İngiliz C ğ Hakikat halde Hayrı Bey l Emir hazretlerinin ve naibüssaltananın emirle- “hareket etmektedir. Alman neticesidir. Hakikat halde onun da maksadı Almanyaya gitmek, VAlmanyadan buraya gönderi- Tecek esliha ve mühimmatın İsevkini tacil etmektir.,, Bu izahat İngiliz casusları- ie gözlerini faltaşı gibi açtı, E biraz daha yaklaşarak tlerini artırdılar, Devam — — Vaziyeti anladınızya, şim- di size sizden beklediğim hiz- meti anlatayım: Buradan doğ- ru hududa gideceksiniz, Hayri görecek, talimatı olup yolmadığım — soracaksınız, mü- mılîbuı Hindistana gidecek, erin Hayber geçidine alt lerkânı harbiye plânlarını bu- İlarak bana getireceksiniz,, £ Togiliz casuslarına biraz da- itimat vermek lâzımdı: — İşte, dedim, size birer ika veriyorum. Bunu Hayri ye — gösterirsiniz. — Zarurt elinizle veriniz.,, — Bir masaya oturup Nasrul- ih Hana hitaben lâstikli cüm- leler ile bir mektup yazdım. Bu mektupta hizmetimizde ça- ıhıcık olan bu iki adama amaaş tahsis etmenizi rica .'odeı'lnı, diyordum. — Hintliler tekrar vıhüler ve sabahleyin | gelerek beni gördüler: — — Nasrullah Han bize be- Şer yüz rupye maaş tahsis Cetti, ilk maaşlarımızı da verdi. Şimdi gidiyoruz, başka bir /— emriniz var mı ? Dediler. Nasrullah Han maksadımı anlamış ve istediğim gibi ha- reket etmişti. Buna çok mem- 'nun oldum. Hintlilere dönerek: — — Hayır, dedim, bu daki- kada sizden istiyeceğim başka ı y yoktur. Allah yolunuzu açık etsin! Hintliler derhal — hareket ettiler. Ben de buradan husus! bir atlı ile Hayri Beye bir göndererek Hintlilerin :B vesikaya itimat etmemesini, fakat bildiğini de hissettirme- Mmesi lâzımgeldiğini söyledim. — Artık müsterihtim: — Hintlilerin Hayri Beyi gör- dükten sonra memleketlerine ' döneceklerini ve gördüklerini “anlatacaklarını biliyordum. — Maksat ta bu idi. İngilizler V v Efgan Emirinden şüphe ede- , huduttaki askeri ziya- leştirecekler, Avrupaya yar- göndermekten çekinecek- del Ş $ I bi birşe, B iyetlerini anlettım, ellerinde; asuslarını Hayri eye ; Ayrıca Bir Atlı İle De Hayri Beyi İkaz Ettim YAZAN: M. KÂZIM — Amanullah Hanın biraderi 'nayetullah Han askeri kıyafetile terdi, Filhakika Efgan Emiri aleyhinde şiddetli bir münaka- Tokatta İki Adam Öl- düren Cani Tutuldu Tokat, (Husust) — Toka- din Beybağı mahallesinde Zin- ciredi zade Hüseyin Efendinin oğlu Mehmet Efendi bisikletle evine giderken arkasından atı- lan bir kurşunla öldürülmüş- tür. Katilin, ayni mahallede oturan Ahmet isminde bir şahıs olduğu anlaşılmış, yaka- lanacağı zaman kaçmıştır. Bu cani iki arkadaşile şeh- rin —iki — saat mesafesinde Sıvastan gelen ve şoför Os- man Efendinin idaresindeki kamyonun — sekiz yolcusunu fsoymuş, Tokattan gelen bir köylüyü de öldürmüşlerdir. Şid- detle takip edilen Ahmet Bağ- hda yakalanmıştır. İki arka- daşı henüz tutulmamışlardır. Ahmet, — zabıtaya - verdiği ifade de Mehmat Efendiyi Abdüsselâm isminde bir ada- man — teşvikile — öldürüldüğünü söylemiştir. Abdüsselâm da tavkif edilmiştir. Kamyon soy- gunculuğuna iştirak eden iki arkadaşının Artuva köylerinde olduklarinı — itiraf — etmiştir. Bunlar da aranmaktadırlar, Emin Şarkeyin Bir Maçı Brookiyn, 23 (A. A.) — Dünya orta siklet boks sabık şampiyonu Mickey Valker ile Jack Şarkey arasında yapılan 15 ravuntluk boks maçı bera- berlikle neticelenmiştir. şa başlamıştı. Hatta hakarette vardı. İtiraf ederim. Bunları okudukça keyfim artıyordu. Aradan bir müddet geçince Hintliler “Kâbil,, de tekrar göründüler. Ellerinde uydurma bir kroki vardı: — İşte Hayber geçidinin plânlarını elde ettik, dediler. — Mükemmel, cevabını ver- dim. Şimdi size başka bir va- zife tevdi edeceğim; ben bir- kaç güne kadar vazile icabı Çin Türküstanına gideceğim. İhtiyar