25 Ekim 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 17

25 Ekim 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GANDİ KİMDİR? e Lam Gandiyi tanımıyan yoktur, kime Hindistanı İngilix geşmzlörler Hdi Htihar Fi ine varmak için silâh kul- maz, silâh kullandırmaz. Va- daşlarına sadecer — İngilizlerle alış veriş etme- rııı, münasebete girişmeyiniz. lizlere istediğimizi yaptırt- -:;l için bu kâ(iğdir, deyı.P Fil- hakika bu program koca İngil- tereyi tethişe, Gandi ile müra- kereye girişmiye kifayet etmiş- ğr. Ve Gandi bugün Londrada fagilizlerle konuşmaktadır. Fa- kat Gandi kimdir. ve ne yap- ir, bunu anlamak İsterseniz kı ağrzından naklettiğimiz şa satırları okuyunuz: Gandi ailesi Benia kabilesine ensuptur. Üç nesil müddet zar- lnda ticaretle vakit — geçirmiş, sonra politika hayatına atılmış. Küçük yerli hükümetlerin nazır- Ota Gti bkınmaatur. Dedem Birinci karısından — döre ikinci karısından da iki çocuğu olmuş- tur. Fakat ben küçüklüğümde bu altı kardeşin iki anneden dünyaya geldiğini hiç sezmedim. Bu altı kardeşin beşincisi Kaba Gandi, altıncıı. da — Aulsidas Gandhi adını taşıyorlardı. Her İkisi de yekdiğerini müteakıben Torbander hükümetinde nazırlık etmişlerdir. Kaba Gandi babamdı. Ka- msı öldüğü için dört defa evlen- mişti. Birinci ve ikinci izdivacın- dan iki kız çocuğu oldu. Sonun- cu zevcesi ise dünyaya bir kız, Üç erkek € getirdi. Ben erkek çocukların sonuncusuyum. Babam cismani zevklere düş- kün bir adam olmalı ki, kırk yaşında iken üçüncü karısı ölünce tekrar evlendi. Fakat çok dürüst bir adamdı. Hükümete karşi sa- dakatile de maruftu. Bir gün siyasi bir memur babamın tâbi olduğu — prensten istihfafkârane bir lisanla bahset- miş, babam derhal mukabelede bulunmuş, siyasi memur kızmış, tarziye istemiş, babam vermemiş, hapsedilmiş, fakat ıiy_aıl memür babamın sarsılmaz bir karar sa- kibi olduğunu anlayınca serbest bırakılmasını emretmiş. ; Babam hiçbir zaman ?Üyük bir servet toplamak hevesine kapıl- mâadı. Binaenaleyli öldüğü zaman bize pek az şey bıraktı. a Ameli hayat haricinde- hiçbir tahsili yoktu, — tarih bilmezdi. Fakat hayattan aldığı tecrübeter gayesinde yüzlerce adamı i€ etti, en müşkül veziyetlerin için” den — çıktı. Dini tahsili de çok değildi. Fakat mabetlere devam- dan ve Hint dinine ait va dinlemekten birikmiş — mal vardı. Hayatının son günler Gitayı okumıya başlamışlı. bu satı ıde Aile idare [ rkın Yeni 'Şa dostu bir Brahmanın tavsiyesi üzerine bu mukaddes kitabın sürelerini hergün dua zamanla- rında yüksek sesle tekrar edi- yordu. * Annem hafızanmda mukaddes bir kadın hatırası bıraktı. Çok dindardı. Duasını yapmadan ye- meğe olturmaz ve mabede ” git- meden gün geçirmezdi. Hafızamın uzanabildiği kadar uzak zamanlarda annemin mutat oruçlardan ihmal etti- ğgini hatırlamıyorum: En mü nezirleri seçer ve bunları sarsıl- maksızın - tutardı. Asnemin — kuvvetli imi vardı. — Siy di ve saray kadınları zekâsımı daima takdir ederlerdi. Ben 1869 senesi teşrinievve- linin ikinici günü (Porbandar) da doğdum. — Çocukluğumu — orada geçirdim. Ve mektebe ilk defa orada gittim: Kerrat cetvelini öğremekliğim müşkülâtsız olmadı. Ozamanlara —ait yegâne hatıra olarak bende diğer çocuklarla birlikte hocamızı tazip edişimiz kaldı. Buna bakarak zekâmın ve hafızamın çok fazla inkişaf etmemiş — olmasına — hükmedi- yorum. Babam Raykot sarayına tayin edildği için ( Porbander )i terkettiğimiz zaman yedi yaşla- rındaydım. Orada iptidal mek- tebine gönderildi Bu defa o isimlerini hiçbirini bir aklı leleri onun ve muallim- karekterlerini ler pek iyi hatırlıyorum. Burada beş | sene kaldıktan sonra liseye gön- derildim. Artık on iki yaşıma varmıştım. Hayatın bu kısa müd- deti zarfınde gerek hocalarıma ve gerek arkadaşlarıma tek bir yalan söylediğimi hatırlamıyorum. Çok çekingendim ve arkadaştan ictinap ediyordum. Yegâne dost- larım kitaplarımdı. Mektebe tam zamanında geliyor ve ders bitince koşarak evime dönüyor, istihzaya