Ağaoğluna Dair Mühtercin gazelenizde Ağaoğlu Ah- Met Beyin Celâl Nurk Beye hitaben Yazdığı — cevabi okudum. Kendilerini Pek yakından tanımoklığım - dolayısile ıı"huuu bilmiyenlere veyahut bilip te ek istemiyenlere tantmak isterim. | __,_*işııh. Ahmet Bey, Türk gençliği- BÜt düygvlarmı uyandırmak için "dan kırk seme evvel Azerbanyeanda ve (Terakki) mamlarile çıkardığı :.ı:"'" ve muhtelif eserlerile Türklük İne büyük hizmet etmiş, Türk ..""- yüksekliği hakkında hitabeler- * bulunmuştur Meşrutiyetten — bugüne valanımızda çalışmakta olduğu 'e malümdur. Ağroğlu Ahmet Bey, Azerbaycanır'i Kurabağ Türklerindendir. Halis Türktür. 'Pb.—. Karabağlılar lisan itibarile de 'kçeden başka bir lisanla görüşmer- * Türklük uğrunda taşkın mefküre Mahibidirler. Ağasğlu Ahmet Beyi Türk- :':;— Gyri bir gözle görenler ve aöz İyenler evvelâ kendi milliyet ve mel- lerini görmeli ondan sonrasöz söyle- İldirler. Bu sözü söyliyenler türedi SİNselerdir. Ağsoğlu Ahmet Beye dil efendiler iyi bilmeli ki vatan- DA t Beş iyede adam '“'"'uınıh':îıuıa.'.I p7 Türkoğlu Demir Bu Hale Bir Nihayet Veriniz '_”»lııu.ıu. fen fakültesinin arkasın- Büyük Reşitpaşa caddesi iaminde | we Metrelik cadde üzerinde bulunan Yangın yerlerine bakan evler, bütün Ml..'_:* yangın yerlerinde miünasebetsiz ._'u!:umıh izaç eden fahişelerin « a — mütecasirdirler. Bu ev sa- lei, allelerin b.knduğu bu semite üra ve kazlmca kargı — terbiye ndan çok çirkin bir manzara tden bu hale bir nihayet veri- Tica ediyorlar. Bu Yolu Niçin Yap- tırmadılar Acaba? ._':—:— senenin hariranında sokak- .,N'"" Tüyri kabili mürur hale gel- Şehremanetine mazbata ile bildir- ik. Emanet Yeniköy belçdiyesine | ’,':_'—ıuı.ı derkal yaptırılması için emir Y ulşti. Aradan bir sene geçtiği halde üY belediyesi bu yolu yaptırma: :'.Z- Eababı nedir? Ait olan makamın | dikkatini celbederiz Efendim. Arnavutköy Sekbanlar sokak 'alki Bir Tashih _î:-tınıııı 7-9-930 tarihli nüshasında he Boktamı; feşka Besini Yiç.) bir şikâyet umvanlı fıkra mak- _.__lnı,. vekületine gönderilmiş ve Sevapta “Malülen tekallde sev- memurinin kanunun hangi mucibince tekalide sevkedile- veğ derecel — malüliyetlerini müteşekkil heyeti sıhhiye " Mumalleyh İrfan Beyin de tarihinde memurisi mülkiye fanunu mücibince malülen teka- Na tdlerek avamelesi İkmal ve & alâkasının katedildiği, bildi. Dhoştur. Karilerimize bir fikir Matbuat Umum müdürü E, Ekrem | %nımuı .: 165 Bu Haftanın Başlıca, Filimleri Biliyor Nelerden Musunuz?. Bu hafta İstanbul sinemala- rında göze çarpan birkaç filim gördük. Mevzu ve dekorları | vermek için bunlardan bah- | setmeyi faydalı bulduk. Elham- ra sineması “ Paris kıralı ,, is- minde bir kurdele gösteriyor. _b_Bub.filim, birçok benzerleri i bir macera ve sergüzeşt ş:ımınıdıı ve ekseri romm mevzular gibi ahlâkın ahlâk- sızlığa galebesile nihayet bulu- yor. Vak'anın başlıca kahramnı *İvan Petroviç,, tir.Pedro Alvarez ismi altında — Marsilya bar- larında dansördür. Yaman da bir kumarbazdır. “ Raskol ,, atlı bir kadınla tanışmıştır. Bu kadın çok kurnazdır. Erkek hoşuna gidiyor ve bir zayıf ta- mea daa TS! “ Paris Kıralı,, filminde ile karşı rafını bulup onu kendisine | bağlamak istiyor. Çünkü(Pedro) kumarda hile yapmaktadır. ( Raskol ) , bu hileyi meydana çıkarınca ( Pedro ) yu avcuna alıyor. Sonra, daha fazla kazanmak için Paris yolunu tutuyorlar. (Pedro) zerafetile Paris'te büyük bir şöhret kazanmıştır. Kendisine ( Paris Kıralı ) denil- miye başlanıyor. Bu sırada da Düşes Dö Marsinyak (Ped- roya ) âşık oluyor. Raskol, bu aşkı istismar etmek niyetindedir. Fakat fik- rini Pedroya kabul ettireme- yidce intihar ediyor. Erkek te sevgilisine ve dürüst bir hayata kavuşuyor. PEYAMİ SAFA SON POSTA'nın Edebi Romanı ”ATİH -HARBİYE 4a bu mahallelere n iman, akşamın bu saat- * €vde bulunmiya artık etmez — olmuştu. dikkat bile etmediği Yeylere bugün ehem- Mip , Tiyordu. uzandı. — Odaya cen getiren bu kafes- .