2 Ağustos Ha DA aç v Abdül DÜLHAMİDİN 2 P SON POSTA L ÜNLERİ iyo Ki: “Ka dınların Hepsi Havva Evlâtlarıdır. Yaparlar. ,, Dediklerini Mutlaka NAKİLİ: (Herhakkı mahfazdar) ; Ötekini de söyleyim mi? | ; adınefendi, başını sağ ta- 'Nt doğru eydi... İstersen » demek istedi. lülhamit, doktora döndü: T Sol memesi — hizasına *'onyalı tülbent koymuştuk. bi 'to sert gelmiş. Mecidiye Yüklüğünde — bir — yerini Maş, Dedi. Doktor, görmek is- | '.Abdulhımiı. göstermesi- | Söyledi. Fakat, kadmefen- ikisine karşı şiddetle derek; DA A Dünyada gör Tmem, huD'Ğ'L Doktor, — görmediği Üy Yaraya, —ezberden - ilâç Umiya mecbur oldu. # Kânunuevvel 327 h;:"d"lhımlt gecelerin uzun 'ndan şikâyet ediyor. — Bir türlü sabah olmıyor. 'Or, Ekhdülhımıt_. en çok Âbit ı.î' ile — meşgül — oluyor. anbuldan küçük kız geldi İeıleli_ çocuğun —neşesi de Taz aarttı. Gece, yatıncıya _d” babasını - eğlendiriyor. l."vük kızla daima (misafir- ik) Oynuyor. Bu oyun, Ab- dülhamitle — kadmefendilerin A hoşuna gidiyor ve hep- tini güldürüyor. Âbit Ef, son zamanlarda abasını giydirmeyi de pek Seviyor. Sabahleyin, Kadın- &endi Abdülhamidi giydirir- en, o da hemen bir sandal- Yenin Üstüne çıkıyor: — Bırakın.. -babamı Riydireceğim. Diyor. ben 12 Kânunvevvel Müşfika Kadınefendinin ra- hatsızlığı — benüz — tamamen geçmedi. Banyo yapmak isti- yor. Abdülhamit mâni olmıya çalışıyor : Fakat nihayet Abdülhamit mağlüp oldu. Galebe kadmm- efendi de kaldı. Bu münase- betle Abdülhamit : — Kadınların hepsi, (Hav- va) evlâtlarıdır. Dediklerini yaparlar. İsrar edilemez. Di- Yor. Bu sözler, belki de herkes tarafından binlerce defa söy- lenmiştir. Fakat Abdülhamidin Ağundan işitmek bana tuhaf geldi. Onun için — kayde- dımnıııı. 13 kânunuevrel Senede üç ay - Kânunuev- vel, kânunusani, bir de temmuz Aylari - müstesna olmak Üze- Te Selâniğin havasını Abdük mit çok beyeniyor. Hele Suyuna toz kondurmuyor. — Karakulak suyundan da- iyiş diyor. Onun fikrine Ikalı!’ıa deniz kenarındaki ev- er, sıhhate muzir. Karşıdaki i”b;,uı Rahmi Beyin evini Ç be ğ AÇAT arıldıktan ZİYA ŞAKİR — — “Abit Efendiye muallim tayin edilen Mülârim Mahmut Ef. (Elyevm Silrt meb'usu Mahmut Beydir.) — Ben, yalnız ahşap bina- ları severim. Şehzadeliğimde Yeniköyde sahilde bir köş- küm vardı. Yazın orada otu- rurdum. Bina ahşaptı. Yanına birçok pavyonlar da - yaptır- mıştım. O zaman param vardı. (Banker Zarifi ) isminde Rum bir sarraf ile iş görürdüm. İyi bir adamdı. Paramı çok kârlı bir surette işletirdi. Ben de boş durmaz çalışırdım. Bir taraftan — ticaret — yapardım. Koyun alır satardım. Güzel para kazanırdım. Diğer taraftan da (Maslak) civarında bir çifliğim vardı. O çiflikten de fazlaca hasılat toplardım.. Yeniköydeki köş- kümün bahçesini pek güzel yaptırmıştım. O tarihte, be- nim bahçemle, karşıda (Çu- buklu) da Fuat Paşanın bah- çesi İstanbulda meşhurdu. Bir gün. amcam Sultan Azir hepimizi bir deniz gezintisine davet etti. (Sultaniye) vapu- rile boğaza doğru gidiyorduk. aa | ONUNCU PATRON KUPONU etemirde ©n beş günde bir Ca aa aidağemaz — Patrona kstiyorsanız, bu aklayınız ve 15 ei * kaponı Kaap ae a şlarımız- layımıı. n olacaksınız. r |'r'edUA|k'N| gön atronlar I l Tstanbul — karilerlmle den itibaren j bir. hafta, taşra r.