer demedim kil , H ğ Muhsin Bey, rah- Erl;gııîl Ahmet Pohluî Efem diye öğünüyormuş. Sekiz ay Av- rupa studyolarında çalıştığını ve herkesten fazla sinemadan anla- dığımı iddin etmiş. Fehim Efendi güler, der ki: — A Mushsin, ammada yük- âekten atarsın ha... Avrupa stud- yolarında, kazara, dokuz ay, on | gün çalışsaydin, “sinemayı ben doğurdum ! ,, diyecektin! ı Evvelki gün, tramvayda, er- keklerden biri - oturduğu yerden kalktı ve elinde kitaplar Iııılıınııı bir kadıma yer vermek iztedi. Kadın ne cevap verse beğe- | nirsiz ? — Ben sizden daha âciz de- gilim, ayakta durabilirim, rahat- sız olmayınız ! B be ahşamı, li Gç::lopnî;:ıcı:;ı: bı:ııık. Ş:ıı_ zetemizin — muharrirlerinden biri der ki: — Çiçeklerin musikiden hoş- landıklarını “duydunuz mu? - Hâ- dise ciddidir. Son gelen bir Av- rupa mecmuasında okudum. Âli- | min biri tecrübeler yapmış ve | piyano çalınırken çiçeklerin haz duyduklarını, — ürperdiklerini — ve piyanoya —doğru meylettiklerini görmüş, daha garibi var: Çiçek- | ler bazı havalardan - hoşlanıyor, bazılarından da hoşlanmıyorlar. Meselâ “Bethofen,, in havalarına bayılıyorlar, fakat — cazbanttan zevk almıyorlarmış. Bir - de fena saz çalmırsa boyunlarını büküyor ve tahammül edemiyorlarmış. Salonda yarım saat kadar sonra, hanımlardan biri piyanoya oturur ve oldukça fena çalmıya başlar. Meclistekilerden biri mu- harririmizin hulağına iğilir : — Eyvah, der, salondaki çi- çeklerin hepsi, şimdi, soluve- recek | FOTO Surey Mecmuasını Okuyunuz AYLIK En nefis salon Gazetesidir YÜREK ÇARPINTISINA NEVROL GEMAL birile | p meşhur - bir ,, Piyale , şairimlzin | | SÖON POSTA Adana Kö —a — Adana, (Husu- | si) — Bankalarn, F — 7 | alacaklarını haciz | T yolile lıhıllcl | kalkışmaları yü- | İ ıündeıvuıyıdın fenalaşan çiftçile- rin yüzlerce im | zalı istldalarla vi- l lâyete müracaai F ettiklerini, ban- Vçç kaların bu hareke- ti devam ettiği | takdirde gelecek * sene ekecek de- gil, hatta yiyecek düklerini bildirmiştim. Vilâyet, çift- çiler tarfından verilen bu istidalar | üzerine vaziyeti Ziraat odasından sormuştur. Ziraat odasının bu hususta hazırladığı rapora nazaran senelerdenberi normal derecede mahsul alamıyan - çiftçi, aldığını | gda maliyetinden aşağı fiatle sattığı için faizini bile veremiyerek mü- | temadiyen borç üstüne borç kat- lamış, nihayet bu günkü akıbete düşmüştür. Vaziyetin ıslahı ise ancak bu borcun faizsiz on sene müddetle teciline ve yeni kredi açlırması için bu seneki mahsu- lünün de kendisine sermaye olarak terkedilmesine bağlı bulunuyor. Vilâyet, ziraat odasının rapo- ranu İktısat Vekâletine bildirdi. Hükümetin bu hususta azami mü- zahareti esirgemiyeceğine şüphe yoktur. Fakat her şeyden evvel çiftçi ile bankalar arasında! bir anlaşma zemini bulunmak lâzım geliyor. Bankaların Adana çiftçi- sine taktıkları para aşağı yukarı beş milyon liradır ve bu paranın hemeca yüzde seksenini Ziraat | Bankası dağıtmıştır. Bu sebeple- "| dir ki diğer bankalar çiftçiye evvelâ Ziraat Bankasile — anlaşmalarını | tavsiye etmekte, onun göstereceği ! tesviye suretini kabnle hazır