29 Teşrinievvel Hergün ç S poru Kurtarmak Lâzım M. ZEKERİYA Almanya, — dünyada spora €& ziyade ehemmiyet veren Memlekettir. Orduda, mektep- içinde ve halk arasında Tuazzam spor teşkilâtı vardır. Bu teşkilâtın kadınlara, mek- teplilere, gençlere, bulâsa mil- letin her tabakasına mahsus ı—uılırı mevcuttur. Bu sayede “manya dahilinde spor leş- — ŞAdtına dahil olanların mik- . yirmi milyon kişi, yani — Aifusun dörtte biridir. İtalyada F:m bükümeti, İl&mn memleketi daimi suret- Seferber halinde bulundur- ihtiyacile, yedi yaşından n bütün milleti spor k'lr. a dahil — olmiıya mec- etmektedir. Hele faşist Borcularına silâh bile - verilir. k'3|-lı' sivil ordular halinde _;_hum teşkilâta maliktirler. ı:lhümîn en büyük istinat- bu spor teşkilâtıdır. &lldı'lvhnııd.ı dünyanın en 4 :?“kıhdyumunu yapıyorlar, Stadyum eski Roma koli- muna — benziyen — birşey ü ve -her sene burada, teşkilâtının mü- Messill e:iw uııu:îhunumıyiıler Ve müsabakalar yapacaklardır. * s“ydR fanin en ziyade Lt_lmiyel ı:ıyrdiği uylneıy;în de spordur. Yeni nesli tdc ve sıhhatli yapmak - için muntazam ve mu- Atzam spor teşkilâtı vücuda Retirmiştir. Bötün gençler bu a merbuttur. Muntazam İdmanlar, —müsabakalar — ter- p ederler. Sovyet Rusyanın teşkilâtı, — Almanyadan 'a dünyanın en mükem- teşkilâtıdır. * (sştkodovıkyıdı her sene b kol ) — denilen teşkilâtın Fagda yaptığı büyük resmi O Çdi görenler bilirler ki, bu | Ü;ı!kelkı izciler mühim bir €t teşkil ederler. Hatta koslovakyanın - Sokol teş- birçok — memleketler nümme — olmuştur. Biz * bu teşkilâtı nümune itti- tderek mekteplerde teş- %;ıi:'udı getirmiye ça- Te ı’“l bütün *dnııyım.n spor Miy, na verdiği bu ehem- ete rağmen, bilde spor ve İzci sp lqd.d'î!h'üh ağlanacak — bir h ı%' mız © kadar ihmal —*iıı, ir ki, onları ellerinden z hlıxıııy.:nocleıı kimse yok- .,; itta İstanbulda bir kon- N l:ıı'le muvaffak ola- Ar, üzden lüzumsuz Yetiştirmek - istiyorsak, '—%bq bırakmamak, t"Hu, tutarak muntazam Nd._ Vücuda getirmek lâ- M Venizelosun Beyanatı... ..:'_——-ı-H diğer tel- ümıu. yedinci | ın Resimli Maka ] Son Postan lesi — » Yaşamak Neye Derler? x Iİ Üa e '(A- içmekten ibaret değildir. Samsunda At Yarışları Samsun — İcra edilen at yarışları havanın müsait olma- sından bilistifade Samsun (hal- SON e gn 1 — Zaro ağa (150 hakikatte ( 150 ) sene yaşıyan yöktı farkı ar. İzmir Felâketzedeleri Arasında , L Misli Görülmemiş POSTA . Fakat Ranl! ıı1==bı*ıdu. kının eğlencesini teşkil etmiştir. Dehşetıi Eir Manzarall Annelerile Birlikte Çocuk Cesetleri Görülmektedir (Baş tarafı 1 inci sayfada) | Ecnebiler Yardım Ediyor Yarış heyeti umumiye iti- barile bir parça cansız cereyan etmiştir. Yalnız İstanbuldan gelen ve sahibi bir Macar olan İngiliz hayvanı yedi atın iştirak — ettiği 1500 metre sürat yarışında birinci geldi. Şöyle ki yarışa başladıkları zaman (|5 metre geriden ha- reket eden bu at /yüz metre farkla birinciliği almıştır. Di- ğer yarışlara iştirak etmedi. Cuma günü (tekrar — icra edilecek yarış için İzmir ve An- karadan — hatta Erzurum- dan çok kıymetli hayvanların geleceği söyleniyor. Hâmit Otellerîongresî Bizimkiler de Çağrıldı Ama Gidemiyorlar Merkezi Pariste bulunan (Cihan otelciler ittihadı) ce- miyeti İstanbul otelciler cemi- yetine müracaat ederek 15 teşrinisanide Atinada toplana- cak olan beynelmilel atel- ciler kongresine iki mümessil aza gönderilmesini rica etmiş- lerdir. Fakat cemiyet, umum Tür- kiye otelcilerini değil, yalmız İstanbuldakileri