Gecede — Fragman — Yazan : George Mihail - Zamfirescu George - Mihail Zampinescu - Zoman- yanın tanınmış romancılarından biridir. Edebiyat sahasında: «Beyaz çatı» adlı nesirlerile belirmiş bundan sonra « Göz- leri yaşlı ev sahibi> nuwvelleri, «Cnmine- catura» Komedi, 1927 de dram mükd- fatı «< H. G. Floresowx» yu kazanan acı komedisi < Bayan Nastasya » yi neşrel miş, sonra İtalyanca yazdığı < Muasır Rumen tiyatrosu » etüdü ile bir kaç lisana çevrilmiş 1931-de Maarif Nezareti ede. biyat mükâfatını « Güllü Madonna» romamıyla kazanmışlır. Bütün bu eserleri onu büyük bir romancı gibi tanıtmıştır. Sonra <İdolul gi İon Anapoda> adlı komedi öle veenson ve en mühim «Bariera serisi 2 -şer cililik epik romanı onu beynel. milel çapta bir romanot yapmışlar. Bu seriyi teşkil eden romanlar: 1) «Sevgili meydan) (bugünki neşretliğimiz parça bundan alınmışlır ve 2) «Büyük mubârek kepazelik»? ©. M. Zamfirescu 1939-da Bükreşte Fildret hasta- neşinde ölmüştür. Z. Y, Sağdan kapıdan içeri girerken daha, tâ dibe kadar, evler ayniydi, fakir insanlar için, Solda iktisadi lokanta ve meyhânerin sâdece iki odası bir oda ve bir salon burada Pascu ailesi ikâmet etmekteydi ve kunduraçı İvanın atölyesi bulunan tahta ev vardı. Onun atölyesinden dibe kadar dağınık bir avlu bal- dıranlı meydan ile bizim evin ara- sında hudut idi. Bir iki tahtayı, yolum meydan ve istasyona daha yakın olşun diye, koparmıştım. 94 — Servetifünun — 2316 Evin sahibi Hagiu'yu tanıma- mıştım. Pabuç altına alınmış genç karılı bir moruk olduğunu duy- muştum, bu önun, Cotroceni'li gü- zel bir sabıkalı ile paralarını yi- yiyormuş. Ev sahibi beraber otur- muyordu. Grant'da büyük bir evin sahibi idi, Karısı pek lüks olan dört odada kırıtıyordu. İhtiyar gi- mento döşemeli ve pencerelerinde demir parmaklık bulunan bir oda- da yatıyordu. Ölmemekte inad eden bir süprüntü. ROMEN EDEBİYATINDAN : Bir Ses Ziya YAMAÇ Çeviren ; Sevgilisinin iki kanatlı kapısı- na kadar gürünerek giden Hegiu : — Salomio, diye yalvarıyordu, bırak kardeşim gireyim, ayakları- mn dibinde halı üzerinde yatayım. Cotroceni'li güzel Fane kapıyı açarak hiddetle ; — Hey, ihtiyar domuz, daha çok böyle kafa kazıyacak mısın sen? diye ona bir yumruk atı- yordu. O yuvarlanarak merdiven- lerden aşağı geliyordu. Ağzı burnu kan dolu Hagiu zorla kalkarak duvarlara diişmesin diye dayanarak sullanıyordu. Ka- dın Fane ile berâberken o bir si- mit gibi, ufak bir köpek gibi tit- reyerek kapunun önünde uyuyor- du. Bunları anlatırken kiracılar ev sahibine tıp Fane gibi «domuz» diyerek küfrediyorlardı. Salomia, genç, beyaz elli, ipek ayakkaplı bir bayandı. Her ay faytonla kira toplamıya geliyordu. Arkasında da bir esans kokusu bırakıyordu. Yanımızda yakın bir zamandap beri dul Madaline bir oda kirala mıştı. Şehirde çamaşır yıkıyor bir ayağı tahtadandı. Komşular ona Macar karışı diyorlardı. İşe şafakla berâber gidiyor ufacık bir kızca- gız olun renksiz saçlı yeşil gözlü kirli ipek fundalı Leonora için bir pakette yemek getirerek gece dö- büyordu. Kaldırımda tahta aya- gıyla yürüyen Madalina saat idi. Annem beni yatağa okşıyarak gö- türüyor ve «Uyn, hazinem, geç