ON ALTINCI ASIRDA TÜRK DENİZCİLİĞİ BARBAROS Dâhi Türk Amirâli öldükten sonra da suların sesini dinlemek için “Beni, denizin sesini duyacağım bir yere gömünüz,, demiştir. | Yazan: CEMÂLEDDİN SERVER Yıllarea avucu içinde tutduğu Akdenizi Türk denizi yapan, garbin meşhüramirallerini tirtir titreterek sayısız zaferler ve nihayetsiz hazi- nelerle dönen Barbaros'un vârisle- rine bıraktığı gervet, altmış bin altınla iki bin nefer ve köleden ibaretti. Bunu da tamamen tesa- hüb etmemiş, sekiz yüz kölenin Pa- dişah'a, iki yüz kölenin Sadrâzam'a verilmesini vasiyet etmişti. O iste- seydi Afrika'nın şimâlinde Tunus- dan, Hattâ Trablusgarb'dan Fasa kadar uzanan müstakil bir Türk devletinin bânisi olur, “Hâkimül - berreyn-i- velbahrey, bir hüküm- dar olarak saltanat sürerdi. Böyle yapmayıp “Kapdan derya,lığı muh. teşem bir «Emir» olmağa tercih etti ve Akdeniz sularında kurduğu seyyar saltanatın ebedi hazzı ve manevi sürüru içinde gizlenmek büyüklüğünü gösterdi. <Barbaros> un şemâili «Donanma Cemiyeti» nin 1919 yılına aid haftalık «Donanma mec- muası> nda, üstad Ali Rıza Seyfi'nin 1914'de neşretdiği «Barbaros Hay- ruddin» isimli kitabında ve Kap- Süleyman Nufki Bey'in <Târih-ı- mu- harebât-ı- bahriyye'sinde gösterilen resimler; Kâtib Çelebi'nin «Tuhfe: tül - kibâr» nâmındaki muhtasar Bahriye tarihçesinden sonra 1890 da Muallim Mehmed Şükrü Bey ta- rafından yazılan en kıymetli bir IV me'haz ve üç cildlik mufassal bir tarih olan <Esfâr-i- bahriyye-i- Ös- möniyye» nin kabında (1| ressam Halil Bey tarafından yapılan tab- loya *Meşâhir-i bahriye» ye aid eski bir Fransızca kitaba, Venedik mü- zesiude (mahfuz diğer bir lev- haya ve <lopkapu saray» nin «Hazine-i- Ohümöyün» O kısmında- ki portreye nazaran Barbaros'umuz, yağız çehreli, sık sakallı, kalın ada- leli bir vücude malikdir. Zekânın şiddetine delâlet eden ve ekseriya dâhilerde görülen şahinvari bir bu- rumu, çatık gür kaşları, heybetli bakışları vardır. Başına tac etdiği ammâmemsei serpuş, devrinin kıyafet icabların- dan ziyade fıtratındaki ezeli celâ- dete tevufuk etmesi bakımından ayrı bir mehabet vermektedir. İn- san bir kere o kahraman nazarlara bakınca Barbaros'nn karşısında ol- duğunu bütün azametiyle hissedi- yor. Müstesna yaradılışının hususi- yetleri hakkında Venedik müver- rihlerinden Sandoval şunları &öy- lüyor: <İnce zekâlı, zârif, alaycı, şakacı, İâtifeyi severdi. Hiddetlendiği zaman- larda lissanı azâmetli ve pervasız bir edâ alyordu. Cesür ve tedbirli olub muharabe hazırlığında dür endiş, hücum da ise seri ve âmansüzidi..» (4) Bayazid umumi kütübhanesi: 4989 — Res4i Barbarosoğlu'na — İrtihâli 'Pürk bahriyesi tarihine altun aevri yaşatan mübarek kahraman, kendi nâmını Akdenizin ismi gibi ebedileştirdikden sonra dokuz yüz elli üç Cümödel - ulâ'sının altıncı günü - 4 Temmuz 1546 - İstanbul- da vefat etdi ve bu esnada seksen yaşından fazla idi. Suların sesine ezelden meftün olan dahj Amiral, öldükden sonra da bü ninniyi din- leyebilmek için : *Oldüğüm zaman beni denizin sesini duyacağım bir yere gömünüz b» demişdi. «Begiktaş» da (2) vapur iskelesi yanında kendi nâmını taşıyan <Hayruddin sahili» nde Koca Mimâr Sinan'ın yapmış olduğu türbede medfundur. Bu türbe, eskiden deniz kıyısında idi. Akdenizde Türklerin ve Kanünl devrinin yüzünü ağartan bu deniz kahramanının mübarek huzurunu dalgalar her an ziyaret eylemekde ve ma'nevi tuhfelerile ruhaniyeti- (9) |Gemi palamalarının bağlandığı «Beş tapa, yahud Hazrevi İysi'nin ço- cukluğunda gusl olunduğu «Taş beşik»e, sonradan « Beşiktaş», gemilere mahsus «Seren» lerin, yani dört köşeli yelkenler açmak için direklere konulan uzun ve ka. Hn, umumiyyetle üstüvane şeklinde .. ağaçlarının yapıldığı yere: «Serence gemi mumların imal edildiği midi ede «Mumbane>» denilerek buraları «Barberos> zamanindaberi «Beşiktaş» ın birer meşhür semti olmuşdur. Türk topraklarında, Türk sularında, Türk göklerinde Türk bayrağı. 272 — Servetifünun — 72357