bu- rmı söylemektedirler. , alacaklarımı — büu günkü şekilde tahsile devam et- | meleri hem çiftçiyi bütün bütün öldürecek hemde kendileri için matlüp olan neticekyi temin ede- miyecektir. Dört bin dönüm arazi sahibi | bir çiftçiyi ele alalım. Böyle bir l lusunun Pamuklar tarladan ambarlara götürülürken bile bulamıyacaklarını ileri sür | çiftçi en az altmış bin lira borç | altındadır. Arazisinin bin dönü- münü hububata ayırmış, üç bin dü- | nümünü de pamuğa tahsis etmiş ise eline safi olarak vasati altı bin | çeki (bir çeki 25 okkadır ) koza geçecektir. Hububatı hesaba dahil etmiyoruz. Çünkü onu pamuğa masraf ctmiştir. Üç, dört sene evvel dört okkası dört yüz kuruşa satılan pamuğun bu sene azami 130 - 140 kuruşa satılabilmesine nazaran nakliyesi ve sairesi hariç çiftçinin eline bu mahsulden an- cak yedi bin lira kadar bir para geçecektir ki çiftçi bu para ile borcunun ( 13200 ) İira tutan faizini mi versin, Maliyeye em- iâk ve arazi borcunu mu öde- sin, yoksa yeni sene Zeriyatı için masraf yapsın? Mahsulden birşey çıkaramıyan Bankalar bittabi çiftçinin gayri menkulüne de müracaat edecek, nesi var, nesi yoksa mezada çı- | karacaklardır. Fakat yüz binlerce dönüme baliğ olacak Aaraziyi sa- tın alacak para sahipleri nerede? Ceyhanda — malları on para pey süren olmadı. Buh- ran, emlâk kıymetini okadar dü- şürmüştür ki üç sene evvel yal- yarmakla dönümü 30 liraya alı- nmuyan tarlaya bu sene beş liraya müşteri bülunamıyor. Geçenlerde (Kuranşa) köyünde icra marilfetile | müzayedeye çıkarılan dört yüz dörümlük bir tarla üç yüz küsur liraya satıldı. Üç sene evvel bu köyün en kötü terlası on İiraya satılıyordu. O halde müzayedeye çıkarılacak tarlalar ya parça par- Borçları Tecil Edılmezse Vazıyetlerı F enalaşacak | mamıştır. | denberi müzayedeye | çıkarılan 114 çiftçinin tarlasına | | hareket tarzını takip edeceklerdir. i | Çıftçi Yardım İstiyor ; tipi 'İdeal Koca 4 Tipleri Yışıdığı;z asırda her genoı kızın hayalinde canlanan ve onu teshir eden muhayyel bir erkek vardır. Kızlar bir araya geldikleri vakit ekseriya bu mu- hayyel -sevgililerinden bahseder- ler. Devrimizin —birkaç sınıfa taksim ettiği kızlarının kafasında, bariz bir şekilde ayrılık göste- ren, erkek tipleri yaşar: (Uzun " boylu, geniş omuzlu, koyu siyah ( mültefit, esirleşen ça böyle öli atına — satılacak , _' yahut Bankaların » Üzerinde — kala - | caktır. Bu da ©- | | lamaz, çünkü ser- mayelerini — sabit hale koymak Ban- kaların prensip - | muğayir - e 3 lerine İşte —Adana çiftçileri — bugün böyle kararsız ve önü karanlık | bir vaziyette bulunuyorlar. Bina- enaleyh hükümetin de resmen müdahalesile vade, taksit ve faiz meseleleri sureti kat'iyede hallo- lunmazsa memleket daha feci akıbete maruz kalacak, - çiftçiler gelecek sene için ekecek tohum değil, yiyecek ekmeği zor bula- | caklardır. Vaziyetin içyüzüne vâkıf olmı- yanlar Adanadaki buhranı çiftçi- nin füzuli masraf ve israflarile sefahetlerine hamlediyorlar. Bu, çok yanlış bir görüştür. Hakiki | amiller, mahsul —ve fiatlardaki | kırıklıkla bankaların ağır faiz ve kredi