edeceğim yol Vedahan yoludur. Siz hüduda gidip Hayri Beyi görecek ve bunu haber vererek benim namıma teş- kilâta devam etmesini söyliye- ceksiniz. Casuslar bir defa daha yola çiktılar. Muhakkak yine Him- distana gitmişler, benim Tür- kistana geçtiğimi söylemişler- di. Halbbuki ben (Herat) a gidecektim. Hakikat anlaşıldı- ğı zaman muhakkak - İngilizler bu iki casustan şüphelenmiş- ler, kendilerini tecziya etmiş- lerdir. Bunu düşündükçe şim- di bile memnun oluyorum. Bu münasebetle İngilizleri bilenle- rin Aağızlarında dolaşan bir cümleyi kaydedeyim: Hintistanda — (300) — milyon , nüfus, (300) bin ingiîiı ve (300)| bin de casus vardır. İngiliz askerlerinin ehemmiyeti yok- tur. Mikdarı ancak 10, 15 binden ibarettir. Binaenaley Hint İstiklâcileri İngiliz ordusundan evvel bu pisliği temizlemelidirler. * Evet, “Kâbil,de kalmanın hiçbir fayda temin etmiyeceği muhakkaktı. (Herata) gitmiye karar vermiştim. Maksadım (Hemedan) a var- dığını — işittiğgim — kolordumuza vaziyeti anlatmak, Efganistana girmek istediği takdirde ma- lâmat vermekti. Bu sırada hareketimi - tacil için önüme bir fırsat çıktı. Bir gün Ffgan hükümeti na- mına bir memur gelerek bizi gördü: — Babir şah kasrı Emir Hazretlerinin haremi hüma- yunlarına — tahsis edilecektir. Sizin için şehirde başka bir mesken tedariki tasavvur edil- mektedir, dedi. Bu, sarih bir istiskaldi. Fakat kendi hesa- bıma ben bundan memnun oldum: — Esasen, dedim, biz de Kâ- bili terketmek üzereyiz, bina- enaleyh şehirde yeni bir mes- ken tedarikine lüzum yoktur. Bereketullah —Ef. — esasen Emire bir vedaname yarmıştı. (Mabadı yarın)" Katil Ahmet — |BUĞDAY MESELESİ NASIL HALLEDİLEBİLİR | Bu İş, Umumi Bir Maişet Meselesidir. | Aklı Erenler Böyle Söylüyorlar. (Baş tarafı 1 inci sayfada | Saniyen - satın alındığını far- zedelim, bu kadar mabhsuliü cemedecek yer bulamaz. Salisen — Köylünün elinde kalacak buğdayı, köylü ucuz fiatla — satmaktan — menedile- mez. Çüönkü köylü ihtiyacatını temin için behemehal mal sat- mak — mecburiyetindedir. Şu takdirde hükümet — elindeki pahalı malı ne yapacak ? — Rabian — Bu alım, sa- tımı yapmak için merkezden köylere varıncıya kadar büyük bir teşkilâta ihtiyaç vardır. Bu teşkilât yapılmadan bu iş ba- şarılamarz. Hamisen- Fiyatı düşen, mem- lekette - ve dünyada - yalnız buğday değildir. Arpanın, çav- darın, misirin, yulafın, tütünün, afyonun. tiftik, yapağı, hayva- nat velhasıl herşeyin, bütün is- tihsallerin fiatı düşmüş ve da- ha düşecektir. Memlekette yalnız buğday çıkaran köylü— himayeye, hem de şiddetli ve şuurlu bir hima- yeye muhtaçtır. Fakat bu himaye, buğdayını pahalı almak gibi hakikatte köylüye müfit olmıyacak — bir şekilde yapılmamalıdır. Ekmeği pahalılaştırmaktan mütevellit mahzurlar şunlardır: 1 — Memlekette işçi sınıfı pek fakirdir. Bunların maişet- lerini tazyik etmek — doğru değildir. 2 — Memurların çok mü- him bir kısmı, maaşı az insan- lardır. Bu sene kendilerinden fazla olarak hem Devlet ban- kası için her ay hisse kesile- cek, hem de ayrıca kazanç vergisi alınacaktır. Bu ax ma- aşlı memurlara daha pahali ekmek yedirmek caiz değildir. Bu tedbirler, gece yarısı evca içinde kıvranan bir has- taya doktorun bir enjeksiyonla yaptığı muvakkat müsekkin gi- bidir. Hakikt ve ciddi ıslahat ancak maişeti umumiye mese- lesini ıslah ile münkündür. Goys Tayyare Filosu Bükreş, 23 (A. A.) — Goys tayyare filosu; buraya gelmiştir. (Filo yakında memleketimize gelecektir.) * Size Tabiatin Resminizi bize gönderirseniz tablatinizi — söyliyebiliriz. Fakat bunun için gönderilecek resimler İyi ve tabil venla zebineğ- drüma “Hüyde, “Talb mütehassısımız — mütalemaında — hataya düşmesle. size * Tabiatlerini anlamak Üzere — bize restim gönderen karllerimiz - hakkında mütehassısımızın — mütalcasımı — aşağıld satırlarda — okuyabilirsiniz * M. Nazmi bey: Zeki ve hassastır. Usul — ve — merasime Ük riayet eder. Süratle mün- feil olur, hır- çınlık gösterir. Süsü sever, kendine ehem- A. Mustafa bey: Şakacı ve girgindir. Ça- buk ve gürül- tülü — konuşur, sessiz. ve İâ- kayıt değildir. | Muvaffakıyetle- rinin ilânından takdir ve te- veccühünden Ö hazeder. Ağirbaşlı ve mü dek kik tir . Kararlarında Fuat bey: Ç| ihtiyat ve te- T emni — vardır. Rahatini seyer. | Atak ve mü- cadeleci' döğü- ğ dir. Anlaşmıya mtemayildir. * Nihat bey: Gözü pek ve hürriyetine faz- la düşkündür. Fena muame- leyi — hazmet-i” mez, serkeşliğe müte ma yil dir. batçı ve id- diacıdır. Yüry ., ve mahçuptur. | Herşeye karış- Ç| maz ve sokuül- B” mez, — intizamı K ve temizliği se- j ver, mal kıy- meti bilir. Menf eatlerini * Jsraf etmez. * Ömer Falik “hmet Bey: Ağır başlı ve » ea — müdekki ktir. — Tabiatle karşı- laşmaktan, ba- — zan inzivadan seyahat ve av- —— © dan ve orijinal —— şeylerden haze- BeM der. Fikir imar ğ& ve icat kabili- yetinden mah- rum değildir.. Muamelâtında müösamahaya mütemayildir. Menfaatlerini yalnız — nefsine hasretmez. Resminizi Bize Gönderiniz, * * izi Söyliyelim... ; ; | masrafları da tenezzüledecektir. — | FERAH N datında mlrl “k göstermez. İktısadi Buhranın Yegâne Çaresi YAZAN: CEVDET SALİH (Baştarafı 3 üncü sayfada) bütün mesaili iktısadiyel mem- leketi, ve tekmil hususatı ma- liyei hükümeti göz önüne ala- rak hepsine birden yeni bir şekil vermek lâzımdır. İktasadi orkestramızı teşkil eden yedi sınıfın hepsinden de tenzilât yapmak zaruretinde ( Köylü ) den tenzilâtı, piyasası yapmış ve hâlâ yap- maktadır. Tüccardan tenzilâtı ise (rekabet ) temin etmekte olduğundan — tenzil ameliyatı ilk beş sınıfa ait olacaktır. Tenzilâtı, beş sınıfa, filhal, birden ve ayni zamanda yapmak lâzımdır. Çünkü —( buhran ) hepisinin — eseridir. Hepisinin zadei harekâtıdır. Hepisi de birden tenzilât yapmalıdır ki mehuzatlarından yaptıkları fe- dakârlığa ve tenzilâta muka- bil me da ( yani mas- rafları da ) tenakus etsin: Meselâ, hükümet masraf- ları indirmek imkânma malik olmazsa, — vergilerde — hiçbir tenzilât yapamaz. Çünkü tedi- | yatı sektedar olur. Masrafların — ( yani maaşların tenzili hı—) yatın ucuzlaması ile kabil olur. Hayatın ucuzlaması ise, yak | nız vergilerin tenzili ile değil, diğer beş sınıfın da ( yani in- hisarların, şirketlerin, belediye — ve Glâyetlerin, — bankaların, | eshabı emlâkin ) tenzilât yap- masına vabestedir. Bu beş | sınıfın mehuzatlarından — ten- — zilât yapması kendilerine bir tesir etmiyecektir. Çünkü hepsinin de o nisbette ve hatta daha fazla î İ miktarda Binaenaleyh gerek hükümet * ve gerek diğer beş sınıfın vari- — dıâlımî:ğM:M mucibi î en h Bı:tenıillbı umumu birden icra olunduğu zaman, bugünkü hayat yüzde elliden fazla ucuzlar. Hayat ycuzlamakla, müstahsil ucuz mal satmaktan mütcessir olmaz. Ve ucuz ma- hanız cihan piyasasında rekâ- bet edeceğinden derhal ihrar cat başlar. Ve memlekete par ra Ğ“' ir taraftan hayatın ucuzla” ması, &ğer tıııilmı ıneııılek" te para girmesi, (buhran) denir len ve memleketin hal ve is tikbalini tehdit ve tahrip edef afetten nişan kalmaz, Tiyatro Ve Sinemalar | J ALKAZAR — Titanik va yarış Kral ALEMDAR — İntikam ÖSRİ —- Sindelada ARTİSTİK — Sokak kızı ETUVAL — Aşkın terennilmli ELHAMRA— Kırık kalpler EKLER — Mersleksizler GLORYA — Hayalin sonu MAJİK — Herkes kendi bahtımt — Caxz kızları — Yılmaz — Muhtelif temsiller OPERA — — Büyük ihtiras şIK — Buscala kıymeti Taksl — — Varyote dühkpark— Hafız Yaşar ve A y elendilee — Kız külesi parkında « Darüttalir ——— MELEK MİLLİ