ı inde kuponlarını gön "';ldt:lu. Bu müddet geçtiklen TU kaccalar kabul edilmez. 59 Benim köşkün önüne gelince, amcam bahçemi görmek arzu etti. — Köşküme teşrifi şahane- lerini kendimce en büyük şeref addederim. Müsaade buyurun da, evvelce ben çı- kayım... Hazırlık göreyim. Dedim. Bir sandala atladım. Sahile — çıktım. için peynir, reçel, dondurma ve saire hazırlattım. Biraz sonra onlar da geldiler. Bahçeyi gezdiler. Nadide çiçekleri ve tel kafesler içinde muhafaza olunan bazı hayvanlarla kuş- ları çok beyendiler. Hatta bazısımı da istediler. Der- hal gönderdim... Şimdi, işin asıl garibi nerede ?.. Köşk, amcamın pek hoşuna git- ti. Doğrudan doğruya ben- den istese, biraz sakil olacak, Onun için şöyle bir manevra yaptı: — Bu köşk ahşap... Böyle güzel bir mevkide, böyle gü- zel bir bahçede ahşap köşk çirkin duruyor. Ben — sana bunu kârgir yaptırayım. Ara- da sırada biz de gelir kalı- İkram rız. ğ Dedi, Ben, başıma geleceği anladım. | (Arkası var ) Doktor Sa_ı ı (Baş tarafı 1 inci sayfada ) okadar tetkik edilmelidir. Bu- günkü Vasati Asya ve Sıbfr— ya dilleri ( umumi - filoloji ) için çok — lâzımdır. Bunun ehemmiyetini size tarif ede- mem. Eğer biz Avrupalılara yardım etseydik onlar birçok hatalar yapmazlardı. Oııh.nı'l bugünkü yanlış nazariyelerine biz yalmız hiddet ediyoruz, halbuki bizim de kabahatimiz vardır. ( Hint - Avrupa ) dil kök- leri bizim lehçelerimizde ay* nile vardır. Meydana çıkar- mak kolaydır. Eski Hint - Cermen dilleri ve sanskrit bakkında — zaten — Âvru, birçok kitap vardır. Bunları eski ve yeni türkçe ile kar- şılaştırmaktan — daha - faydalı ve hayret veren birşey yok- tur. Hayret veren diyorum, çünkü mümkün olsa da daha tafsilât verebilsem siz benden çok şaşarsınız. — İlmi ıstılahların arapça, ve acemce ve acemceden mi, yunanca ve İâtinceden mi alınmasına - taraftarsınız? Ni- çin? : — Türk dili kendi kendine bir medeniyet dili olabilir mi demek istiyorsunuz. rdur gunuz şey (15,000) kelimedir. Anladınız mı? Bu lâf kütlesini toptan ât- vi greko -laaten şekil ve telâf- fuzlarile olduğu gibi sigaya çekerken vicdanınız razı olur mu? Ben kabul edemem. Ev; velâ (Prituvan)ı (karın zarı, yaparım. — Çünkü Almanlar Bahar dalreniz, odal, DOKTORLAR DOKTOR AHMET HAMDİ Zührevi ve dahili haatalıklar, başı caddesi No. 145. Muayen: Galata Topçular caddesi PARİS TIP FAKÜLTESİNDEN Cik ve Zührevi bastalıklar mütehasıısı Dr. BAHATTİN ŞEVKİ Kabul saatleri sabah sekizden ki diye kadar — Babiâli îie'ı.:m y:ic;ğ.lııı'ıılndı No, 135 birinci kat. —l16 EMRAZI ZÜHREVİYE tedavi- hanesi — Doktor Aristidi Bey: Eminönü sabık Karakaş Han No, 8 —l0 DİŞ TABİBİ CEMAL ZİYA Köprübaşı Eminönü han ikinci | kat No, 4. Sabah dokuz buçuktan akşam yediye kadar hastalarını kabul eder. — Tpiş Tabibi K. Jamgoçyan Harbiye polis dkınlmhı sıra- daki köşebaşında 73 numarı ı'ııı"klzlı'niçıiı Sabah 10 dan ak- gam dokuza kadar. — SÜNNETÇİ KOLAY SÜNNET Ameliyesi için meşhur Halepli zade doktor. Talip Beye beş gün evvelden baber verilmesi. Sirkeci Nemlizade hanı. Telefon bul 1486 AHÇI DÜKKÂNI BEDAVA AHÇI DÜKKÂNI — Küçükpazarda - Kantarcılar - cad- desinde 42 numaralı dükkânda bir kısım le t mevcut ahçı- hğa mahsus kısmında bilâ icar kâr ve zarar kendisine ait olmak Üzere ahçılık yapmak arzu eden- ler müracaat etsinler. - im Ali Bey Fikirlerini ( Bauchfell ) yapmışlardır ; (menenj) i (beyin zarı) yapa- mım. Çünkü Almanlar (Hirn- haut) yapmışlardır. Elimden geldiği kadar böyle yaparım. Naçar kalırsam ovakit gre- ko - lâten şeklini kendi imlâ- ma sokar ve alırım. Meselâ (splenisation) kelimesini bir kere (dalağımsılık) diye yazar, düşünürüm. Olmazsa ondan sonra.. Fakat — olur. Mükemmel olur. Çünkü türkçe çok kıv- rak, çok elâstiki, çok munta- zam bir (idiyome) dur, mü- kemmel medeniyet dili olur. Bundan başka kelime iti- barile de zengindir. Akciğer ve karaciğer gibi Hibride yani meler kelimelerin bile halis türkçesi vardır. ( Disanteri ) Anadoluda (igıinik) - diyorlar. Ben fennen bu kadar şümullü bir kelimeyi ne hak ile lügat kitabımdan çıkarırım? Kendi bazineme nasıl delik açarım? (Adalei kasabai - terkuviyei- hilmiye) demem, bunun lâtin- cesi olan (sterno - eleido - mastoidien ) dahi demem, Al- manlar (kopfknicker) — ( başı eğdiren ) adale demişlerdir. Ben de öyle derim, öyle yaparım. Bugün dil en büyük, en mühim içtimal kuvvettir, herşe- yin fevkinde, Alemin tasdik ettiği en birinci varlıktır. Bi- lirsiniz ki eski Avusturya 7 memleket veya 7 ırka değil, yedi dile taksim edildi! Bugün biz Lehistandan, geldi. Şehirlerden köylere, arınız veyahut kiral; yiniz. (25) kuruş! malası İçin bir kuruş sayfiyelere K TERZİLER Uzun vadeli, mutedil gerait ile en müşkülpesentleri memnun edecek şekilde modaya göre elbise yapılır. Babıali No, 35 Yusuf Ziya, -8 SATILIK EVLER SATILIK — Üsküdar İhsani- yede 78 Noli bane satiliktir. Müştemilâtı yedi oda bir mutfak sarnıç terkos bahçesi kuyusu vâardır. Talip olanlar ittisalindeki bakkal Mustafa Ef. ye müracant. ERKEK İŞÇİ İSTİYORUZ ERKEK İşÇi İSTİYORUZ — Para kazandınyoraz. Bize mek- tupla sorunuz, İçine 6 kuruşluk pul koyunuz. İstanbul posta —ku- tusu $48 - MEMUR İSTİYORUZ — İşsiz zamanlarınızda çalışarak ayda 90 lira — kazanabilirsiniz, mektupla #urunuz, İçine 6 kuruşluk - pul koyunuz. İstanbul postahanesin- de 400 — — KİRALIK VE SATILIK — Emlâkinizi satmak yahut kira- lamak için 9-12 arasında müra- caat, tramvaya, şimendifere, İske- leye yakın olanlar müreccahtır. İstanbul Dördüncü Vakıf han asma kat 29 — ÜSKÜDARDA İmrahor mahal- lesinde Dogancılar caddesinde elektrik terkos tertibatını ve İkı kuyu ve nezareti kâmileyi havi 121 numaralı hane - satılıktır, içindekilere müracaat. — Sekoılovakyadnn. Romanya- an daha çok bahtiyarız. Çünkü siyast hudut içinde vahdeti lisaniyemiz vardır! Kendi elim ile oturduğum dalı kesemem, Türkçe yalnız bir gramer değildir. Bir idiome' dur. İdiome' da muazzem bir mef- hum vardır. Son derece sıkış- madan fedakârlık yapılmaz . (İspranto ) yahut (ido) gibi ikinci bir dili ileride herkes kabul ederse ben de kendi di- limin yanına koyarım. Yani kör gözlü bir Türk değilim. Fakat milli dil benim canımdır. Onu kendi keddine bü- yümüş — ve iİnkişaf — etmiş görmek en büyük emelimdir. Yaşamak için başka çare gör- müyorum, Bazı arkadaşlarım arşaizmanın aleyhinde bulunu- yorlar. Halbuki arşaizm yap- mak bazan İisana tasavvufi bir şekil verir. Hele ismihas- larda dile hususi bir tat ilâve eder. Fakat yolile yapılmalıdır. — Dil meselelerinin tetkik ve münakaşası için bütün alâkadarlardan mürekkep bir köngre - toplanmasını faydalı bulur musunuz ? 'i — Bulmam. Hiç muvafık değildir. O suretle birşey yapılamaz. Boş bir fikirdir. — Daimi bir dil encümenine ihtiyaç var mıdır? Bu encü- men — kimlerden —mürekkep olmalıdır? Nerede ve nasıl çalışmalıdır ? — İhtiyaç vardır. Bu ihti- yaç fevkalâdedir. Eskidenberi İügat toplıyanlara çok ihtişaç vardır Çıkılacaktır. Kıraya - verilecek daire ve oda istiyorsanız. —Arı ba işi yapabiliriz. (16) telimelik bir N MÜTENEVVİ TAŞRA BAYİLERİNİN NAZARI DİKKATİNE İılıııildiği şekilde — paket yııpkılnıık şartile gıı:lhe ü mak istiyen taşra — bayileri İstanbulda —Ankara — cadde- sinde Feyzi Ahmet hanında İzmir gazete bayii Tevfik Ef. ye müracaat etsin , İHTİRA BERATİ İhtira berat veya İmtiyazınızı, cllnlıııııxı ve medellerinizi ago'da 14 eylülden 20 teşrinlev- vel 931 lııiğing kadar açılacak olan BEYNELMİLEL SERGİDE teşhir ediniz. Sergiyi binlerce fabrikatörler ve alıcılar ziyaret ederek bu (i tira beratlarımı satmak için muh- terilerin eline geçmiş en büyük fırsattır. Hemende bütün kalar yeni icat ve Ihtirala: mek Üzere sergiye müm göndereceklerdir. Resim ve modellerinizi teşhir ücreti 28 dolardır. Bizim hususi sergi memur ve satıcılarımız be- rat ve imtiyazlarınızı fabrikatör- lere gösterecek ve onları sizinle temasa koyacaktır. Bunun için ayrıca komlsyon ücreti. alınmaz. Berat ve modelinizi ve kira be- deli olan 28 doları doğrudan doğruya bize gönderiniz. Size serginin — nihayetinde — mufassal rapor verilecektir. Adres: İnternational Patent Exposi- e Ca, Marchandise — Mart. Chicago. MEKTEPLER İTALYAN LİSESİ VE-TİCARET MEKTEBİ - Anlatiyor Bizden uzak Türk lehçele- rini bilen mütehassıslara çok lüzüum — vardır.. Bu — zevat (Umumi lengistik), (Umumt Hiloloji) den anlamalıdırlar. Anadolu lügatlerini topla- mak elzemdir. Bizim için çalışma tarm eski ve yeni almancanın tet- kikinden çıkacaktır. En kolay ve kabili tatbik yol Almanla- rın tuttuğu yoldur. Çekler ve Macarlar — onların — usüllerin! taklit ediyorlar. Almanların tarmı mesailerine şiddetle ta- raftarım. Dil Encümeninde Darülfünundaki Eski Yunan Edebiyati hocası da bulunma- hdır. Bu bapta tafsilât ver- mek burada lüzumsuzdur. Yalnız edebiyatçı ve üslüp- çu azaların faydasından çok zararı oluyor. Çünkü este- tiğe kapılıyorlar. Bir dilde okuyup yazmak ve hatta şiir söylemek ile o dili fennen | tanımak Aarasında çok fark — vardır. j Nerede çalışmak lâzımdır ? suali manasızdır. Bu encüme- | nin elbette bir kütüpanesi olacaktır. O kültüpane nereye giderse encümen arada kuru- | lur. 8 - 10 kişiden fazla azayı — daime olmamalı, Fakat mu- habir aza denilen aza yüz | kişi de olabilir. Sorduğunuz şeyler hakkında binihaye münakaşalar yapıla- küçük Asyada 14 milyondur. | Bunu hiçbir zaman unutma- malı,