Mae Kari Gözile Gördüklerimiz Pendikte Bir Seb- zecinin Şikâyeti Pendikte sebze satıcısı Hamdi E£. yazıyor: Perşembe akşamı, cumaya ha- zir bulunmak için biraz fazlaca mal aldım. Üç küfe tutan bu sebzeyi cuma sabahı dükkânın önüne koyarak satmıya başladım. Biraz sonra belediye memuru Saim Ef, geldi. Dediki: — Bu küfeleri buradan kaldır. Derhal itaat ettim; — Peki! diyerek içeri aldım. Memur Efendi de gitti. Sast dokuz oldu, dört küfe karpuz geldi. Bunları da İçeri almayı düşünürken yine memur efendi geldi. Ayni ihtarı yaptı, onları da aldım, Fakat dükkân küçüktür. Ge- len mallarla dükkân dolmuştu. Öğle üzeri oldu. İki küfe hıyar geldi. Dükkân dolmuştu. Ben bunlara yer bulmıya çalışırken memur efendi tekrar geldi ve hamallar vasıtasile küfeleri de- nize attırmıya teşebbüs etti. Bit- tabi birakamazdım. Az sonra başka memurlarla geldi, hıyar küfelerini alarak belediyeye... naklettiler. | Şimdi küfeler belediyededir, üç dafa belediye relsi beye müracaat ettim: — Kanun böyledir! Cevabını verdi, Halbuki bu, benim sermayem- dir. Bunu alıyorlar ve iki defa- dır ki ceza yazıyorlar, Şu hale nazaran namuskârane İş yapmamak © mecburiyetinde kalacağa — benziyorum. Halbuki diğer bazı esnafa bu mümanaati göstermiyorlar. Hükümetimden, bir cümhuri- yet vatandaşı sıfatile himaye edil» metni istiyorum. Bir Amelenin İstediği Zongu'dak Türk Kömür Ma- denleri Anonim Şirketinin domuz ini kuyusunda ameleyi on ld saat çaliştiriyorlar. Ayrıca ayda beş, altı yermiyede fazla yaptırip parasını vermiyorlar. Bu işi yapan şirket mühendizlerinden bazıları» dir. Şirketin bu haksızlıkla alâ- kadar olması lâzım değilmidir? İhsan Bir Teşekl Teşekkür Yüksek san'atile musiki zev- kımızı tatmin etmek lütüfkârlı- ğını gösteren muhterem dek- tor Cemal Beye ve dinletme” fırsatını bahşeden radyo mü- dürü Beye alenen teşekkür et- meyi bir vecibe bilirim. Balıkesir okuyucularınızdan Veçhi Cevaplarımız Ankarada Mersin kıraatane- sinde Sadettin Beye: Bildirdiğ.- niz mesele müfettişlik veya diğer alâkadarlar tarafından resmen tahkiki icabeden bir meseledir. Mektubunuzda böyle bir tahki- kattan bahsetmiyorsunuz. Üni süz kiii 4 İİ İL ms sl POSTA Hayata Yeni GirecekGençler Ve Aileleri Okusun Meslekte Muvaffak Olmak İçin Üç Şart Çok Mühimdir Ders senesi ve imtihanlar bitti, Şimdi orta ve yüksek tah- sillerini bitiren birçok gençler, hayat denilen muamma ile karşı letmiye çalışıyoruz. karşıya gelmişlerdir. Onlar için en büyük imtihan şimdi baş- lamıştır. Hangi mesleğe girmeli ? işte bu sual gençlerin kolay kolay cevap veremiyecekleri bir müşküldür. Biz gençlerin bu müşküllerini hayatta uzun tecrübeler geçirenlerin lisanile hal- Bugünkü tavsiyeler, memuriyet ve ticaret hayatında mu- vaffakıyetli işler gören, gaztemizde de, iktısadi makaleleri in- tişar eden Cevdet Salih Bey aittir. # Cevdet Salih bey diyor ki: Meşrutiyetten - evvel, * şair merhum ( Tevfik Fikret ) i ara sıra ziyarete giderdim. Gerek benim ve gerek biraderim Mustafa Namık Beyin edebi- yata karşı fazla merbutiyetimiz vardı. Esâsen o günün gençliği, hayat ve