hedef olmaktan korktuğum için hiç kimseye söz söylemekten çe- kiniyordum, Lisede geçirdiğim İlk senenin imtihanında zikre değer hâdise şudur: Müfettiş Mister Giler bizi tef- tişe gölmişti. Beş kelime dikte ettirdi. Bunlardan bir — tanesi (tencere) kelimesiydi. Ben bu ke- | limeyi dürüst olarak yazamadım, z işaretle yamımda oturan taştahtasına bakarak kopye etmekliğimi Anlamadım. etmekten heni Vazifesi ibaret buna bize olan teşvik lıştı. | nezaret bir. hocanın | atti. | lerim yanılmasınlar: edeceğ'ne nasıl ihtimal verebi- İ Peygamberi KENDİSİ ANLATIYOR lirdim. Neticede bu kelimeyi ya- zamıyan bütün — sınıf içinde ye- ğüne telebe ben oldum. Bilâhare hocamız bana budalalık ettiğimi anlatmıya çalıştı. Yine anlaya- madım, Kopyacılık bütün haya- tımda — aklıma ıığdıramıdığım şeylerden biri olarak kaldı. Zaman geçtikçe hocamızın bazı noksanlarını daha gördüm. Fakat bu görüş ona karşı beslediğim hürmeti eksiltmedi. Zira büyük- lerimin yaptıkları hatalara karşı kör kalmak benim için bır tabi- mirlerimin emirlerini icra etmeyi ve bu emirler hakkında muhakeme yürütmemeyi öğren- miştim. Hayatımın bu kısmını latmayı bitirmeden evvel, haki- katin s bir âşıkı olarak kak mak istediğim takdirde acı bir noktayı da kaydetmek İâzımdır. Filhakika daha on üç yaşında iken endiğimi söylemek be- nim için hazin bir vaziledır. Bugün himayem altında bulu ayni yaştaki çocukları görürken izdi düşündüğüm zaman bu cocukları tebrikten ve kendime acımaktan men'i nefsedemiyorum. Benimki kadar mantıksız bir - iz- divaç JTehinde — serdedilebilecek hiç bir ahlâki delil yoktur. Kari- Nişanlanma- anlat- dım, evlendim. Filhakika (Kathianver) de iki asul vardır. Birine nişanlanma, diğerine evlenme derler. Nişan- lanma iptidaf bir vaittir. Erkekle kızın aileleri arasında teati edi- lir. Kat'i mahiyeti haiz değildir. Genç erkeğin ölümü, genç kızın dul kalmasını istizam etmez. Bu aileler arasında aktedilmiş basit bir itilâftan ibarettir. Bunda ev- lenecek gençlerin fikri sorulmaz. Hatta ek:ıeri'y:ı müzakereden ha- beri bile yf..;lur. (CArkası var ) Parisi — İstanbuldan Kolaylıkla Dinliyebileceksiniz... Son gelen haberlere nazaran Paris Radyosu ,, yaptırttığı yeni — istasiyonun — tecrübelerini bitirmiştir. Bir haftaya kadar burada faaliyete geçecektir. Bu istasiyonun kuvveti yüz (kilovattır). Binaenaleyb 158 kilovatla çalışan ( Varşova ) dan sonra Ayvrupa- nın en kuüvvetli istasiyonu olacak ve sesini bütün Fransadan başka Avrupanın ekser - taraflarına da işittirebilecektir. Bu itibarla esa- sen şimdi bile İstanbuldan az çok işitilmekte olan ( Radyo Pari ) yakında büsbütün kolaylıkla di liyebileceğiz, demektir. ( Radyo Pari ) nin yeni ista- siyonu Paristen hattı müstakim | ile 30 kilometre uzaktadır. Fakat konser — mahalli Parisin içinde kalacak ve ses buradan istasi- DİKKAT : B porugri #ğtunda larını ve a yarından itibaren bi yona husus! bir telefon hattı ile isal ve oradan neşredilecektir. Söylendiğine göre alınan tertibat © derece fenni ve muntazamadır ki sesin bu suretle İsali en küçük bir mahzuru bile mucip olm- yacanlır. j ( Radyo Pari ) bu yeni ista- siyonu programlarını büyük — bir yaparken zenginleştirmiye de ehemmiyet — vermiştir. Yaptığı yenilikler arasmda ( Odeon ) tiyatrcsu ile akdettiği mukavele en başta gelmektedir. Filhakika ( Odeon ) tiyatrosunun temsilleri haftada iki defa ( Radyo Pari ) vasıtasile neşredilecek ve bu su- retle tiyatro meraklılarına evle- rinde en güzel bir temsil dinle- mek fırsatı verilmiş olacaktır. lca — latasyonların Radyo haberlerini bulacaksınız. göemnenn MOLSAŞ - Makinası dururben n - TÜRK-ANONİM'ELEKTNİKŞİL AEGGALATA' BAHTİYAR- fı:ıl z S y tadyoları eşsizdir. Sesi; yüksek, temiz ve ahenkli alır. Ayağinıza kadar getirmediği istasi; yoktur. Buna mukabil fiatıda inanılmıyacak kadar ucuzdur. Fazla olırılk lıkıltlfiuiıhıı.yo' Galata : Voyvoda caddesi KULELİ MAĞAZA 931 MODELİ NORA RADYOLARINI ARAYINIR

Bu sayıdan diğer sayfalar: