il &an Da Sadrazama Arzıhal Veren Ermeni Maksadına Nail Hakkı Mahfuzdur Bir taraftan bu işler yapılırken, diğer taraftan da Sultan Hamit aleyhine çıkarılacak skandal- ler, Avrupa efkân umumiye- sinde istenilen tesir ve cere-' yanı husule getirecekti. Sabin, sarayda kaldıkça daima Sultan Hamit aleyhine canlı bir ispat ve keskin bir silâh bulundu rulmuş olacaktı, Bu işler için İstanbula gelen Babik, evvelâ Vahakla ve son- ra Rusya sefaret baş tercümanı Maksimof'la görüştüğü zaman ona, mühim Şir rol verilmişti. Bu rolün icabı olarak, Babik, saf, cahil ve işten anlamaz bir adam vaziyetinde sadarete İs- a verecek ve kaybolan yeğenini arıyacak. Bu istida neticesinde, Sabin'in meydana çıkarılarak : — Al dostum emanetini... Denilmiyeceği şünhesiz.. Za- ten, komitece de matlup olan, bu neticeye vasıl olmak. Çün- kü bir zaman gelecek ki, komite, Sabinle irtibat tesis ederek onun saraydaki hayat ve mevcudiyetini vesikalarla tesbit İnme sonra, — elini şakağına koyarak: “— Ey Avrupal. İşte gö- rün ve şahit olun. | Zavallı Ermeni Okızları, esir oedi- liyor.. Sultan Hamidin sara- a satılıyor. Ve bu kızlar be sarayda, kırbaçlar ve tek- meler altında Sultanın zevkine ve şehvetine kurban oluyor. Devletin en yüksek resm makamına müracaat (evlâdımızı verin.) — diyoruz. Halbuki evlâdımızın o vücudu inkâr ediliyor. “Sarayda, öyle kız yoktur,, deniliyor, Kızımı zn sarayda olduğunu işte biz ispat ediyoruz. görünüz şu vesikaları... diye haykıra- taktı. Ve bu zemini hazırlamak için idi ki, Babik vasıtasile makamı sadarete istida ver- dirilirken, Mister Piyers vası- tasile de ecnebi matbuatında bir balon uçurulmuştu. Babik, ara sıra istidasını ta- kip etmek için sadrazama gi- diyor, (Leyte, lealle) ile savulu- yordu. Matbuatın neşriyatı ise derin bir sükütla mukabele görmüştü. Babikle arkadaşları diyor- ederek, Birincisi, Sabinin, hakiki hü- viyeti henüz an amıştır. uu halde, Sadrazam, eğer ha- imten kın aratıyorsa bey- İade yere zahmete girmiş oluyor. Netekim gazetelerin yazdık- lanna da cevap verilmemiştir. İkinci ihtimal Sabinin hüviyeti anlaşılmıştır. Fakat, Sultan Hamit, kızı istediği gibi saklıyor ve hiçbir şeye aldırmıyor. Eğer, kızın hüviyeti meydana çıkmış ve Sultan Hamit te bundan korkar rak kızı saraydan çıkarmış ol saydı, kız, derhal Rus sefare- tanesine müracaat edecekti... — Fakat, ya kın öldürür. lere ?... . — ep. Ee lerce düşünce ile rahat ve huzurun selbederken : birgün aske Ali Saip Paşa, maka- r Zamanın Sadaret Makan. Gelip Gidenlerden: Sait F;. mında hastalanarak konağına nakledilmişti. Gece (Paşamn hastalığı birdenbire arttı. Cel- bedilen doktorların verdikleri Olabildi Mi? Yazan: Ziya Şakir ilâçlara rağmen Paşa fenalaş- tıkça (fenalaştı ve nihayet sabaha karşı Saip Paşa ebe diyen gözlerini kapadı. Seras- | kerin vefatı, arzedildiği zaman, Hünkâr iki zıt düşünce kar- şısında kalmıştı. Evvelâ, tevehhüm ettiği bir nundu. Fakat, bu ani ölüm acaba hakikaten tedavisine imkân bulunamıyan bir hasta- hktan mı, yoksa, şahsı hü- mayuma yapılmak © istenilen sui kastın herhangi bir nok- tasında ihtilâf zühur etmesin- den dolayı Seraskerin vücudu- nu izale etmek için verilen zehirden mi ileri gelmişti? Sultan Hamit, o gece ser- askere verilen ilâçların hepsini celbetti. Şişelerin ağzım mü- ! hürletti, Kâmil paşaya haber aman, telâş içinde buldu. Hünkâr, seraskerin böyle birden bire vefatından dolayı beyanı te- essür ettikten sonra dik dik | Arkası var ) Â düşmandan kurtulduğuna mem- İğ Kâmil pa şanın yüzüne bakarak: SON POSTA asıl İstifade ediniz İğ 1 — hn 3 sete geçmiyecektir Mİ lecektir. 3 — Her iin Sadet lin kupon mukabilindedir. 4 — Her $ swtedm falasına 2 kupon Hâve edilmelidir. $ — Her kupon Üzerindeki tarihten bir hafta müddetle mateberdir. SON POSTA yı okuduktan sonra ilin kuponunu saklayı- İH nız. Bundan 5 adedini ilânınız ile birlikte bir zarfa koyarak $ Ü posta ile idarehanemize gön“ Ü deriniz. Ilânınızın gazeteye gir- mesi için bu kadarı kâfidir. — SON POSTA —— BEDAVA ..ÂN KUPONU 25- Kânunuevvel-1930 e MANDARİN FİDANI — Beher ededi iki kuruştan elli bin adet satılık yabani mandarina fidanım vardır. Rize Kazancı zade Abdullah BİÇKİ DİKİŞ DERSANESİ — Pan galtı, Cedidiye Besten apart. No 30-3 Fantezi, tayör, mezunelere maariftem #*hadetname, MUHTEREM TÜCCARLAR — Gümrük işlerinizde istifade, sürat, teshilât ve teminat İsterseniz Bahçekapı Agopyan hanında OİLHAMİ AHMET (firmasına veriniz. KİM KAYBETTİ — Kadıköyünde, Çiftehavuzlarda (10) gün evvel dört dan müre taşlarlı Üiymetli biz ve eli lr ineleri bulunmuştur. Sahibi, Kadıköyde & yolağında numarada — Muhtar beye müracaat. “ŞEN YUVA — Beyoğlunda Tokatlıyan şi Şuterazisi O 3 3 Na Türk müestesesi, Kadehi 19 Kr, mete temiz ve nefis. Tecrübe ediniz. Aşılanmış nadide fidanlar — Fransız armudu ve Rus yefali ve eriklarine sö thk fidanlarım vardır. Rize Kazana zade Abdullah Çok Çocuklu Ailelere Yapılacak YardımdaniİstifadeEtm Hıfnasıhha kanunu mucibince hükümetin yapmayı vadettiği para yardımından istifade etmek için deren aileleri aşağıya dercedi- yoruz! 1 — Ankara, İç nahiye- sine merbut Kıbrıs karyesinde, Veli oğlu Seyit ağa ve refika- sı Fatma H. ve çocukları: Ali, Cafer, Mehmet, Osman, Rabia, Hafize Hanım ve Efendiler. 2 — Balıkesir, Celâlettin mahallesinde (müezzin molla Ahmet Ef. ve refikası Hatice H. ve çocukları: İsa, Mehmet, Hafız Mustafa, Şevket, Hamide, * Emine, Kadriye Hanım ve E- fendiler. 3 — Edirne, Hocabali ma- hallesi, Mandıraci İlya Ef. ve refikası Madam Balsevat. Ço- cuklar: İsak, Aşer, Yasef, Ester, Roza, Esterya Hanım ve Efendiler, 4 — Eyüp, Eski yeni ma- hallesinde Kırkmerdiven cad- desinde 18 No. da Mehmet oğlu Mustafa Ef. ve çocukları: Fatma, Zeynep, Cemil, Şazi- ye, Mehmet, Lerzan Hanım ve Efendiler. 5 — Gebze, Tuzlada, ba- hıkçı Hüseyin reis ve refikasi Ayşe H. ve çocukları: Mustafa, Nigâr, Zekiye, (Sabahattin, ekİstiyenler Tren . Kartaldın Pendiğe gidiyordu. Kondüktör birinci mevki vagonlardan birinin ka- pısını açtı ve içerde, orta yaşlı bir adamın genç ve ga- yet güzel bir kın göğsünde sıktığını, dudaklarını ayırma- dan, uzun bir buse ile öptü- günü gördü. Zevk, merak, vazife, ve kıs- kançlık hislerini bir anda du- yan kondüktör, vagonun eşi- ğinde epey durdu, kendilerine gelmeleri için yolculara vakit kazandırmak istedi. Fakat, erkek yolcu, kon düktörü gördüğü halde, kol- larının arasındaki tatlı mahlö- ku bırakmıyor ve dudaklarını, o kim bilir ne lezzetli taze etten a; ordu. rk denle nis başka hiç kimse yoktu; kondüktör artık vazifesini yapmak sırası geldiğin hükmederek yolcu- ay Erkek hafifçe doğruldu, fa- kat güzel kızı Gesi tama” mile bırakmamıştı. Kondüktör sordu: — Bu hareketinizin edep ve terbiyeye mugayir olduğunu bilmiyor musunuz? Erkek şaşırtıcı bir sükünetle cevap verdi: — Hiç ehemmiyeti yok! — Bu bhareketiniz kanuna da mugayirdir. — Hiç ehemmiyeti yok! — Fakat bence bunun bü- yük bir ehemmiyeti var. Va- gonların seyyar birer randevu evi olmasına müsaade etmemek benim vazifemdir. Binaenaleyh size soruyorum: Bu hanım ai- lenizden midir? Erkek