hürriyetini hep ede- biyatta buluyordu. İşte (Tevfik Fikret) ile görüştükçe daima kendisine ; . “ Yakında muhak- kak inkılâp olacak, bir mec- mua çıkaracağız değil mi? ,, derdim. O da, kendisine mab- sus samimi şivesile “Hay hay elmasiı ,, derdi. Hayata Nasıl Girdim? İşte ben hayata; Tevfik Fikret omerkumun O yardımile (Aşiyan) : neşrederek girdim. iyann Omaddi (sermayesi, merhum babamızın iki birade- re verdiği seneyi tahsil para- sının toplu alınarak vazedil- mesi olmuştur. Biz bir taraf- tan doktora imtihanlarına çalı- şıyor, diğer taraftan gazeteci- lik ediyorduk. oOİki birader (Aşiyan) ı, 31 Marta kadar altı ay neşrettik. Hiç unutmam: (Aşiyan) m ilk nüshasında (bugünün gençlerine) diye kü- çük bir hitabe yazmıştım. Tev- fik Fikret ile o günkü Babıali caddesinden aşaği iniyorduk, kendisine gösterdim; okudu ve “sen çok müteşebbis bir adam olacaksın?,, Dedi. Ben bu teş- viki hayatım hiç © unutmadım, hâlâ tatlı tesiri ruhumda payi- dardır. Memuriyet Aleminde Gazeteciliği bıraktıktan son- ra memuriyet âlemine girdim. Ta çocukluğumdanberi arzum idare adam ve Kaymakam olmaktı. 325 senesi eylülünde (Nallıhan) a kaymakam olmuş- tum. Benim idare hayatında duyduğum aşkı, çalışmak için hissettiğim (şiddetli arzuyu, mübalâğasız iddia ederim ki pek az insanlar duymuştur. İdare hayatında çok muvaf- fak oldum. Bunu vazifeye kar. şı duyduğum şiddetli arzuya, payansız ve tükenmez vazife muhabbetine medyunum. Eski bir darbı mesel (Aşk olmayınca meşk olm derler. Bende bugünün genç- lerine tavsiye edeceğim en mühim nokta şudur: (1) — Her hangi meslekte olursanız olu- nuz, işinizi âşıkane seviniz, hani bir mısra var, Mecnun İsen ey dil, sana leyli mi bulunmaz Vazifesinin Aşık ve mecnu- nu olan için de, Leylâyı muva- #fakiyet her zaman sevimli SE, resini gösterir. İkinci Sır 2 — Muvaffakiyetin ikinci sırrı da: muhakkak muvaffak Samsun un Yangını Sekiz Ev Yane Yandı, Yüz- lerce Silâh Atıldı İl Samsun, 14 ( Hususi gec miştir)— Gece yarısından sonra saat ikiye doğru atılan silâh sesleri Samsun halkını beye canla yataklarından fırlatmış: — Ne oluyoruz? Diye pen cerelere koşturmuştur. Gecenin süküneti içinde ati” lan bu silâh seslerinin baş gösteren yangını haber ver mekte olduğu az sonra anlaşık miştı. Ve yine az sonra sabit oldü ki yangın, o Samsunun © yüksek noktası olan Kökçü oğlu mahallesinde baş göster” miştir. Yangının söndürülmesi hayli müşkül olmuştur. Bunun sebebi yolların bozuk ve yokuş Cevdet Salih B. olacağınıza inanmaktır. Bu ke- naati ruhunda yaşatanlar için, hayatta. muvaffakıyet. kat'idir. Halâ “batırımdadır. : Nalhhana kaymâkam: olduğum * zaman daha yirmi iki yaşında genç bir çocuktum. Nazır Talât B. (paşa) merhuma vedaa gitmiş. “ ben Nallıhan kaymakamıyım, teşekkür ve vedaa geldim. Gideceğim yerlerde muvaffak olacağım ,, demiştim. Merhum- da “elbet muvaffak olacak- sınız, bütün ümidimiz gençler- dedir , demişti. 3 — Hayata muvaffakıyetin ii üçüncü sırrı; ber ne bahasın olursa olsun. busui ve resmi her işte doğru ve namuslu olmaktır. | Bir Amele Demiryollar Doktorunu | Yedi Yerinden Vurdu Eskişehir, (lum) — Demir yollari İdaresi Doktorlarından Pertev B. bir amele tarafından yedi yerinden bıçakla yaralan- mıştır. Cinayeti yapan adam Pertev B. tarafından müşahe- de altına alınan bir saralıdır. Bu adam iyi olduğunu ileri sürerek işinin başına gönderil- mesini istemiş, doktor buna tıbbi imkân görememiş ve ne- ticede bu kanlı hâdise olmuş- tur, olması, mevkiin müsaadesi iğ” idi. Neticede sekiz ev yandı. Fakat itfaiyenin gayreti bütün bir mahalleyi kurtardı. Hamif “eri vr Jlaata Yeni GirecekGençler Ve Aileleri Okusun Kadın Ve Kalp İşleri Kadın Ve Kalp İşleri Koca Çocuk Yapmak | İstemiyorsa! Kadın Ne Y. Ne Yapsın ? Evli bir kadın, her kadın ibi ana olmak ihtiyacındadır. ihtiyaç, hem bedeni, hem ruhi bir teşekkülün mahsulü- dür. Çocuksuz bir kadın ha- yatta yarım kalmış bir mahlük gibidir. Analık en büyük zevk- tir ve kadın bu zevk için bir çok zahmetlere ve felâketlere katlanmıya âmadedir. Fakat bazı hodgâm kocalar vardır: Çocuk istemezler. Karı ile koca arasında bu meselede bir anlaşma yoksa, kavgaya hatta ayrılığa sebep olabilir. Yeni evli bir gencin çocuk istememesi biraz izah edilebi- lir. Hayata yeni girmiştir. Evli- liğin de tadını yeni tatmakta- dır. Hayatını, daha başlangıçta üçüncü bir vücudun endişeleri le doldurmak istemezse . hak- hdıri Fakat bu.'bir sene, veya mahdut birkaç sene devam edebilir. Nihayet çocuk ailenin büyük bir ihtiyacı olarak ken- dini gösterir. O vakit bu ibti- yaca karşı durmıya çalışmak, hem. aileye, hem de cemiyete hiyanettir. Ruhsar isminde yeni evli bir genç kadın, çocuk is- temiyen o bir kocaya düş- müştür. Kocası çocuk sevmediğini, çöcük (yaparsa evden kaçacağını söyliyerek onü tehdit etmektedir. Halbuki kadın çocuk için çıldıracak bir bale gelmiştir, bana. sc- ruyor. “ Bu'derdi nasıl halledeyim? Kocamı nasıl kandırayım? Kocanızın izzeti nefsine hü- cum ediniz. Çocuk yapmak istememesinin sıhhi bir arıza- ya istinat ettiğini, .bu zafını meydana vermekten çekindiğini söyleyiniz. Bu taktik kocanızı biraz daha makul olmıya sev- keder ve size mukni cevap vemiye mecbur olur. Eğer çocuk istememesi bir kapris- iten ibaret ise, inadından vaz- geçer, Fakat bu arzusu, ikti- sadi sebeplere istinat ediyor- sa yeni doğacak çocuğu iyi büyütmek ve iyi. terbiye .et- mekteki aczinden çekiniyorsa; bunlara çare bulmalı, ve onu öyle ikna eri Manisada A R Beye: Şüphesiz ki koklanarak sol- durulmuş bir çiçek, EE bir E Sayfa 5 Çocuğunuzu Diyareden Koruyunuz Çocuğunuzda şikâyetiniz varsa bize bildiriniz. Size doğru yolu göstermiye ça- lışırız. Şikâyetlerinizi o Ha mimteyzeye yazınız. Sıcak mevsim, çocukların düşmanıdır. Kızgın güneş altında çiçekler nasıl boyün- larını eğer, sörperek söner- se, çocuklar da, sıcaklarda dermansız ve takatsız kalır- lar. Onlan bu mevsimde korumak için çok ibtiyatlı bulunmak lâzımdır. Bir defa çocuğun “bel meyva ve abur cubur ye- mesine kat'iyen müsaade etmemelidir. e Olur olmaz meyva çocukta Diyare ya- par. Bu yüzden çocuk za yıflar, sararır ve solar. Keza çocuğa ağır yemek- ler yedirmeyiniz. Sıcaklarda ağır yağlı yemeklerin haz- mı güç olur. Çocuğun mi- desi bozulur. Hastalığa is- tidadı artar. Öğle sıcaklarında çocuğu sokağa bırakmayımz. Bir gölgede veya odada yatı- rp dinlendiriniz. Mümkünse uyutunuz. İkindi (zamanı olmadıkça yorulmasına mü- saade etmeyiniz. Çocuğa dondurma ver- mek te zararlıdır. Bu sıcak- | larda çocuk dondurmayı çok sever. Fakat ona ne-| kadar az souk şey yedi- rirseniz, o sıhbatini okadar | fazla korumuş olursunuz. içeğe tercih edilmez. Fakat kadın da buruşmuş ve solmuş çiçekten hoşlanmaz, © da taze çiçek arar. Siz önun bü ar- zusunu tatmin ediyor musunuz? Hanımteyze — TAKVİM — Gün si 20-Temmuz-931 Minar 76 Arabi 4: Reböilevvei-i15) Rumt 7. Haziran - 4847 — —— sakitsernakvanatl | valıtezami-rasatt Güneç(09.08 | 445 | Akşamjl2.—| 1837 Öğle | 443 (120 | Yatsı | 1. 21.4 indi! 441 (1618 | İmsak (6 562.35 | EE Tefrikamız : No. * : Ne. KUCAKTAN KUĞAĞA SERVER ÖBEDİ Nadire hayret etti: — Kim evlenmedi, ğum? Ben dulum ayol... de iki kocadan! —A.. çocu- Hem — Tamaml-Diye bağırdı. Gelecek. Fakat yarın on va- parile. Düşündüm, bu akşam çağırmayı münasip bulmadım. Dün geceden uykususuz, belki — A... yal Söylemedim mi | bir falso yaparız, bu gece sana? — Hayır. hafif tertip kafayı çekelim, güzel bir uykuya; yatalım. en ledim gibi ge- | Haydi, şöyle üstünkörü bir e > e. kendinize bee verin de azıcık gezi aile edi Atıf B. balkonda ıslık çaldı. Biraz sonra bir arabaya atladılar. zit Sen daha benim hayatı- mişsin.. Bir lan inle arım, Ah B. içeri girdi —m—m—— Nm Ka, mmm mamamammammamammmmamammammriinmiiimemikiizny, Diyaskalosa gittiler. Bunu Nermin teklif etmişti. Orada Fahire tesadüf edeceğini ümit ediyordu. Onu görürse ne ya” pacak? Ne cevap: verecek? Hiçbir şey dişiemeni birşeye karar vermemişti. Fakat onu görmek istiyordu. Niçin ? Buw- nu da pek düşünmedi. Nermin bütün masalara göz gezdirmekten kendini alamadı. Abf Bey buna dikkat etmişti. Sordu : — Hayır ola, kimi arıyor- sun ? — Kimseyi aramıyorum. Bir masaya oturdular. Ner- minin Atıf Beyden çekinerek etrafa (o bakamadığını gören Nadire, onun yerine, gözlerile Fahiri aradı ve buldu.. Uzak- ta, cazbandın yanında bir ma- sada oturuyordu. Nadire Ner- mine gözlerile bir işaret çek- işti, Atıf B. bunuda gördü: — Allah allah... dedi, size birşeyler oluyor... Gözlerinizle telsiz telgraflar çekiyorsunuz, etrafta birşeyler araştırıyorsu- MUZ... Biraz düşündü ve ilâve etti: — Bizim buraye gelişimizde bir hikmet var amma... Ner- min istedi burasını değil mi? Nermin güldü: — Boş yere şüphe ediyor sun. Atıf B. bir parmağının ucu- nu Nerminin çenesine değdirdi: — Küçük H... Bize de mi lolo? Dedi. Nadire bir kahkaha attı9 — Ayol, dedi, hiç ME Ma erk hin oğlu hine madik oynanır mı? Sonra Atıf Beye döndü: — Biz buraya dün Nerminle geldik. Benim tanıdığım bir genci Nermine takdim ettim. Nerminin hoşuna gitti. Onu RUS DiKiŞ MAKARALARI Sağlam » ucuzdur. yer Dünya MARKALARA arıyor. Atıf Bey: — Hadi hayırlısı, dedi, bu da nekadar doğru, Allah bilir amma benden niçin gizli; sunuz? Neden korkuyorsı rl Arkasıvar ) 2. Arayınız. Nalça DİKKAT