ı"h :âhkl"înde. karanlık- gide lapalaşmasına “*tilı'::id"î Dört köşe delikler ';ık ve VA sertliklerini kaybet- eyirmileştiler. ”*ılq_, kıı—:::ıı.” Beyaz Helvacıların — geçtiği saat. Herşey susar ve yalnız onla- larm sesleri duyulur. Sakız gibi incele incele nzanan ve ta uzaklara, sokak diplerine bulaşan ezik, yapışkan sesler. Günün ışığile beraber çeki- lirler, gidereler. Ovakit herşey kararır, şö- ner, her canlı şey siner. Ellerinde — çıkınlarile, — geç kalmış bir iki — mahallelinin sıklaşan adımları, bitişik evin kapısı, geceyi bir felâket sa- nanların ellerile hızlı — hızlı vu- rulur, şiddetle açılıp — kapa- nır. Mutfaklardan gelen ince G“SON Bahsediyor, “Lütfen bir tango,, İvan Petroviç, Raskol karsıya Bekâret Koncasından: Kazadan sonra bir dağıttığı hafif bir marsık ve yağ kokusu. Fatih minarele- rinde ezan. Neriman gözlerini kapadı. Başını koyduğu yastıkta ha- fif bir lavanta çiçeği koku- su. Çocukken © bu kokuyu severdi; annesi boğçaları aç- tığı vakit, temiz çamaşırlar- dan yükselen bu kokuyu her yerde, entarisinde ve yastık- larda arardı, bulamadığı vakit rahatsız olurdu. Şimdi dan da hoşlanmıyor. Arka sokaklarda helvacı- ların sesleri hâlâ uzamp gidi- bun- yördü; menhuüs, meş'um sesler. Hastalığa, ölüme ve bunlâardan daha korkunç, yüzleri karan- hkta kalan ve hüviyetleri meçhul bir takım falâketlere ait korkular uyandırıyorlardı. POSTA Şilminden dbir sahne “ Melek ,, sinemasının gös- “Lütfen bir tango , ezidir. Başlıca aktör Ferst ) — tir. ( Medi | ) genç kızdır, Baba- sin hiç görmemiştir. Bir pan- siyonda hayata hazırlanmak- | Utadır. Onun en çok zevk | Paldığı ( Maksim Vrilan ) is- mindeki tenorun plâklarıdır. | Gıyaben bü - artiste — âşık olmuştır. Bir gün Maksimin vereceği | bir konseri işitince derhal | orüya köşuyor. Fakat Maksim | rahatsızlanmıştır, konseri diğer bir artist, “Jimmi, verecektir. Bu yanlışlıktan pek canı sıkılan (Medi), nihayet babasına müracaat ediyor. | Tesadüfe bakınız ki (Mak- | sim), Medinin babasıdır. Ve bu garip yanlışlık, nihayet Me- dinin Jimmi ile evlenmesi gibi tabil bir intiha doğuruyor. Bekâret koncası filmini gösteriyor. Kahramam *“Billi Dov,, dur. Mevzu da ka- rışık bir aşk sergüzeştidir. Mişel isminde bir genç, seviştiği bir kadınla bir deniz tenezzühü yaparken bir tay- yare ile müsademe ederler. Bu tayyare, Jan isminde bir ma - aittir. Arada, ihtiyarsız bir incizap basıl olur. Fakat Mişelin sev- olan (Viyola) da derin ir kıskançlık doğurur. Vak'a muhtelif sarsıntılar içinde de- vam edip giderken Mişel ile lanın bir emri vaküi ile hallü tasledilir, Viyola da cli boş evine dönmiye mecbur olur. Kim Öldürdü? “Klot Farer ,, in “Kim öldür- Villi ziyade | dumanın bütün sokağa | Neriman bu seslerde annesinin ölümünü, babasının ihtiyarlı- ğını, mubitinin sefaletini batır- latan, bütün hayatında gördü- ğü ve duyduğu —matemlerin bepsini, — istikbalin sakladığı ellemlerle hepsini sezdiren de- rin, gayet derin ve ruhun en muhkem, en müchhez taraf- larına bile bir anda giren keskin, bayıltıcı bir keder duyuyordu ve bu sesler bitip tükenmiyordu, biri uzaklaşıp kayboldukça, köşe — başında yükselen bir yenisi, ötekini takip ediyordu ve ağır, hazin bir ses kervamı halinde, arkası kesilmeden, sıra sıra geçiyor- lardı. Neriman, evin kapısını bir anahtar sokulduğunu duydu ve babasınım geldiğini anlıya- rak yerinden fırladı. Birdenbire- cenlenmağtı. Be- 'Bu | ettiği müddetçe devam eder, | Evlenmede His Ve Mantığın Yeri... günün Hayatında (Küfüv)denNe Anlarız? Servet Mi, Tahsil Mi? | Bir gençten aldığım mek- tupta bir genç kızla sevişti- ğini, fakat kızım tahsili kendi tahsilinin seviyesinde olmadı- | ğını, hislerine tâbi olarak ev- | lenip veya evlenmemesi lâzım geldiğini soruyor. Bugün evlenmek — mesele- sinde herşeyden evvel aranı- lan ne aile küfvü, —ne servet küfvüdür. İki gencin evlen- mesi mevzubahis oldu mu en | evvel hatıra gelmesi lâzım o- lan şey onların tahsil nokta- sında birbirlerinin küfvü olma- lardır. Bir genç kızla bir er- kek ne kadar sevişirse se- vişsin eğer aralarında kültür küfvü yoksa sevişme kuvve- tini kaybettiği zaman artık © iki gencin arasında müşte- rek hiç birşey kalmaz. Yuva- ları muhtelif temel taşlarının üzerine kurulmuş çürük bir bina olur, Sevişme zaten — muvakkat birşeydir. Onun ilelebet de- vamını düşünmek boş birşey- dir. Eğer bu sevişme kuvvetli bir arkadaşlık, hakiki bir an- laşma ile tamamlanmazsa aile | de ancak bu sevgisinin devam | ondan sonra kadın belki de çocuğile bir tarafa, erkek bir | tarafa gider. Sevişme bittik- ten sonra aileyi bağlıyan arkadaşlık, kültür seviyyesine ve anlaşmaya bağlı bir arka- daşlıktır. Evlendikten — sonra | kendi kültür seviyesini yük- seltmiye — uğraşacak, o zah- mete katlanacak '() kadınlar pek azdır. Zira kadınların ek- serisi bütün bu gayretleri ancak evleninciye kadar gös- terir, evlenince bu makine durur. Bu makineyi durdurmamak için kadının muayyen bir kül- Son zamanda pek ziyade | revaç bulan iki türlü baş dü- zeltme şekli tür seviyesine malik olması |âzımdır. Sonra bugün aile yükü yalnız bir kişinin çalışmasi ile ortadan kalkacak bir hal- de değildir. Eğer kadın bu yükü biraz hafifletmiye uğ- raşmazsa, — kocasına — yardım ölmezse nafi bir arkadaş ola- maz. Gene bunun için de ka- dının bu zihniyeti kabul ede- bilecek bir seviyede olması lâzımdır. Binaenaleyh — genç erkeklerin de genç kızlar gibi | evlenirken hislerine kapılma- maları İâzımdır. Hanımteyze mizde filme almmasına başlan- | mıştır. Bu filmi yapan “Terra,, isminde bir alman şirketidir. M. “Kort Korant,, da opera- törlüğünü deruhte etmiştir. İlk kısım Dolmabahçe sarayında kurdeleye çekilmektedir. Başlıca rolü (Konrat Vayt) yapacaktır. Bugünlerde İstan- elmesi bekleniyor. loya ait arzularını yaptırabil- mek için, babasını o akşam- dan itibaren kazanması lâ- zımdı. Kapıya kadar koştu. Baba- sı lâstiklerini çıkarıyor, gül- teri elinden paketleri alıyordu. Neriman biraz geride durdu. Cülümsiyordu. — Babasına ya- ranmak - için bir fırsat aradı. Gülterin elinden paketleri aldı ve ona İâmbayı yakmasını emretti. Babasile beraber yemek odasına girdiler, Neriman he- men ona doğru bir sandalys itti: — Oturunuz, Bey dedi. Faiz bey oturdu ve Gülter lâmbayı getirdi Neriman pâketleri açıyor v> neş'eli bir sesle: — O Burada kızartılacak ! babal! -— TAKVİM — Gün 314 -Teşrinisani -9306lmr 183 Arabi e Rumi 12- Cemelahar-1349 22-Teşrinlevvel-1346 Vakıt-Exani- Vasati Akşam| V— |17 $ Yataı 133 | 1887 İmsak |1L4S| 453 Vakit-Ezant-Vasatı Güneşi 1 30 | 6.4 Öğle | 654 | 11.58 İindi | s4ı |a bir şey var... Ne iyi ettinizde bundan alklız ! diyordu: Sonra Gültere döndü: — Ben de mutfağa gireyim, bunu — beraber — kızarlırız.. Sana yarlım ederim, Giülter, dedi. Aylar var ki Neriman mut- fağa girmek şöyle dusun et- rafında bile dolaş.camış'ı. Bu farkın babasıma yapacağı tesir- den istifade etmek istiyordu. Gülter sordu: — Nasıl oldu bu küçük ha- mım? İçinizden mi geldi? Neriman, babasına, ahlâkın- da bir değişiklik olduğu zan- nt vermek için: — İçimden gelmedi, bın- dan sonra öcni mutfakta yal- vi rakimyacağım! dedi, Faiz Bey sesini çıkarmıyor- du. Bu mümkün olduğu kadar sepitek bir adamdı. ( Arkan var|