şeraitidir. Üç dört senedir (Sune) ve sair sebepler dolayısile hububata ait hiçbir mabsul alına- Pamuk ta birkaç sene- az yağmurlardan iyi mahsul vermemiş, pembe kurt afetine. maruz kalmış, bu sene de seller ve sair sebepler dolayısile | yine normal — vaziyette — hasılat almamamış, buna mukabil fiat- larda tabil fiatların yüzde altmışı nisbetinde — düşkünlük — husule gelmiştir. Bu -ay sonunda Ziraat Banka- | sının Ankarada heyeti umumiye | içtimaı yapılacak, Adana meb'usları içtimada murahhas olarak buluna- caklardır. Bunlara ilâveten birkaç murahhas daha gönderilerek va- | ziyet lâyıkile ve kanaatbahş bir surette teşrih edilecek ve her iki taraf için de faydalı bir anlaşma | esası bulunacak - olursa — diğer Bankalar da Ziraat Bankasının | Salâhattin | bir vaziyettedir. saçlı, yanık yüzlü, atılgan, şen, ve esir eden bir- &p.. Kollej şaheser — erkeklerdir. arasında müstakbel kocalarının “Ramon Novaroya, Con Cilberte ve meselâ: Merhum Rüdolf Va- Iântinoya benzemesini isteyenler.. Odalarının duvaşlarını, İvan Mo- jukin ile İvan Petroviçin resim- leri e süsliyenler, gramofonda Moris Şövalyeden başkasını din- lemiyenler mühim bir ekseriyet teşkil —eder. Fokstrottan tangoyu seven Kollej kızının züp- kızinın — tanıdiği Bu kızlar | beden fazla ağır başlıyı tercih — edeceğini zannetmeyiniz !.. nazarında otuzunu ihtiyar Onun sayılı. Kendi civelek olduğu için somurtkandan ziyade kahkahacıya — ehemmiyet Hulâsa kollej - kızının ettiği müstakbel kocaya bir mi- sal isterseniz - yukarda söyledi- ğgim gibi - Ramon Novarolan.. Moris Şövalyeleri gösterebilirim. Dartilfünun kızma — gelince: Onun hayalindeki erkek Hpleri hemen homen şeklini kaybetmiş Şişman veya uzun boylu.. Siyah değilse de yeşil gözlü.. Mabcup yahut atıl- gan, onun mazarında bunların hiç kıymeti yoktur. O, hergün etrafında gördüğü tiplerden hor- hangi birini benimsemiye müte- mayildir. Sık gördüğü için çabuk alışır.. Çabuk alıştığı için de verir. | sevmesi güç olamaz. Darülfünun kızının bayalinde yaşıyan tip gö- rüp beğendiği erkektir. Netice: Bu kız “Rüdolf Valantinoları, Con Ciltbertleri,, hayal etmek- tense, sınıfta yanyana oturduğu Ahmet Beyleri, Mümtaz Efendiler! düşünüp durur. Darülfünun ve Kollej kızının haricinde bir de mahalle kızı vardır. Bu kız da muhayyel erke- ğini burma bıyıkli, o nisbette iri kaşlı, pembe beyaz, kendi gibi karınlı ve kalçalı olarak tahayyül eder. Elhasıl ; süküt ye- rine hiddetten, iltifat yerine tek- dirden, - mübalâğa olmazsa - bir- az da dayaktan zevkalan bu mahlük için en güzel koca kro- kisi; Yoğurtçaderesindeki Ka- bakçı Güzeli.. Rakı masası kar- şısında kadeh kıran külhanbey- leridir. Asrımızın bu Öç Up kizi ha- V yalinde - belki düne kadar - bu | tarzda yaşıyan erkek tiplı ri vardı. Fakat bugün, bam İstisna ile, Kollej kızının da, Darülfünun kı- zının da, mahalle kızının da ideal erkeği maddi arzularını tatmin edecek zengin bir koca.. Bunun yanında gövlünün dilediği züğürt bir - âşıklır. Meliha Avni çok | aşan erkek - tahayyül <- r eee momrrsa -0 T50 n Tn u ö d

Bu sayıdan diğer sayfalar: