Kari — Gözile Gördüklerimiz | | — Şey Bir lütekait Ne Diyor?| *SON POSTA, nn 13 Kânunevvel nüsharında Ankaradan bir haber vardır “Tekalit kanununda tadilât,, Eski teka> Gtler hakkında bir adalet lera elunuyor diye büylük bir gaflele düştüm. Hayır, gene yeni tekadtlere dairdi. * Başımı İki avucmun” arasında sıka- vük düşündüm ve dedim ki aceba biz de çalışmadık »i7 Biz de namusumuzla ve şerelimizle bu and vatana hizmet etmedik midi? Ve bugüakü. variyet bizim ve dedelerimizin türlü fedakâr: hiklarile ve milyonlarca şehilleri saye- sinde vücuda gelmedi mi? Miktarı topu topu Bir avaç kalan bizlerin çoğu dâ şimdikilerin Sz babaları, dedeleri ve banlarının da kardeşleri değil miyiz? Kanun masıl olur da bir vatanın aynl mmufı arasında müsavata rlayet etmez? Ben bu bususta adületi - filiyatile görmek İstiyorum. Bütçeye birşey lüve edilmesini de istemem. Yenilerden bir miktar kesilirse müsavat derhal hasıl olur. Düşünelim ki bu satırları yazan adam, mühterem eaki tekalit arkaday- larından birçoğu kadar ihtiyaç içinde değildir. Henür çalışabiliyorum. Allemla güllesi de oldukça hafif. Halbuki öte tarafta, başlarında Üç dört kişi bulu- man ve çalışamıyan Acir hastalıklı ne kadar tekalit var! Onları düşünmiye cekmiyiz? Onların çocukları bu valanın evlâdı, bu vatanın İstikbali değil midir? Ricâ ederim, gazetenizin göre görü- mecek bir yerine gu maruzatımı koyun. Belki tesiri olur da hem hükümete ve hem de size hayırlı bir iş gördürmüş oluruz efendim. Bir Mütekait Fen, Bu Der-ek Değildir Mektep — doktorumun - verdiği rapor Üzerlne gözlerimi — muayene — ettirmek Üzere müdüriyetten aldığım mektubu bamilen hastaneye gittim. (bastanenin demini burada kaydetmedik) Sertabip Bey göz doktoru Beye havale ettiler. Bast on bire kadar beki 'ikten sonra göz doktoru Bey geldiler ve bana; — Geçen gün de söyledim. Muayene günleri Pazarlesi ve Çarşambadır. Bu defalık ta yapayım da bir daha yap- mam, diyerek gözlerimin rengine bile bakmadan bir reçete yazdılar. Mülkiye mektebi talebesinden : Zükhtü Faik SON POSTA : Bu hususta alâkadar. ların mazarı dikkatini celbederiz. İlme, denne hürmetimiz vardır. Fakat insan- Tara daha fazla. — Cevaplarımız Ankaradan İmzasını koymadan meh-” tup gönderen arabacı karilmize : Mektubunuza — imza — atmamışsınız, adren koymamışamız. Bu vaziyette ne yezabiliriz. o Sivasta Ahmet Hulüsi Beyes: Yazınız çök şabsl mahiyettedir. Esas mesele de bizce malüm — değildir. — Vaziyeti alâkadarlara bildirin. Tahkikat yapılam. Ea wfak bir fikrimiz — bile — olmuyan bir mesele hakkında bir adamı natıl Hiham ' edebiliriz. mGazi, Hı. ne umumi memleket meseleleri hakkında — fikirlerini isal etmeleri için karilerimize bir sütun açmıştık. Bu hususta söy- lenebilecek fikir ve mütalealar hemen hemen serdolunmuştur. Hakikatin tezahürü İçin açılan bu sütuna yakında nihayet veri- lecektir. Badema karilerimizin mezkür sütun için yazı gönder- memelerini rica ederiz. Te[rıl:a No. 12 — Kolay! dedi Hayri Bey, siz bata bırakın, ben Fatuş Hanımın gönlünü yaparım. Fa- kat kendisini bir türlü göre- miyorum ki... Annem — birşey söylemiyor, belli ki — düşünüyordu. Hay- ri Beyin benimle temasına mü- saade etmek kolay — birşey valeğill Adeta bu, ihtiyar — bir kürdun eline benim gibi bir Londranın nüfusu o derece fazlalaşmış ki bugünkü cadde- ler ve şehir plânı ihtiyaca kâfi gelmemektedir. Meselâ 1940 senesine kadar bugünkü şekil muhafaza edilecek — olursa, Londra halkının azim müşkü- lâta uğrıyacağı tahmin olunu- yor. Onun içindir ki 1940 sene- sinde tatbik edilmek üzere yeni bir plân müsabakası açıl- mıştır. Dercettiğimiz resim, bu müsabaka neticesinde en ziya- de muvaffak addedilen bir artistin eseridir. Gösterilen arzu üzerine ya- pılan bu plân mucibince tren- ler yer altından geçecektir. Tayyareler için binalar arasında kurulmuş geniş köprüler üze- SERVER BEDI pilici teslim etmekten farksız. Fakat çare yok. Ben için için gülüyordum. Benim gönlümü alabilmek için Hayri Beyin ne yapacağını merak etmiye başladım. Çene- mi mi okşıyacak? Bana bebek | mi alacak? Beni kucağına otestup nasihat mi verecek? Bu cin fikirli herifin daha kur- nazca birşeyler becereceğini « SON: POSTA ' - " Günün Ihtıyaçları, Hayatta Ve Her- de Büyük Değişiklikler Yapıl- masını İcap Ettırıyor rinde istasyonlar tesis edilecek, piyadeler için ayrı geçitler birer gösteriyor. Bu köprüler, şehrin nakliyatına mani olmıya- Teşkilât Ve Yeni Göre Şekle İstanbul — vilâyeti, — vilâyet Cemiyetlerin — teşekkülüne verilec k rin umumi asayişine — müessir masını — istilzam ve en seri vasıta ile | zannediyordum. Hayri Bey devam etti: —Evet, dedi, kendisini bir- kaç kere görsem, ben mese- | leyi hallederim. Siz onu bana yarın sabah gönderiniz, ben Fazılı daha erkenden savarım, Fatuş b> ola baş başa kalırız. Annen hep susuyordu. Za- | ten onun midesini bulandıran | şey, bu “baş başa, kalmak değil mi? Kadıncağız nihayet razı oldu: | — Peki, “dedi, yarın sabah bir bahane bulur, onu sizin | bölüge yollarım ! Hayri Bey, ciddiyet yınq bulunacaktır. Plân, buları birer | Vaziyeti Ne leşmesi üzerine muhtelif makamın vazife ve tesbit ve keyfiyeti tamim etmiştir. Bu tamime göre: cak bir şekilde olacaktır. Eğer bu plânın tatbikine şehrin manzarası baştan başa değişmiş olacaktır. Salâhiyetler Muhtelif Makamların Olacak?. Şehremanetinin — bir- salâhiyetlerini ile, dair müesseseler - tarafından beyannameler kaymakamlar tarafından da — kabul olunabilecek; kaymakamlar mahiyet ve şümulü itibarile şehi- olan ve umumi tedbirler alın- eden mühim hadisatta doğrudan doğruya Polis oradan aldıkları malümatı derhal infaz edeceklerdir. “müdüriyetine müracaat ile mıyan bir sesle: — olun ki ben de onun çemünü alacağım, tevec- | cühünü kazanacağım, dedi. | / — Fakat, sakın bu meseleyi açmayın ha! — Siz bana bırakın i Hay koca bunak! Kendine güveniyorsun ha.. Dur bakalım. Fatuş abla senin başına bir çorap Örerse görürsün! * O gün bizim valdede bana bir iltifat, bir iltifat. -Aman efendim, yüzüme bir gülmeler |. Utatlı sözler, rum,, lar, “kızım,, , “evlâdım,, ) mütehakkim İ şıklarını hatırlattı. lâz n olan para sarfedilebilirse | yüksek bir mevki Peri Masallarındaki Âşıklar Gibi Dün Taksimden C.M. imzalı [ kariimden aldığım bir mek- tupta Sarıyerde gayet güzel bir kıza âşık olduğunu ve bu onun gibi daha birçok genç erkeklerin de kalbini sarstığını, fakat hiçbirisine ba- şını bile çevirmediğini, bütün fşıklarının arasından mağrur ve geçip — gittiğini yazıyor. Hem bunlar öyle âşık- lar üı daha medihle başlamış ve bir defa görünce tutulmuşlar. Bu hikâye bana peri masalla- rındaki — dünya — güzellerinin Ve ayni mevkide olan bugünün gencine acıdım. Kendini bundan kurtarmak için evvelâ fazla hayale kapıl- maman ve maddi, cinsi güze- liği bukada. büyütüp ona ehemmiyet vermemen lâzımdır. Buna hem tahsilin, hem de faşın müsaittir. Bu prensipi ğir defa kabul edip tatbik et- miye başlarsan günden güne kendine daha fazla hâkim olduğunu göreceksin. * Kadıköy Sevda Hanım: Siz bazen hırçın görünen, fakat cabında makul olan bir genç kız- amnız, Yalnız biraz intikamcı ve kincisiniz. Binaenaleyh inatçı bir erkek sizin hayatınızı istirapla doldurabilir. Evleneceğiniz adamın yumuşak tabiatli, vemakul olma- mna itina etmek lâzımdır. * İzmir Göztepe M. P. H. Siz yapmak İstediğiniz herşeyi yapabilecek kuvveti kendinde bu- lan bir kızsınız. Ve bu kabilden birçok muvaffakiyetleriniz de var- dıı. Yalnız evleneceğiniz gencin- zafına — ve iradesizliklerine tılııııııııul edemez, onun da kuv- vetli ve Iktidar sahibi olmasını istersiniz. Binaenaleyh siz ancak işgal eden zengin değil, fakat manen ve maddeten kuvvetli olan bir kim- se ile evlenmelisiniz. * M. E.ŞH. Sizin henüz evleneceğiniz ada- min nasıl olacağı veyahut masıl olması lâzım ğ:ldltl hakkında tebellür etmiş bir fikriniz. yoktur. Bazı erkekleri beyeniyor veya seviyor — gibi — görünüyorsunuz. Bunlar geçici — şeylerdir. - Bu- nun İçin siz evlenmiye karar vermeden muhitinizdeki erkekleri biraz daha ölçmeli ve onları biraz daha tetkik edip tanımalısınız. — | Gun S1 28- Kâ.evvel-930 — Kasım 50 İzmir Karataş, 25 numara Neclâ Osman H. Siz gayet ince, hassas herşey- den çabuk mütcessir olan ve gü- zel şeyleri görmekten, arasinda bulünmaktan hoşlanan bir genç kızsınız. Onun için ev- lar, —arada boynuma bir, — sebepsiz sarılıp bir öpmeler... İşin iç — yüzünü bildikten sonra, gel de sen buna (evlât muhabbeti) de ba- kalım! — Fatuşçuğum, — sinemaya gider misin?. — Aah.. p — Çocuğum, evde sıkılmı- yor musun? Artık sokağa da çıkmaz oldun, a benim biri- cik yavrum.. — Him m m., — Geçen gün iskarpin is- “eanim,, lar “yav- |tiyordun, sana para vereyimde... İ — Şimdi istemiyorum. Kadın Ve Kalp İİşl.eAri Kocalarınızı Nasıl Seçebilirsiniz ? Karar Vermeden Bize Bildirin.. Arabi Rumi 7 “Şaban - 1349 — | 15 - Kü.evveki$ik — — Vakit-Erasi-Vasatı | Vakıt-Erani- Vasati —— ' onların | Güneş 2. 58/7 25 | Akşam' I.— TELİ Öğle| 7. 28 1215 | Yataa | 139 1825 İkindi| 9. 48| 1435 | lmsak |12.s1 | s. 37 Elbise şek”ade bir manto. Kumaşı kad... olursa daha cazip bir şekil alır, yaka, bir nevi eşarp şeklini almıştır. Kol kapakları kareli ve gümüşi kumaştan yapılmak münasiptir. Tek ön düğme biraz yana alı- narak umumi şekle bir nevi Romaftonik)i biçimi verilmiştir. lenmekte eğer ihtiyatlı hareket etmezseniz çok bedbaht olabilirsi- niz; güzellikten hoşlandığınız için herhangi güzel bir erkek ksizi aldatabilir ve sizde onu sevebilir- siniz. Fakat siz herşeyden — evel Bizi anlıyan, sizin bire yatınızı tak- dir eden, bislerinize bürmet et- mesini bilen bir gençle evlenme- Tisinlz. Hanmjtyzı -— TAKVİM — — Ne de tok gözlü, kibar — tabiatin vardır. — Öyledir. — Senin —annen olmakla iftihar ediyorum. — Yaşa! Annem gene boynuma sarı- hyor. * * Ertesi sabah yataj mun baş ucuna geldi: — Fatuşçuğum... dedi, hadi kalk ta, kiracıların Wlıı git, Hayri Beye de ki: “ vab denin biraz sıkıntısı var. Aylığa mahşuben beş. İlra ia> tiyor.,,