yolcu, gözlerinde, biraz evvelki busenin tadına ait hatıralarla, gayet kayıtsızca şu cevabı verdi: — Ne münasebet! Bu gör düğünüz nefis pırça benim metresimdir | — Metresiniz mi? — Evet, — İtiraf ettiğinizi unutma- yınız | — Hiç ehemmiyeti yok! — Ehemmiyeti var mı, yok mu, şimdi anlarsınız. Şu bilet- lerinizi bir görelim bakalım. Erkek yolcu, rehavet içinde ağır ağır, cebinden iki “bilet çıkardı ve memura uzattı. Kondüktör, bir zafer kab- kahası bıraktı: — Bu biletlerin biri ikinci, öteki birinci mevki, — Hiç ehemmiyeti yok. — Var. Bu, birinci mevki vagonudur. Burada ikinci bi- letle oturamazsınız, zam vere- “| ceksiniz. Vahdettin, Şerife H. ve Etler. 6 — Balıkesir, Susığırlık, hükümet karşısında, Osman oğlu nalbant İsmail Ef. ve refikası Ayşe H. ve çocukları: Adalet, Hidayet, Saadet, Hay» riye, Şaziye, fatma Hanım ve Efendiler. 7 — Mudanya, Karafatma mahallesi, Çardaklı kahve, s0- kağı 18 No.da Girit Kandi- yeli Nuri Ef. zade Ali EF. ve refikası Remziye H. ve çocuk- ları: Yadigâr, Dilpesent, Mu- zaffer, Kemal, Suzan, İlhan Hanım ve Efendiler. — Hiç ehemmiyeti yok. Öyle mi? Pendikte gö- rüşürüz! * Pendikte kondüktör, erkek yolcuyu karakola davet etti. Kadın istasyonun © bekleme salonunda kaldı. Kondüktör, karakolda bü- tün badiseyi anlattı. Zabıta memuru, yolcuya sordu: — Vagonda, bir hanım kucakladığınız doğru mudur? — Hiç ehemmiyeti yek. — Adabı umumiyeye mu- gayirdir. HİKÂYE Bu Sütunda Hergün Nakılk Server Bedi Hiç Ehemmiyeti Yok! — Değildir. Vagonda kim- se yoktu. — Hanım metresinizmiş. — Değildir. Hanım zevcem- dir. İşte hüviyet cüzdanım! Zabıta memuru duraklıdı: > Mademki hanım zevce- nizdir ve vagonda sizden baş- ka kimse bulunmadığı da mu- bakkaktır, © halde bunun ehemmiyeli yoktur; fakat ikin- ci mevki biletile birinci mev- ki vagonunda ne işiniz var? — Kondüktör biletin tari- bine bakmadı. Halbuki vazi- fesidir. Bu, dünkü bilettir. Bu- günkü bilet cebimde. Yolcu yeleğinin cebinden bir birinci mevki bileti çıkardı — İşte! Zabıta memuru kondüktöre döndü: — Arkadaş! dedi, bu Ef. ye hiç birşey yapamayız, çün- kü hiçbir kanunda muzipliğin cezası yoktur. Yolcu ağır ağır odadan çe karken, kondüktör, kindar bir tebessümle ona kapıyı açmıştı, Yolcu bekleme salonunda zevcesini buldu. Kadın, telâş içinde, soruyordu: — Ne oldu? Erkek (etrafına (o bakındı, kimse olmadığını görünce ka- rısım kucakladı : — Hiç ehemmiyeti yok! dedi. Yeni Neşriyat Sıhhi Sayfalar İl inci nüshası çıkmıştır. Trahom hastalığ:, zübrevi has- talıklar hakkında halka mah- sus sıhhi terbiye makalelerile beraber sihhi ve tıbbi yazılar vardır. Milli Mecmua 121 inci numarası tasarruf haftasına ait bir musahabe ile intişar etmiştir. Bu nüshada resimlerile beraber halk ede- biyatına ait şiirler, ilmi ve fek sefi makaleler, mektepçiliğe dair yazılar vardır. Odlu Yurt Mili Azarbeycan fikriyatını terviç oOoeden bu aylık mecmuanın O23 üncü sayın çıkmıştır. Azarbeycan * parlâ- mentosu, vaziyeti, hayat ve matbuatı, Rusyada son hadise- lere ait makaleler vardır. Kısırlık Şişli seririyatı | sahip ve müdürü doktor Ahmet Asım kısırlık hakkında (mevcut yan- lış telâkkiler, Kısırlığın müvel- lidi, sun'i kısırlık, gebeliği caiz olmıyanlar ve saireden bahseder. Resimli bir kitaptır. Türkiye Hilâliahmer Mecmuası Hİ inci mumarası çıkınıştır. Sıhhiye tayyarelerinin taarruz- dan masuniyeti, tayyarelerin attıkları (o kimyevi omevadia karşı (şehirlerin © müdafaası, Mısırda © uyuşturucu (o ilâç- larla zehirlenme iptilâsı, pa- ği Baek e elisa # mği NN e e ld ef le SRMN ga