dilerinden başka kimsede yaşamak hakkını görmezler ! Burada sadetten biraz ayrıldık, fakat ne yaparsın; bataları yüzün- den ezilmiş olan Darlanların hâlâ böyle dil üzatır olmalarına taham- mül etmek doğrusu pek zor olu- yor! Jurnal Dö Jenevin evvelâ 7 Haziran tarihli makalesinden par- çalar nakleyliyoruz : Türkiye siyasetini bir İsviçre gazetesi nasıl tefsir ediyor? “Journal de Geneve, in «Avrupa ile orta şark arasında köprü, baş- lığı altında makaleden parçalar.. «Harp Balkanlarda bitti, Şimali Afrikada devam ediyor. Orada mih- verin Mısır'a karşı taarruzu ciddi olarak başlamıştır. İngilizler Tob- ruk ve Sollum'da çetin bir muka- vemet gösteriyorlar. Daha cenubu şarkide, Habeşistanda İtalyanlar, muhasematı uzatmak ve General Wavell'in Nil, Dicle ve Fırat kıyı- larında pek ziyada muhtaç olduğu kıtaları tutmak için âzami gayret gösteriyorlar. İhtilâf Irak'a da sira- yet etti. Alman bombardıman tay- yareleri oraya gitmiş bulunuyor. Fransız mandası altında Suriye top- rakları müşkül bir vaziyete düş- müştür. İngilizler ticaret gemisi zayiatına rağmen umumiyetle denizleri tutu- yorlar. Karada hâkim olan mihver, Avrupa'daki kıtalariyle şimali Afri- ka'da ve yakın Asyadaki harp es- nasında ise Türkiye'nin duyguları mütemadiyen arttı. Samimi bir dost olan eski düşman Yunanistan'a kar- şı mihverin taarruzu Ankara'da şid- detli bir infial uyandırdı. Bizim bil- diğimize göre, mihvere karşı tehev- vür ifadesinde Türk gazeteleri kadar şiddet gösteren ve İngiltere için de iyi temenniler ifadesinde gene Türk gazeteleri kadar ileri giden dünyade hiç bir gazete ol- mamıştır. Bununla beraber Türkiye, ne Yunanistan ne de Yugoslavya le- hinde müdahalede bulunmamıştır. Onun siyaseti, tamamiyle Sovyetler Birliğinin siyasetine tâbi olmakla beraber Stalin'in aldığı vaziyete kıs- men bağlıdır. Ne için? Coğrafi sebepler dolayısiyle : Eğer Türkiye Balkanlarda harbe girmiş olsaydı 38 — Servetifunun — 2338 Bir Amirale Bu sefer zorlu biraz kahbece Mar'oş seleri, Pek hevesliysen uzanmış sana Türk süngüleri. Haydi, köstekli adımlarla atıl imtihana, İşte karşında pamuk dalgalı bir yurd : Adana, İşte ilk merhaleniz eski Hataydır : Buyurun | İşte yıldız dolu sehilleri İskenderunun | İşte bir belde ki bir yıldırım olmuş tunçtan | Gör, nasıl karşılarız kal'e olup tâ uçtan! Sil elindeyse eğer milletinin gözyaşını, Sonra, biçare esir, susmak için iğ başını | Halit Fahri OZANSOY kendisini Rusya'nın Trabzon ve Er- zurum'a karşı muhtemel bir hareke- tine maruz bırakmış olurdu. Garpte çarpışırken şarkta arkadan vurulan Polonya'nın âkıbeti Türkler için hiç cazip bir şey olamaz. Vakıa Moskova, Romanya'daki Alman lehdarı ihtilâle karşı muhteriz davrandı, Bulgaristan'ın üçlü pakta iltihakını takbih etti ve Yugoslav- ya'daki isyan hareketini alkışladı. Fakat Bolşeviklerin efendisi duygu- lu değildir. Onun düşene alâkası yoktur. Sırpların askeri zaafından hayâl sukutuna uğrıyan Stalin, daha geçenlerde büyük itibar gösterdiği elçileri Gavriloviç'i Rusyadan çıkar- mak suretiyle Sırpları en acı bir tarzda reddetti. İsmet İnönü'nün vatandaşlarını düşündüren diğer bir sebep daha vardır : Balkanlardaki herbe varın- caya kadar, muharip ve vatanper- ver bir ırkın kahramanca müdafaa edeceği Anadolu dağlarını her hangi bir ecnebi ordusunun geçe- miyeceğine kani idiler. Fakat, Yu- goslavya'nın yıkılışından ve Yuna- nistan'ın fethinden sonra ne düşü- nülmelidir ? Polonya, Belçika, Hol- landa, Fransa, Yunanistan mağlüb oldukları halde Türkiye için çok kuvvetli Alman ordusuna karşı mu- zafferane bir mukavemet çok müş- küldür. Türk devlet adamlarının bugün dir : eğer kararlarını memleketlerinin daimi menfaatleri olarak telâkki ettikleri hususata istinat ettirirlerse, müfrit telâkki edecekleri her türlü Alman teklifine karşı koyacaklar ve istikbali korumak için milleti en büyük tehlikelere maruz bırakacak- lardır. Eğer günün vaziyetini âcil tehlikelerini mütalea ederlerse kırıl- mamak için eğileceklerdir. Daha geçenlerde Türk vekilleri B. Edenle görüşüyorlardı. bugün Von Papen'le müzakere ediyorlar. Zamanın müşkülâtına rağmen Türk- lerin elinde hâlâ çokgüzel bir koz vardır. Bu koz da Avrupa'yı orta- şarka bağlıyan köprü üzerinde sağ- lam kök salmış bir devletin nüfuzu- dur. Bu aşağıki parçalar dahi yine ayal gazetenin Suriye basamağı unvanlı 23 Mayıs tarihli makale- sinden alınmıştır: «Alman ordusu kısım kısım ta- kib etmek şartiyle Akdeniz hücum- larını yapmaktadır ve şimdi kurduğu cephenin yakın şarka taallök eden sol cenahına tekmil gayretini sar- fetmektedir. Almanların aradıkları, İskenderiyeye kendilerini yaklaştı- racak harp üsleri bulmaktır. İs- kenderiyeye yaklaşmak demek ayni zamanda Basra körfezine doğru ilerilemek demektir. Bu hareketler yapılırken Cebelüttarık boğazı etra- fındaki mıntakalar dahi harekete geçecektir. “Yakın şark mıntakasında hare- kâta devam etmek çok karışık bir — Devamı 47 inci Sayfada —