temsil etmek- tedir. Binaenaleyh ( Türkiye otelciler birliği ) namında bir cemiyet yapmak için nizam- namelerinde tadilât yapmışlar- dır ve bütün vilâyetlere mü- racaat ederek bu cemiyete girmelerini bildirmişlerdir. Bütün bu işler on beş gün içinde bitemiyeceği için bu seneki kongreye tabiatile işti- rak edemiyecekler ve itizar edeceklerdir. Türk Çorapları Milli iktısat ve Tasarruf cemiyeti gerek Ticaret Oda- sına ve gerek Milli Sanayi bir- liğine Türk çoraplarının çürük olduğu hakkında birçok şikâ- yetler aldığını bildirmiş, bu nokta üzerine her iki milesse- senin dikkatini celbetmiştir. Milli Sanayi birliği çorap fabrikacılarını çorap imalinde iyi malzeme kullanmıya mec- bur tutmuştur. Hakkı Şinasi Paşa Hakkı Şinasi paşa, Halk fırkası müfettişliğinden ayrıl- mış, Ankaraya gitmiştir. TESUMARSLI Otomobil ile bu mıntakanın etrafında dolaşırken yolumuza iki küçük çocuk cesedi çıktı, karakola haber verdik, Kemer mıntakasına döndük, burasının hali de faciadir. — Zayiat ne kadardır, de- dim. Sedyelere konulmuş, bir sı- raya dizilmiş on iki ceset gös- denildi. Bu sırada Vezirköprü: sünden de (38) ceset getirilk: | mekte olduğu haber verildi. (Burnova) Bir Harabedir (Burnova ) nın her yerden fazla zarar gördüğü , söyleni- yordu, gidip baktım. Söylenende mübalâğa yoktu. İzmirin bu şirin köyünde bir tek ev kalmamıştı. Yalnız sağlam, ecnebilere ait binalr yerlerinde duruyor ve bu bina sahiplerinin felâket ge- çirenlere yardım ettikleri gö- rülüyordu. Hilâliahmerimiz İş Başında... ” İsmi söylendiği zaman her “Türkün taziz ettiği (Hilâliah- mer) yardıma koşan ilk mü- Çessese oldu. Derhal (100) ça- dır. çıkardı. (1060) - çuval on dağıttı ve yardıma devam ede- ceğini bildirdi. Vımdat Heyeti Teşek- t kül Etti iraz sonra da bir imdat heyeti teşekkül etti. Gece | gündüz çalışmıya başladi. |Belediye Ekmek Dağıttı Beldiye fırınlarda bulunan ekmekleri — topladı, — muhtaç olanlara — dağıtmıya başladı, fakat mevcudu tükendi. Bu İster İnan, İster - İnanma! Dün arkadaşlardan biri bize Abdülhamidi met- hetti. Hayret hayretimizi görünce ilâve etti: — Ben de evvelâ sizin gibi Abdülhamidi zalim, müstebit, cahil ve mem- leketi fena idare etmiş bir padişah sanırdım. Fa- kat bir müddettenberi (Mil- liyet)te — çıkan — tafrikayı okuyorum. Doğrusu - fik- rimi değiştirdim. Meğer ne mükemmel padişah imiş o... Bu söz nazarı dikka- timizi celbetti. Abdülha- midin hayatı hakkında neşredilen yazıları tetkik ettik. Filhakika bu yazır larda daha ziyade Abdül: hamidin lehinde bir hava ettik. O, | bulunduğunu sezdik. Bu hatıratı yazan Ab- dülhamidin adamlarından Tahsin paşadır. Ondan Abdülhamidi zemmetmesi beklenebilir. mi? — Onun görüşü buna müsait ola- bilir mi? Bu hatıratı neşreden de (Milliyet) gazetesidir. O Milliyet gazetesi ki baş- kalarını padişah taraftarı, Xİlıılil'e taraftarı olmakla itham eder. O — halde cümhuriyetin müdafii ol- mak lâzımgelen bir gaze- tede Padişahı metheden bir tefrikaya yer — var mıdır? Yoktur ama, işte bizim (Milliyet) gazetesi o dere- ce cümhuriyetperverdir. İster İnan, İster Inanma! yaşıyabilmektir. Asıl yaşamak buna derler. Sözün Kısası İstanbula Bir Kuş Bakışı .. Bugün biraz — havaiyattan bahsedeceğim, ama tam ma- nasile — havaiyattan: Çünkü, geçen cuma günü, Son Posta | erkânından üç kişile beraber, ondra Deniz Konferansı Londra, 27 (A. A.) — Amerika ve Japon sefirleri, | Londra bahri konferansına ait musaddak muahede suretlerini | İngiliz Hariciye — nazaretine tevdi etmişlerdir. Üç Komisyon Geliyor Müsakkafatın yazılması için Ankaradan üç komisyon gel- mektedir. Türk O cağında Balo Türk ocağı, Cümhuriyet bay- ramı münasebetile yarın akşam bir balo verecektir. dakika da —ekmek — buhranı vardır. Dispanser Açıldı.. Vilâyetin emri ile bir dis- panser açıldı, Jandarma, mek- tebinin misafirane yapılmasına müsaade etti, buraya 400 kişi dolduruldu. Aferin Amerikalılara Amerika Salibiahmeri felâ- ketzedelere yardım etmek — is- tediğini hükümete bildirdi. İlk yardım olarak ( 25 ) bin lira verecektir. 600 Kişi Çıplaktır Bu dakikada (600) vatanda- şın üzerinde bir tek dondan başka birşey yoktur. Köprüler Yıkıldı İzmir, 28 ( H.M. ) — Seferi- hisar su altındadır. 21 köprü yıkılmıştır. ADNAN ( Arkadaşımızın ilk telgrafları 7 inci sayfa- mızdadır.| Yankesicilikler.. Son 24 Saat Zarfında Dört Vak'a Olmuştur.. 1 — Elektrik — müteahhidi Karnik efendinin, trkmvayda, (17) hirası çarpılmıştır. 2 — Şarköylü Yusuf Efen- dinin Sirkecide para cüzdanını çarpmak istiyen sabıkalı Davit yakalanmıştır. 3 — Beyoğlunda Celâ! Ef. hanında oturan asansurcudan şüphe edilmektedir. 4 — Valdeçeşmede, Çukur çeşme sokağında 19 numarada oturan Yusuf oğlu Şaban Efendinin evinde bir takım elbise ve iki yorğan çalır mıştır. Yeşilköyde “Cidna,, şirketinin tayyaresine bindik ve İstanbul havalarında yükseldik. Doğrusu, bu çok nefis bir şey. Evvelâ şunu temin ede- yim ki, tayyareyle havada git- mek, — İstanbul sokaklarında yayan yürümekten çak daha az tehlikeli. Ne bir şoförün kafayı çekmiş olması yüzünden sizi çiğnemesi, ne bir tramva- yın vaktinde fren yapmaması yüzünden sizi yedi sekiz inti- zamsız. ve — kırmızı parçaya ayırması ihtimali var! İstanbul sokaklarında yut- tuğumuz — mikroplu — tozlardan orada zerresi yok. Gayet sakin bir gölde, yelkenli bir gemide imişiniz gibi, bafif salıntılarla yükseliyor, — gidiyor, gidiyor- sunuz. Garpta tayyareye binmek, bizim adalarda eşeğe binmek kadar basit birşey olmuştur; binaenaleyh ben buna daha fazla ehemmiyet vermeyi lü- zumsuz buluyorum. Fakat tay- yarede iken birşeye dikkat ettim: İstanbul şehri, yüksekler- de tertemiz görünüyor: O kaldı- rımları bozuk, molozlar ve türlü pisliklerle dolu, çarpık çurpuk yollar, cetvel tahtasile çizil- miş, dümdüz ve keskin hen- desi çizgiler gibi. Yalnız dam- ları görünen o eski tahta ev- ler, birer küçük İsviçre köş- künü andırıyorlar. İstanbulun ayakyolu denmiye Jlâyık, o biçimsiz. ve bakımsız haliç, hergün temizlenmiş berrak bir su gibi görünüyor. Velhasıl tepeden ve uzaktan İstanbulu görenler, medeni bir şehrin bütün intizamını ve temizliğini takdirle seyrederler. Belki de, bizim bütün vali- lerimiz ve — şehreminlerimiz, İstanbul üzerindeki teftiş seya- hatlerini tayyare ile yapıyorlar ve şehrin beledi sefaletini bu- nun için göremiyorlar. Fakat, gene bunun için gökten yere doğru âni bir sür'atle iniyor ve gözlerimizden de düşüyor- lar. Her yüksekten bakışın cezası da bu sukuttan başka birşey değildir. İşte size par- lak bir vecize. Çakmakçılarda Bir Kavga Çakmakçılar yokuşunda M. Servet efendinin kundura ma- ğgazasında — calışan Mehmet ve Firan -Sünbüllü han oda- başısı Kerim ve — kardeşi Süleyman bir alacak mesele- sinden kavga etmişler, Süleyman baston ile Firamı başından ve Mehmet te anah- tar ile Kerimi başından yara- lamışlardır. Dostuz, Mütte- fik Değil.. Yunan'lı — misafirlerimizin Ankara — seyahatlerine — ait telgraflarımız dördüncü say- famızdadır.